O görüntülerde izlediklerim bana 12 Eylül Askeri Darbesini hatırlattı. Aradan 30 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen değişen hiçbirşey yok. Yumruk aynı Yumruk, işkence aynı işkence!
İleri demokrasi bu işte!
Türk halkının, eylem yapan insanların bu şekilde işkenceye maruz kalmaları karşısında susması, neyin nesidir?
Bu kadar zormu işkenceye karşı çıkmak?
Bu kadar zormu polisi insanlara daha düzgün davranmaya davet etmek?
Neden kötü muameleyi teşvik eder şekilde görüş beyan ederki insanlar?
Birgün bir şekilde aynı muameleye onlar da tabi olabileceğini bilmiyorlarmı?
Sahi siz hiç bir eylemde bulundunuz mu?
Sanmıyorum bulunduğunuzu. Çünkü demokratik hakkını kullanmayı herkes beceremiyor. Olayın özünü anlamamakta ısrarcısınız. Diyelim ki bu insanlar suç işledi taş ve sopa ile saldırdılar. Yapılması gereken işkence mi?
Polisin görevi işkence yapmak mı?
Askeri darbe sonrası çok yoğun yapıldığını biliyoruz ve yapanlar cezasız kaldığı için öfkeliyiz.
Peki polis yapınca iyi mi?
Polisin görevi olaya karışanları gözaltına alıp ifade almak ve savcılığa göndermektir. Direniyorsa etkisiz hale getirecek kadar güç kullanır. O kadar. Sözle araya girene onu da al o da görsün diyen polise kim güvenir?
Kadınları taciz etmemeyi ne zaman öğrenecek polis?
Polis hem polis hem savcı hem yargıç gibi davranıp cezayı da kendi kafasına göre döverek taciz ederek işkenceyle verirse siz bu polise güvenir misiniz?
Farkında mısınız toplumsal muhalefeti bastırmak için her türlü şiddet yöntemi uygulanılıyor!
Olayı "durup dururken mi copladılar?" düzeyine çeken zihniyete yazıklar olsun!
İnsan hayatının söz konsu olduğu bir yerde bahaneler üretilmez. Çünkü ortada hayatını kaybetmiş bir eğitimci ve şiddete maruz kalmış insanlar var. Vicdan denilen şeyin kırıntısından bile nasiplenmemiş bir zihniyetin parçalarısınız!
Bir insan dövülürken işkence görürken nasıl da vicdanınız sızlamıyor. Bu mu insanlık?
Ne yani hakkımızı savunmadan koyun gibi susup oturalım mı istiyor bu zihniyet?
Insanlar işkence görüyor bizlerde duyarlı insanlar olarak tepki gösteriyoruz. Ama sanal faşizm belli ki işkenceyi onaylıyor. Söyleyecek söz bulamiyorum. Utaniyorum sizlerden!
Ve yine söylüyorum bunun hesabını siz ve zihniyetiniz bir gün verecektir!
Demokrasilerde anayasal olarak halkın yapılanları protesto etmek hakkı vardır. Karşıdan şiddet gelmediği sürece de halk uygun koşullarda eylemini yapar ve dağılır. Ama polis iktidarı memnun etmek için kendi duygu ve düşüncesini de öne tutarak eylemciyi düşmanıymış gibi davranıyor. Ve sonuç ortadadır!
Yıllardır yazık oluyor bu ülkenin gençlerine. Demokrasi adı altındaki diktanın bedelini ödüyorlar!
Eylemin konusu her ne olursa olsun polisin üstünlüğü değil hukukun üstünlüğü söz konusu olmalı!
Polis huzuru böylemi sağlıyor. Bu ülkede neden polisler kendi dokunulmazlığı varmış gibi davranıyor?
Benim bir vatandaş olarak polisin karşısında hiç mi hakkım yok?
Ne olursa olsun polisin insanlara şiddet gösterme hakkı yoktur!
Arıca trajikomik bir durum da söz konusu. Kenan Evren yargılanıyor diye demokrasi nutukları atanlar netekim onun yaptığı insanlık dışı uygulamaların bire bir kopyasını demokrasi ve özgürlük palavrası adı altında uygulamaya sokuyor.
Sözde 12 Eylül ile hesaplaşanlar bu olayların faillerini yani şiddeti gösteren ve emrini verenleri yargılamalı!

Ümit DOĞANCI
10 Haziran 2011, Frankfurt