Hukuki olarak hata yapıldı iddiası!..

Genel & Güncel Konular

Hukuki olarak hata yapıldı iddiası!..

İletigönderen tuba » Cum Ağu 01, 2008 12:12

Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden 'HUKUKİ OLARAK HATA YAPILDI' iddiasını değerlendiriyor!

Anayasa Mahkemesi AKP kapatma davası kararını açıkladı ve 6’ya 5 oyla AKP kapatılmadı. Ancak hazine yardımının kesilmesine karar verildi.

Anayasa Mahkemesi’ndeki oylama sırasında neler yaşandığına dair çeşitli gazetelerde sızdırma haberler yayınlanmaya başlandı.

Yeni Şafak Gazetesi’nin bugün manşetten verdiği ‘Mahkemede Yasak gerilimi’ başlıklı habere göre; mahkeme üyelerinden Fulya Kantarcıoğlu, kararın sonrasında ‘siyasi yasak getirilip getirilmemesinin’ görüşülmesini istedi. Ancak Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, anayasaya göre parti kapatma kararı olmadan siyasi yasak getirilemez, diyerek tartışmayı bitirdi.

İşte bu olay yeni bir önemli tartışmayı gündeme getirdi.

Hazine yardımının kesilmesi yönünde ceza verilmesi, 71 kişiye ‘siyasi yasak isteminin’ görüşülmesine yasal olarak engel miydi? Eğer değilse, hukuki olarak tarihi bir hataya mı imza atıldı?

Odatv.com olarak; bu önemli soruları, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’e sorduk.

İşte Yekta Güngör Özden’in Odatv.com’a yaptığı ve çok tartışılacak açıklamalar…





"Anayasa'nın 69. maddesine 2001'de getirilen değişiklikle parti kapatma yerine, 'yerine' sözcüğünün altını çizerek söylüyorum, hazine yardımından yoksun kılma yaptırımının uygulanması getirildi. Bunu getirirken, bu yardımdan yoksun kılınanların siyasal yasakların dışında kalacağına ait bir açıklık yok. Ne 69. maddesinde var Anayasa'nın, ne de siyasi partiler yasasının 101. maddesinde var. Bana göre, Anayasa'nın bu hazine yardımından yoksun kılma, kapatma yerine getirildiğine göre, kapatmada uygulanan siyasi yasaklamanın hazine yardımından yoksun kılmada da uygulanması gerekir. Hiç değilse mahkemenin bunu tartışması gerekir. Nedeni şu: Söylenme eylemleriyle, partilerinin kapatmasına neden olanlar gibi, hazine yardımından yoksun kılınmasına neden olanlar olacak ki böyle bir yaptırım uygulandı. O halde, bu yaptırıma neden olanların da sorumlu tutulmaları en doğal gerekliliktir.

Haşim Kılıç'ın tek başına itirazıyla, 'hayır' demesiyle, gündeme alınmamazlık edilemez. Üyelerden biri istediğine göre, gündeme alınır, kararı mahkeme verir. Zaten açıklama tam yapılmadığı için, sonuç bildirildi burda, ayrıntıyı bilmediğimizden, oylama yöntemi ve düzeni hakkında da eleştirilerde bulunamıyoruz. Belki oralarda da bazı yanlışlıklar vardır, tartışılacak bir konudur. Ama bana göre Anayasanın amacı, yaptırımlara neden olanların siyasal yasaklara bağlı tutulmasıdır.

Bu benim görüşüm. Kim ne derse desin bunda direniyorum. Konu yeniden dava konusu olmaz. Dava dosyası kapanmıştır. Yeni eylemler yeni dava konusu yapılabilir. Bu dosyaya konu olan olaylar yeniden dava edilemez. Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Geri dönüşü, itirazı, temyizi ve düzeltmesi yoktur."


Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

itirazım var...

İletigönderen borabey » Cum Ağu 01, 2008 14:23

Gerekçeli Mahkeme kararını görmeden yorum yapmak doğru değil ise de;
Değerli Başkanın son analizine kısmen katılmıyorum.

Ceza Hukukunun genel normlarına göre karar verilen dava içeriğindeki aynı olaylara dayanarak elbette yeni bir dava açılamaz.

Ama açılacak 2.dava açısından eski dava adeta bir "sabıka" niteliğini taşıyacaktır.

Teşbihte hata olmaz..

Hırsızlıktan mahkum olan sanığa aynı hırsızlıktan 2 nci kez ceza verilemez ise de;

Daha sonra hırsızlık suçunu bir kez daha işlerse;
2 nci suçun cezalandırılmasında ,
ceza sınırının belirlenmesinde,
paraya çevrilip çevrilmemesinde,
ertelenip ertelenmemesinde,
bir daha suç işleyip işlememe kanaatinin oluşmasında
mahkemece dikkate alınması zorunlu nedendir.

Bundan dolayı,

Bu karar,

Gelecekte aynı suçu işlemeye devam etmesi halinde
Kapatma cezası verilmesini zorunlu hale getiren bir sabıkadır.

Bu nedenledir ki
Sayın Mahkeme Başkanı,
Açıkca teamül dışı bir konuşma ile
Parti Kapamayı zorlaştırıcı hatta imkansız hale getirici yasal düzenlemeleri yaptınız yaptınız,
yapmazsanız 2.sinde
SİZİ BEN BİLE KURTARAMAM
DEMEK ZORUNDA KALMIŞTIR.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen tuba » Cum Ağu 01, 2008 14:37

Borabey, siz Sayın Yekta Güngör Özden'in "kapatmada uygulanan siyasi yasaklamanın hazine yardımından yoksun kılmada da uygulanması gerekir. Hiç değilse mahkemenin bunu tartışması gerekir" görüşüne katılıyor musunuz? Kendisinin de belirttiği gibi, Anayasa Mahkemesi Başkanı bu konunun görüşülüp görüşülmeyeceğine "tek başına" karar verebilir mi? Farzedelim ki, gerçekten hukuki bir hata yapıldı. Bu durumda neler yapılabilir, ya da daha doğrusu birşey yapılabilir mi geriye dönük olarak?
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

yanıt

İletigönderen borabey » Cum Ağu 01, 2008 15:22

Sayın TUBA,

İlk mesajımda da belirttiği gibi,
Gerekçe ve mahkeme tutanakları, oylama süreci açıklanmadan sağlıklı ve doğru bir yorum yapmak bu aşamada mümkün değil.
Genel düzenlemeler çerçevesinde dar yorum yapacak olursak;
1) Olayda uygulanan hukuk normları incelendiğinde;
Hazine Yardımı kesintisi ile cezalandırma halinde buna sebebiyet verenler hakkında siyasal yasak getirilmesi hususunda hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak açıklıkta net bir düzenleme yok. Burada anılan yasa maddelerinin genel ve madde gerekçelerine bakmak lazım. Hukuki bir boşluk varsa; "şüphe sanığın lehine" ilkesi geçerli olur.

2) Anayasa Mahkemesi usulünde "herşey tartışılır-müzakere edilir-oylama ile karara bağlanır"...Genel olarak konu ile ilgili usul hukuku uygulanırsa da son sözü söyleyen özel mahkeme konumunda olması nedeni ile doğruyu bulma yolunda her türlü usulü ve yöntemi kullanır.Bu konu ile ilgili bir çok yerleşik inançları vardır. Dolayısıyla basına yansıdığı şekli ile bir üye, bu konunun müzakereye açılmasını talep edebilir, tartışılır, oylamayı gerektiren bir nokta varsa oylanıp karara geçirilir. Olayımızda bu görüşme nasıl cereyan etti bilemiyoruz. Bu konuyu da irdeyelim karara bağlayalım önerisi ısrarlı ve tutanaklara geçecek şekil de mi? önerildi. Önerme üzerine Başkan tek taraflı olarak bu konu müzakere edilemez, tartışmaya mahal yok deyip kendi insiyatifi ile mi kapattı? diğer üyelerin hiçbirisinden bu konunun görüşülmesi ve karara bağlanması yönünde olumlu bir destek gelmemesi üzerine konu kendiliğinden mi kapandı? bu ve buna benzer gelişmeleri bilemediğimiz için şimdilik bu kadarı yetinmek zorundayız. Anayasa Mahkemesi Başkanı, tek başına görüşülmesi tartışılması ve oylanarak karara bağlanması gereken hususlarda tek başına karar veremez işlem yapamaz. Diğer üyeler gibi bir oy hakkı ve geçerliliği vardır.Ancak oyların eşit olması halinde Başkanın oy kullandığı taraf kararı geçerli olur.Kişisel kanaatim;örnek içtihat olması ve varsa bir hukuki boşluk bunun ortaya çıkarılmasını teminen bu öneri kurulda tartışılmış ve oylanarak red edilmiş olsun ki gerekçeli kararda neye göre kabul edilmesi neye göre önerildi hep beraber bilelim.KOnu ile ilgili Siyasi Partiler Kanununun ilgili maddesi aynen;

Kapatılan Siyasi Partiler ve Mensuplarının Durumu (*)

Madde 95- (Değişik : 12/8/1999-4445/14 md.) Kapatılan siyasi parti bir başka ad altında kurulamaz. Bir siyasi partinin kapatılmasına söz veya eylemleriyle neden olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamazlar, Siyasi partiler bu kişileri hiçbir suretle seçimlerde aday gösteremezler.

şeklinde düzenlenmiş olup, siyasi yasaklamayı açıkca kapatmaya sebebiyet verme unsurunun gerçekleşmesi şartına bağlamıştır. Aslında yasa koyucu; SİYASİ PARTİYİ ODAK HALİNE GETİRENLER şeklinde açık ( bize göre de olması gereken düzenleme budur) bir şekilde böyle düzenlese idi, kararın birinci bölümü çerçevesinde AKP Laikliğe aykırı Odak haline geldiği 10/1 kabul edildiğine göre Parti Tüzel kişiliğine Hazine kesintisi cezası verirken buna sebebiyet verenleri de "suç ve ceza şahsidir" evrensel kuralı çerçevesinde asıl suçlu ve sorumluları da mahkum edecek ve cezasız bırakmayacaktı.Burada önemli ve fahiş bir hukuki noksanlık ve boşluk vardır.Parti tüzel kişilikleri insanlardan ve onların söz ve eylemlerinden oluşur. Burada hukuki bir garabet ortaya çıkmıştır.

KAZA YAPAN ARAÇ CEZALANDIRILMIŞ,
ARACI KUSURLU KULLANARAK KAZAYA SEBEBİYET VERDİREN KAPTAN CEZASIZ KALMIŞTIR.

3) Anayasa Mahkemesi Kararları kesin kararlardır.Hukuki hata içerse dahi geriye dönük olarak karar alınamaz.Asıl olan, Yüksek mahkemenin hukuka aykırı karar vermeyeceği inancıdır.

*******************************

Anayasal Düzenleme;

. Siyasî partilerin uyacakları esaslar

MADDE 69. – (Değişik: 23.7.1995-4121/7 md.) Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.

Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.

Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir.

Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.

Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.

Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.

(Ek: 3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.

Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.

Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.

Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.

(Değişik: 3.10.2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.

************************************



Konu ile ilgili yasal düzenlemeler;
Görevli Mahkeme ve Savcılık


Madde 98- (Değişik :12/8/1999-4445/15 md.) Siyasi partilerin kapatılması davaları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından Anayasa Mahkemesinde açılır. (Ek Cümle: 2/1/2003-4778/9 md.) Siyasi partilerin kapatılması davalarında kapatılmaya karar verilebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır.

Anayasa Mahkemesince verilen kararlar kesindir.

Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamesine esas teşkil edecek olayların araştırılması ve soruşturulmasında ve davanın açılması ve yürütülmesinde Cumhuriyet savcılarına ve sorgu hakimlerine tanınan bütün yetkilere sahiptir. Ancak, Anayasanın ve kanunların sadece hakimler tarafından kullanılabileceğini belirttiği yetkiler bunun dışındadır.



(Değişik : 12/8/1999-4445/15md.) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı siyasi partilerden incelenmek üzere gerekli gördüğü belgeleri isteyebilir.

Siyasi partiler, Cumhuriyet Başsavcılığının isteklerine en geç onbeş gün içinde cevap vermek zorundadırlar.

Cumhuriyet Başsavcısı, soruşturmayı Cumhuriyet Başsavcıvekili veya yardımcıları eliyle de yürütebilir.

Cumhuriyet Başsavcısının soruşturma için görevlendirdiği Başsavcı yardımcılarının, Yargıtay üyeliğine seçilmeleri hali hariç, soruşturma sonuçlanıncaya kadar süreli veya süresiz başka bir göreve atanmaları Cumhuriyet Başsavcısının yazılı muvafakatına bağlıdır.



Siyasi Partilerle İlgili Yasakları İnceleme Kurulu


Madde 99- Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin isteklerin, Cumhuriyet Başsavcılığınca reddi halinde, yapılan itirazları incelemek üzere Siyasi Partilerle İlgili Yasakları İnceleme Kurulu kurulmuştur.

Bu Kurul, Yargıtay ceza daireleri başkanlarından kurulur. Bunların en kıdemlisi Kurulun Başkanıdır. Daire başkanlarının özürleri halinde dairenin en kıdemli üyesi Kurula katılır. Kurul üye tamsayısı ile toplanır. Karar yeter sayısı, üye tam sayısının salt çoğunluğudur.



Siyasi Partilerle İlgili Yasaklara Aykırılık Halinde Dava Açılması


Madde 100- (Değişik: 2/1/2003-4778/10 md.) Anayasada yazılı nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir siyasi partinin kapatılması davasının açılması ;



a) Re’sen,

b) Bakanlar Kurulu kararı üzerine Adalet Bakanının istemiyle,

c) Bir siyasi partinin istemi üzerine,

olur.



Ancak, bir siyasi partinin Cumhuriyet Başsavcılığından dava açılmasını isteyebilmesi için, bu partinin son milletvekili genel seçimlerine katılmış olması, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunması, ilk büyük kongresini yapmış olması, partinin merkez karar ve yönetim kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu ile dava açılmasının istenmesi yolunda karar alınmış bulunması ve istemin parti adına parti genel başkanı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak yapılmış olması gerekir.

Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanının veya partinin yazılı isteminde yeterli delil bulunduğu kanısına varırsa davayı açar. Yeterli delil bulunmadığı kanısına varırsa dava açmayacağını istemde bulunan Adalet Bakanına veya siyasi parti genel başkanlığına yazı ile bildirir.

Adalet Bakanının veya siyasi partinin, Cumhuriyet Başsavcılığının bildirimi üzerine, bu bildirimin tebliği tarihinden başlayarak otuz gün içinde Siyasi Partilerle İlgili Yasakları İnceleme Kuruluna yazı ile itirazda bulunma hakkı vardır.

Kurul, itirazı ivedilikle en geç otuz gün içinde inceler, itirazı haklı görmezse dava açılmaz, haklı görürse, Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasa Mahkemesine dava açmakla yükümlüdür.

Bu maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yer alan hükümler milletvekili genel seçimiyle, bu seçimin yenilenmesine veya milletvekili ara seçimlerine dair verilen kararın Resmi Gazetede yayımlandığı tarihten başlayarak oy verme gününün ertesi gününe kadar geçecek süre içinde uygulanamaz.



Madde 101-(Değişik :12/8/1999-4445/16 md.) Anayasa Mahkemesince bir siyasi parti hakkında kapatma kararı;

a) Bir siyasi partinin tüzük ve programının Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlaması, suç işlenmesini teşvik etmesi,

b) Bir siyasi partinin, Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespiti,

c) Bir siyasi partinin, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması,

hallerinde verilir.

( Ek: 26/03/2002-4748/4 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan hallerde temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin almakta olduğu son yıllık Devlet yardımı miktarının yarısından az olmamak kaydıyla, bu yardımdan kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına, yardımın tamamı ödenmişse aynı miktarın Hazineye iadesine karar verebilir.



Cumhuriyet Başsavcılığının İsteklerine Uyulmaması Halinde Yapılacak İşlem


Madde 102- (Değişik: 26/03/2002-4748/4 md.) Siyasi partilerin faaliyetlerinin izlenmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istediği bilgi ve belgeleri bildirilen süre içinde vermeyen siyasi partiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ikinci bir yazı tebliğ olunur. Bu yazıda, bildirilen süre içinde cevap verilmediği ve istek yerine getirilmediği takdirde o siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması için dava açılabileceği de belirtilir. Bu tebliğde bildirilecek süre içinde yine istek yerine getirilmez veya cevap verilmezse Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı o siyasi partinin kapatılması ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması için Anayasa Mahkemesinde re’sen dava açabilir. (Ek Cümle: 2/1/2003 –4778/11) Siyasi parti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu istemlerine karşı Anayasa Mahkemesine itiraz edebilir. (*)



(Ek :12/8/1999-4445/17 md.) ( Değişik: 26/03/2002-4748/4 md.) Parti büyük kongresi, merkez karar ve yönetim kurulu veya bu kurulun iki ayrı kurul olarak oluşturulduğu haller, Türkiye Büyük Millet Meclisi grup yönetim kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi grup genel kurulu, parti genel başkanı dışında kalan parti organı, mercii veya kurulu tarafından Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan hükümlere aykırı fiilin işlenmesi halinde, fiilin işlendiği tarihten başlayarak iki yıl geçmemiş ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu organ, mercii veya kurulun işten el çektirilmesini yazı ile o partiden ister. Parti üyeleri 68 inci maddenin dördüncü fıkra hükümlerine aykırı fiil ve konuşmalarından dolayı hüküm giyerler ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu üyelerin partiden kesin olarak çıkarılmasını o partiden ister.



(Ek : 12/8/1999-4445/17 md.) ( Değişik: 26/03/2002-4748/4 md.) Siyasi parti, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde istem yazısında belirtilen hususu yerine getirmediği takdirde,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasa Mahkemesinde o siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması için dava açar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamenin tebliğinden itibaren otuz gün içinde ilgili siyasi parti tarafından söz konusu parti organı, mercii veya kurulun işten el çektirilmesi ve parti üyesi veya üyelerin partiden kesin olarak çıkarılmaları halinde, o partinin kapatılması ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması için açılan dava düşer. Aksi takdirde Anayasa Mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ve siyasi parti temsilcilerinin sözlü açıklamalarını, gerekli gördüğü hallerde diğer ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları da dinlemek suretiyle açılmış bulunan davayı karara bağlar. (*)




--------------------------------------------------------------------------------

(*) 1 ve 3 üncü fıkralarda geçen “kapatılması ya da” ibaresi 2/1/2003 tarih ve 4778 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle metinden çıkartılmıştır.


--------------------------------------------------------------------------------





Bir Siyasi Partinin Yasak Eylemlere Odak Olması Hali


Madde 103- (Değişik :12/8/1999-4445/18 md.) Bir siyasi partinin Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne aykırı eylemlerin odak halini oluşturulup oluşturmadığı hususu Anayasa Mahkemesince belirlenir.

Bir siyasi parti, birinci fıkrada yazılı fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, merkez karar ve yönetim kurulu veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. (*)

( Ek : 26/03/2002-4748/4 md.) Bir siyasi parti., bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımmen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.



Diğer Sebeplerle Başvuru


Madde 104- (Değişik birinci fıkra : 12/8/1999-4445/19 md.) Bir siyasi partinin bu Kanunun 101 inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re’sen yazı ile başvurulur.

(Değişik: 2/1/2003-4778/12 md.) Anayasa Mahkemesi, söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verir. Bu yazının tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde aykırılık giderilmediği takdirde, Cumhuriyet Başsavcılığı o siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması için Anayasa Mahkemesine re’sen dava açabilir.



Seçimlere Katılmama Nedeniyle Dava Açılması


Madde 105- Kuruldukları tarihten itibaren aralıksız iki dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerine, katılmayan siyasi partiye, ikinci genel seçimin yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Cumhuriyet Başsavcılığınca kapanma kararı alması için yazılı tebligatta bulunur. Bu yazının tebliğinden itibaren üç ay içinde kapanma kararı alınmadığı takdirde, Cumhuriyet Başsavcılığınca açılacak dava üzerine Anayasa Mahkemesinin kararıyla o siyasi parti kapatılır.






--------------------------------------------------------------------------------

(*) Bu maddenin 2. fıkrası 12/12/2000 tarih ve E: 2000/86, K: 2000/50 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir.


--------------------------------------------------------------------------------





İdari Mercilerin, Savcıların ve Mahkemelerin Görevi



Madde 106- Bu kanunun 101, 103, ve 104 üncü maddelerinde belirtilen fiil ve haller hakkında bilgi edinen idari merciler, bu bilgileri mahalli Cumhuriyet savcılığına derhal ve yazılı olarak intikal ettirirler. Mahkemeler de bu gibi fiil ve halleri öğrendikleri zaman durumu derhal mahalli Cumhuriyet savcılığına yazı ile duyururlar. Cumhuriyet savcılıkları, bu bilgileri hemen Adalet Bakanlığına ve belgeleriyle birlikte Cumhuriyet Başsavcılığına yazı ile bildirirler.



Kapatılan Partinin Malları



Madde 107- Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılan siyasi partinin bütün malları Hazineye geçer.

Kapatma kararını Bakanlar Kurulu uygular.



Kapanma Kararının Kapatmaya İlişkin Hükmün Sonuçlarına Etkili Olamayacağı



Madde 108- Bir siyasi partinin kapatılması için dava açıldıktan sonra o partinin yetkili organı tarafından verilen kapanma kararı, Anayasa Mahkemesinde açılmış bulunan kapatma davasının yürütülmesine ve kapatma kararı verilmesi halinde doğacak hukuki sonuçlara hükmedilmesine engel değildir.





ALTINCI KISIM
Siyasi Partilerin Kapanması







Kapanma Kararı


Madde 109- Bir siyasi partinin kapanmasına ancak büyük kongrece karar verilebilir. Bu karar gizli oyla alınır; karar yeter sayısı, parti tüzüğünde belirtilen toplanma yeter sayısının salt çoğunluğudur.

Siyasi partinin kapanmasına karar verilirse, bu karar derhal kapanan partinin genel başkanlığı tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Cumhuriyet Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığına bildirilir.

Siyasi partinin tüzelkişiliği, büyük kongrenin kapanma kararını aldığı tarihte sona erer.



Kapanan Siyasi Partilerin Malları


Madde 110- Kapanan bir siyasi partinin malları, büyük kongre toplanma yeter sayısının salt çoğunluğunun oyu ile alacağı bir karar üzerine, bir diğer siyasi partiye veya başka bir parti ile birleşmek için kapanma kararı alınmışsa, birleşeceği partiye, ilgili partinin de kabul etmesi şartıyla devredilebilir. Aksi halde kapanan siyasi parti malları Hazineye geçer.

Kapanma kararları, Hükümetin devamlı gözetim ve denetimi altında, büyük kongrenin görevlendireceği bir tasfiye kurulu eliyle uygulanır.

Kapatılması için hakkında soruşturma veya dava açılmış olan bir siyasi parti, kapanma ve buna bağlı olarak parti mallarının devrine daire karar aldığı takdirde, soruşturma veya dava sonuçlanıncaya kadar devir işlemi yapılmaz.

ŞiMDİLİK SÖYLEYECEKLERİM BUNDAN İBARET
En içten sevgi ve saygılarımla.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen Ram » Cum Ağu 01, 2008 16:03

ÖZDEN'in burada ne dediğini bilmiyorum, fakat geçen gün ART'deki konuşmasında: "Şahıslara getirilmesi muhtemel siyasi yasağı gündeme getirmemişler. Bu, 10'a 1 çıkan suç tespitine göre yanlıştır." gibi bir şey dedi. Ben de bundan aşağıdaki sonucu çıkardım:

Kapatma nedeni "kanaat zorlaması"dır. Mâlûm dört üye, "biz suçlu buluyoruz fakat, şu şu şu nedenlerden ötürü, kapatmaya karşıyız" demiş ve bu kanaati çözümsüzlükten dolayı diğer altı üyeye kabûl ettirmiştir.

Ayrıca ÖZDEN şunun gibi bir şey de demişti: "6'ya 4 sonucunda parti kapatılmalıydı. Olağanda dört üyeden biri kararını değiştirir. Esasen evvelden yedi üye zorunluluğu da yoktu. Biz emeklilere hiç danışılmıyor

Mâlûm dört üyenin kanaatini oluşturan baskı unsurları:

1) Oldukça olumsuz ekonomik sonuçların oluşması korkusu
2) Sözde istikrarsızlığın oluşması ve her alanda sonuçların oluşması korkusu
3) Hedef haline gelme korkusu
4) Yükten kurtulma telâşı

Şimdi bir daha soralım: "Yargı bağımsız mıdır¿?"
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

hangi bağımsızlık

İletigönderen borabey » Cum Ağu 01, 2008 17:14

Ram,

Yargı Bağımsız olsaydı,
Ülke Bağımsız olsaydı,
Şimdi bunları mı konuşacak,
Bunlarla mı milli enerjimizi boşa harcayacaktık ?!....
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen Ram » Cum Ağu 01, 2008 19:51

borabey, tabii bizim açımızdan durum böyle... Hani bazıları hâlâ "yargı bağımsızdır, dolayısıyla bağımsız kararlara saygı duyulur" diyor. Ben de şunu diyorum: "Yargı yalnızca adaletten bağımsızdır."
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen tuba » Cum Ağu 01, 2008 20:34

Borabey, tabii ki gerekçe, mahkeme tutanakları ve oylama süreci açıklanmadan yorum getiremeyiz ancak ben sorumu daha ziyade teorik düzeyde sormuştum ve verdiğiniz bilgiler ışığında da çok aydınlandım. Açıklamalarınız için çok teşekkür ederim.
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen eros714 » Cum Ağu 01, 2008 23:22

Ben hukuki bir hata olduğu görüşüne katılmıyorum çünkü bu kararı alan bu ülkenin en yüksek mahkemesidir. O mahkemedeki yargıçlar (2'si hariç) oraya gelene kadar zaten kendilerini kanıtlamış kişilerdir, binlerce davaya bakmış yargıçlardır, onların kararını da tartışmak kimseye düşmez..
Kullanıcı küçük betizi
eros714
Uzaklaştırıldı
 
İletiler: 121
Kayıt: Pzt Tem 07, 2008 12:34

İletigönderen Türk-Kan » Cum Ağu 01, 2008 23:26

Anayasa Mahkemesi'nin hukukcu olmayan baskaninin ret oyuyla dava kapanmistir. Neyi tartisiyorsak...
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

yanlış bilgi

İletigönderen borabey » Cmt Ağu 02, 2008 12:26

Sevgili Eros

Yasa gereği anayasa mahkemesi üyelerinin tamamının hukukçu olmaları şart değildir. Nitekim senin de belirttiğin gibi (2 üye) Başta Sn.Haşim Kılıç başta olmak üzere şu an dahi birden çok üye hukukçu olmadığı halde mahkeme başkanı veya üyesidir.Dolayısı ile binlerce dosyaya bakıp karar verdikleri vrsayımından hareket etmek yanlıştır.
Kaldı ki çok iyi hukukçular dahi
Hukuk dışına çıktıklarında yanlış kararlar verebiliyorlar.
Burada asıl olan "hukuk içinde kalmak ve doğru karar verebilmektir"
Dünyanın en iyi santroforu dahi olsanız kötü vuruşla penaltıyı kaçırabilirsiniz.
Gene de en iyisi gerekçeli kararı bekleyip nihai yorumlarımızı o zaman yapalım.
En içten sevgi ve saygılarımla.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen borabey » Sal Ağu 12, 2008 9:37

Değerli dostlar;

01.08.208 tarihinde yukarıdaki ilk mesajımda aşağıadaki şekilde bir öngörüde bulunmuştum.

***************************
01.08.2008 günlü mesajımdan alıntı;

Ceza Hukukunun genel normlarına göre karar verilen dava içeriğindeki aynı olaylara dayanarak elbette yeni bir dava açılamaz.

Ama açılacak 2.dava açısından eski dava adeta bir "sabıka" niteliğini taşıyacaktır.

Teşbihte hata olmaz..

Hırsızlıktan mahkum olan sanığa aynı hırsızlıktan 2 nci kez ceza verilemez ise de;

Daha sonra hırsızlık suçunu bir kez daha işlerse;
2 nci suçun cezalandırılmasında ,
ceza sınırının belirlenmesinde,
paraya çevrilip çevrilmemesinde,
ertelenip ertelenmemesinde,
bir daha suç işleyip işlememe kanaatinin oluşmasında
mahkemece dikkate alınması zorunlu nedendir.

Bundan dolayı,

Bu karar,

Gelecekte aynı suçu işlemeye devam etmesi halinde
Kapatma cezası verilmesini zorunlu hale getiren bir sabıkadır.

Bu nedenledir ki
Sayın Mahkeme Başkanı,
Açıkca teamül dışı bir konuşma ile
Parti Kapamayı zorlaştırıcı hatta imkansız hale getirici yasal düzenlemeleri yaptınız yaptınız,
yapmazsanız 2.sinde
SİZİ BEN BİLE KURTARAMAM
DEMEK ZORUNDA KALMIŞTIR.

**********************************

BU öngörümün TEYİDİ ANLAMINDA Akşam Yazarı Sn.İsmail KÜÇÜKKAYAnın 12.08.2008 günlü ANAYASA MAHKEMESİ ÜYESİNİN AÇIKLAMASINI DA sizlerle paylaşmak istiyorum.

***********************************

VİCDANIM RAHAT

Anayasa Mahkemesi üyesi verdiği tarihi kararla ilgili acaba ne hissediyordu. Bunu şu cümlelerle anlattı:

“Vicdanım rahat. Karar vermeden önce, ekonomiyi, AB’yi, dış ilişkileri, bütün faktörleri düşündüm. Hatta kapatılma durumunda ülkenin siyasi durumunu ve alternatifleri de değerlendirdim. Ancak, kapatma davaları ceza davalarından farklıdır. Yeni bir kapatma davası gelirse sil baştan olmaz. Şimdiki deliller de dikkate alınır. Eğer iktidar partisi, laikliğe karşı odak olan söz ve eylemlerine devam ederse yeni dava gelebilir.”

*****

Yeni davada eski deliller geçerli
Kapatma kararı ceza davalarından ayrıdır. Bu karıştırılmasın. Burada yeni dava gelirse şu anda incelediğimiz deliller de yeniden gündeme gelir. Yetkili kurullara bakarız. Partinin söz ve eylemlerinin laikliğin odağı olup olmadığı konusunda organlar onaylamış mı? Merve Kavakçı olayında belliydi, onaylamıştı. Fazilet’in kapanmasında bu etkili olmuştur. Bu türban kararı da öyleydi. Nitekim kararımız o anlamda net oldu.

****************************************************

Evet değerli dostlar,
Bu kadar karmaşa içinde bizi birazcık da olsa rahatlatan bir hukuki açıklama oldu.
Anlı şanlı bir çok hukukçu...
Madem "kapatma cezası verilmedi" bu dava dosyası içindeki geçmişe dönük tüm eylem ve açıklamalar bundan sonraki olası bir kapatma davasında bir daha kullanılamaz, kapatma davası sonrasına ait yeni olaylar ancak yeni dava konusu olabilir diye ahkam kesiyorlardı.
Bu kere en yetkili ağızdan en somut açıklama yapılmıştır.
Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki !.
Kapatmama kararı AKP için "demoklesin kılıcı" misali sürekli bir ihtar anlamındadır.
ANLARLARSA....

Bu vesile ile anılan yazının tamamını da paylaşmak istiyorum.
En içten Sevgi ve saygılarımla.

******************************************
12 Ağustos 2008



AK Partiyi neden kapatmadık?


Verdiği oyla AK Parti’nin kaderini değiştiren o üye, tarihi karar oturumunu şöyle aktardı:



"Oylamada 6 kişi ‘kapatma’ dedi. 4 kişi de ‘Hazine yardımından men’ dedik.

‘KAPATMA ÇIKARSA ÜLKE NE OLUR’ DiYE DÜŞÜNDÜM
Karar vermeden önce ‘kapatma çıksa ne olacak’ diye tarttım. Ekonomiyi, AB’yi, dış ilişkileri düşündüm, kararımı verdim. Vicdanım rahat."

10 ÜYE, ‘AKP ODAKTIR’ DEDi iKTiDAR DiKKATLi OLMALI
PEKİ bundan sonra ne olacak? “Mahkemenin 10 üyesi odak olmayı saptadı. FP’nin kapanması ve türban kararında imzam var. Meselenin özü türban kararı. İktidar partisi bu söz ve eylemlerine devam ederse yeni dava gelebilir. Ve sil baştan yapılmaz. Dava nerede kaldıysa oradan devam eder.”

AKŞAM Ankara Temsilcisi İsmail Küçükkaya, Anayasa Mahkemesi’nin ‘AKP kapatılmasın, Hazine cezası verelim’ diyen bir üyesiyle görüştü: Başkan Çukurambar’daydı iddiaları doğru değil. Hepimiz aynı lojmanda kalıyoruz. O akşam, Haşim Kılıç’la birlikte çay içtik, tavla oynadık

AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davada Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, beraberinde yanıtlanması gereken pek çok soruyu Türkiye gündemine taşıdı. Kararın açıklandığı günden bu yana siyaset kulislerinde tartışılan, speküle edilen ve henüz net bir açıklaması yapılmayan konularla ilgili olarak bir Anayasa Mahkemesi üyesi ile görüştüm. Üye, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu kabul eden, ancak “Parti kapatılmasın, Hazine yardımının yarısı kesilsin” diyenlerden birisi. Yani, karar tam da istediği gibi çıkan bir üye. O nedenle söyledikleri özel anlam taşıyor. Dava boyunca yaşanılanları ve özelikle de kararın açıklanmasıyla birlikte tartışması yapılan tüm konuları kendisine sordum. Samimiyetine güvendiğim bu üye, açık yüreklilikle bütün sorularımı yanıtladı.

Neden “kapatılsın” demediğini, vicdanen ne hissettiğini, perde arkasında yaşananları, bundan sonraki sürece ilişkin öngörülerini anlattı. Sözlerinden, Haşim Kılıç’ın o gün yaptığı açıklamanın içeriğine katılmadığını da anlıyoruz.

Sorduğum ilk soru, Çukurambar zirvesiyle ilgiliydi. Günlerdir Haşim Kılıç’ın Çukurambar Zirvesi’ne katılan dördüncü kişi olduğu konuşuluyor, haberin yalanlanmasına rağmen “Haşim Kılıç o gece nerede olduğunu açıklasın” çağrıları gündemdeki yerini koruyor. Sohbetimizde, Kılıç’ın o gece nerede, kimlerle olduğunu da öğrendim. İşte üyenin sözleri:

“Kesinlikle Haşim Kılıç’la ilgili dördüncü kişi iddialarının doğru olmadığını biz biliyoruz. Mahkemeye haksızlık yapılıyor. Hepimiz aynı lojmanlarda kalıyoruz, küçücük bir yer. O akşam, baktım, bazı üyeler Haşim Kılıç’la birlikte bahçedeler. Onları görünce ben de yanlarına gittim. Havadan sudan sohbet ettik, çay içtik, tavla oynadık. Aylardır dosya okumuştuk. Bitirme aşamasındaydık. Kararın çıkacağı belliydi.”

VİCDANIM RAHAT

Anayasa Mahkemesi üyesi verdiği tarihi kararla ilgili acaba ne hissediyordu. Bunu şu cümlelerle anlattı:

“Vicdanım rahat. Karar vermeden önce, ekonomiyi, AB’yi, dış ilişkileri, bütün faktörleri düşündüm. Hatta kapatılma durumunda ülkenin siyasi durumunu ve alternatifleri de değerlendirdim. Ancak, kapatma davaları ceza davalarından farklıdır. Yeni bir kapatma davası gelirse sil baştan olmaz. Şimdiki deliller de dikkate alınır. Eğer iktidar partisi, laikliğe karşı odak olan söz ve eylemlerine devam ederse yeni dava gelebilir.”

Teşekkür de aldım, tepki de
KAPATMA davasındaki tutumu ardından pek çok teşekkür mesajı alan Anayasa Mahkemesi üyesine aynı oranda da tepki mesajları yağmış. Yakın çevresi de aynı şekilde iki farklı tepki göstermiş. Anayasa Mahkemesi’nin tarihi kararının altında imzası bulunan mahkeme üyesinin konuyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

Çerçeve türban kararıyla çizildi
FAZİLET Partisi’nin kapanmasında imzam var. Türban kararında da imzam var. Bütün meselelerin özü türban kararıdır. Çerçeve orada çizilmiştir. Mahkemenin esas tarihi kararı, türbanla ilgilidir. İddianamede de ağırlıklı bir rolü vardı. AKP’nin odak olduğu tespitinde bu önemliydi. Çünkü söz ve eylemlerin parti yetkili kurullarında rağbet görüp görmediğine bakarız. Türban düzenlemesi öyleydi. Gerekçeye de türban diye yazmışlardı. Burası çok önemli. Türban kararımız Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerine atıfla alınmıştır. O maddelerin içinin boşaltılması da gündemdeydi. Bunu önledik. Odak olmayı buradan gördük.

Yeni davada eski deliller geçerli
Kapatma kararı ceza davalarından ayrıdır. Bu karıştırılmasın. Burada yeni dava gelirse şu anda incelediğimiz deliller de yeniden gündeme gelir. Yetkili kurullara bakarız. Partinin söz ve eylemlerinin laikliğin odağı olup olmadığı konusunda organlar onaylamış mı? Merve Kavakçı olayında belliydi, onaylamıştı. Fazilet’in kapanmasında bu etkili olmuştur. Bu türban kararı da öyleydi. Nitekim kararımız o anlamda net oldu.

YAŞ TARİHİ DİKKATE ALINDI MI
KESİNLİKLE ilgisi yok. Kararın bir an önce verilmesini hepimiz istedik. Belirsizlik giderilmeliydi. Hatta, eğer kapatma çıksaydı Rusya gezimizi iptal edecektik. Gerekçeyi de hemen yazacaktık. FP ve RP davalarının reddini isteyen bir üyemizin şimdi burada “AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağı oldu” demesi çok önemlidir.

Ben Haşim Kılıç gibi konuşmazdım

KILIÇ TEK BAŞINA KALDI:
HAŞİM Kılıç tek başına kaldı. O, şiddete karışmadığı sürece parti kapatmaya da, Hazine yardımının kesilmesine de tamamen karşı. Haşim Kılıç’ın o günkü açıklamalarına gelince. Tabii kendi üslubu. Eleştirmek gibi olmasın ama ben öyle konuşmazdım. Başkanın kendi takdiridir.

# Parti kapatmalarını zorlaştıracak anayasa değişikliği önerisini beraber mi kararlaştırdınız?
- Hayır, kesinlikle aramızda en ufak bir görüşme olmadı. O açıklama mahkemenin aldığı bir karar değil, Sayın Başkan’ın görüşlerini yansıtıyor. Ben şahsen farklı düşünüyorum. Parti kapatmaların ortadan kaldırılmasına veya daha da güçleştirilmesine karşı çıkıyorum. Türkiye farklı bir ülke. Almanya ya da İsviçre değil. Sistemin kendini koruması için böyle bir mekanizmanın yararlı olduğu düşüncesindeyim. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesinin de doğru olacağını düşünmüyorum.

# Neden Hazine yardımı cezası?
- Oylama yapıldı. 6 kişi “kapatma” dedi. Biz de sonra 4 kişi “Hazine yardımının yarısından men” dedik. Aslında daha önceki düzenlemede böyle bir imkan yoktu. 10 kişinin odak dediği bir parti kapatılırdı. O zamanlar başka seçenek yoktu ama son düzenleme ardından başka bir imkan da ortaya çıktı. Dolayısıyla biz de hem odak olmayı saptadık. Hem de Hazine yardımının yarısını kestirdik.

Biz de bu ülkenin insanıyız

# Neden tamamı değil?

- Orada da şöyle düşündük: Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Hazine yardımı da partilerin yaşamalarını sağlamak için düzenlenmiştir. Tamamının kesilmesi zaten partinin yaşamsallığını engellerdi. Bütün arkadaşlarım en az bir ay boyunca evine kapanıp dosya okudu. Ben de öyle yaptım. 40 klasörü 9 klasöre indirdim, özetledim, bütün delilleri inceledim. Yeri gelmişken, delillerin tek tek incelenmesi usuldendir. Biz bunu hep yaparız. En sonunda ülkenin içinde bulunduğu durumu da düşündüm. Kapatma kararı çıksaydı ne olacaktı diye tarttım. Başkan o gün açıkladı, biz de bu ülkenin insanıyız. Ülkemizin şartlarını düşünürüz. En doğrusu bu, diye karar verdim.

Gerekçeli kararda laiklik olacak
GEREKÇE ÇOK ÖNEMLİ: Gerekçemiz çok önemli olacak. Orada herkesin alması gereken dersler bulunacak. Türkiye’de laiklik konusunda farklı düşünceler var. Biz mahkeme olarak buna dair çeşitli kararlar vermişiz. Laikliği bir yaşam biçimi olarak kabul ediyoruz. Bizim pozisyonumuz, laiklikle ilgili yaklaşımımız gerekçeli kararda yer bulacak.

Akşam
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x