İmamın Ordusu Kitabında neler var ? :Birkaç haber, birkaç makale, bir yorum

İmamın Ordusu Kitabında neler var ? :Birkaç haber, birkaç makale, bir yorum

İletigönderen K. Milliyeci Torunu » Cum Mar 25, 2011 16:03

1. Haber: Sn. Melih Aşık. Bir gün önce Aydınlık gazetesinde yer alan ve bence bugüne kadar yayımlanan EN ÖNEMLİ Wikileaks belgesini köşesine taşımış.

http://gundem.milliyet.com.tr/wikileaks ... efault.htm

… (Türk generaller) AKP’den seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktadır. Erdoğan güçlü bir müttefiğimizdir. Generallerin bu tutumu Amerikan menfaatlerinin korunması açısından engelleyicidir. Orgeneral Hilmi Özkök’ün sadakatli duruşu sahiplenilmelidir.
Muhalif orgeneraller, Orgeneral Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz etmektedirler… Erdoğan kendisine desteğin devamı halinde ABD’nin bir müttefiği olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demir yolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir… Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.
Amerikan menfaatlerine karşı çıkan Org. Aytaç Yalman, Org. Şener Eruygur, Org. Çetin Doğan, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Tuncer Kılıç, Org. Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi her an muhtıra verebilirler. Bu bakımdan değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşılmış olup gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi alınmıştır.
* * *

ABD Ankara Büyükelçisi Robert Pearson 22 Mart 2003’te Washington’a çektiği 7 sayfalık telgrafta yukarıdaki değerlendirmelere yer verdi. Aydınlık gazetesine göre, Taraf gazetesi Wikileaks belgeleri arasından çıkan bu telgrafın bazı bölümlerini sansürledi. O bölümlerin neler olduğunu dünkü Aydınlık’tan öğrendik.
Balyoz ve diğer davaların iç yüzünü merak edenler epey aydınlanmış olmalı…

2. Makale Hürriyet gazetesinden kovulduğu yönünde haberler gelen Sn. Cüneyt Ülseverin 16. Şubat 2011 tarihli Odatv baskınının düşündürdükleri aldı makalesi.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ ... 2011-02-16

“TSK'yı etkisizleştirmek, AKP'yi güçlendirmek için ABD makamlarının yıllardır faaliyette bulunduğuna dair kuruntu yıllardır benim gibi ABD'yi hala en önemli müttefik olarak kabul eden insanların bile aklına takılmış vaziyettedir. /C.Ülsever.

KMT nin notu: Sn. Melih Aşığın köşesine taşıdığı wikileaks belgesi anlı şanlı liberal aydınımızın kuruntusunu gidermiştir umarım. Arada kuruntu yaparsa günde 3 kez tok karnına okumasını salık veririz. Yan etkisi konusunda da uyaralım peşinen: Kuruntuyu giderirken yan etki olarak “ulen ben ne halt etmişim, bunca zaman bu emperyalist işbirlikçilere liberalizm adına destek vermiştim, adamlar atı almış, üsküdarı geçmiş, memleketi satmış, hani demokrasi gelecekti?” şeklinde beyinde bir düşünce oluşturabilir. Oluşan bu düşüncenin İrreversible olmasını dilerim. Her neyse makalenin devamını okuyalım.

ABD'nin “1 Mart tezkeresi”nin intikamını muhakkak alacağına dair düşüncemi yıllar önce yazmıştım.
Ergenekon Davası 2007'de Ümraniye'de bir evde el bombaları bulunması ile somutlaştı ama ne idüğü belirsiz Tuncay Güney'in (kod adı: İpek) hırsızlık suçlaması ile sorgulanırken Jandarma hakkında verdiği bilgiler ve evinde bulunan, ancak sonradan ortaya çıkan “dokümanlar” (2001) davaya ana yönlendirme sağladı.
Hırsızlıkla suçlanan Güney bu durumuna rağmen ABD'den 10 yıllık vize aldı ve şu anda korumalar eşliğinde Kanada'da “hahamlık” yapıyor!

Benim tamamen Fethullah Gülen'in denetimi dışında olduğuna ve Gülen'i sevenler ile zerre kadar alakası olmadığına inandığım ama kamuoyunda yine de “F-tipi” olarak kabul gören emniyet içindeki “özel yapı”nın başlangıçta dışarıdan yönlendirilen, sonradan ipi ele geçiren bir yapı olduğuna dair Türkiye'de yaygın bir kanaat var.
Ancak, 14 Şubat gününe dek bu konuda kimse somut bir belge/görüntü ortaya koyamamıştı.
Odatv 14 Şubat günü bunu yapmaya yeltendi!
Eğer, görüntüler gerçekse; Türk Emniyeti'nin içinde bir unsurun ABD'li uzmanlar tarafından yönlendirildiği somut olarak ortaya çıkar.
O zaman da Ergenekon Davası'nın seyri gerçekten değişir!….”
Cüneyt Ülsever.

Zaten bu makalesi ile Sn. Ülsever de kendi ipini kendi çekiyor. Ne diyor Sn. Ülsever, “14 Şubat gününe dek bu konuda kimse somut bir belge/görüntü ortaya koyamamıştı.
Odatv 14 Şubat günü bunu yapmaya yeltendi!
Eğer, görüntüler gerçekse; Türk Emniyeti'nin içinde bir unsurun ABD'li uzmanlar tarafından yönlendirildiği somut olarak ortaya çıkar.
O zaman da Ergenekon Davası'nın seyri gerçekten değişir!….” diyor.


Olayları hatırlayalım,
1.Olay :
ODA TV ABD- F tip yapılanma bağlantısı konusunda birkaç görüntü koyuyor, sabahına ODA TV TELAŞ İLE Basılıyor. Neredeyse Bütün yazarları tutuklanıyor. O kadar hazırlıksızlar ki , sorguda sorulan soruların büyük çoğunluğu neden o haberi yaptın neden bu haberi yaptın şeklinde oluyor.

2.Olay.
Cüneyt Ülsever bu konuya doğru bir teşhis koyuyor. ABD- İle imamın ordusunun bağlantısının kanıtlanması Ergenekon sürecini etkiler diyor. Yani yol yordam gösteriyor, büyük projenin pan zehirini işaret ediyor. Ardından Gazeteden gönderiliyor.

3.Olay :
İmamın ordusu adlı kitap daha basılmadan yayın evi basılıyor, elinde kitabın elektronik kopyası bulunup da teslim etmeyenler peşinen terörist ilan ediliyor. Bu konuda en çarpıcı makaleyi ise Sn. Sabahattin Önkibar yazıyor.

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=17531

Baskın!
Önceki gece!
Saat 23.00 sularında haber kanallarında bir alt
yazı:
- “Ahmet Şık’ın İmamın Ordusu kitabını basmaya başlayan İthaki Yayınevi’ne polis baskın veriyor!”
Haber dehşet verici, çünkü böyle şeyler Hitler’in Almanya’sı ve Saddam’ın Irak’ın da bile olmazdı.
Öyle ya kitap henüz baskı aşamasında!
İçinde ne var ne yok belli değil!
Velev ki basılacak kitabın içinde suç unsuru olacağı bilinse bile hukuken ona müdahale imkansız!
Yasalar net, yayın özgürlüğü var!
İsteyen istediği şekilde kitap yazar.
Yargı ise kitap yayınlandıktan sonra hükmünü verir.
Nitekim değil özgür Batı’da,Türkiye’de bile onlarca yıldır uygulama aynen böyle!
Bu ülkede devlet sırları denilen şeyler kitaplaştırıldı ama polis onlar için baskı aşamasında hiç müdahil olmadı.
Keza bu ülkede PKK binlerce yayın yaptı, kitap bastı ama yayınevine önceden bir kuşatma hiç yapılmadı.
DHKP-C ve benzeri sol örgütler yüzlerce kez yıkıcı yayınlar yaptılar ama onlara da böyle bir uygulama reva görülmedi.
Dahası, Ana Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu ile alakalı olarak yazarı bilinmeyen kişilerce rezil kitaplar yazıldı; polis ve yargı buna da geçit verdi.
Tablo bu iken şimdi dehşet bir uygulama ile yüzyüzeyiz!
Polisteki yapılanmayı anlatan kitap daha çıkmadan basımı engellenmeye ve hatta tamamen yok edilmeye çalışılıyor.
Söyler misiniz böyle bir sisteme açık rejim ya da demokrasi denilebilir mi?
Emin olun Mübarek ve Kaddafi bile böyle şeyleri yaptırmadı.
Medya’yı satın alamadılar ama tehditle susturdular, şimdi sıra kitap yayınına geldi!
AKP ve destekçilerinin hoşlanmayacağı bir kitabı basmak bile artık imkansızdır.
Burada altı çizilmesi gereken bir önemli husus kitabın içeriğidir.
Belli ki birileri Ahmet Şık’ın hazırladığı “İmamın Ordusu” kitabının muhtevasından fevkalade ürküyor!
Belli ki o kitapta devletteki kuşatma ile alakalı net belge ve bilgiler var!
Belli ki o kitap yayına girerse suçüstü olacaklar!
Ondan dolayı da çocuğun ana karnında katledilmesi misali kitabın basımına matbaada engel olmaya çalışıyorlar!

Ey CHP, ey MHP!.. Bu kitabın basımını siz üstlenin... Milletvekillerine matbaada nöbet tutturarak kitabın basımını sağlayıp içeriğini millete ulaştırın!


YORUM:

Wikileaks belgesi: son 8 yıldır yaşanan olayları ( yandaş basının kuruluşunu, Ergenekon ve Balyoz davası için içeri alınan generalleri, çok net bir biçimde kuruntuya yer bırakmadan açıklıyor. Bir tek Büyükanıt konusunda yanılmışlar mı diyelim yoksa Dolmabahçe görüşmesi mi etkiledi diyelim bilemiyorum. Ancak diğer isimler şu anda içeride.
Bu arada Libyaya deniz gücü gönderiyoruz, en kritik görevde olması gereken Güney Deniz Saha komutanımızın da içerde olduğuna ayrıca mim koymak gerekiyor.

Ergenekon ve Balyoz davaları ABD nin bu coğrafyada yolunun açılması ve yoldaki engellerin temizlenmesi için çok önemli çünkü proje büyük. Hem de öyle büyük ki Başbakanımız 34 kez ben bu projenin eş başkanıyım diyor.
BU DAVALAR ABD nin bu coğrafyada yolunu temizleyecek olduğu için davalara asla halel gelmemeli, asla yolundan sapmamalıdır bu davalar.

Peki nediyor köşesinden kovulan Sn. Ülsever, “Eğer, görüntüler gerçekse; Türk Emniyeti'nin içinde bir unsurun ABD'li uzmanlar tarafından yönlendirildiği somut olarak ortaya çıkar.
O zaman da Ergenekon Davası'nın seyri gerçekten değişir
!….” diyor. Davalara halel getiriyor.Panzehiri açıklıyor.

Kısaca İmamın ordusu ile – ABD bağlantısına dokunan herkes :
ODA TV,
Sn. C.Ülsever,
ve daha anasının karnındaki kitap bile büyük bir hışıma uğruyor.

Hitler, eğer öte dünyadan bakıyor ve bu yaşananları görüyorsa, kesin itiraz ediyordur
“bir de bana faşist diyordunuz diye”

Şimdi Sayın Önkibarın değişi ile “anasının karnında katledilen kitabın içinde neler olduğunu tahmin edebiliyor musunuz ?”

Gerçeklerin kötü bir huyu vardır, BİR GÜN ORTAYA ÇIKARLAR.

Saygılarımla

Kuvvai Milliyeci Torunu
Kullanıcı küçük betizi
K. Milliyeci Torunu
Üye
Üye
 
İletiler: 43
Kayıt: Cmt Eki 09, 2010 21:52

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x