[img]http://www.empirepic.com/images/wqzldookkpw7rdm6t9h.gif[/img]
Bugünlerde kulaklara çalınan ve olabildiğince yinelenen bir senaryodan söz
etmekte yarar var!
Irak ve İran’ın kuzeyi ile Azerbaycan’dan oluşan bölgenin Türkiye
topraklarına katılmasından söz edilmekte! BOP gereği toprak yitirmesi söz
konusu olan Türkiye’nin bu senaryo gereği toprak kazanıyor oluşu ilginç
değil midir?
Açılım diyerek yeri göğü birbirine katanların kapsam konusundaki
suskunluklarını bozmaları konusunda da yardımcı olabilir mi bu sözde
kazanım?
Kimileri dillendirirken yazanlar da var : BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) rafa
kaldırılmıştır! Acaba gerçekten öyle midir? Böyle olmuş olmasını içtenlikle
dileyen bir kişi olarak yine de kuşkuculuğu elden bırakmamak gerek derim!
Biliyoruz ki; yayılmacı hesabını, kurgusunu ve atacağı adımları kısa erime
göre değil de insan ömrünü aşan uzun erime göre tasarlamaktadır.
Dolayısı ile böylesi kapsamlı projelerden hemen vazgeçilmesi yerine projenin
tepki çeken ve gerçekleşmesi önünde engel olarak görünen yönlerinin gözden
geçirilmesi söz konusudur.
Birkaç aydır dillendirilen ama hiçbir şekilde ipucu verilmeyen
*“açılım”*olgusunun farkında olmalıdır pek çok kişi.Açılım sözcüğünü
dillendirenlerin
kapsamı konusundaki suskunlukları bir tür sancıya dönüşmüştür. Gerçekten de
kapsamı oldukça sarsıcı ve kabul edilebilir gibi değildir bu açılımın. Hele
hele, hemen her ili, ilçesi açılıma konu olan teröre şehit vermiş bir ülkede
yaşadığınızı anımsarsanız açılımcıların sancısı çok daha iyi
algılanabilecektir.
Bugünlerde kulaklara çalınan ve olabildiğince yinelenen bir senaryodan söz
etmekte yarar var!
Irak ve İran’ın kuzeyi ile Azerbaycan’dan oluşan bölgenin Türkiye
topraklarına katılmasından söz edilmekte! BOP gereği toprak yitirmesi söz
konusu olan Türkiye’nin bu senaryo gereği toprak kazanıyor oluşu ilginç
değil midir?
Açılım, açılım diyerek yeri göğü birbirine katanların kapsam konusundaki
suskunluklarını bozmaları konusunda da yardımcı olabilir mi bu sözde
kazanım?
Anlaşıldığı kadarı ile BOP konusunda dara düşenler direnci kırma, kendi
ereklerine erişme bağlamında bir havuç uzatmaktadırlar bizlere.
Yine anlaşıldığı kadarı ile bu albenili havuç akılları başlardan almaktadır.
İlginçtir ki; farklı görüşlere sahip, asla bir araya gelemez diyebileceğiniz
kimseler bu kazançlı senaryo söz konusu olduğunda ortak paydada
buluşabilmekteler. Bu durumu tanımlamak için kullanılabilecek tek sözcük *
“ilkesizlik”* olabilir.
Oysa, sorunlar denizinde yolunu yitirmiş görüntüsü veren Türkiye’nin ne
toprak vermek ne de toprak almak gibi bir sorunu olmalıdır.
Tarih de, deneyimler de çok iyi göstermekte ki; böylesi hoyratlıkların kısa
erimdeki getirisi orta ve uzun erimde geri dönüşsüz yitimlere dönüşmektedir.
Bugünün Türkiye’sindeki başat sorun verilebilecek tek karış toprak olmadığı
doğrultusundaki kararlılık eksikliğinin yanı sıra *“tam bağımsız
Türkiye” *ilkesindeki
aşınma ve onun da ötesindeki edilgenlik görünümüdür.
İşte bu *“Büyük Türkiye!”* görünümlü havuç gerçekte BOP’e çıkan yolun
taşlarını döşemiş olacaktır!
Cehenneme giden yollar da iyi niyet taşları ile döşeli değil midir?
Kaynak: Ceyhun Balcı
http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=8101