Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, askerin açılıma bakışını net mesajlarlarla ifade etti:

-Türkiye devleti bölünmez bütündür. Türkiye devletinin dili Türkçedir.

-Ulus-devlet ve üniter-devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.

-Terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bulunamaz

DTP'YE KAPILAR KAPALI

Askerin 'DTP'ye kapattığı kapıyı acaba araladı mı?' sorusu da yanıtını bulmuş oldu. Asker sosyo kültürel haklara sıcak siyasi haklara şiddetle karşı.. Başbuğ, Zafer Haftası dolayısıyla Genelkurmay resmi internet sitesinden yayınladığı mesajla tartışmalara katıldı. Bugüne kadar suskun kalan asker, bu açıklamayla kırmızı çizgilerini iyice kalınlaştırdı.

CHP lideri Baykal'ın askeri hedef alan açıklamaları sonrası Genelkurmay eleştirilere bir anlamda yanıt verdi. Askerin olmazsa olmazlarını sıralayan Başbuğ'un konuyla ilgili mesajları şöyle:

DİLİ TÜRKÇE'DİR

Anayasa'nın değiştirilmesi teklif bile edilemez olan 3'üncü maddesinde ifade edildiği gibi "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir." Türk Silahlı Kuvvetleri, ATATÜRK tarafından bizlere emanet edilen ve Anayasa'nın 3'üncü maddesinde de belirtildiği şekilde; Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus-devlet ve üniter-devlet yapısının korunmasında taraftır ve taraf olmaya da devam edecektir.

Ülkelerin ve milletlerin bütünlüğünün korunmasının bir bedeli vardır. Türk Silahlı Kuvvetleri; bu bedelde kendisine düşen tarihi görev ve sorumlulukların bilinci içerisindedir.

ARTAN KARARLILIK

Bugüne kadar bölücü terör örgütü ile mücadelesinde 5003 evladını şehit veren Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasa ve yasalar çerçevesinde, bölücü terör örgütüne karşı bugüne kadar dünyada eşine hiç rastlanmayan bir başarı ve özveriyle yürüttüğü mücadeleye bundan sonra da artan bir kararlılıkla devam edecektir.

SOSYO-KÜLTÜREL HAKLAR

Türk Silahlı Kuvvetleri, bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken, güvenlik alanının dışında kalan ekonomi, sosyo-kültürel ve uluslararası alanlarda da devlet tarafından gerekli tedbirlerin alınmasının önemli olduğuna inanmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu konularla ilgili görüşleri bilinmekle birlikte, emsalsiz Büyük Zaferi kutladığımız bu hafta münasebetiyle, bu konulara ilişkin düşünce ve duruşumuzun bir kez daha ifade edilmesinde yarar görülmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri;

- Ulus-devlet ve üniter-devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.

- Kültürel farklılıklara saygılıdır. Ancak kültürel farklılıkların siyasallaştırılmasını, başka bir ifadeyle siyasal temsil aracı olmasını, toplumsal siyasal kimlik unsuru haline getirilmesini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içinde mümkün göremez.

- Terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bulunamaz.

- Demokrasinin sunduğu fırsat alanlarını kullananların, bireylerin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terör faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş görmelerini kabul edemez.

- Usul ve yöntem esası belirler, noktasından hareketle takip edilecek usul ve yöntemlerde özenli olunmasının gereğine inanır.

- Her konuyu tartışabilme özgürlüğünün, devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına sokacak konuları içermemesi gerektiğine inanır.

Türk Silahlı Kuvvetleri; Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri olan laiklik, demokrasi, sosyal ve hukuk devleti ilkelerine yürekten bağlılığı, üstün disiplin anlayışı, köklü gelenekleri, itidalli ve kararlı yaklaşımı, hepsinden önemlisi Türk milletinden aldığı güçle dün olduğu gibi bugün de ve yarın da üstlendiği her görevi başarıyla yerine getirmeye devam edecektir.

Şüphesiz ki; "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye'dir."

Türkiye Cumhuriyeti, bulunduğu hassas coğrafyada birlik ve ülkesine sadakat içinde vatanını ve milletini seven insanlarıyla çağdaş toplumlar arasında hak ettiği yeri almalıdır.

Aziz Türk milletinin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarının Zafer Haftasını en içten dileklerimle kutlarım...


internet haber

Devir - teslimde sert sözler!

Hasan Aksay, “Son terörist ölene kadar mücadelemiz sürecek” dedi.

Org. Aydoğan Babaoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda düzenlenen törenle görevini Org. Hasan Aksay’a devretti. Hava Kuvvetleri’nin yeni komutanı Org. Hasan Aksay, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, “Son terörist ölene kadar mücadelemiz sürecektir” dedi.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı devir-teslim töreninde konuşan yeni Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay,”TSK, 1984 yılından bu yana yasaları hiçe sayarak dağa çıkan kanlı terör örgütüne karşı silahlı mücadelesini kararlılıkla, taviz vermeden, artan şiddetle devam ettirmektedir. Hava Kuvvetleri olarak, bu mücadeledeki başarılı hava operasyonlarımız eskiden olduğu gibi kararlılıkla, son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar sürdürülecektir. Bölücülerin hayallerini bir an evvel söndürmek için güvenliğin yanında, ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik harekat ve uluslar arası alanlardaki çalışmaların bir an evvel sonuçlandırılması, sorunun en kısa sürede çözümü için, en uygun hareket tarzı olarak değerlendirilmektedir,” dedi.


Gerçek Gündem

Taraf: İşine bak general!

İlker Başbuğ'un açılımın çerçevesini çizmesi Taraf gazetesini çok kızdırdı.

Genelkurmay Başkmanı İlker Başbuğ'un açılımın çerçevesini çizmesi Taraf gazetesini çok kızdırdı. Gazete bugün sürmanşetten "İşine bak general" başlığıyla okurların karşısına çıktı.

Askeri otoritenin sazı eline alması gazeteyi küplere bindirdi. Askerin sivil alana karışmasına öfkeliydiler.. Tepkilerini de sürmanşetten dile getirdiler.

Haberin spotunda "Genelkurmay Başkanı görevi ve yetkisi olmadığı halde Kürt açılımı için kırmızı çizgilerini açıkladı: Ulus-devlete tarafız, taraf kalacağız" ifadeleri yer aldı..

'Kürt meselesini askerin aklıyla mı çözeceğiz'

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan da köşesinde askere yüklendi.. Altan özetlemek gerekirse "kışlana dön sivilin işine karışma" diyor.. Altan'ın bugünkü köşesinden çarpıcı bir bölüm aktarıyoruz:

CHP ile MHP, Genelkurmay Başkanı'nı "konuşması" ve "kırmızıçizgileri" belirlemesi için çok zorladılar.

Genelkurmay Başkanı da konuştu.

Kürt sorununun nasıl çözüleceği, eğitimin hangi dilde yapılacağı Genelkurmay Başkanı'nın üstüne vazife değil.

O savaşmaktan sorumlu.

Savaş derler, savaşır. Barış derler, barışır.

Savaşa ve barışa generaller karar veremez.

Savaşa girmeden önce "ordunun hazır olup olmadığını, askerî şartlan" hükümete anlatır.

O kadar.

Bizim genelkurmay başkanları maşallah her konuda konuşuyor.

Kendi işleriyle uğraşacaklarına siyasetle uğraşıyorlar.

Kürt meselesini askerin aklıyla mı çözeceğiz?

GAZETECİLER.COM


Gerçek Gündem

TSK bu aciklamalarini hep yapti, yapiyor ve yapsin.
Baska türlü yapmasi zaten düsünülemez, yapsa Anayasa'nin disina cikar, suc islemis olur. Ilker Basbug'un belirttigi gibi devlet kurumlari ve memurlari Anayasa'ya uymak zorundadir.

Bu tartismanin ön cephesine ordunun atilmasi ve bundan keyif duyan, ilimli bir Türk Halki'nin varligi gercekten cileden cikarici. TSK'nin yaptigi "SOK" aciklamalarla sakinlesen, TeSKin olan.

Halk ucuruma gittiginin farkinda olmadikca ve insiyatifi eline almadikca düsüs kacinilmaz gözüküyor. Böyle sakinlestrilebilen bir halki dünyanin en güclü ordusu bile kurtaramaz. Kendimi kandirmiyorum.

Bizim ilk başta Emperyalist miolduğumuzu söylesinler oyun belli 30 sene olmuş hep böyle tam tansiyonda milleti sakinleştirme operasyonu yapılıyor bizim özel harp dairesi kendi milletine operasyon yapmaktanmı hoşlanıyor. Söyle kükre hiç bir şey olmasın. elin altanları da sanki kapitalist ordunun maaşlı generaline iş öğretir gibi fırça atsın. Açıklamalar yapılırken olan hep millete oluyor açıklama yapmasınlar icrat gerekiyor. Yerlerde sürünen dumur olmuş değerleri kaybolmuş miletten anca ABDjandarması olur bunu istiyorlarsa birazdaha konuşurlar görünen oki devamlı konuşulacak operasyona devam ama kimin üzerine. Topyekün ordunun işi askeri savcılardan bile gık yok. Bu deyyus sürüsünün tepişmesine ses çıkaranın arkasında kim durabilir ancak ordu, istihbarat durur oda görünmüyor yazık sanki başkasının memleketinde gizli kalmak zorunluluğu varmış gibi davranıyorlar millete bayrağa hizmet edilecekse gün bu gündür. MEmur değil ki bizdeki genelkurmay başkanı nerdençıkmış deyyusların homurtusuna pabuç bırakmak. kendisine çul muamelesi görsün sessiz kalsın sonra televizyonlarda dert yansın diyemi beslettiriyor başa gelenler. Hoş İmralıyıda besliyoruz ya..birde dikkat ettim Osman Pamukoğlu ne açılım yaparsa ardından onu taklitleri çıkıp gerçekleri böyle örtmeye çalışıyorlar. akıllarının aydığı ancak kopyalamak gibi geldi bana sürekli aynı şey çünki.....

Asker gene konuştu

En son konuşmasında, “bu belgeyi düzenleyen var ya!..” diye çok fena konuşmuştu “asker”, o zamandan beri de suskundu... “O belgeyi düzenleyen” meselesi de küllendi küllenecek... Şimdi gündem, “açılım” üzerine ve “asker” de konuşuverdi!..

Asker konuştu mu, adettir ortalık hareketlenir... “Neden konuştu ve ne dedi” uzmanları ardı ardına TV’ye çıkıp millete “konuşmadan ne anlaması gerektiğini” (!) izah ederler.. Öyle ya, millet gerzek olduğundan, anlatılanı anlamadığından (!) bu durumlar şarttır...

Ol babda ekrana gelen iktidar sözcüsü Bekir Bey (kendileri iki gündür parti mütercimliği yaptığı için helak, harap ve bitap olsa da) “askerin” konuşmasını “30 Ağustos vesilesine” bağladı... Zafer Haftası münasebetiyle asker bir takım beyanlarda bulunmak durumundaydı ve öyle yapılmıştı.. Ve zaten konuşmalardan da anlaşılacağı gibi komutanlarla “iktidarımız” tam bir mutabakat halindeydiler!.. “Sayın Başbakanımız her seferinde tek bayrak, tek devlet diyordu ya işte o hesap..”

Zaten “Askeri, muhalefet tahrik ediyordu!.. Bahçeli bir taraftan, Baykal öte taraftan!.. MGK, hükümeti onayladı diyorlardı da Komutan bu durumdan tırstı!.. Mecburen konuştu.. Söyledikleri, aynen bizim de söylediklerimizdir ama, zaten...”

Doğruya doğru!..

Asker konuştu da, zaten öyle konuşuyor hep..!

Ne dedi!?.

Hakikaten “asker” konuştu da ne dedi?!.. Bu gibi durumlarda ahali önce görür, duymaz!.. Yani askerin söylediklerinden önce görüntüsü kafalara çakılır..! Komutanın suratı nasıldı, yanındaki zevatın bakışları nasıldı, ses tonu falan!.. Buna göre, söyledikleri anlaşılmasa bile ahali “çıkış” konusunda fikir sahibi olur!..

“Valla bu sefer oyacak abi!..”
“Yok lan, şimdilik uyardı, uyardı!..”

Bu sefer ne oldu?..

Önce “komutanın” söyledikleri nedir hatırlayalım...

“Başbuğ’un mesajında TSK’nın düşüncesi ve duruşunun bir kez daha ifade edilmesinde yarar görüldüğü vurgulandı. İşte sıralanan maddeler:

Türk Silahlı Kuvvetleri;

- Ulus-devlet ve üniter-devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.

- Kültürel farklılıklara saygılıdır. Ancak kültürel farklılıkların siyasallaştırılmasını, başka bir ifadeyle siyasal temsil aracı olmasını, toplumsal siyasal kimlik unsuru haline getirilmesini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içinde mümkün göremez.

- Terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bulunamaz.

- Demokrasinin sunduğu fırsat alanlarını kullananların, bireylerin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terör faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş görmelerini kabul edemez.

- Usul ve yöntem esası belirler, noktasından hareketle takip edilecek usul ve yöntemlerde özenli olunmasının gereğine inanır.

- Her konuyu tartışabilme özgürlüğünün, devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına sokacak konuları içermemesi gerektiğine inanır..”

Asker böyle söyledi, askerin bu söyledikleri yeni değil diyoruz... Asker bunları hep söylüyor...

Söylüyor da ne oluyor!?.. Olan biten ortada... Söylediklerine ters ne kadar iş varsa, TBMM mensuplarının da katkısı dahilinde, bir çete tarafından rahatça icra ediliyor!..

“Ne diyon usta sen!!?”


Islıklanan İstiklal Marşı!..

Memleketin Diyarbakır diye bir şehri var... Halini bilen beri gelsin... Eşkıyanın “başkent(!)” diye tanımladığı bir memleket parçası... Burada nasıl rahatça beygir tepiştirildiği artık malumdur, mesele kedi bokunu gizleme faslından, kafalar kumda geçiştiriliyor!.. Orada Fener’in maçı vardı, TV’de seyredebildiniz mi rezaleti.. Kafadan İstiklal Marşı ile başlayan boş vermişlik!.. İstiklal Marşı, bozuk bir plaktan alel acele icra ediliyor, staddan PKK eşkıyasının ıslıkları yükseliyor...

Polis; olayları, polis müdürünün emri doğrultusunda dayak yiyerek “büyümeden(!)” önledi, başarı bu...

Eşkıya şimdi bu Diyarbakır’da, Eylül başında gövde gösterisi yapmaya hazırlanıyor... Belediye imkanları, devlet destekli bir Apo-PKK gösterisi için seferber edilmiş durumda...

30 Ağustos’ta Zafer Bayramı kutlayacak Türk Devleti, bugün “Türk Silahlı Kuvvetler Günü” aynı zamanda... 1 Eylül’de de PKK zafer mitingi yapacak!..

Ne açılım ama!..

Tam da Amerikalının dediği gibi Türk işi açılım!..

Asker konuşuyor, memleket gelişiyor!..

Behiç KILIÇ, 26 Ağustos 2009

Asker gene konuştu

Asker konuştu da, zaten öyle konuşuyor hep..!

Ne dedi!?.

Hakikaten “asker” konuştu da ne dedi?!.. Bu gibi durumlarda ahali önce görür, duymaz!.. Yani askerin söylediklerinden önce görüntüsü kafalara çakılır..! Komutanın suratı nasıldı, yanındaki zevatın bakışları nasıldı, ses tonu falan!.. Buna göre, söyledikleri anlaşılmasa bile ahali “çıkış” konusunda fikir sahibi olur!..

“Valla bu sefer oyacak abi!..”
“Yok lan, şimdilik uyardı, uyardı!..”

Bu sefer ne oldu?..

Önce “komutanın” söyledikleri nedir hatırlayalım...

(...)

Söylüyor da ne oluyor!?.. Olan biten ortada... Söylediklerine ters ne kadar iş varsa, TBMM mensuplarının da katkısı dahilinde, bir çete tarafından rahatça icra ediliyor!..

“Ne diyon usta sen!!?”

(...)

Asker konuşuyor, memleket gelişiyor!..

Behiç KILIÇ, 26 Ağustos 2009

Sen ne yapıyon Behiç Bey ?
(Tayyip Erdoğan'ın "Van Minut"una epey övgüler düzmüştün )

Vatandaş ne yapıyo, seyretmekten başka ? Milli bir Siyasi iradeyi oluşturabiliyor mu ?

Muhalefet ne yapıyor, grubunda- ekranda konuşmaktan başka ?Sine-i millete dönebiliyor mu?

Milletin sinesinde olanlar da zaten Silivride