İncirlik'ten Önce Türkçe Ders Kitaplarına Değdi Namahrem Eli... / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

İncirlik'ten Önce Türkçe Ders Kitaplarına Değdi Namahrem Eli... / Mahiye MORGÜL

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Sal Oca 15, 2013 16:38

İncirlik'ten Önce Türkçe Ders Kitaplarına Değdi Namahrem Eli...

TÜRKÇE 4.Sınıf DERS KİTABINDAKİ AYŞEGÜL

Kitabın yazarları: Erol Öz- Sevim Öz. Ankara, 2012
İlköğretim 4.sınıf, Sh.15 (Resimli Okuma Parçası)

AYŞEGÜL
Hatay sırtlarında, çamlar altındayım. Benim altımda da bin metre aşağıda İskenderun Ovası, güneş altında dümdüz yatıyor. Serinlik, gölgelik içinde kızgın yerlere hayretle bakıyorum. Aşağıda sıcaktan bunalmış, güneşten usanmış insanların varlığına inanamıyorum.
Buraları çok ağaçlı, sulak, meyveli ve serindir. İşte bir pınar başındayım. Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı takunyalı, sarışın bir köylü kızı bana sordu:

— Yer misin amca?

Aldım. Ne serin, ne kokulu, ne tatlı şeftali bunlar! Bana şeftali ikram edene baktım. Ne güzel kız!

— Yavrum, şu görünen köyün adı nedir?

— Müftüler.

— Daha ötede neresi vardır?

— Nergislik.

— Ya bu suya ne derler?

— Zerdalioluk.

— Şu yukarıdaki dağ?

— Kınalıtepe.

— Şu yol nereye gider?

— Derebahçe’ye.

Ne güzel isimler! Burası meyveler diyarı. Şeftaliler, erikler, kızılcıklar etrafımı kaplıyor. Çiçekleri de öyle: Nergisler, kınalar, küpeler ve yıldızlar... Sonra her evin pencerelerinde fesleğenler, fesleğen saksıları...

— Kızım, o başına taktığın kırmızı çiçeğin adını bilir misin?

— Bilirim: Kadife.

— Bu su kenarında açan beyaz çiçekler?

— İnci çiçeği.

— Ya senin adın nedir?

Utandı, usulca:

— Ayşegül, dedi.

Burada meyveler, çiçekler, ağaçlar, isimler, hepsi, her şey güzel. Ya Ayşegül? Hepsinden daha güzel.
Ayşegül, takunyalarını sürterek kadife ve inci çiçekleri arasında kayboldu. Arkasından baktım. İçimden şöyle söyleniyordum:

— Küçük Ayşegül; cici, şirin, şen Ayşegül; güzel Ayşegül!
Millet sevgisini insan, böyle minimini bir isimde ve küçük bir köylü kızının yüzünde duyuyor.

Refik Halit KARAY
Bir İçim Su
(Düzenleme yapılmıştır.)


Bkz.http://files.eba.gov.tr/ekitap_ftp/turk ... _JOH84.pdf
Lütfen bu adrese girip bakınız ve aşağıdaki sorularıma ondan sonra cevap veriniz.
...
Okurlarıma ve 4.Sınıf Velilerine 10 Soru

1-Sizce bu parçada ana fikir var mı?

2-Parçada resmedilen kız çocuğu ile metinde sözü edilen köylü kızı sizce örtüşüyor mu?

3- “Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı takunyalı, sarışın bir köylü kızı” sizce neden kısa kollu entarili şehir kızı olarak resmedilmiştir? Oysa parçanın ilk resmi olan tarladaki köylüler karesinde köy kadınları şalvarlı görünüyor...

4-Öykünün kahramanı olan erkek ne amaçla buradadır, belli değildir. Tesadüfen orda bulunan bir adamla bu kız çocuğu arasındaki konuşma okul kitabında konu olabilir mi? Resmine bakılırsa bu adam yaşlı, gezgin veya muhtaç birisi değil, tam tersine üç resimden birinde şehirli genç delikanlıdır. Sizce öykünün kahramanı olan kişi, bu resimdeki tip olabilir mi?

5-Resimlerine baktığınızda genç adamın duruşu ve konuşma tarzı, kız çocuğuna bakışı size masum bir izlenim veriyor mu? Hatta, böyle bir tiplemeyi okuma kitabına koymak size de tuhaf gelmiyor mu?

6- MEB ders kitaplarındaki okuma parçalarının tamamında yapılan “düzenleme”ler, yazarına saygısızlık olmuyor mu?

7-Son satırda, yazar R.H.Karay’ın anlatımından farklı bir dil kullanıldığını ve yapay bir millet sevgisi verilmeye çalışıldığını fark ettiniz mi?

8- Parçanın başlığı neden sayfanın dibine yakın ve sizce bu durum kompozisyon kurallarına uygun mudur?

9-Parça işleme kuralına göre, okuma parçasının altında dil bilgisi ve ana fikir çıkartma soruları olması gerekirdi. Sizce konu işlemeyi ders kitabından ayırmak masum bir tutum mudur?

10- Son sorum gerek edebiyatçı ve gerekse eğitimci yetiştiren fakültelerimizde ekmek yiyen akademisyenlere; bu Türkçe ders kitaplarını görüyorsunuz da uyku uyuyabiliyor musunuz?

Artık çuvaldızı öğretmen örgütlerine batırayım:

Bunca eylem yapıyorsunuz, duyurular yayınlıyorsunuz, dergiler basıyorsunuz, sizi desteklemeye halkı ve partileri yanınıza çağırıyorsunuz da, neden halkımızı ve partileri bu ders kitaplarına karşı uyarmıyorsunuz?

Seneye tablete koyup hepimize yutturacaklar onları, eba.gov.tr adlı eğitim-bilişim sitesine yüklemeye başladılar. Siz, gelecek yıldan itibaren kaçak da olsa dışarıda basılmış tek kitap bulamayacaksınız, lütfen ne yapacaksanız şimdi yapın!

Değdi kutsalımıza namahrem eli, İncirlik’te bu yılbaşı gecesi… Kur’an yırtıldı, Mimber devrildi, Hilal indirildi…
Unutmayın, önce Türkçe kitaplarımıza değdi namahrem eli…

Mahiye MORGÜL, 14 Ocak 2013
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Re: İncirlik'ten Önce Türkçe Ders Kitaplarına Değdi Namahrem Eli... / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Feza Tiryaki » Sal Oca 15, 2013 20:53

Değerli Meslekdaşım,

Yazınızı dün ilgiyle okumuştum. Yapılanın ne olduğunu az çok anlamıştım ama kitabı görmediğim için, resimleri, okuma parçasını; buna aldırmayan eğitimcileri neden bu kadar sert eleştirdiğinizi doğrusu ya tam anlayamamıştım… Demin verdiğiniz bağlantıyı ancak açabildim. Yazıyı, söylediğiniz resimleri gördüm.

Ne denebilir bunun üzerine bilmiyorum. Kollarım yana düştü, öyle kalakaldım. Böyle resimlenmiş bir parçayı çocuklarımıza okutuyorlar, kimse de ses soluk çıkarmıyor demek?

Resimdeki gezgin gencin( amca böyle mi olur) ve ergin kızın (pek çocuğa benzemiyor) durumlarını bir yana bırakalım, beni asıl etkileyen, yanda ortada, bir dörtgene çizilen tarlada çalışan köylülerin ve testiden su içen Türk köylüsünü temsil eden adamın resmi oldu. Ağzına testiyi tutmuş, ne içiyorsa içtiği insanı tiksindirici bir şekilde ağzından dökülüyor. Parça parça dökülüyor... Dirseği yamalı bir adam. Yoksul. Hem amcayı genç delikanlı yapacaksın, çağdaş giyimli, kızı, ergin kız, genç kız, sonra tutup köylüleri eski zamandaki halleriyle çizeceksin. İki kız, bir erkek tarladakiler sahnede halk oyunu oynar gibi giyinmişler. Ayaklarında da şalvar yerine pantolan gibi, pijama altı gibi bir alt giyim.
Kızla oğlanın durumuna gelince, bu durum, bu resimler, bu verilmek istenen algı bence bir eğitim cinayeti. Çizen, yapan, onaylayan aynı suça katılmış. Bu işlenmiş bir görev suçu. Dördüncü sınıfa tatlı tatlı cilveleşmeyi öğretiyorlar. Kız şehirli gibi giyinmiş diyorsunuz. Kısa kollu entarili. Değil. Dikkatlice bakınız, şehirde böyle giyim var mı? Bu giyim yabancıların eski giyimlerinden halk giyimlerinden. Ordaki kız tipik bir Hollandalı olabilir örneğin. Etek boyuna, eteğin fırfırına bakınız. Saçlarının örgüsü, başörtüsü de aynı. Oğlanın bakışları ise tek kelimeyle ürkütücü. Yabancı masal, öykü kitaplarında ordaki kızın giyimine benzeyen çok resim görebilirsiniz.

Biz derslerimizde bu parçayı, isimleri, sıfatları işlerken kullanırdık. Özellikle özel ad, tür adı hangisidir, hangisi sıfattır ayırt ettirmek için. Bu arada o güzel yer isimleriyle çocuklar Türkçenin güzelliğini duyumsarlardı…
Bu durumuyla ise bu okuma parçası yalnızca insanı ürkütüyor, içini parçalıyor…

Bir önemli ayrıntı daha var, demeyi unuttuğum:

Parça Walt Disney Ansiklopedisi’nden alınmış. Böyle yazmışlar alta. Türk dilinin bir yazarının ünlü bir okuma parçası bu. Kitabının bu bölümü eskiden beri ders kitaplarında geçer. Şimdi nerden çıktı bu Walt Disney ? Bu parça onca kitapta varken. Üstelik parçayı düzenlemişler. Değiştirmişler yani. Bu yabancı adın okunuşunu da ayraç içinde vermişler. Yoksa amaç alfabemize sokmak istedikleri bu W harfi olmasın? Bölücülerin dayattığı harf? Bu harfe alıştırmak için bu ismi alıp buraya sokmasınlar?
Belki de bu kadar Türkçe ad yeter biraz da yabancı ad öğren demişlerdir …
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1010
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12


Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x