İnsani İhtiyaçlar,

İnsani İhtiyaçlar,

İletigönderen zafer atun » Pzt Ağu 22, 2022 8:30

İnsani İhtiyaçlar,
Barınma, karnını doyurma, iletişim, sosyalleşme, kültür faaliyetleri (okuma,sinema tiyatro, konser vb), ulaşım, ev veya araç sahibi olma bunların hepsi insani ihtiyaçtır. Lüks değildir.
Peki insani ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyor musunuz.
Yanıt koskocaman bir Hayır.

İnsani değerlerinizi kaybettiyseniz vicdanınız piyasaya endekslendiyse ne empati yapabilirsiniz ne birlik ve beraberlik umurunuzda olur. Garip bir yaratık olursunuz.
Kiraların artış oranı üniversite öğrencilerinin yeni göç faaliyetleri sonucunda %300’lere dayandı.
Fiyat artışlarında herkesin bir bahanesi var. Üniversite sınavlarında baraj kalktı. İki hafta içerisinde üniversite harçlarına %40 zam yapıldı. Çocuğuna bir gelecek sağlamak adına sevinen ebeveynler özel ve vakıf üniversitelerinin %250-300 öğrenim ücretlerine zam yapmaları ile büyük hayal kırıklığına uğradılar.
Bu çocuklar okullarına göre 4-5-6 sene okudukları yerlerde yöre ekonomisini kalkındıracaklar.
Peki bir ülkenin %60 gibi bir çoğunluğu sadece asgari ücrete mahkumsa bu okuma eğitim işinin içerisinden nasıl çıkılacak?
Sabit maaşlı memur, öğretmen, asker, polis tayinleri de bitti.
İnsanlar tayin oldukları şehirlerde can havliyle ev arayışına giriştiler.
Uygun fiyatla bir ev bulma imkanları var mı?
Çanakkale’de okuyan iki üniversite öğrencisi ile görüştüğümde 1,300 lira olan kiralarının 3,000 liraya çıktığını ve evlerini tahliye etmek zorunda kaldıklarını söylediler. Okul Ekimin ilk haftasında açılacak ve ev bulamıyorlar. Sonuç olarak ya kayıtlarını donduracaklar veya okulu bırakacaklar.
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin acıklı durumu bu.
Olay, ev ile de bitmiyor kitap defter , yeme içme, sosyalleşme (bir çay içebilme) sömestrlerde ailelerinin yanına gidebilme (ulaşım) veya okula ulaşım gibi masrafları da işin diğer tarafı.
Bugün çocuk okutmak artık çok zor. Hadi okudu bitirdi, iş bulamayacak. Üç harfli marketlerde kasiyer veya market elemanı olarak o da iş bulabilirse çalışacak.
Peki neden bu kadar didindiniz, çabaladınız para döktünüz sonuçta elde var sıfır. Çocuğunuza bir gelecek sağlayamadınız.
Güncel olarak 10.000 uzman doktor kimi ülkeyi terk etmiş, kimi istifa etmiş, kimi emekli olmuş. Yerlerini dolduramıyoruz. Giden gidene.
Sene başında ve ortasında yapılan maaş zamları yapıldıkları ay eridi bitti. Ancak bu zamlar nedeniyle insanların ödedikleri gelir vergileri daha da arttı. Yani devlet kasasını doldurdu.
Televizyonlarda gençler ile röportajlar yapılıyor. Artık gençler sinemaya gidemediklerini bir cafede oturup bir şeyler yiyip içemediklerini parklarda buluşup üç harfli marketlerden bir içecek ve bisküvi alıp birlikte vakit geçirebildiklerini artık bir ümitlerinin umutlarının kalmadığını söylüyorlar.
Bu mu gençliğe verdiğiniz değer?
İktidar partisinin Kahramanmaraş kadın kolları başkanı bir zât Türkiye’de pahalılık olmadığını markete gittiklerinde market arabasını ağzına kadar doldurup döke saça alışveriş yaptıklarını gururla anlatıyor.
Sizler de yapabiliyor musunuz?
Altılı masa gene toplandı, birbirlerini görüp sosyalleştiler.
Toplum bundan ne çıkacak diye merakla bekliyor.
Ne olacak, artık okeye dönüyorlar. Okeyi atan başkan adayı olacak.
Bir toplum bundan daha güzel oyalanabilir mi?
Şu an toplum seçim oyalamasıyla güdülüyor. Fakat 20 senedir en kılcal damarlara kadar sirayet etmiş bir ekibi nasıl tasfiye edebileceklerini açıklamaktan acizler. Seçim güvenliği ile ilgili çalışmalar, eğitimler, sandık müşahitleri seçimden sonra nasıl parlamenter sisteme ne kadar sürede geçilebileceği, bu yağma düzeninin nasıl sonlandırılabileceği, Köşe başlarını tutan köşe dönücülerin nasıl tasfiye edilebileceği cevaplanamayan sorular.
Popülist politikalar ile sevimli görünmeye çalışarak içi boş, aslı astarı olmayan vaatler ile günü geçiştirmeye çalışıyorlar. Kısaca siyaset yapmayı öğrendiler.
Cebinde 50 lira ile pazara çıkan teyzemin ne alabileceği onları çok ilgilendirmiyor.
Her şey biz geldikten sonra düzelteceğiz mottosuyla idare ediliyor.
Kimse de sormuyor, Nasıl Yapacaksınız? Programınız nerede.
Sanayisi bitmiş, Tarımı bitmiş, Eğitimi bitmiş, Sağlığı çökmüş, Adalet kalmamış bir ülkede üstüne hazinenin kasası bomboşken bu vaatler nasıl gerçekleşecek.
Kur korumalı mevduat diyerek varsıl bir sınıf yarattılar servet transferi yaptılar.
Yani yaşadığımız son yirmi yılın özeti, kendi İslami Burjuva sınıflarını yarattılar.
Bilgisiz, görgüsüz, liyakâtsız bir sınıf.
Devlet bilgi ve görgüsü, güçlü saygın devlet, komşularla barış rafa kalktı.
Bugün doğu sınırında (Ermenistan) mayınları temizlettiler. Korkarım Suriye gibi olacak orada da ilk etapta mayınlar temizlenmişti. Ardından (Suriye nüfusu 18 milyon) Minimum eldeki yalan yanlış açıklamalara göre 5-6 milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye’ye geldi yerleşti. Aldıklarımızsa Avrupa’nın kabul ettiği gibi nitelikli bir göç olmadı. Yarın bir seçim olursa bu beslenen geniş cahil ülkeye adapte olmamış kitle vasfına niteliğine bakılmadan oy deposu olarak herhangi bir iç kaosta sokağa çıkartılacak bir yığın olarak görüldü.
Batı sınırına bakacak olursak Yunanistan Dede ağaçta Amerikalılar tank helikopter ve asker yığınağı yaptılar. Yunanistan bugün silahlanmaya en fazla bütçe ayıran dünyadaki 3’cü ülke. Burnumuzun dibindeki bize ait adalar işgal edildi ve silahlandırıldı. Kıbrıs’a bakarsak gidip de beğenmediğimizden oraya bir başkanlık sarayı yapıyoruz. Güney Kıbrıs İngilizlerden sonra Amerikalılara da üs yeri verdi. Kuzey Kıbrıslılar Güney Kıbrıs ile birleşmekte bir mahsur görmüyorlar. Çünkü Güney AB ile iyi ilişkiler içerisinde ve ekonomik olarak Kuzeye göre daha iyi durumda.
İç duruma bakarsak 1’ci sırada barınma 2’ci sırada batan ekonomi var. Her noktadan ülke tel tel dökülüyor. Çalışma yaşamı kölelik düzenine evrildi. İş güvenliği ve sosyal haklar hayal oldu.
Ülke en zayıf dönemini yaşıyor. İçerde nüfus popülasyonu bozuldu. Eğer bir saldırı olursa bu saldırı doğudan mı, batıdan mı yoksa iç dinamiklerin etkisi ile mi tetiklenecek. Sevr haritası yürürlüğe mi girecek. Bunu süreç gösterecek.

Günümüz insanı bilgisiz ve cahil hale getirildi. Bu sarmaldan da seçimler ile çıkabileceği gibi bir sonuç görünmüyor. Ülke geneli her şeyden önce bugün iktidarda olan bu ekibin gönderilmesinde hem fikir ve ilk öncelik bu. Bu hedefte partiler ve STÖ’ler ne yapıyor, nasıl örgütleniyor?
Ülkeye verilen büyük zarar nasıl giderilecek.
Önlemleri neler bunlara bakmak gerekir yoksa Demokrasi geniş yığınlarca oynanan bir oyun olmaktan öte gitmez.
Son söz; Oyu verenler değil, oyu sayanlar sonucu belirler.
Zafer Atun
22 Ağustos 2022
zaferatun.wordpress.com
Kullanıcı küçük betizi
zafer atun
Üye
Üye
 
İletiler: 147
Kayıt: Pzr Ara 09, 2012 15:26

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x