Hepimiz Farkındayız

Hepimiz Farkındayız

İletigönderen zafer atun » Cum Tem 26, 2019 8:18

Evet hepimiz, ülkede tüm olan bitenin, ülke ekonomisinin ne kadar bitik, batık olduğunun, ülkenin çevresinde bir ateş çemberi olduğunun ve çevremizde tek bir dost müttefik ülke kalmadığının geleceğimizin karanlık ve belirsiz olduğunun tüm yalınlığı ile artık farkındayız.
Her şeyi görüp bilmemize karşın, bilmezden gelmek de bizlere özgü bir refleks. Devekuşu misali kafanızı kuma gömünce sorunlar dertler bitmiyor sadece siz bilmezden geliyorsunuz.
Bugün sokakta gezen insanları durdurup, Tanzanya ve Kosta Rika nerde haritada gösterin desek kimse gösteremez.
Çünkü bu 3’cü dünya ülkelerini kimse bilmek zorunda değildir.
Ama kredi derecelendirme kuruluşlarının not çizelgesinde, benim ülkem bu ülkeler ile maalesef aynı seviyede.
Ancak işbirlikçi basın ve görsel medyaya göz atarsak ülkede hiçbir sorun dert, tasa yok. Ekonomi ise acayip tıkırında hatta destek üstüne destek paketleri açıklayıp!!! devamlı şirket, holding, banka kurtarma derdindeyiz. Bedava paraya kim hayır der ki.
Ülkede üretim, tarım, hayvancılık, sanayi, eğitim, sağlık hizmetleri artık yok.
Günümüz Türkiye’si artık zamların memleketi, ilginçtir hükümet emekliye, işçiye, memura, ortalama yıllık %12 zam verirken Elektriğe yıllık %45 doğalgaza %49.5, Suya ise % 21, zam yapmış. Bunlar insaflı zamlar bir de bildiğimiz bilmediğimiz insafsız fırsatçı zamlar var.
Örneğin; Yurt dışına çıkış harcı %233,
Yurt dışından yolcu beraberinde getirilen pasaporta işlenen telefon zammı % 1,141 yanlış okumadınız yüzde binyüzkırkbir telefondan 170 lira harç alınırken bugün bu rakam 1500 liraya yükselmiştir.(sadece 9 ayda) Bunun bir diğer anlamı da yurtdışından canının her istediğini kendi paranla bile olsa alamazsın çünkü sana böyle bir özgürlük vermiyorum anlamıdır!
Gıda maddelerine yapılan zamlara hiç girmiyorum. Eskiden 75-100 lira ile çıktığımız mahalle pazarından artık 200 liranın altında çıkamıyoruz. Aldığımız da bir şey olsa.

Devlet günümüzde, artık vatandaştan zoraki topladığı, gerek dolaylı gerek dolaysız vergiler ile ayakta durmaktadır. Devlet bir nevi vergi devletine dönüşmüştür.
Günümüzde Banknot matbaası devamlı para basmakta emisyondaki (dolaşımdaki) para miktarı ise maalesef bilinmemektedir. (Bankamatiklerden çektiğiniz tüm paralar dikkat edin gıcır gıcırdır)
Ama hükümet kanallarına veya medyasına bakarsanız ilerliyor, yükseliyoruz hatta diğer ülkeler bizi kıskanıp çatır çatır çatlıyorlar.
Sabah çocuğunuza yedirmeye çalıştığınız yumurta fiyatı geçen seneye oranla %91 zamlı. Hayvanlarını üreticiler, artan yem fiyatları yüzünden, besleyemediklerinden artık kesmeye başladılar. Yarın ne yapacaksınız veya seneye ne yapacağız. Nasıl karnımızı doyuracağız?
Buğdayı bile artık yurtdışından ithal eder haldeyiz.
Bir ülkenin bir tarım politikası, bir hayvancılık politikası, bir üreticisini koruma programı olmaz mı? Eskiden tarım ülkesi olan ülke bugün yabancının tüketim Pazar ülkesine dönüştü. Artık diğer ülkelerin çiftçilerinin, sanayisinin, hayvan üreticilerinin umut ışığı ortak pazarıdır Türkiye. İyi veya kötü kaliteli yada kalitesiz tüm tapon mallarının rahatça satıldığı, hiçbir denetim ve kurala tabi olmayan bir Pazar.
En son Alman Volkswagen firması ile hükümet görüşüyor, derdimiz ülkemizde bir üretim fabrikası (Manisa’ya)kurmaları. Kursunlar ki istihdam yaratsınlar, ülke insanımız gitsin o fabrikada çalışsın devlet vergi alsın işsizlik bir nebze rahatlasın. Ülkede ağır sanayi var diyelim elin fabrikasıyla öğünelim.
Neye karşılık? Bu fabrikada üretilecek otomobillere karşılık.
Devlet tarafından burada üretilecek araçlara firmayla alım garantisi pazarlığı yapılıyor. Siz fabrikayı kurun biz alırız deniyor. Aynı şehir hastanelerine hasta garantisi verilmesi gibi, aynı otoyol ve köprülerden geçen araçlara verilen geçiş garantisi gibi vs vs.
Kâbus gibi. Elin yabancısı sana bir fayda sağlarım ama ürettiğimi alman koşulu ile diyor. Sen de kabul edip ekonomik boyunduruk altına giriyorsun köle hale geliyorsun. Sonra büyük ülke, bağımsızlık, lider ülke, örnek ülke masalları anlatıyorsun.
Farkında değilsiniz ama masallar bile değişti.
Gelinen bugünde tüm dert, israf ve gereksiz harcamalar bir nevi yağma değil miydi.
Bugün gene bir üniversite tercih maratonunun başındayız. Binlerce çocuğumuz tercihte bulunacak. Kimi okula girebilecek kimi de giremeyecek. Girenlerin bir kısmı gurbete gidip ailesinden ayrılacak ve bir diğer dört yıllık maratona katılacak.
Fakat ülke olarak bir eğitim politikamız olmadığından, okulları bitince onlar da işsizlik kervanına katılacaklar. Artık istatistiklerde bir rakamsal değer olacaklar.
Sonuçta herkes üzülecek aileler kaynaklarından, varsıllıklarından olacaklar, çocuklar ise en verimli güzel günlerinden zamanlarından.
Halbuki ihtiyaca göre okullar bölümler açılsa bunların hiçbiri olmazdı. Ama dedim ya bir eğitim politikamız yok.
Başta da dediğim gibi olan biten herkes tarafından bilinmekle görülmekle birlikte inşallah olmaz, daha güzel şeyler olur beklentisi her daim diri tutulup insanlar buna sarılıyor.
Daha dün talimatla faizi 425 puan indiren Merkez Bankasının bu hamlesiyle piyasanın canlanacağını ekonominin yavaş yavaş düze çıkacağını zannedenlere bir fıkrayı hatırlatmak istiyorum.
Lazın sinemaya gitme fıkrası gibi, aynı filmi defalarca seyrediyorsun, tek umudun filmin sonunun değişmesi, filme her gittiğinde bunu bekliyorsun umut ediyorsun, ama her seferinde sonuç hiç değişmiyor.
Sen umut etmeye devam ediyorsun.
( Üretim yoksa, öngörü yoksa, güven yoksa çöküş kaçınılmazdır )
Zafer ATUN
26/07/2019
zaferatun.wordpress.com
Kullanıcı küçük betizi
zafer atun
Üye
Üye
 
İletiler: 147
Kayıt: Pzr Ara 09, 2012 15:26

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x