Hüseyin Aygün’ü Hangi PKK Kaçırdı?

Kürt kartında yeni dönem başladı. Barzani’nin Sünni şeriatçı boyunduruğuna hayır diyen PKK’lılar sıkıştırılıyor. Onları Suriye topraklarında barınmaya zorluyorlar.

Diyorlar ki “İşte Esad, PKK’ya kucak açtı, yer verdi, belli şehirlere yerleştirdi…” Gerçekten öyle mi?

Oysa artık etnik değil dinsel ayrıştırma sürecine girildi. Bağdat yönetimi, Şii ve Alevi gruplara, komşusu laik Suriye yönetimine yakın davranıyor. İran yönetimi de kendisi laik olmadığı halde laik Suriye yönetimiyle aynı safta duruyor. Saflar yeniden şekilleniyor, kartlar yeniden dağıtılıyor. Barzani ise, devşirme paralı Sünni ordu kuruyor, Anglo Sakson Amerikalı komutanlar onları eğitiyor ve yönetiyor, ordunun yakıtını Türkiye gönderiyor.

Anglo Sakson Emperyalist güçler BOP kartında yeni hamleye hazırlanıyorlar. Karşılarına aldıkları, yayılmacılıklarının önünde engel gördükleri Alevi-Şii yönetimleri düşman ilan ediyorlar, onları devirmek için her bir yolu deniyorlar.
Türk ordusunu bir türlü Suriye üzerine saldırtamadılar. Bir başka bahaneyle saldırtmayı deneyeceklerdir. Örneğin, PKK Suriye’de barınıyor, öyleyse orda gidin vurun onu… Peki neden Barzanistan topraklarına girip vurmadık PKK’yı? Belli ki maksat PKK değil, Beşar Esad’a okları çevirmek asıl amaç.

Bu noktada bir Şii-Alevi dayanışması kaçınılmaz olmayacak mı? Evet olacak. İşte zurnanın zırt dediği burasıdır. Bizim Kürdümüzün bir bölümü Alevi’dir, onlara Zaza deriz. PKK içerisinde bu kesimden gençler illa ki vardır, işte onlar asla Barzani ordusunda çalışmazlar. Şimdi tasfiye edilen onlardır. Kaçtıkları zaman gidecekleri tek yer laik Suriye’dir. Suriye hükümeti de bunun farkındadır, onlara sahip çıkmak durumundadır.

İşler bu noktaya geldikten sonra, artık safları belirleyen Kürt-Türk etnik kökenler değil, Alevi-Sünni mezhep kökenler olmaktadır. Diyebilirim ki Hüseyin Aygün’ün kaçırılması bu konuda bir milattır. Çünkü kendisi söylemese de tahmin edilebilir, Alevidir ve Zaza’dır. Bu özellikteki bir vekilin kaçırılması soruyu yeniden sormamızı gerektiriyor.
Hüseyin Aygün’ü hangi PKK kaçırdı?

Barzani ordusuna katılan Sünni PKK mı, Suriye’nin korumaya aldığı Alevi PKK mı?

Benzer bir soruyu bugün Oda TV’de Müyesser Yıldız sordu:

“BOP Patronları, şimdi de Alevi-Sünni ayrışmasında mı PKK’ya taşeronluk yaptırma peşinde?” (http://www.odatv.com/n.php?n=huseyin-ay ... 1308121200)

Şimdi onu kaçıranlar onunla CHP’ye mesaj gönderecekler. Ne dedikleri hiç önemli değil. Benim için Hüseyin Aygün’ün tavrı önemlidir, teslim olmayıp direnecekti. Tıpkı bir Mehmetçik PKK’lıyla karşılaştığında şehit olmayı göze alarak çatışmaya nasıl giriyorsa, o da aynısını yapacaktı.

Söylesem bir türlü söylemesem bir türlü; 1988’de Halepçe’de öldürüldü diye ilan edilenler Kürt değil Humeyni’ye muhalefet eden Halkın Mücahitleri adındaki kadın-erkek Şirazlı Kaşgari Oğuzlu Alevi taburlarıydı! 8 yıllık İran-Irak savaşı boyunca 2,5 milyon Şirazlı öldürüldü. Romalıların nefret ettiği Oğuzlu Akmenid Karusi İmparatorluğunun antik başşehri Perse Poli işte oradadır.

Bu savaş, Babil’den kovulduklarından beri köle tacirlerinin unutamadığı kuyruk acısının bilmem kaçıncı rövanşıdır… Bölgemizdeki bütün Kürtler ve Aleviler eğer bir uyanırlarsa, kendi tarihlerinin Akmenid Oğuzlulara, Kuroş’a, Artemis’e, Serhaz’a dayandığını, Oğuzlu birliği içindeyken ancak var olabildiklerini, tarihten beri köle tacirleriyle hep savaştıklarını bir fark ederlerse, vay yenidünya köle tacirlerinin haline…

Onları uyandırmamak için ekranlara yeni uzaylı masalları servis edildi, sakın açmayın.

Dilerim CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması böyle bir bilinç sıçramasına vesile olur.

Mahiye MORGÜL, 14 Ağustos 2012