İliştirilmiş adaylar!
Türkiye tarihinin en karmaşık seçimine sahne olacak.
Sağ, sol birbirine karıştı.
Marksistler, liberaller ve ılımlı İslamcılar kucaklaştı.
Tek hedef milletvekili olabilmek.
Topçu, popçu, artiz, türkücü, sunucu ve çalgıcılar listelerde ön sıralarda yerini aldı.
İçlerinde, mahkeme görmüş uyuşturucu baronlarının olduğu bile söyleniyor.
Bölücü ve işbirlikçileri saymıyorum...
Türkiyeyi kurtarmaya soyunan liderlerimiz, maaşallah çevrelerindeki yalaka takımına iltimas geçmiş...
Bazı adaylar projeleri, başarıları ve planları ile değil paraları ve dalkavukluk becerileri göz önüne alınarak seçilmiş...
Bu arada araya sıkışmış çok değerli adaylarımızı da hatırlatayım.
Yine yalnız kalmış gibi gözüküyorlar.
Listeleri taradım ama adaylar arasında kahraman, başarılı sicile sahip emekli asker ve gazilerimizi göremedim.
Nedir bu askere olan alerji?
Örneğin, Kemal Yavuz, Engin Alan, Yavuz Ertürk, Erdal Sipahi, Alaattin Parmaksız, Necati Özgen, Abdullah Küçükarslan, Kürşat Atılgan, Nejat Eslen ve Veli Küçük paşalar ya da çifte madalyalı Güneydoğu Gazisi Yusuf Ziya Çol binbaşı gibi sicili tertemiz, olgunluğunun doruğundaki nice emekli askerlerimizden resmen korktuklarını düşünüyorum.
Kimsenin adamı olmayan, ABD ve ABden korkmayanlar, liderleri ürkütüyor...
Askerden politikacı olmaz savsatası ile milleti uyutanlar, bölücüleri, uyuşturucu kaçakçılarını, vurguncuları, katilleri ve mafya üyelerini TBMMye sokmayı tercih ediyorlar anlaşılan...
Hani biz genç bir ülkeydik?
Nerede bu gençler?
Bu arada Başbakan Tayyip Erdoğana ve Abdullah Güle de bir soru sormadan edemeyeceğim.
Tuncelide 7 şehit daha verdik.
Başbakan Operasyon konuşulmaz, yapılır , Dışişleri Bakanı Gül de ABli dostlarına Türkiyenin her türlü önlemi almaya hakkı vardır demişti.
2002de PKK terörü sıfırdı. 2007de doruk noktaya ulaştı.
4.5 yıldır neden önlem almıyorsunuz, operasyon yapmıyorsunuz, Haburu kapatıp, elektriklerini de kesmiyorsunuz?
Siz hâlâ, Kapıyı nasıl kapatalım, oradan 2 milyar dolar kazanıyoruz diyebiliyorsunuz.
Harekete geçmeniz için kaç vatan evladının daha şehit edilmesi gerekiyor?
Sayıyı söyleyin de bilelim.
Danışmanınız Egemen Bağış 1 Mart tezkeresinin reddini her şeye gerekçe gösterip Ne yapalım, tezkere geçseydi PKK terörü olmazdı demeye getiriyor.
Irakta ABD ordusunun hizmetinde olan embedded (iliştirilmiş ) gazetecilerden sonra, Türkiyedeki iliştirilmiş siyasetçilerin artık bu milletin yakasından düşüp geldikleri yere dönme zamanı gelmiştir.
Gitmeyeni hak ettiği biçimde göndermek de bizim yeni görevimizdir.
Vedat Yenerer