İlk önce Trakya gidiyor!

İlk önce Trakya gidiyor!

İletigönderen MansurSah » Çrş Kas 19, 2008 7:58

İlk önce Trakya gidiyor!

19/11/2008



Avrupa Birliği’nin Türkiye halkından gizlenen 'kaynaşma' stratejisi, öncelikle Trakya'yı AB’ye dahil etme amacı güdüyor. Verilen fonlarla halk yeni bir kimliğe hazırlanırken, Edirne Valiliği tabelasından TC ön ekini çıkarma denemeleri yapılıyor.



soL (Çorlu) Avrupa Birliği’nin Türkiye halkından gizlenen “kaynaşma” stratejisi, "ulusal sınırların böldüğü bölgeleri AB’ye entegre etme" amacını taşıyor. İlk "kaynaşacak" saha olarak seçilen Trakya’da eğitim, sağlık, emek piyasası ve ortak tehdit yönetimi “sınır ötesi”ne terk edilecek ama kendisine “sınır ötesi kimlik” biçilen bölge halkı üst-kimliksiz kalmayacak!

Avrupa Birliği (AB) 2004 yılından bu yana “aday ülke” Türkiye’yi, Sınır Ötesi İşbirliği (Sİ) kapsamında destekliyor. Katılım Öncesi Mali Yardım (KMY) adı verilen bir AB fonu tarafından finanse edilen işbirliği programları, AKP hükümeti ve AB muhipleri tarafından, Türkiye kamuoyuna “AB bizi tam üyeliğe hazırlıyor hem de para vererek kalkınmamıza yardım ediyor” ifadesiyle yansıtılıyor. Oysa AB’nin hiç de gizli olmayan stratejik kararlarına ve düzenlemelerine bakıldığında, asıl niyetin Türkiye’nin belirli bölgelerinin fiilen AB toprağı haline getirilmesi olduğu görülüyor. Birçok AB sözcüsünün “Türkiye çok büyük” sözleri hatırlandığında, “parça parça Avrupalılaştırma” niyeti anlam kazanıyor.

AB’nin desteklediği etkinlikler dikkate alındığında, ilk “özerk sınır ötesi eyalet” projesinin Trakya’yı kapsadığı anlaşılıyor. Edirne ve Kırklareli illeri, kara sınırları itibariyle Bulgaristan'la ilişkilendirilerek Sınır Ötesi İşbirliği’ne dahil edilirken, Tekirdağ ve Çanakkale de “deniz ötesi işbirliği”ne sokulmuş vaziyette. AB resmi belgeleri bu tür işbirliklerini “stratejik” seviyede görüyor ve şu tespite dayanıyor: “Ulusal sınırlar kalkınmaya engeldir!”

Strateji: Bölgelerin entegrasyonu

AB’nin bu tespiti, “birliğin karar organı” denilen Avrupa Konseyi’nin 6 Ekim 2006 tarih ve 2006/702 Nolu “basımı zorunlu olmayan” kaydıyla sınıflandırılmış, ama AB Resmi Gazetesi’nin 21 Ekim 2006 tarih ve L291 sayısının 11-32. sayfalarında yayınlanmış stratejik kararında yer alıyor. AB’nin her çeşit müktesebatını çevirtmekle meşgul AKP hükümetinin, “kaynaşma stratejisi” başlıklı 22 sayfalık bu kararı çevirmeyerek bir anlamda gizleme yoluna gitmesi, AKP açısından pek anlamlı. Fakat bunun kadar manidar olanı, “Avrupa Takımı” üyesi kimi akademisyenlerin, Trakya bölgesinde verdikleri konferanslarda, bilim insanı namusuna aykırı bir biçimde AB kararının “sınır ötesi kimlik” ve “Avrupa vatandaşlığı” gibi kimi vurgularını saklayarak veya çarpıtarak halka sunmaları.

Konsey’in ilgili kararı, Trakya’dan dört ili içine almış Sİ’lerinin nihai amacını net olarak açıklıyor: “Ulusal sınırlar ile bölünmüş bölgelerin entegrasyonunu sağlamak.” Kararın Ek 2.4 maddesinde Sİ’lerdeki ön koşul, “mevcut ulaşım ve iletişim altyapısının iyileştirilmesi” olarak açıklanırken, devamında ilginç kavramlar ortaya atılıyor: “sınır ötesi işletme”, “sınır ötesi eğitim-öğretim”, “sınır ötesi sağlık” ve “sınır ötesi emek piyasası”.

2007-2013 dilimindeki AB stratejisini açıklayan karara göre, Sİ’ler sınır bölgelerinin rekabetçiliğine odaklanırken, eğitimi, sağlığı ve giderek emek piyasasını Avrupa’ya ve “üçüncü taraflar” olarak tanımlanan uluslararası sermayeye açmalı. “Ortak tehditlerin yönetimi”ni de Sİ’lere yükleyen Konsey kararı, işbirliği alanlarını, İngilizce’de “hakimiyet sahası” manasına gelen “territory” kavramıyla ifade ediyor. Daha önemlisi, hakimiyet sahalarındaki halk için “sınır ötesi kimlik” oluşturulması öngörülürken, bu yeni kimliğin “Avrupa vatandaşlığının bir bileşeni” olacağı belirtiliyor. Konsey, KMY fonunun da, kapsamı sayılan ilkelerle çizilmiş bölgesel entegrasyon için kullanılacağını, aynı kararda düzenliyor.

Muhatap yerel yönetimler
Eğitim, sağlık, emek sömürüsü ve kimlik problemi çözülmüş sahanın “siyasal iktidar” sorununa yanıt arayan Konsey, “kamu yönetimi reformu”nu adres gösteriyor. Konsey’in KMY’yi kuran 1085/2006 no’lu kararı, “reform”un çerçevesini şöyle çiziyor: Yardım alabilmek için “kamu yönetimini, işbirliğinin ve mali yardımların yönetimini yeni bir sisteme devredecek ölçüde yerelleştirmek” ön şart! Açıkçası, AB, “sahaları”nı yönetirken ve mali olarak desteklerken, o ülkenin merkezi otoritesiyle değil, “sınır ötesi kimlik”li yerel yönetimlerle muhatap olmak istiyor.

AKP hükümeti, şartı yerine getirmek için, gerekçede Konsey’in karar numarasına (1085/2006) doğrudan atıf yaparak, 5449 sayılı yasayı çıkardı ve öngörülen “yeni sistemi” Bölge Kalkınma Ajansları (BKA) olarak isimlendirdi. Kamu İhale Yasası ve Sayıştay denetimi dışında tutulacak BKA’lar AB’nin “diyaloğu” için gereken yetkilere sahip. BKA’lar soL’un TRAKAB ve İMP’nin bölge planı açısından ele alındığı “AKP’nin Trakya Planı” başlıklı haberinde detaylı olarak anlatılmıştı. http://haber.sol.org.tr/mansetler/anamanset/3400.html


Edirne, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı değil mi?
“Özerk Trakya”, gelinen noktada önemli evrelerden geçiyor. Özellikle “ulaşım altyapısı” alanında birkaç yatırım birden ilerliyor. Projeleri hazır durumda olan Halkalı-Bulgaristan Hızlı Tren Hattı ve Kırklareli Demirköy TIR geçişleri Avrupa Yatırım Bankası’ndan onay beklerken, en önemli gelişme Çorlu Lojistik Bölgesi-Asyaport Limanı ekseninde görülüyor. Sovyetler Birliği karşıtı sivil istihbarat kuruluşu olarak karanlık bir geçmişe sahip olan ve bir süredir Avrupalı lojistik tekellerinin denetimindeki Gemi Taşımacılığı ve Ekonomisi Enstitüsü (ISL), Çorlu Lojistik Bölgesi’nde danışmanlık yaparken, projenin yürütmesini TOKİ’nin üstlenmesi karara bağlandı. Trakya’nın Avrupa Erişim Ağı’na daha sıkı bağlanmasında yeni proje ve adımların AKP’nin “kamu yönetimi reformu”nu beklediği ifade ediliyor. O kapsamda 5 Kasım 2008 tarihli son AB Genişleme Raporu’nda AKP hükümetinin KMY’nin devamı için “yerel düzeyde gerekli yönetsel yapıları kurması gerektiği”nin altı çizilmişti.

Trakya’yı “özerkleştirme” projesinin “sınır ötesi kimlik” kazandırma ayağında garip etkinlikler dikkat çekiyor. Edirne Valiliği’ne bağlı AB Bilgi Bürosu “Avrupalı olmak” başlıklı çeşitli yarışma ve programlarla gençlere seslenirken, bölgedeki ilköğretim okullarına dek “projecilik” aşılanıyor. KMY fonu da belediyeler, “etnik” dernekler, ticaret-sanayi odaları ve “sivil toplum” örgütlerine ulufe dağıtarak “her kesimden Avrupalı” yaratıyor, AKP’li bakanlar ise bölgedeki “Trak’ların ilk ataları ve tapınakları” türünden tuhaf araştırmaları finanse ediyor. Dikkat çekici bir “halk yeni kimliğe hazır mı?” yoklaması ise Edirne Valiliği’nden geldi. Sembolik de olsa bir deneme yapıldı ve valilik tabelasından “TC” ön eki kaldırıldı. Halktan tepki gelmesi üzerine “İçişleri Bakanlığı TC ibaresinin kullanım yerleri için yeni çalışma yapıyor” diyerek 7 ay direnen AKP bürokratları, ancak geçen Ekim ayı sonunda Edirne Valiliği’ni Türkiye Cumhuriyeti’ne “bağladı”.

AB’nin Türkiye kamuoyundan gizlenen “kaynaşma stratejisi” kararı, 2007-2013 dönemini kapsıyor. Türkiye’nin tam üyelik görüşmelerinin 2014’ten önce başlayamayacağını defalarca söyleyen AB yetkilileri, anlaşıldığı kadarıyla “önce sınır ötesinde kaynaşalım” demeye getiriyor. AB ve AKP’nin karşılıklı olarak yürüttüğü stratejinin önüne geçilmez ve AKP gitmezse, 2014 yılına gelindiğinde, Türkiye’nin “kaynaşan” bölgeleri, “Avrupa vatandaşları”nın yaşadığı topraklar olarak AB’ye tam üye olabilecek. AB’nin “hazmetme kapasitesi” herhalde o kadarına yetecek!

Kaynak: http://haber.sol.org.tr/mansetler/anama ... nuyor.html

[img]http://haber.sol.org.tr/themes/tpl_4001/img/soLlogo.png[/img]
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

cron

x