Insan haklari diyen ITLER OKUYUN!!

Genel & Güncel Konular

Insan haklari diyen ITLER OKUYUN!!

İletigönderen shadow39 » Pzt Haz 02, 2008 17:57

Avrupa'nın göbeğinde 'hak'tan 'özgürlük'ten bahsedenler! Bu ülkeyi parçalara ayırmaya çalışanlar! Kardeşi kardeşe vurduranlar.. Bebek katleden eli kanlı hainler! Sözümüz size! Biz bunları unutmadık! Unutmayacağız!
1993 yılının 5 Temmuz'uydu... Babam yıkıldı... Memleketinden Kemaliye'den acı haber gelmişti... Hiç unutmam dağ gibi adam çökmüş, yüzü bembeyaz olmuştu...Askerdi...Sağlam dururdu...O babam '33 can'a dayanamadı...Yıkıldı...

5 Temmuz 1993: Kemaliye Başbağlar'da aralarında bebeklerin de bulunduğu 33 kişi kurşuna dizildi...
Resim
edef seçilmiş, ekipler hazırlanmış ve hain plan uygulanmaya başlanmıştı. Köyün etrafı kuşatılmış, telefonları kesilmişti. Köyün in­sanlarının az sonra başlarına geleceklerden haberleri yoktu. Namaz vaktiydi. Hoca güzel sesiyle ezan okumakta, köyün erkeklerinin bir bö­lümü cami avlusunda abdest alırken, bir bölümü de abdestlerini evlerinde almış, camiye doğru hareket etmekteydi. Köy sessizdi; Her zamankinden daha sessizdi...

Hoca ağlıyor adeta;

Başbağlar köyünde bugün bir farklılık var. Hava diğer günler­den daha güzel. Dağlar bu şirin köye tebessüm ediyor adeta. Hoca'nın okuduğu ezanla, bir hüzün doluyor köyün insanlarına. Farkında olma­dan hoca ezanı bir hoş ve hüzünlü okuyor. Az sonra olacakları hissetmişçesine hoca ağlıyor adeta.
Başbağlar'ın insanları bugün suskun, konuşmuyor . Olacak birşeyler belli ki... Ancak korku yok kimsede. Gökyüzü tebessüm ediyor Başbağlar köyüne. Hoca'nın okuduğu ezan sesi bir anda kesiliyor. Köyde bir panik yaşanıyor ve hocanın sesi duyulmuyor artık. Az önceki duygusallık, bir anda, acıya, çocukların ve kadınların bağırışmalarına bırakıyor yerini.
5 Temmuz 1993. Saat 20.30. Köyün etrafında ve içinde yüz ci­varında gözü dönmüş cani. Suçsuz, günahsız insanları öldürmeye ni­yet etmiş bir grup dağ eşkıyası.

HOCANIN SESİ DUYULMUYOR

Saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, yüzü duvara dö­nük ezan okuyor. Hoca, arkasından gelenleri görmüyor. Ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor. Hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor. Ezan yarım kalmasın diye "Bırakın eza­nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor. Yaka paça sürükleniyor. Aynı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.

CAMİDE BULUNMAYAN ERKEKLER TESPİT EDİLİYOR

Caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor. Falan fi­lanı getirin diye emirler yağıyor. Baskın yapanlar aradıkları insanları ismen biliyorlar. Sıradan bir baskın değil bu. Militanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar. Zaten Adil Hoca'nın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal­kı bir anlam verememişti. Köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre­de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.

OLAYI YAŞAYANLAR ANLATIYOR

Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor;

"Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi. Anarşistlerin kö­yü bastığını söyledi. Ben de hemen kapıyı kapattım. Kapıyı kapatır­ken, beni gördüler. Gelip kapıyı açmamı istediler. Ama ben kapıyı aç­madım. Döndü gittiler. Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık. Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı­şarı çıkardılar. Bir adamı başına diktiler. Tüfeği dayadılar ve bekleme­ye başladılar. Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular. Erkeklerin evde olmadığını söyleyin­ce, evin içine girdiler. O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye. Pa­rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık­mamızı istediler. Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler. Beni götürürlerken itti ve kaktılar. Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler. Kadınların toplandığı yere götürdüler. Etrafımıza bomba koydular. Bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar. İçlerinde bayan olan terö­rist ziynet eşyalarımı istedi. Olmadığını söyleyince "Siz İstanbul Karagümrükten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı ? " dedi.

KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRENLER KÖYÜ İYİ BİLİYORLARDI

Baskın sıradan bir baskın değil. Sanki katliamı gerçekleştiren­ler daha önce köye birkaç defa gelmişler. Öyle ki köyün tüm mahalle­lerini ve köyde yaşayanları biliyor, ne tesadüf ki İstanbul'dan köye ta­til için gelen misafirlerin bile bulundukları evler tespit edilebiliyor ve siz İstanbul Karagümrükten geldiniz ifadesini kullanabiliyorlar. Köyde bulunan kadınlardan F.P. yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlatıyor;
"Militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insan­larını. Selim Pato, sen gel dediler. Görümcemin oğluna, Recep sen de gel, dediler. Doğru camiye dediler. Ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. Birkaç militan sokaklara dizildi. A.C'yi çağırdı.
Bu adam yanımızdaki ilçenin köyünde oturuyordu. Bizde tırpan yapı­yordu. Onu görünce hayrete düştüm. Daha sonradan biz kadın ve ço­cukları da topladılar. Derenin yanında toplandık. Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular. Erkekleri de öbür tarafa topladılar."
Kanlı bir katliama Başbağlar köyü sahne oluyordu artık. Bu dağ köyünde yaşayan insanlar, üstelik çoğu da yaşlı, suçsuz, günahsız olmalarına rağmen, hain kurşunlara hedef oluyorlardı. Artık köyde ya­nan evlerin alevi ve kurşun sesleri duyuluyordu. Köy sakinlerinden G.D. "Biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, Allah kurtardı bizi, dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular. Biz tel­siz var sanıyoruz. Ne konuştuğumuzu dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. Aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. Meğer bombaymış. Dereden çıkmışız, bomba patlamış." Köyün erkekleri öte tarafta kurşuna dizilirken, kadınlar ve çocuklar dere kenarında, yanlarına konan bombadan habersiz, militanlar köyü terk ettikten sonra dere­den ayrılıyorlar. Ayrılmasalar, köydeki erkeklerin akıbetine kadın ve çocuklar da uğrayacaktı. Militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler. Kadınların ve çocukların ağlaşmaları ve köyün ta­mamen yanması onlara adeta büyük bir zevk veriyordu.

BİR DAHA OKULA GİTMEYECEKSİNİZ

Kanlı katliamın gözü yaşlı tanıklarından N.L. " Köye geldiler silahlı silahlı adamlar. Sırtlarında bombalar vardı. Gözümün önünde silahlarını ateşlediler. 33 kişiyi kurşuna dizdiler. Ben onların yanında duruyordum. Hepsi sizin gibi bizim gibi konuşuyorlardı. Benim yanım­da bir tane çocuk vardı. Çocukları tutuyorlardı "Bir daha okula gitme­yeceksiniz." diyorlardı. Ben dedim ki: Oğlum niye okula gitmesinler ki? Birisi elini benim omuzuma dayadı." Konuşma sen ne anlarsın?" dedi. Köyü üç dört defa dolaştılar kim var kim yok topladılar. Allah kimseye göstermesin, göz önünde insanların öldürülmesi çok acılı bir durum."
Katliamı gerçekleştirenler köydeki insanları toplarken: "Size bir şey yapmayacağız, sadece konuşacağız." diyorlardı. Ancak mili­tanların hareketleri ve gözlerindeki ifade durumun hiçte öyle olmaya­cağını gösteriyordu.
Militanlar, köyde gerçekleştirdikleri katliamda kinlerini yenememiş olacaklar ki, köydeki evleri, araçları ateşe verdiler. Evlerin yanında bulunan ahırlardaki hayvanlar da çıkan yangınlarda diri diri yandılar.

KONUŞMA YAPACAĞIZ

Başbağlar köyünün muhtarı: "Militanlar camiye girdiklerinde sanki beni tanıyorlarmış gibi yanıma geldiler. Daha önce teröristle karşılaşmadığım için çok korktum. Benim yanıma geldiler. Tehditler yağdırıp bütün köyü yakacaklarını; ancak kimseyi öldürmeyecekleri­ni söyleyerek bu eylemin amacının T.C. "ye bir uyarı niteliğinde oldu­ğunu belirttiler. Daha sonra erkekleri köyün dışına çıkardılar ateşe başladılar. Ben arka sıralarda olduğum için biri göğsümden ikiside bacağımdan üç kurşun yedim.Ölmüş gibi yaptım canımı kurtardım." diye anlattı olayı.
Yine köyün erkeklerinden yaralı olarak kurtulan S.A. :" Cami­de namaz kılıyorduk. İkisi kadın çok sayıda militan namaz ortasında ellerinde silahlarla camiye girip namazı bozdular. Daha sonra bizi si­lah zoruyla dışarı çıkardılar.Bize : "Korkmayın sizi öldürmeyeceğiz" dediler. Daha sonra bizi köyün yüz metre dışındaki kavaklık bir yere topladılar. Burda yaklaşık bir saat propaganda yaptılar."Hükümet ku­racağız, T.C. sizi ve bizi Türk-Kürt-Alevi-Sünni demeden katlediyor. Hesap sormaya geldik.Birbirinize sarılın" dediler. Daha sonra militan­ların lideri olan kişi telsiz görüşmesi yaptı ve ateş serbest diye bağır­dı. Otomatik silahlarla üzerimize ateş açtılar.Aramızda sağ kalanları ayrıca yakından ateş ederek öldürdüler.Ben kenarda kalmıştım. Ölü numarası yaptım. Sırtımdan iki kurşun yedim."
Silah sesleri dağlarda yankılanıyor. Köyün tüm erkeklerini bir araya toplayan teröristler bir buçuk saat propagandadan sonra elin­deki makineli tüfeklerle ölüm kustular. Şehit olan masum insanların feryatları ve atılan kurşunların çıkardığı gürültü Munzur Dağlarında yankılanıyordu. Ne çare ki Başbağlar'dan çıkan feryat seslerini kimse duyamıyordu. Katliam sonrasında şehitlerin üzerinde ve etrafında tam beş yüz elli mermi kovanı bulundu. Kanlı baskının bilançosu: Yirmi dokuz kişi kurşunlanarak şehit edilmiş, biri çocuk biri kadın, dört ki­şi de evlerinin içinde diri diri yakılarak şehit edilmiştir. Köyde bulunan tüm evler ve araçlar yakılmış. Başbağlar köyü büyük bir ızdırapla sabahı beklemektedir.

GÖKYÜZÜ BAŞBAĞLAR'A AĞLIYOR...

Militanlar topluca geldikleri köyden istediklerini elde ettikten sonra gittiler. Başbağlar köyü karanlıktır artık. Gökyüzü Başbağlar'a ağlıyor. Birkaç saat önce ne ezanı okuyan hoca, ne ezanın okunduğu cami, ne de camideki cemaatten eser kalmamıştır.

VAHŞET

30 erkeğin 27' si hain kurşunlara hedef olup can verirken 5 ki­şi de evlerinde diri diri yakıldı. Ölenlerin yüzleri tanınmaz haldeydi. Kiminin kafatası parçalanmış, kimisinin de bağırsakları vücudundan dışarı çıkmıştı. Diğer tarafta tutulan kadınlar sabahın olmasıyla er­keklerini aramaya çıktılar. Köyün yüz metre ilerisinde, köyün tüm er­keklerinin parçalanmış vücutlarıyla karşılaştılar.
Başbağlar katliamından 14 saat sonra güvenlik kuvvetleri Başbağlılar köyüne ulaşabildiler. Başbağlar katliamında şehit olan 32 kişi Kemaliye' nin Başpınar nahiyesinde toprağa verildi . Yine aynı gün köyün imamı Adil Torun, Erzincan merkezinde toprağa verildi. Köyde bulunan kadınlar ve çocuklar İstanbul 'daki akrabalarının ya­nına gönderildi....
1993-07-23 AĞRI, ÇATALLIPAŞA KÖYÜ, KÖY YAKMA
Resim
1993-09-29 BATMAN, KOZLUK, BEŞKONAK KÖYÜ, SERİKAN MEZRASI, 2 ÇOCUK, 4 KADIN, 1 ERKEK
Resim
1993-10-19 ŞANLIURFA, SURUÇ, YAĞIŞLI KÖYÜ, YOLCU OTOBÜSÜNÜN YAKILMASI
Resim
1989-01-25 ŞIRNAK, KÖMÜR OCAKLARI BASKINI
Resim
1991-12-25 İSTANBUL, BAKIRKÖY, ÇETİNKAYA MAĞAZASI, 6 ÇOCUK, 6 KADIN
Resim
1993-12-28 MARDİN, DARGEÇİT, KILAVUZ KÖYÜ, KARAKOL BASKINI
Resim
1994-02-13 İSTANBUL TUZLA TREN İSTASYONU'NDA BOMBALAMA, 5 YEDEK SUBAY ÖĞRENCİNİN ÖLDÜRÜLMESİ
Resim
1994-09-01 IĞDIR, TUZLUCA, ŞİŞDAĞI VE KIZILCA, ZİYARET DAĞI ARASI, PTT ARACININ YAKILMASI
Resim
1994-10-17 ELAZIĞ, KARAKOÇAN, KULUNDERE KÖYÜ, İLKOKULUN YAKILMASI
Resim
1999-03-14 İSTANBUL, GÖZTEPE, MAVİ ÇARŞI'YA MOLOTOF KOKTEYLİ SALDIRI
Resim
Resim
1994-05-15 ERZİNCAN, TERCAN, EDEBUK KÖYÜ, 2 ÇOCUK, 4 KADIN, 3 ERKEK
Resim
1996-06-23 DİYARBAKIR OTOYOLU, ALTINDAĞ RESTORAN, 3 ERKEK, 3 KADIN, 2 ÇOCUK
Resim
1992-03-19 ŞIRNAK, CİZRE MERKEZ, BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YA YARDIM ETMEYİ REDDETTİGİ İÇİN BU ÖRGÜTÜN VAHŞETİNE KURBAN EDİLEN BİR VATANDAŞ
Resim
1993-06-26 MARDİN, YEŞİLLİ, KOYUNLU KÖYÜ, 1 ÇOCUK, 4 KADIN, 3 ERKEK
Resim
1993-10-04 SİİRT, ŞİRVAN, DALTEPE KÖYÜ, 10 ÇOCUK, 7 KADIN, 16 ERKEK
Resim
1994-09-11 TUNCELİ, MAZGİRT, DARIKENT BELDESİ, 6 ÖĞRETMEN ÖLDÜRÜLDÜ
Resim
1995-07-24 VAN, GÜRPINAR, ATABİNEN KÖYÜ, 3 ERKEK, 6 KADIN, 3 ÇOCUK
Resim
1994-01-21 MARDİN, SAVUR, ORMANCIK VE AKYÜREK KÖYLERİ, 10 ÇOCUK, 6 KADIN, 4 ERKEK
Resim
"UNUTMAYACAĞIZ..."
Kaynak
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen tuba » Pzt Haz 02, 2008 18:42

shadow39: Başlığı görünce bir an yazıyı okuyup okumamakta tereddüt ettim :)

Şaka bir yana ben bu hadiselerden bir tanesine yakın tanık oldum (Göztepe Mavi Çarşı) ve yaşadıklarımın etkisinden de uzunca bir süre kurtulamamıştım (hiç televizyonda izlemeye de benzemiyormuş !). Bütün bu yaşananlara bizzat AB dilinde konuşanların tanık olmalarını isterdim. İnsan haklarıymış, demokrasiymiş, özgürlükmüş, ab standartlarıymış görürlerdi o zaman....
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen shadow39 » Pzt Haz 02, 2008 20:09

tuba, ben bu itlerin yaptiklarina sahit oldum.1998 senesinde agri dagi eteklerinde 4 tane amerikali yakalamistik.Adamlarin bahanesi hazirdi biz sporcuyuz diye.Sonucta serbest biraktik
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen bariskaya » Pzt Haz 02, 2008 21:34

kontrol altindaki medyanin yazmadigi ya da yuzeysel bir sekilde ara baslik olarak gectigi bu insanlik dramini halkimiza defalarca duyurarak toplum bilincini olusturmamiz lazim.

Amerika'lilar Hollywood filmleriyle tarihi degistiriyor diye elestiren aydin kesim, ayni seyi Turkiye'de medyayi kontrol altina alarak yapanlara karsi daha somut ve genis capli elestiri yapmak zorundalar. Turk gencligine yakin tarihini unutturup bir kimlik belirsizligi yaratmaya calisyorlar. Insanlar olum haberlerine o kadar alistirildilar ki, artik bunlari hayatin bir parcasi olarak gorup, goruntulere sadece bakiyorlar ama ALGILAMIYORLAR...
Kullanıcı küçük betizi
bariskaya
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Çrş May 21, 2008 4:49

İletigönderen Tsigalko » Pzt Haz 02, 2008 23:43

Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bunlar takmışdır bir sol görüş yok efendim neymiş ''Yaşasın(Bu arada benim görüşüm yokdur) halkların kardeşliği'' severim öyle halkı severim öyle kardeşliği bunun adı ırkçılıksa bunun adı faşistlik ise yazın abi en büyük harflerle ''BEN BİR FAŞİSTİM''.
Adamlarda öyle bir şerfsizlik var öyle bir kuyruk acısı mı denir ne denir bilmem ama geçen 19 Mayıs da dükkanımıza astığımız bir bayrağı Muş'lu bir vatandaş Atatürk'ün tam gözüne sigara izmariti ile yakmış.Yakmış derken mış muş değil gerçek görgü tanığı söyledi ve söylemeden önce 3 gün önce ayrılmışdı telefonla görüştüğümüzde he ne olmuş dercesine konuşmuştu.
Sen ben bunları gördükden sonra bunlara ne diyeceğiz ne?
Yaşasın halkların kardeşliği mi?
Resim
"Tarihi isimler değil; "zaman" lar belirler! Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkarıyor."
Ahmet Taner Kışlalı
Kullanıcı küçük betizi
Tsigalko
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 23:17


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x