Hamdolsun İçeride Öyle Dışarıda Böyle

Hamdolsun İçeride Öyle Dışarıda Böyle

İletigönderen Türk-Kan » Prş Kas 13, 2008 13:40

Hamdolsun İçeride Öyle Dışarıda Böyle

G-20 toplantısına katılacak olan RTE, “Seçilmiş Başkan” Barack Obama ve Başkan Bush’la görüşemiyor.

Sırtının okşanmasına alışmış bir kere. Herhalde üzüldü. Ama ne çare Barack Obama, vakti olmadığı veya Şikago’dan Washington’a gelemeyeceği bahanesiyle bizimkiyle görüşmüyor.

Bush’a gelince, saptadığı politikaları peşinde koşan RTE’ye, RTE’nin de iktidarını ayakta tutan etkenlerden biri olan Bush’a gereksinimi kalmadı.

Öyleyse geriye, G-20 Liderler Zirvesi’nde, ekonomik ve mali konularda müthiş birikimiyle Türkiye’yi temsil etmesi kalıyor.

G-20’ler toplantısında kriz sürecinde izlediği politikalarla ilgili öyle açıklamalar yapabilir ki, 19 devlet veya hükümet başkanının ağzı bir karış açık kalabilir...

RTE, zirve öncesi -ekonomi yazarlarımıza göre- bir araya gelen maliye bakanları toplantısında “IMF ile Dünya Bankası’nın küresel finansal sistemin yeniden kurulmasında işbirliğini sağlayan birimler olması ve de Avrupa’nın desteğiyle IMF’nin küresel istikrarı sağlamak için daha etkin biçimde çalışması konularında varılan görüş birliğini” Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e onaylattı.

G-20 maliye bakanları; “Yahu bu ne iştir? Başbakanları ‘IMF ümüğümüzü sıkar, küresel kriz filan dinlemem. IMF ile anlaşmaya razı değilim’ diyor. Bakanına, ‘IMF’nin küresel istikrarı sağlamakta etkin biçimde çalışması’ kararını imzalatıyor” diyen ağır eleştiriler vız gelir bizimkine!

***

Yabancı devlet adamları, maliye bakanları RTE’nin yerel seçim arifesinde basit çıkar politikalarına uygun önlemlere başvurduğunu bizler kadar elbette bilmezler.

Böyle basit kurnazlıklara akılları da fazla ermez.

Bizimki başka dünyanın adamıdır. Önce dünyayı saran finans krizinden hamdolsun Türkiye’nin etkilenmeyeceğini öne sürer.


G-20 toplantısına RTE’nin “bir şeyler götüreceğini ve toplantıdan neler alınacağını” bilmesinden veya bildiğinden söz ediliyor.

“Neler götürebilir G-20 toplantısına” sorusu abesle iştigal etmek gibi bir şey... Türkiye’nin izlediği gerçeklere karşı aldatma politikasını şöyle anlatabilir:

“Şimdi beni dinleyiniz ve söylediklerimden ders çıkarınız. ABD’de kriz baş gösterdiğinden beri sergilediğiniz telaşa bir anlam veremedim. Benim gibi hareket etmeniz gerekirdi.

Halklarınıza; ABD’de başlayan kriz bizi etkilemez. Evvel Allah banka sistemimiz taş gibi sağlam. Kriz ne gelir ne de kapıyı çalar. Bize dokunmadan teğet geçer, demeliydiniz.

Kriz eşiği aşıp önce iş çevrelerini dara sokmaya ve halkın ümüğünü sıkmaya başlayınca önce hafiften kıvırmaya, gerekli önlemleri gerektiği zaman alacağız demeye başlamalıydınız.

Zamları, dolar fırladı, yabancılardan aldığımız doğalgaz ve petrol fiyatı yükseldi diye yutturmaya çalışmalıydınız.

Başımıza ne geliyorsa gâvurdan geliyor diye mazeret üretip halkı zamlara karşı bir güzel uyutmalıydınız.

Kimilerinin halka yalan söylemek diye nitelediği gerçeğe aykırı söylemlerin etkisi kalmadığını görünce, bu kez krizin aşağıya çekildiğinden söz etmeliydiniz. Gizliden gizliye IMF ile politikaya girişmeliydiniz.

Böyle yapmadınız. Bankalara destek verdiniz. Mevduat garantilerini yükselterek halka tasarrufun devlet güvencesine alındığını gösterdiniz.

***

Biz ne yaptık. Halkımıza, krizi de IMF güvencesini de sizlerin aldığı ekonomik ve mali önlemleri reddeder gibi göründük.

Halkımızı kriz bunalımları ve zamla, yalanlarla uyutarak yaşamayı öğrettik.

Yalan açıklamaları halkın sindirmesine olanak sağlayacak açıklamalara giriştik.

Sizler kamuoyunun, medyanın sesine kulak verdiniz.

Hamdolsun bizim böyle bir sıkıntımız yok; kamuoyunun sesi, medyanın ve iş çevrelerinin sesi bizi ırgalamıyor.

Yalanlarla uyuttuk halkımızı ve buna karşın biliriz ki Müslüman halkımızın yüzde 47’si din uğruna, ufak tefek maddi çıkarlar uğruna (inşallahhh yerel seçimde yüzde 60’ı) bize oy verir.

Lakin burada, G-20’ler toplantısından çıkacak ekonomik mali önlemlere nasıl bakacağız?

Türkiye’deki cart curtlar Türkiye’de kalır. G-20’deki toplantıdaki dostlar; burada ne karar verirseniz, ne derseniz o olur. Başımız üstüne alınacak kararların. Boynumuz kıldan ince.

Biz içeride öyle, dışarıda böyleyiz!”




Cüneyt ARCAYÜREK, 13 Kasım 2008
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen sessiz sedasız » Prş Kas 13, 2008 14:04

sayın Arcayürek ne güzel yazmış.tayyip zaten eline tutuşturulan okuma metnini çıkıp ezbere okuyor aslında bunu yazıp tutuşturacaksın ki okusun, avrupa böyükleri siyaset görsün :D
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x