
ABD ve onun ülkemizdeki çıkar uzantıları, bu üç bileşeni bir araya getirerek, iktidarı ve BOP projesinin temellerin atmışlardı.
* Bölücü Kürtler ve Kürt zenginler,
* İslami sermayeden gelen sermaye gurupları ve onların dayandığı İslamcı taban ve cemaatler,
* Bu birlikteliğin ekonomik ayağını oluşturan, sıcak para taşıyıcıları ve onların liberal temsilcileri.
İktidarın bileşenleri bu üç guruptan oluşuyor ve bu guruplardan güç alıyordu.
Bu üç güç odağının ortak yanı; Amerikancı olmaları ve Kemalizm’e karşı olmalarıydı.
Ordunun Kemalist kadrolarının tasfiyesinde birlikte çalıştılar.
Amerika ve Avrupa’nın bölgedeki çıkarları için birlikte çalıştılar.
ABD’nin bölgede kurmayı amaçladığı, Kürdistan kurma planına birlikte destek verdiler.
Bu ortaklığın halen devam ettiğini söylemek yanlış olmaz. Erdoğan ve onun etrafındaki mezhepçi klik, Batıcı liberallerden kurtulmayı istese de, bunun çok zor olduğu, zaman ilerledikçe anlaşılacaktır.
AKP’den Gül ve Babacan’ın tasfiyesi, Batıcı ve Amerikancı liberallerin tasfiyesi anlamına gelmektedir.
Bu tasfiye çok zor olsa bile, Erdoğan seçim başarılarını kullanarak, radikal liberalleri(Batıcı İslam) tasfiye etmek amacındadır.
Erdoğan 17/25 Aralık hareketinin bu Amerikancı ve Batıcı İslamcılardan geldiği kanaatindedir. Ki öyledir.
Öyle anlaşılmaktadır ki, Batıcı İslamcılarla (bir anlamda liberaller)Mezhepçi İslamcıların çatışmasına tanık olacağız.
Kürt zenginlerinin Batıcı kanadı da, Batıcı İslamcılarla birlikte hareket etmektedirler.
Batıcı İslamcıların tabanının, Erdoğan’ın tabanı kadar güçlü olmadığı, süreç içinde ve seçimlerde ortaya çıkmıştır.
Ancak Batıcı İslamcılar, sıcak para çevrelerini harekete geçirerek, iktidar mevziindeki yerlerini korumaya çalışacaklardır.
Bunu Erdoğan’a rağmen gerçekleştirmelerinin güç olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar sıcak para tehdidini kullanarak, mevzilerinde tutunmaya çalışacaklarsa da, en önemli önderleri Gül’ü, kurtaramayacakları şimdilik görünmektedir.
Gene de erken konuşmamış olalım, para musluklarını daha ötede kısarlarsa, mevziilerini koruyabilirler.
İktidara gelirken ve geldikten sonra da, Amerikancılarla İslamcıların koordinasyonunu Cemaat sağlardı.
Amerikancı İslamcılarla, Mezhepçi İslamcılar, aralarındaki pazarlığı, artık doğrudan yapmak durumundadırlar.
Bildiğiniz gibi Amerika’nın ve Avrupa’nın çıkarları bitmez.
Taleplerini normal yollardan gerçekleştiremezlerse, şantaj yolu ile yerine getirme alışkanlıkları vardır.
Bunu tüm Cumhuriyet hükümetlerine yapmışlardır.
Erdoğan’da, bu talepleri bazen isteyerek, bazen boyun eğerek, ya da seçimlerle halka giderek bu günlere kadar geldi.
Şimdilerde; Batı sermaye çevreleri diyor ki; Sen Cumhurbaşkanlığına çık otur. Gerisini Kürt zenginler ve İslamcı liberaller halleder.
Erdoğan böyle bir yapılanmayı, iktidarı için garanti görmüyor.
Bakalım İslamcı sermaye gurupları mı, yoksa sıcak para sağlayıcılar mı kazanacak?
Kim kazanırsa kazansın, AKP’nin ömrü sandığımızdan kısa sürecek.
AKP’nin ömrünü belirleyecek olan, yukarıda açıklamaya çalıştığım çıkar guruplarının aralarındaki çatışmadır.
Buna bir de Kemalist ve yurtseverlerin halkla birlikte muhalefetini de eklerseniz…
Bülent ESİNOĞLU, 12 Ağustos 2014
bulentesinoglu@gmail.com