HAYAT ARKADAŞI, CAN YOLDAŞI
Olay İngiltere'de geçiyor... Yaşlı bir bey, sabah erkenden evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpmasıyla yere yuvarlanarak hafifçe yaralanmış. Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar. Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama " biraz beklemesini ve röntgen çekeceklerini ve her hangi bir kırık, çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini " söylemişler.
Yaşlı bey huzursuz olmuş, " acelesi olduğunu, gecikmek istemediğini "söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuşlar. Adamcağız da " karım huzurevinde kalıyor, her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim, o nedenle geç kalmak istemiyorum " demiş.
" Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde " demiş hemşire.
Adam üzgün bir ifade ile " ne yazık ki pek öyle değil "demiş, çünkü karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor.
" Hemşireler hayretle madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz " demişler.
Adam buruk bir sesle yanıt vermiş; "ama ben onun kim olduğunu biliyorum..."