İki yanlıştan bir doğru çıkmaz!..

İki yanlıştan bir doğru çıkmaz!..

İletigönderen Ram » Sal Oca 06, 2009 18:53

İki yanlıştan bir doğru çıkmaz!..

Erzurum’da; “Ayağıma yer edim, gör sene neler edim” diye bir tekerleme var. İstanbul Türkçesi ile; “Önce kendimi sağlama alayım, sonra sana neler ederim görürsün” şeklinde söylenebilir. Yıllardır, soğuk su dolu kazanda ateşe konulan kurbağa misâli, öldüğümüzü anlamadan pişeceğiz diye feverân ettik durduk!..

Korkarım korktuklarımız oluyor! Kürtçe müzik, radyo ve yayın konusunda, birkaç kere yazmıştım. Bilge Oğuz Yayınevi’nden yeni yayımlanan “Yitik Zaman Oyuncakları” kitabımda da anlattım. 1973 yılının sonları. Birkaç memurun haricinde, Türk olmayan bir ilçemizde, cezaevindeydik. Yetmişe yakın hükümlü ve tutuklu içinde üç Türk’tük. O zamanlar Erivan ve Moskova’dan Kürtçe radyo yayınları yapılırdı. Sabahtan öğlene kadar bir saat, öğlenden sonra da bir saat olmak üzere yayın yapılırdı. Bütün cezaevi sakinleri, çalınan müziği birlikte dinler, birlikte halaylar çeker ve eğlenirdik. Ta o zamanlardan radyonun sunuşunu ezberlemişim hâlâ hatırlıyorum. Müzik aralarında yapılan konuşmalarda neler anlatıldığını sorduğumda, komünizm lehinde ve Cumhuriyet aleyhtarı propagandalar yapıldığını öğrenmiştim. Ve 1973 senesinin sonlarında, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’e birer mektup yazarak durumu anlatmış ve TRT’den biz Kürtçe yayın yapamaz mıyız diye sormuştum. O zamanlar; Kürtçülükten geçinen vampirler yoklardı. Türk’le Kürt kesinlikle kardeşti ve hiçbir sıkıntı, hiçbir ötekilik yoktu. Talebim herhalde ciddiye alınmamıştı.

İç siyâsetimiz de kendimiz tarafından programlanmadığı için, maalesef tarihi hatalar yaptık! Moskova ve Erivan’dan yapılan radyo yayınına rakip bir resmi yayın yapmadık, yapamadık. Sonra 12 Eylül kıyameti koptu. At iziyle it izi birbirine karıştırıldı. Canlar yakıldı denge politikası adıyla. O da geçti...

Sonra Özal’lı dönemleri yaşadık. Kürtçe kasetlerin satışına izin verildi. Yasakken el altından karaborsada acayip satılan kasetler, serbest satışta, sıfır çekti! Sonra demokrasi adına verilen tavizlerin birikimiyle, PKK çıkarıldı ortaya. Sonra, PKK’nın kanlı tehdîtleri ile bağımsız olarak seçime girenlerle, Meclis’te grup kuruldu! Her Mehmetçik şehâdetinden sonra, iyice şımararak bir şeyler istemeye başladılar!

Bu zamansız yapılan Kürtçe yayına, şiddetle karşı çıktım! Çünkü devlet, yapması gerekeni yapıyor olmayacak, PKK zorla yayını elde etti denilecek diye yırtındım! Ve tam da yerel seçimler arifesinde, AB dayatmalarıyla, devlet bütçesinden Kürtçe Televizyon açıldı! Devletin yaptıklarını yıkan hainler, anında buna da karşı çıktılar! Ve peşine Kürtçe siyâset hakkı istemeye başladılar!..

Sayın hükümet edenler; belki, Doğu ve Güneydoğu’dan bu yolla birkaç oy koparırız düşüncesiyle bunu yaptınız ve makul karşılanacağını zannettiniz! Makul karşılanmadı! Devletin teröriste taviz vermesinin makullüğü olamaz! Zorla bir şey alınırsa, aynı metotla isteklerin sonu gelmez! Ve şimdiden sonraki yayınların, en az 10 milyonluk Türk-Kürt nüfusumuzu ötekileştirmekten başka bir işe yaramayacağını, kısa sürede göreceğiz!.. Yıllar önceden yapılması gereken bir doğruyu; yanlış zamanda, yanlış zeminde yanlış olarak yaptınız! Artık yanlıştan doğacak yeni yanlışları izleyeceğiz! İki yanlıştan da bir doğru çıkmaz...

Hiçbir devlet ve hiçbir sistem, kendi eliyle kendini yaralamaz! Devletle savaşanların isteklerini yerine getiren bir yönetim, savaşı kaybetmiştir! Ordumuzun emeklerini, şühedânın emeklerini, böylesine kolaylıkla inkâr edemezsiniz, ettiremezsiniz! Bu yapılanın halk nazarında tarifi, PKK’nın istediklerini, zorla aldığı şeklindedir! Milleti çok inciten bu uygulamanın verdiği rahatsızlıkları duymuyor musunuz? Yoksa verilen talimat gereği, bölünmez vatanı bölmeye mi hazırlanıyorsunuz?!..
Mustafa ASLAN - 06/01/2009
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Panzehir » Çrş Oca 07, 2009 1:34

"Şans, doğru yerde doğru zamanda olmaktır." şeklinde bir önerme vardır. Hükmedemeyen kabine topluluğu ise bu önermeyi çürütmek için ellerinden geleni yapıyor. Hükmedemeyenler doğru yerdeler, doğru zamandalar ancak yapılması gerekenleri yapamayacak kadar aciz olduklarının farkında bile değililler (mi) !?

Tavizler, yeni tavizlere gebedir. Gebelik ve vatan ile ilgili bir benzetme yapardım ama pek yakışıkalmaz. Sonra yanlış anlaşılabilir, farklı yaklaşımlar, farklı yakıştırmalar ile karşı karşıya kalabilirim.

Bu yaşananlar bu şekilde olmamalıydı. Basiretsizliğin, acizliğin, vatan sevgisizliğinin, düzmecelerin, binbir yüzlerin, bağımlılığın, bencilliğin, tarihe olan saygısızlığın eseridir yaşananlar..

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x