HARCANAN BAYRAMLAR!

Modaya uyulacak. Başka çare yok!

Bunu yıllardır deniyorlar. Eski bayram kutlamaları çok gerilerde kaldı. Şimdi, konser veren yeni türemiş şarkıcılar, uyduruk festivaller ne güne duruyor? Yine konserler düzenleyin, uyduruk festivallerinizi günlerce kutlayın. Kutlayın da başka bir zaman diliminde. Koca yılın günlerine kıran mı girdi? Başka gün kalmadı mı da tam bayramı içine alan bir zaman diliminde festival yapıyorsunuz? Hadi iki yıldır küreselcilerin yönettiği “pandemi tandemi” ayağına ulusal bayramlar kutlatılmadı, büyük kentlerde, camlardan balkonlardan hapiste gibi el sallattılar çocuklara, gençlere; tutsaklar gibi evlerden cam arkalarından sokağa bağırtarak, İstiklal Marşı okuttular, insanlar korkutularak tek merkezden kontrol altına alındılar… Yine ne oldu da bayram, bayram gibi kutlanamıyor?

Topu topu dört ulusal bayramımız var. Bu hafta, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, sonra, baharda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Mayıs’ta, 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı, yaz ortasında da 30 Ağustos Zafer Bayramı.

Bayramlarımız kurtuluş tarihimizdir. Cumhuriyet tarihidir. Ulusal bayramlarımız, sırasıyla, 1919’un 19 Mayıs’ında Kurtuluş Savaşı’nın başlatılmasıyla, bunun için Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla başlar. Kurtuluş Savaşı sırasında, 1920’de, savaşı yönetmek, işgale karşı çıkan, düşmanla savaşan bu yeni kurulan devlet için 23 Nisan’da Büyük Millet Meclisi’nin açılımıyla sürer. 30 Ağustos 1922’de Kurtuluş Savaşı sona ermiş, düşmanlar yenilmiş, vatandan kovulmuşlardır. Ordu’nun bayramı, Zafer bayramıdır bu büyük günün kutlamasının adı. Bir yıl sonra, 1923’te Cumhuriyet ilan edilir yeni Türk Devleti’nin kuruluşu tüm dünyaya duyurulur. İşte, “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı!”

99. yılı kutlanacak olan en büyük bayramımız Cumhuriyet Bayramı’ndan ne isteniyor?

Ne oldu da bu yıl bayram yine araya gidecek?

Herkes kendi yanını yöresini bilir. İşte Antalya’nın ilçesi Demre, benim bildiğim yöre. Üç yıldır kutladıkları festival yine kutlanacakmış. 27- 30 Ekim arasında. Geçen iki yıl kısıtlamalar vardı, bayramlar kutlatılmıyordu, bu yıl önünüzde hiçbir engel yok, niye kutlatmıyorsunuz bayramı, neden ulusal bir günü, Cumhuriyetin en büyük gününü yine harcatıyorsunuz?

Diyelim ki spor alanında(statta) bayram kutlandı. Bu, bu yılın 19 Mayıs’ındaki gibi mi olacak? Yalnızca bayrama katılan üç beş çocuğun aileleri mi gelecek törene? Göstermelik birkaç okulun seçilmiş öğrencileri mi alanda hazır bulunacak? Diğerleri ne yapacak? Genç kuşakların anılarında bayramlar nasıl yer edecek? Bir çocuk, bayramını yaşamazsa, geleceğini nasıl kuracak, kendine güvenecek, vatanını koruyacak?

İlçede “Luna park” hazırlanmış çocuklara. Üst üste üç gece de popçulara konser verdirilecek. Panayırla ulusal günü ayıramayacak çocuklarımız. 29 Ekim’de bayram günü çarpışan arabalara binilecek, eğlenilecek öyle mi? Dönme dolaplarla başı dönecek, atlıkarıncalarla dön baba dönelim hesabı yarışacak çocuklar. Akşamı da bir kadın şarkıcının, kendisi "Rock" müzikçiymiş, aşk şarkılarıyla coşacak… İki kişiyle kurulan sanal dünyaların varlığıyla, yozlaşmış hayatlarla avunacak… Bayramda konser verdirilecek şarkıcının (F. Turgut) en çok izlenen müzik gösterisini(klibini), üşenmedim aradım, buldum (İkimizden Biri), şarkıcı çift kişilik yatağında kıvranıyor, üstünde açık saçık bir yatak giyimi, iç giyimi, sevgilisi yatağın içinde, kolları dövmeli, suratı asık bu gencin çevresinde döneniyor, sızıldanıyor:

“Kâğıtlara bakarak öğrendim katlanmayı/ Ruhlarımız sessizce ağlarken uyumayı
Sar sar sar beni/Öpüşün daha dün gibi/İkimizden biri ölmeliydi” diye başlıyor bu saçma sapan sözlü şarkısına, “Sar sar sar beni” şarkının nakaratı. Onlarca kez “Öpüşün daha dün gibi.” “Yanıyor evim” sözü de öyle, ha bire yineleniyor.

Bayramlarımızı marşlarla, okulların, askerlerin geçit törenleriyle, bandoların bayram müzikleriyle, davul zurna ile kutlamaktan, aşk şarkılarıyla, yatak odası kıvranmalarıyla kutlatmaya kadar geldik…

Ulusal Bayram kutlaması demek, eğlence, çocuk sevindirmek demek değildir. Ulusal bayramlar bu anlamda kutlanamaz!

Bayram, o günün yıldönümünde o önemli günü anmaktır. O günün anlamını, önemini çocuklara, gençlere anlatmak, geçmişi anılarda diriltmek, kutlu geçmişini topluma hatırlatmaktır! Törenlerin dışındaki diğer anlatım yolları tiyatrolar, piyesler, Türk Halk –Türk Sanat-Türk Batı müziği konserleri, konferanslar, sergiler gibi türlü çeşittir…

Ulusal bayramlar kahramanlıklarımızla gurur duyduğumuz, bu nedenle sevindiğimiz günlerdir. Yoksa böyle günler, Batı’nın eğlence tarzlarıyla, onların Noel öncesindeki Luna Park eğlenceleriyle, çocukların doğum günü kutlamalarıyla, hasat sonu şenlikleriyle falan mı karıştırılıyor?

Gülünç olmayalım. Şehitlerimizin kanı üzerinde, atalarımızın canı pahasına kurduğumuz Cumhuriyeti, Cumhuriyet bayramı kutlar gibi kutlayalım. Bilinçle, bilerek, anlatarak, öğreterek... Halka duyurarak, halkı bir arada toplayarak…

29 Ekim’i festivale katmadan, 29 Ekim’i 29 Ekim gibi geçirerek…

O gün, bayram törenlerine çocuklarımızı katarak, fener alaylarında onlarla yürüyerek bayramı yaşayalım. Eskisi gibi, kahramanlık türküleriyle, marşlarımızla, Cumhuriyetin kazanımlarıyla, yüksek Türk kültürüyle kutlansın 29 Ekim!

En önemlisi böyle günler için çocuklarımıza şiirler ezberletmeli. Çocuklukta ezber öğrenilen şiirler ömür boyu bellekte kalıyor. Ezber önemli bir öğrenim aracıdır, eskiden beri kullanılır, hep de kullanılacak...

Günümüz kuşaklarına bunları tartıştırın:

“Cumhuriyetimiz hangi koşullarda, nasıl kuruldu?
Cumhuriyetin kazanımları nelerdir, bunlar şu an ne durumda?
29 Ekim 1923 tarihinin önemi unutturuluyor mu?
Cumhuriyet düşmanlığı güçleniyor mu? Neden?”

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, yüce Atatürk’ün “10. Yıl Nutku”nda dediği gibi: “En büyük bayramdır. Kutlu Olsun!” Bu sözler de Atatürk’ün dileğidir:

“Türk Milleti !
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene ! (29 Ekim 1933)
*
Cumhuriyetimizin değerini bilelim!

Bayramımız kutlu olsun!

Feza Tiryaki, 24 Ekim 2022

Yazıya ek:
Gazetelerdeki (21 Ekim 2022) haber duyuru(DHA):
(Kopyalanarak alındı.)
Demre Belediyesi tarafından düzenlenecek 3'üncü Demre-Kekova Festivali, 27 Ekim Perşembe günü başlayacak. Demre Bisiklet Turu'nun startıyla başlayacak festvilde saat 17.00'deki toplantıda Demre'nin ekonomisi görüşülecek. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP ve İYİ Partili milletvekilleri, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, belediye başkanları, il başkanları, ilçe başkanları, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri bir araya gelecek. Aynı gün saat 20.30'da Demre Belediyesi'nin son üç yılda gerçekleştirdiği yatırımların açılışı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, milletvekilleri tarafından yapılacak. Festivalin ilk gününde Noel Baba Meydanı'nda, Melek Mosso sahne alacak.
Festivalin ikinci gününde Noel Baba Meydanı'nda Yöresel Lezzetler Yarışması düzenlenecek. Bisiklet turunun 2. etabı düzenlenecek. Akşam da Noel Baba Meydanı'nda Özcan Deniz konser verecek. Festivalin üçüncü 29 Ekim'de Likya Yolu yürüyüşü ve bisiklet turunun üçüncü etabı gerçekleştirilecek, sörf yarışları yapılacak. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Cumhuriyet Bayramı'nın 99. yılı dolasıyla düzenlenecek fener alayı sonrası Fatma Turgut sahne alacak. 30 Ekim Pazar günü off road yarışları, Likya Yolu yürüyüşünün ikinci etabı, kano yarışları ve sahilde uçurtma şenliği düzenlenecek.
Etkinlikler hakkında bilgi veren Demre Belediye Başkanı Okan Kocakaya, "Genel başkanımız Meral Akşener, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, iş dünyası temsilcileri ve Demreli hemşerilerimizin katılımıyla festivalimizde şölen havası yaşanacak. 4 gün boyunca Demreli hemşerilerimiz, müzikle, sanatla, sportif etkinliklerle şölen yaşayacak. 3 yılda yaşama geçirdiğimiz, tesislerin açılışını yapacağız. En önemlisi Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Bayramı'nın 99'uncu yılını, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yaşına erişmesinin arifesini büyük bir çoşku ile kutluyoruz" diye konuştu.