
İngiltere hükümeti, ülkedeki Müslüman toplulukların radikalleşmelerini engellemek için yeni bir strateji benimsiyor. Yeni stratejiye göre, radikal İslamcı örgütlerin etkisi altında kalan bireyler hakkında kovuşturma başlatmak ve onları cezalandırmak yerine bu kişilerin terapi almaları sağlanacak.
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada yeni stratejinin amacı, ideolojik anlamda "kırmızı çizgi"leri aşan ancak henüz bir suç işlememiş kişilerin, tekrar "makul" görülebilir sınırlara geri çekilmesi olduğu söyleniyor.
Bu amaçla, İngiltere'de polis teşkilatı ve belediye meclislerine, halkın radikal görüşlere eğilim göstermesini önlemeye yönelik öneriler içeren yeni bir kılavuz dağıtıldı.
72 sayfalık kılavuz, "ılımlı" Müslümanlara destek vermenin ne kadar gerekli olduğuna dikkat çekiyor, ayrıca aşırılık yanlısı ideolojiye karşı "direnç" geliştirilmesine katkı sağlayacak olumlu rol modelleri teşvik ediyor.
Hükümetin terör suçu olarak tanımladığı suçlarla mücadele planı çerçevesinde, 12,5 milyon sterlinlik bir bütçeyle 'ılımlı Müslüman' gruplar desteklenerek, Müslüman gençlerin radikalleşmeleri süreci tersine çevrilmeye çalışılacak.
Yeni stratejiyi açıklayan İçişleri Bakanı Jacqui Smith, "Giderek aşırı görüşlerin etkisi altında kalıp şiddet içeren fikirleri benimseyen insanları bu yoldan geri çevirecek, onlarla bu fikirleri tartışabilecek yol göstericileri yan yana getirmek daha iyi bir sonuç verecektir," dedi.
Eleştiriler var
Hükümetin aşırı İslamcılara karşı ılımlı Müslümanları destekleme ve onlar aracılığıyla, radikalleşen gençlere bir tür terapi sağlama fikrine, eleştirel yaklaşanlar da var.
Müslümanların olumsuz bir şekilde tasvir edilmeleri aleyhine kampanya yürüten Birmingham Üniversitesi'nden Muhammed Khan bunlardan biri ve hükümetin bu planı yürütürken kullandığı dili ve koyduğu hedefleri dikkatle seçmesi gerektiğini vurguluyor.
Muhammed Khan, "Bence hükümetin genç Müslümanlarla çalışmalar yürütmek için yatırım yapması çok iyi. Ancak bu projenin başarılı olabilmesi için, neyi hedeflediğine ve nasıl bir dil kullandığına çok dikkat edilmeli. Bu projenin varlığı bile Müslüman bireylerin terör eylemlerine diğer bireylerden daha eğilimli oldukları varsayımını barındırıyor. Bence bu haksızlık." diye konuştu.
Khan, BBC Türkçe'den Güney Yıldız'ın sorularını yanıtladı.
'Radikallere' karşı 'ılımlılar' ve laiklik
BBC: Dini bir topluluktaki aşırılarla mücadele etmek için o cemaatin ılımlı üyelerinden yardım istenmesi siyasetini genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu, hükümetin, bu topluluklara doğrudan sesleneceği bir aracı olmadığı şeklinde anlaşılabilir mi? Çünkü dini aşırılıklara karşı laikliği öne çıkarma siyasetinin izlenmesi gerektiğini söyleyenler de var.
MUHAMMED KHAN: Bu garip bir şey. Bir defa, neden iyi olan bir şeyi benimserken ılımlı olmanız gereksin? Ben, Müslüman olmanın olumlu bir şey olduğunu düşünüyorum. Ama garip bir şekilde insanlara, olumlu bir şey hakkında ılımlı olmaları gerektiği söyleniyor. Olması gereken, Müslüman grupların ve örgütlerin, Müslüman bireylerin sorunlarına cevap olabilmelerini sağlayacak uzmanlığı geliştirmeleri...
Eğer sağlanan bu 12,5 milyon sterlinlik bütçe, Müslüman örgütlerin, toplum içindeki bireylerin sorunlarına cevap olacak uzmanlığı geliştirmesi sonucunu doğuracaksa, bir anlamı olacaktır. Yoksa bu para Müslüman toplumu içindeki liderlere aktarılacaksa bunun olumlu bir sonuç doğuracağından emin değilim.
Müslüman liderlerin rolü
BBC: Neden böyle düşünüyorsunuz? Sizce Müslüman liderlerin toplumları üzerinde olumsuz bir etkisi mi var?
MUHAMMED KHAN: Müslümanların liderlerinden en az diğer topluluklar kadar rahatsız olduklarını düşünüyorum. Müslüman gençler de birtakım liderlerin takipçisi olmaya pek hevesli değiller. Liderler üzerinden strateji geliştirme çabaları geçmişte de olmuştu. Müslüman toplumunu liderler üzerinden anlamaya çalışmışlardı. Hükümetin şimdi belki daha derin bir yaklaşımı var ama konuyu ele alırken dikkatli olmalılar. Müslümanlar, kendilerine patolojik bir vaka olarak yaklaşılmasından, aşırılık yanlısı olarak damgalanmaktan artık bıkıp usandılar. Kendilerine böyle yaklaşan gruplar kendi toplulukları içinden çıksa da buna tepki duyabilirler. Bunun dışında, bazı gruplar da, hükümetin verdiği fonları almaktan çekinebilirler çünkü bu onların Müslüman toplum içindeki inandırıcılıklarını olumsuz etkileyebilir.
BBC: Peki sizce, hükümetin ılımlı Müslümanları destekleme ve öne çıkarma siyaseti şiddet yanlısı gruplarla mücadele için etkili bir yol mu?
MUHAMMED KHAN: Müslüman toplum içinde şiddet yanlısı aşırı gruplardan insanları bilen onlarla temasta olan pek fazla insan olduğunu düşünmüyorum. Şiddet yanlısı gruplarla mücadelede örneğin Kuzey İrlanda deneyimini ele alırsak, orada sorunların ancak, şiddet olaylarına karışan grupların birbirleriyle ve devletle diyaloğa girmeleriyle mümkün olabildi. Benzer bir diyalogun şimdi camiler üzerinden sağlanabileceğini sanmıyorum.
Planın zamanlaması
Öte yandan İngiltere'de hükümetin ılımlı Müslümanlara destek planının içeriğiyle beraber zamanlamasına dikkat çekenler de var.
BBCnin iç haberler editörü Mark Easton, planın, terör suçlarındaki gözaltı süresinin artırılması tartışmalarının yapıldığı günlere denk gelmesinin anlamlı olduğunu, bu yolla hükümetin, muhaliflerine, aşırılıkla mücadelede hem tatlı hem sert olunacağının işaretini verdiğini söylüyor.
Başbakan Gordon Brown dünkü yazı ve konuşmalarında, terör suçu olarak tanımlanan suçlardan dolayı gözaltına alınan zanlıların, haklarında resmi bir suçlama getirilmeden gözaltında tutulabilecekleri sürenin 28 günden 42 güne çıkarılmasında ısrarlı olduğunu dile getirmişti.
Kaynak