
Anayasa Mahkemesi, türbana üniversitelerde izin veren kanunu iptal etti. Bunun gerekçeli kararı da geçenlerde açıklandı.
Bu karara Haşim Kılıç ile Sacit Adalı karşı çıktılar.
Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin başkanı.
Karşı oy yazısında, Bay Kılıç, Türkiye'deki irtica tehlikesi bulunmadığı anlamına gelen yorum yapıyor ve safını açıkça belli ediyor. Raporda yer alan şu ifade bunu gösteriyor: 'Bir türlü gelmeyen, ne zaman geleceği belli de olmayan ama devamlı taze tutularak hemen geleceği vehmedilen (varsayılan) mücerret (soyut) ve mevhum (hayali) bir tehlike uğruna müşahhas (somut) bir eğitim hakkının gaspına göz yumulmaktadır.'
Görüldüğü üzere Haşim Kılıç, başında bulunduğu Anayasa Mahkemesi'ni kendi istediği gibi karar çıkartmadığı için 'gaspçı' ilan ediyor.
DERDİ NEDİR?
Anayasa Mahkemesi'nin 10 üyesinden 8'i türban serbestisine karşı tavır alırken şu andaki anayasaya dayanıyor. Anayasanın değiştirilemez ilkeleri var. Bu ilkeler şunlar:
- * Türkiye Cumhuriyeti; laik bir devlettir. Yönetim ve hukuk, dinsel kurallara göre değil sivil kurallara göre yürütülür.
* Türkiye Cumhuriyeti, çağdaş bir devlettir. Yani insanlığın ulaştığı son değerleri benimseyen bir hayat tarzı benimsenir.
* Bu devlet; toplumsal eşitliği dikkate alan bir ekonomik modeli benimser.
* Türkiye Cumhuriyeti; Türk kimliği üzerinde şekillenmiş bir devlettir.
KİMDİR BU KILIÇ
Haşim Kılıç'ın hukukçu üyelerin verdiği kararı, hukuk dışı ilan etmesi kadar komik bir durum olamaz. Çünkü; Haşim kılıç, hukukçu değildir. O; Sayıştay müfettişliğinden gelmiş birisidir.
İşin daha düşündürücü yanı vardır. Aydınlık dergisi'nin 15 Haziran 2008 tarihli sayısının gösterdiği gibi, o, Gölge Dergisi'nin Ankara temsilcisidir. Gölge Dergisi; Salih Mirzabeyoğlu'nun fikirlerinin yayımlandığı şeriatçı bir dergidir. İBDA-C bağlantısı, bu dergiden anlaşıldığı gibi Salih Mirzabeyoğlu'nun yazdığı Tilki Günlüğü adlı romanda da Haşim Kılıç'ın adı, konumu da verilerek, geçmektedir.
İşte bu kişi, şimdi Anayasa Mahkemesi'nin başındadır.
Türkiye'de laik sistemin yürütülmesi için görüş bildiren gerçek hukukçuları, Haşim Kılıç, gaspçılıkla suçlamaktadır.
AKP MEDYASI DA AYNI SAFTA
Anayasa Mahkemesi, AKP'nin kapatılması ile ilgili davayı reddettiğinde alkış tutan gerici basın, şimdi bu mahkemeye var gücüyle saldırıyor. Güya, Anayasa Mahkemesi; kendisini TBMM'den üstün tutuyormuş.
Bu cahiller takımına hatırlatıyorum: Anayasa Mahkemesi; TBMM'den çıkan yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetler ve uygun olmayanları iptal eder. Anayasa Mahkemesi, bir parti çoğunluğuna yaslanan hükümetin; oy sayısına dayanarak diktatörlük yoluna gitmesini önler. Yani; 'Benim 330 oyum var, istersem Türkiye'ye şeriat devletini de getiririm!' diyenlere, 'Bunu yapamazsın!' diyen yasal bir kuruluştur.Ve modern demokrasilerde anayasa mahkemeleri, en temel kurumlardan birisidir.
Bugün AKP çoğunlukta olduğu için onun üzerinden Türkiye'deki laik sistemi yok etmek isteyenler; Anayasa Mahkemesi'ni sanki yasadışı bir kurummuş gibi göstermeye uğraşıyorlar.
Fethullahçı zihniyet tarafından yetiştirilmiş olan bazı hukukçular da mugalata yaparak, gericiliğin önünün kesilmesini, demokrasi dışı bir işmiş gibi sunmaya çabalıyorlar. Açıkçası, hukuk adına hukuksuzluk yapanlar, ortalıkta demokrasi kahramanları gibi dolaşmaya çabalıyorlar.
Bir tarafta AKP, heimen yanında İBDA-C'den gelme Haşim Kılıç, onlara omuz veren Sabah, Star, Vakit, Taraf, yeni Şafak, Zaman gibi Fethullahçı gazeteler. Karşıda ise Türkiye Cumhuriyeti'nin geleneksel değerlerini savunan Anayasa Mahkemesi'nin gerçek hukukçuları...
Türkiye'nin gericiler tarafından adım adım fethedildiğini acaba ne zaman anlayacağız?
Ergenekon davası, işte bu gerici fetihe dur diyenleri yok etmek için devreye sokuldu.
Rıza ZELYUT, 24 Ekim 2008