Her Yerde Herkes Atatürkçü
Topraklarda, denizlerde, göklerde:
Gönül tapar kendisinden geçer de
Hangi yana göz dalarsa: Atatürk
Ülkemizde her yerde Atatürk var (!) Evlerde Atatürk, okullarda Atatürk, üniversitelerde Atatürk, konferanslarda Atatürk, açık oturumlarda Atatürk, seminerlerde Atatürk, gazetelerde Atatürk, dergilerde Atatürk, kitaplarda Atatürk, sergilerde Atatürk, kütüphanelerde Atatürk, müzelerde Atatürk, radyolarda Atatürk, televizyonlarda Atatürk, sinemalarda Atatürk, tiyatrolarda Atatürk, kahvelerde Atatürk, caddelerde, meydanlarda, mitinglerde, vitrinlerde Atatürk, kısacası her yerde Atatürk
Türkiyede herkes Atatürkçü: Atatürkü sevenler Atatürkçü, sevmeyenler Atatürkçü, ihtiyarlar, orta yaşlılar, gençler, çocuklar Atatürkçü, kadınlar Atatürkçü, erkekler Atatürkçü, siviller Atatürkçü, askerler Atatürkçü, öğretmenler, öğretim görevlileri Atatürkçü, öğrenciler Atatürkçü, çalışkanlar Atatürkçü, tembeller Atatürkçü, medeni cesaret sahipleri Atatürkçü, korkaklar Atatürkçü, yönetenler Atatürkçü, yönetilenler Atatürkçü, işçiler, köylüler, kentliler, ilericiler, tutucular, kapitalistler, liberaller, sosyalistler Atatürkçü, tefeciler, vurguncular, soyguncular Atatürkçü, sömürenler, sömürülenler Atatürkçü, bankerler, bankerzedeler Atatürkçü, rüşvet verenler, rüşvet alanlar Atatürkçü, hırsızlar, satılmışlar, üçkâğıtçılar Atatürkçü, kısaca her kes ama her herkes Atatürkçü
Yurdumuzda bazı kişiler, Atatürkün kendi görüşlerine, kendi eğilimlerine uyan düşüncelerini, sözlerini davranış ve tutumlarını kendilerine göre yorumlamakta ve onu yüzlerine maske yaparak büyük kurtarıcıyı alabildiğine sömürmektedirler.
Atatürk sömürücülüğü dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir ve eğer Atatürk normal bir insan kalıbının dışına çıkarılıp bir düşünce sistemi haline getirilemezse, bu sömürü yarın da devam edecektir. Öyle sanıyorum ki Türk tarihinde Atatürk kadar sömürülen başka bir önder yoktur. Ve yine öyle sanıyorum ki, Atatürk sömürücülüğüne en çok üzülen, kemikleri sızlayan da yine Atatürktür.
Atatürkçülüğün bu sömürüden kurtulması için onun bir düşünce sistemiolarak algılanması, benimsenmesi ve de uygulanması gerekir.
Bu nedenledir ki şu an Atatürkten çok onun bize bıraktığı değerlere, eserlere ve dâhiyane fikirlerine ihtiyacımız var. Hem de ekmek, su kadar ihtiyacımız var. Bir annenin şefkati kadar, bir babanın başımızı okşaması kadar
Yüreğimizdeki karanlığı gündüz aydınlığına çeviren düşüncelerine, gönüllere ulaştığında bahar çiçekleri açan, en sert yürekleri yumuşatan, yoğuran, şekillendiren sözlerine
En karamsar anlarda bile umut taşıyan gözlerine, denizden inci çıkarmak kadar zor olan işgal denizinden kurtulmayı başaran milletine olan inancına
Uygarlık ufkunda ilerleme anlayışına, insan sevgisine, yurtta barış, dünyada barış ilkesine, sevmeden yaşamanın imkânsızlığına, kendimizi sevmeden başkalarını sevmeyeceğimiz ilkesine
Düşünme biçimine, düşündüğünü harekete geçirme yolunu çizme anlayışına, bu yolda karşımıza çıkacak engelleri cesaret ve kararlılıkla aşma tutumuna
Savaş meydanlarında yere düşen düşman bayrağını çiğnememe davranışına, insanlık onuru ve gururuna saygı göstermesine, ülkü ve ülke için bir ömür adama fedakârlığına, kısaca Atatürkçü düşünce anlayışına ihtiyacımız var.
Temel ve bütünleyici ilkeleri doğrultusunda yunmuş, yoğrulmuş yetmiş milyonun kardeşçe yaşadığı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış her yerde ve herkesin Atatürkçü olduğu bir Türkiye ye ihtiyacımız var.
Kronik Cadı