
G-20 toplantısına katılacak olan RTE, Seçilmiş Başkan Barack Obama ve Başkan Bushla görüşemiyor.
Sırtının okşanmasına alışmış bir kere. Herhalde üzüldü. Ama ne çare Barack Obama, vakti olmadığı veya Şikagodan Washingtona gelemeyeceği bahanesiyle bizimkiyle görüşmüyor.
Busha gelince, saptadığı politikaları peşinde koşan RTEye, RTEnin de iktidarını ayakta tutan etkenlerden biri olan Busha gereksinimi kalmadı.
Öyleyse geriye, G-20 Liderler Zirvesinde, ekonomik ve mali konularda müthiş birikimiyle Türkiyeyi temsil etmesi kalıyor.
G-20ler toplantısında kriz sürecinde izlediği politikalarla ilgili öyle açıklamalar yapabilir ki, 19 devlet veya hükümet başkanının ağzı bir karış açık kalabilir...
RTE, zirve öncesi -ekonomi yazarlarımıza göre- bir araya gelen maliye bakanları toplantısında IMF ile Dünya Bankasının küresel finansal sistemin yeniden kurulmasında işbirliğini sağlayan birimler olması ve de Avrupanın desteğiyle IMFnin küresel istikrarı sağlamak için daha etkin biçimde çalışması konularında varılan görüş birliğini Devlet Bakanı Mehmet Şimşeke onaylattı.
G-20 maliye bakanları; Yahu bu ne iştir? Başbakanları IMF ümüğümüzü sıkar, küresel kriz filan dinlemem. IMF ile anlaşmaya razı değilim diyor. Bakanına, IMFnin küresel istikrarı sağlamakta etkin biçimde çalışması kararını imzalatıyor diyen ağır eleştiriler vız gelir bizimkine!
***
Yabancı devlet adamları, maliye bakanları RTEnin yerel seçim arifesinde basit çıkar politikalarına uygun önlemlere başvurduğunu bizler kadar elbette bilmezler.
Böyle basit kurnazlıklara akılları da fazla ermez.
Bizimki başka dünyanın adamıdır. Önce dünyayı saran finans krizinden hamdolsun Türkiyenin etkilenmeyeceğini öne sürer.
G-20 toplantısına RTEnin bir şeyler götüreceğini ve toplantıdan neler alınacağını bilmesinden veya bildiğinden söz ediliyor.
Neler götürebilir G-20 toplantısına sorusu abesle iştigal etmek gibi bir şey... Türkiyenin izlediği gerçeklere karşı aldatma politikasını şöyle anlatabilir:
Şimdi beni dinleyiniz ve söylediklerimden ders çıkarınız. ABDde kriz baş gösterdiğinden beri sergilediğiniz telaşa bir anlam veremedim. Benim gibi hareket etmeniz gerekirdi.
Halklarınıza; ABDde başlayan kriz bizi etkilemez. Evvel Allah banka sistemimiz taş gibi sağlam. Kriz ne gelir ne de kapıyı çalar. Bize dokunmadan teğet geçer, demeliydiniz.
Kriz eşiği aşıp önce iş çevrelerini dara sokmaya ve halkın ümüğünü sıkmaya başlayınca önce hafiften kıvırmaya, gerekli önlemleri gerektiği zaman alacağız demeye başlamalıydınız.
Zamları, dolar fırladı, yabancılardan aldığımız doğalgaz ve petrol fiyatı yükseldi diye yutturmaya çalışmalıydınız.
Başımıza ne geliyorsa gâvurdan geliyor diye mazeret üretip halkı zamlara karşı bir güzel uyutmalıydınız.
Kimilerinin halka yalan söylemek diye nitelediği gerçeğe aykırı söylemlerin etkisi kalmadığını görünce, bu kez krizin aşağıya çekildiğinden söz etmeliydiniz. Gizliden gizliye IMF ile politikaya girişmeliydiniz.
Böyle yapmadınız. Bankalara destek verdiniz. Mevduat garantilerini yükselterek halka tasarrufun devlet güvencesine alındığını gösterdiniz.
***
Biz ne yaptık. Halkımıza, krizi de IMF güvencesini de sizlerin aldığı ekonomik ve mali önlemleri reddeder gibi göründük.
Halkımızı kriz bunalımları ve zamla, yalanlarla uyutarak yaşamayı öğrettik.
Yalan açıklamaları halkın sindirmesine olanak sağlayacak açıklamalara giriştik.
Sizler kamuoyunun, medyanın sesine kulak verdiniz.
Hamdolsun bizim böyle bir sıkıntımız yok; kamuoyunun sesi, medyanın ve iş çevrelerinin sesi bizi ırgalamıyor.
Yalanlarla uyuttuk halkımızı ve buna karşın biliriz ki Müslüman halkımızın yüzde 47si din uğruna, ufak tefek maddi çıkarlar uğruna (inşallahhh yerel seçimde yüzde 60ı) bize oy verir.
Lakin burada, G-20ler toplantısından çıkacak ekonomik mali önlemlere nasıl bakacağız?
Türkiyedeki cart curtlar Türkiyede kalır. G-20deki toplantıdaki dostlar; burada ne karar verirseniz, ne derseniz o olur. Başımız üstüne alınacak kararların. Boynumuz kıldan ince.
Biz içeride öyle, dışarıda böyleyiz!
Cüneyt ARCAYÜREK, 13 Kasım 2008