Avusturya'nın Graz kenti belediye başkan adayı Winter, Peygamber Efendimiz'e "çocuk tacizcisiydi" diyerek hakaret etti.

Graz'da yapılacak belediye seçimleri öncesi, yeni yıl dolayısıyla Steiermark Eyaleti'nin başşehri Graz'a bağlı Schwarzl kentinde siyasi partiler arasında gerçekleşen geleneksel buluşmada FPÖ'lü başkan adayı Susanne Winter, İslam'a ve Peygamber Efendimiz'e hakaretler içeren sözler sarfetti.

Aşırı sağcı politikacı, "Muhammed, bu adam altı yaşında bir çocukla evlendi. Eğer bugünkü sistem olsaydı çocuk tacizcisi olurdu" ifadelerini kullanarak Müslümanların peygamberine dil uzattı. İslam karşıtı Winter bununla da yetinmeyerek ağır hakaretlerine, "İslam totaliter bir yönetim sistemidir. İslam nerden geldiyse oraya aittir. Yani, Akdeniz'in arkasında kalmalıdır" diyerek devam etti ve Avusturya'ya Müslümanların yerleşmesini "gizlice yaklaşan bir İslam Tsunamisi" olarak tanımladı.

Geleneksel buluşma gününe katılan diğer bütün parti üyeleri, Winter'in bu hakaret içeren açıklamalarına şiddetle tepki gösterdi. Muhafazakâr Avusturya Halk Partisi'nden (ÖVP) olan Graz Belediye Başkanı, "Graz'ın dinler arası diyaloğa ve güce ihtiyacı vardır, böyle provokatif zıtlaşmalara değil" derken, Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPÖ) Graz ili Başkanı Karl-Heinz Herper, FPÖ'nün dinlerarası barışı zedelediğini ve karşı çıktığı İslam inancının 1912'den beri Avusturya'da resmi din olarak tanındığını kaydetti.

Avusturya'nın Geleceği İçin Birlik Partisi'nin (BZÖ) belediye başkan adayı Gerald Grosz ise, bu hakaret dolu sözlerin kabul edilebilir bir karşılaştırma olmadığını ve FPÖ'nün sokak kavgasını körüklediğini dile getirdi.

Kaynak

Müslümanlardan oy alabilecklerini bilseler, Hazreti Peygamber'e öyle methiyeler düzerlerki, akıllara durgunluk gelir.

Türkler ilim ve ilim adamlarına verdikleri önemin sonucunda; “İbn-i Türk, Harezmi ve Birunî gibi bilginleri bilim alanında Farabi ve İbn-i Sina’yı akılcı felsefede, Ahmed Yesevi, Sarı Saltuk, Yunus ve Mevlana gibi düşünürleri de tasavvuf felsefesinde yetiştirmişlerdir”. Moğolların Selçukluları yenip, Anadolu da başlattığı şiddet ve korku döneminde Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Mevlana gibi düşünürler insanları sevgiye, kardeşliğe, birliğe davet etmiştir.

Özellikle “Gel ne olursan ol gelğ ister putperest, ister ateşe tapan Mecusi, Kafir olsan da gel..” “Hacetler Kıblesiyim ben, gönlüm kıblesiyim, Cuma mescidi değilim, insanlık Mescidiyim ben” diyen Mevlana çağımızda bile en çok ihtiyaç duyulan insan sevgisi ve hoşgörüsünün en güzel örneğini sergilemiştir.

12 Aralık 1452’de Kiliselerin birleşmesinin resmen ilan edilmesi merasiminde, Doğu Romalı Lukus Notoras, Papa’yı temsil eden Kardinal İzodor’a; “Konstantaniyye sokaklarında Kardinalin şapkasını görmektense, Türk’ün kavuğunu görürüm” demesi bu konuda başka bir örnektir.

Özetle Türkler her zaman dinlere ve insanlara saygı göstermişlerdir medeniyetin beşiği diye geçinen ve sadece avrupadaki belli kesimlerden oy almak icin her şeyi yapabilecek bu insanlar söyledikleri ile sadece kendilerini küçültmekteler.

Konuyu Atatürkün aşağıdaki sözleri ile bitireyim.

Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşü ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamağa çalışıyoruz. Kaste ve Fiile dayanan taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermiyeceğiz."


Bunlar kendini bilmez densizlere kapak olsun beş taş oynamıyoruz

Hic dert etmeyin.Allah herkesin hakettigini verir

Olaya iki yönden yaklaşıyorum.Müslümanların peygamberine hakaret eden kişiler hakareti hak ederler.Bu konuda söyleyecek bir şey yok.Bu 1.
Allah tarafından gönderildiğine inanılan 3 büyük dinin kitaplarını okuyup karşılaştırdığımızda ilginç benzerlikler ve ilginç farklılıklar görürüz.Bu dinlerin peygamberleri ile ilgili kutsal kitaplar haricinde yazılan kaynakları okuduğumuzda yine peygamberler ile ilgili de ilginç,inanılmaz iddialar ile karşılaşırız.Bu iddiaların gerçek ya da yanlış olduğuna inanmak elbette nereden okunduğuna ve kimin tarafından yazıldığına doğrudan bağlıdır.
Okuyun arkadaşlar,bol bol okuyun.Falanca böyle dedi,filanca böyle dedi,şundan böyle duydum,bundan öyle duydumu bırakın.Okuyun ve Allah'ın verdiği beyni kullanın.Hiçbir önyargı,hiçbir dogma mantığınızın süzgecini tıkamasın.Bu da 2.