Bilir ki oldukça bu saz, bu avaz;
"-Hayy!.. Celalileri şevke getürür!.."
Bu saz başkaldırı, başkaldırı saz!"
Hanifi Altaş, 1996 yılı Nisan
Osmanlı'nın resmi tarihçilerinden vak'anüvis Naima, Türk'ü kaba, nobran, cahil, eşkiya, saldırgan, vahşi diye tanımlamıştır. İşte onun tarihinden yorumsuz bir alıntı: Celali isyanlarını bastırıyorum diye çıktığı Anadolu seferinde on binlerce günahsız Türk'ü katl ettirip kuyulara doldurttuğu için Kuyucu Murat Paşa diye anılan Hırvat devşirmesinin bir Türk çocuğunu nasıl kendi elleriyle boğup kuyuya attığını anlatıyor Naima:
"Bir gün otağın üstünde iskemle üzerinde oturup kazılan kuyuya gelen adamları katlettirip doldurmağa meşgul idi. O sırada gördü, halk arkasında bir atlı sipahi, bir çocuğu kardından getirip geçup gide. Paşa emreyledi varıp çocuğu at arkasından indirip huzuruna götürdüler. Oğlancığa:
- Sen ne yerdensin? Celali arasına neden düştün?, dedikte, sabi doğru söyleyip,
- Falan diyardanım, kıtlık sebebinden babam beni alıp bunlara katıldı. Boğazımız tokluğuna yanlarınca gezerdik, dedi.
- Baban ne idi?, deyu sorıcak,
- Şeştar çalardı ve anınla doyunurdu. Vezir-i Azam Murad Paşa başını sallayarak acı acı güldü.
- Hay, Celalileri şevke getürürdü, deyup, çocuğun katline işaret etti. İşaret üzerine çocuğu cellatlara verdiler. Fakat cellatlar;
- Bu sabi masumu nice öldürelim, deyu çekilip her biri bir tarafa gidip göz yumdu. Murad Paşa emrinin neden geciktiğini sordukta, cellatların çocuğu merhamet edip istinkaf ettiklerini bildirdiklerinde, Paşa:
- Yeniçerilerden birisi öldürsün, deyü buyurdu. Yeniçeri dilaverlerine teklif olduklarından onlar dahi, sabiye bakıp;
- Biz cellat mıyız? Cellatlar bile merhamet etti. Vezir kendi iç oğlanlarına emretti ki sabiyi öldüreler. Anlar da ki huzurundan dağılı kabul etmediklerinden oğlancık meydanda kalıp onu öldürecek adam bulunmadıkta, ihtiyar vezir arkasından kürkünü bırakıp ve kalkıp sabiyi kendi eliyle alıp, kuyunun kenarına getürüp başını vurup boğazını sıkıp helak ve kendi eliyle kuyuya ilkaa etti (attı)."
Kuyucu Murat Paşa'yı bilmeyen Türk ırkçılığını da anlayamaz. Devşirme Kuyucu Murat Paşa isyan bastırma bahanesiyle anadoludaki Türkmenleri öldürüp kuyulara atmasından dolayı bu adı almıştır. Tarihin birçok hadisesinde görüldüğü gibi Türk'ü katleden Kuyucu Murat Paşa Islav olduğu için ırkçıyız.
İsmail Hakkı Danişmend ise, hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır: "Anadolu Türkü'nün ebediyyen lanetle anacağı Kuyucu Murat ihtiyarlığından dolayı "Koca" lakabıyla da tanınan 90 lık bir zalimdi. Kuyucu yalnız asilerle taraftarlarını değil, onlara her nasılsa ekmek ve su vermiş zavallılardan başka civarlarda bulunan komşularını bile kılıçtan geçirtecek derecede kana ve bilhassa Türk kanına susamış bir canavardır."
Kuyucu Murat Paşa 90 yaşına kadar istikametli bir hayat yaşamış ve padişah'ın baba iltifatına mazhar olduktan sonra ölmüştür.
Ermeni bir rahip de Kuyucu Murat Paşa'dan övgüyle söz etmekle birlikte, katledilen köylülerden oluşan tepeleri de yazmaktadır: "Görenlerin bize bizzat anlattıklarına göre Murat Paşa bütün konakladığı yerlerde önceden kuyular kazdırır ve bütün Celalileri, muzir adamları öldürüp bu kuyulara attırır, oraya indirilen birkaç adamda atılanları istif ederdi. Vakadan dört sene sonra kış mevsiminde oradan geçerken ev büyüklüğünde olan kuyuları görmüştük. Birkaç tanesi çökmüş olduğundan odun ve toprakla kapatılmıştı. İşte böylelikle ortadan kaldırılan melunlar duman gibi yok olarak Allah'ın şanından mahrum kaldılar." Bu şekilde, Canbulatoğlu'yla olan karşılaşmasından sonra 26 bin kişinin başını kestirerek tepe yaptığı iddia edilir.
Kendisi de bir devşirme olan o devrin tarihçisi Naima; Hırvat devşirmesi Kuyucu Murat Paşanın Anadolu'da çıkan Türkmen Celâlî İsyanlarını bastırırken (17. Asır başları) Türkleri parmak kadar çocuğuna dahi acımadan nasıl katl edip kuyulara doldurduğunu anlatıyor. Bugün Osmanlıcılık, safsatasıyla Türkleri uyutup yeniden etrak-i bi idrak (Kafasız, idraksiz, anlayışsız Türkler) konumuna sürüklemek isteyenlerin kim olduklarına da artık dikkat ediniz!
Celaliler saldırır,
Devşirmeler üstüne:
Türkler başa Türk ister,
İstanbulun kastı ne ?
Devşirmeler milleti,
Kuyulara tıktılar.
Feryat figan içinde,
Acımadan yaktılar.
İstanbul Enderunda,
Devlete beka arar.
Millet zulme uğrarken,
Saltanat neye yarar.
İstanbul hiç ummasın,
Devlet-i ebed müddet,
Devlet zulüm eylerse,
Yıkılıp gider elbet.
