Ocak 2021 ayı içerisinde gelen zamlar ,
Elektrik % 6
Doğalgaz % 21+1
Alkollü İçecekler % 17,07
Otoyol ve Köprüler % 25
Avrasya Tüneli % 26
Gıda % 21 ( Ortalama )
İletişim Vergisi % 33
Memura yapılan zam % 7,36
Emekliye yapılan zam % 8,36
Yukarıda 2021 yılının ilk ayının bilançosunu özetledim. Değerli kağıtlara
( pasaport, ehliyet, noter ücreti vb ) yapılan zamlar yukarıda yok.
Gelen yıl geldiği günden itibaren zamlarla kötü ve zor bir yıl olacağını fazlasıyla hissettirdi.
Ülkede yaşayan vatandaşlar hep kendi boğazlarından, rahatlarından, kendi olanaklarından kısmaya ve artık daha da fazla kısmaya başladılar.
Çünkü yapabilecekleri başka bir şey yok.
Maaşları artmıyor, yarı aç, yarı tok faturalara ve patronlarına çalışıyorlar.
Ellerine geçen ücret de artmayacağına göre kendilerinden, yaşam standartlarından daha çok taviz verecekler.
Türkiye’nin 80 öncesi ile 80 sonrasındaki hâli arasında dünyalar kadar fark var.
Egemen güçler muazzam bir toplum mühendisliği örneği göstererek Türk toplumuna 1980 sonrası yeniden şekil verdiler hatta format çekip yeniden oluşturdular bile diyebiliriz.
O dönemde doğan çocuklar bugün kırk yaşın üzerindeler. Onların da çocukları var.
Fakat gerek yetişme koşulları gerekse alamadıkları yetersiz eğitim sonucunda kırk senede daha aydın daha bilgili bir toplum ile karşılaşacağımıza daha cahil daha bilgisiz bir toplumla karşılaştık.
Okumayan, sorgulamayan, neden, nasıl, niçin sorularını sormayan bir toplum insanı ile bugün karşı karşıyayız.
Olan biteni olduğu gibi kabul eden dini hurafeler ile yön verilen biat içerisinde bir topluluk bu.
Bunların tek eğlenceleri beyaz cam (Tv) orda seyrettiklerini de bir süre sonra gerçek zannetmeye başlıyorlar.
Yâni toplumun ruh sağlığı bozuk gittikçe de bozuluyor, ekonomi de bu bozulan ruh sağlığına katmerli etki yapıyor.
Toplum bir hayal aleminde yaşıyor, gerçeklerden kopuk, depresif ve mazoşist insanlardan oluşuyor artık.
Bu kırk yıl gibi uzun sayılan sürede orta direk diye tabir edilen toplumsal sınıfı da yok ettiler.
Bugün çalışma hayatı kölelik düzenine eşdeğer.
İşçi ücretleri Çin’deki işçi ücretleri ile yarışıyor hatta ülkemizdeki çalışma koşulları Çin’e iki katlıyor.
Zaten siyasetçiler de bizde işçilik daha ucuz buraya gelin burada üretin diye bağırmıyorlar mı?
İş kazalarında ölen gidenin haddi hesabı yok. Sendikalar son kırk yılda en kötü dönemlerini yaşıyorlar. Sadece şekilde varlar, yoksa herhangi bir etkileri ve tepkileri de olmuyor olamıyor.
Çünkü artık ekmek, aslanın ağzında ya da midesinde değil, maalesef aslan da aç !!!
Çevremde yaşayan insanların yeni bir trend takipçileri olduğunu varsaymıştım önceleri.
Meğerse sonra dikkatlice baktığımda bunun koşulların zorlaması sonucunda geliştiğini gördüm.
Evet günde iki öğün beslenmeyi kastediyorum.
İnsanların büyük çoğunluğu artık günde iki öğün besleniyor.
Kimi bunu daha sağlıklı buluyor, kimi de pandemi sonrası koşullarının zorlaması diye nitelendiriyor.
Ancak insanlar artık sabahları kahvaltı yaptıktan sonra akşam yemeğine kadar bir şey yemiyorlar ve öğün atlıyorlar.
Bu sağlıklı mıdır sağlıksız mıdır o doktorların konusu ama bir öğünün bütçeden eksilmesi çoğu insanın bütçesini epey rahatlatmış görünüyor.
Zaten süreç içerisinde de bu düzene alışıyorlar.
2020 nin Ocak başından Aralık sonuna kadar olan süre içerisinde Türk Lirası Abd doları karşısında %25 erimiş diğer bir deyişle paramız devalüe olmuş.
İşçi, memur ve emekliye verilen maaş zamlarını da değerlendirince toplum yarı aç yarı tok yaşayarak her gün daha fazla fakirliğe mecbur kılınıyor. İnsanlar da bu ekonominin içinden çıkamadıklarından kendilerinden, yaşamlarından, yaşam standartlarından her gün daha fazla ödün verir hale geliyorlar.
Ne diyelim Hayaldi gerçek oldu…
Zafer ATUN
03Şubat2021
zaferatun.wordpress.com