Hayaller ve gerçek
Geçen gün bir dost ile oturmuş konuşuyorken - kesinlikle derin ve gizli değil öyle iyi bir dost işte - şu sohbet açıldı.
Hayal ile gerçek nedir?
Hayal nerede biter gerçek nerede başlar?
Örneğin beyin gibi elle tutulan,katı,kanla canla çalışan,üç boyutla tanımlanan bir organ nasıl olur da böyle sınırsız, elle tutulamaz hayaller üretebilir?
Doktorlar hayal kurduğunuzda beyninizin falanca lobunun,filanca bölgesinde bir hareketlilik yaşanır,kan deveranı hızlanır ve bilmem ne hormonu aktif hale geçer ve beyninizin feşmekan bölümünde bir elektrik üretimi gerçekleşir diye açıklamalar yapabiliyorken neyin hayalini kurduğumuzu da tespit edebiliyorlar mı ?
Şu kadar hareketlilik olursa bir sevgiliyi ,bu kadar hareketlilik olursa bir ülke kurmayı hayal edersiniz diyebiliyorlar mı?
Henüz sanmam.
Dostum işte o ruhtur dedi.
Kabul edilebilir bir açıklama mı?
Bilinmeyene bir gönderme.
Arayıp bir türlü bulunamayan,adına türlü yakıştırma yaptığımız o sonsuz küçüklükteki dev ayrıntı .
Hayaller ve gerçek.
Evet,o mitingler bizim hayalimizdi,siz gerçek kıldınız.
Bir gün gelecek ve milyonlar isyan edecek,yapılanlar karşısında susup oturmaktan sıkılanlar harekete geçecek diyorduk.
Bu bir hayaldi,bunun için çalıştık.
Ne kadar ümitliysek,o kadar endişeliydik.
Tandoğanı kimse önceden tahmin edebiliyor muydu?
Herhangi bir parti,ya da sivil toplum örgütü,ya da asker, ya da dış kökenli filanca gizli örgüt böylesine büyük bir eylemi planlayıp, aylarca gizli tutarak milyonları bir anda aynı noktaya,aynı inanca,aynı isteğe yönlendirebilir mi?
Hangi amaçlı organizasyon insanları milyonlarca kişinin bulunduğu meydanlarda kaybolan cüzdanları kürsüye içinde para olduğu halde getirme ahlakına eriştirebilir?
Bakmayın siz şimdileri medyada kendine bilen kişi payesi yaratmaya çalışan çıkıntı akademisyenlere ,tutunamamış cahil gazeteci kalıntılarına.
Kafanızı karıştırmalarına izin vermeyin.
Onlar cehaletlerini ve kıyıda, köşede kalmışlıklarını şimdi yaptıkları hastalıklı yorumlara çanak tutanların medyalarında giderme fırsatı buldukları için mutlular.
Çünkü o medya meydanlarda yediği dayağın,değiştirmek zorunda kaldığı manşetlerin,yıkılan hükümetle birlikte tıkırında giden işlerinin bozuluşunun ve milyonlar tarafından lanetlenmenin acısını çıkarmaya çalışıyor.
Yakında o medyada mitinglere katılanların Türkiyeye zarar vermek üzere biraraya gelmiş anarşistler olduğunu okur, ya da duyarsanız hiç şaşırmayın.
Çünkü içlerinde kaldı.
Hayaller ve gerçek.
Artık cumhuriyet mitingleri bitti.
Partiler üstü o mitinglerin amacı yerine geldi çünkü.
Sen olamazsın dediniz,olamadı.
Senin zihniyetinde başkası da olamaz dediniz,o da olamadı.
Siz seçemezsiniz dediniz,seçemediler.
Erken seçim dediniz, erken seçim oldu.
Yazın dediniz,yazdılar.
Görün dediniz,gördüler.
Birleşin dediniz, birleştiler.
Ne dediyseniz o oldu.
Tehlikenin ve gücünün farkında olanların isteği oldu.
Şimdi büyük bir merak içinde yeni iktidarı bekliyoruz.
Hangi parti olursa olsun.
İster sağ, ister sol olsun.
İster tek parti, ister koalisyon olsun.
Bizi meydanlara sürükleyenler gibi samimiyetsiz mi davranacaklar?
Yine yapacağız deyip siyasetin çıkar gruplarına teslim mi olacaklar?
Yenileme, değiştirme niyetimiz Türkiyenin şartlarına yenik düştü mü diyecekler?
Bu düğüm çözümsüz bahanesine mi sığınacaklar yoksa düğümü kesip yol mu açacaklar?
Hayaller ve gerçek.
Yola çıkarken hayalimiz sadece bir televizyon kurmak, ya da meydanlara toplanıp iktidara isyan etmek değildi.
Ya da hayallerimiz bununla sınırlı değildi.
O hayallerde kim olursa olsun yapamayanı göndermek, mutlaka ama mutlaka yeni ve güçlü bir Türkiye amacını başarmak var.
Hayallerimizi milyonlar paylaştı.
Ben inanıyorum ki daha pek çok milyonlar da paylaşacak.
Bugün meydan, yarın başka bir çare bulunur değişmeyeni değiştirmeye .
Yeter ki hayal kurmaya ve savaşmaya devam edelim.
Kerimcan Kemal
Kanal Türk
http://www.kanalturk.com.tr/yazar.php?yazarlar_id=749