İran kadınına, kıyafet teftişi

Genel & Güncel Konular

İran kadınına, kıyafet teftişi

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Nis 23, 2007 10:05

İran kadınına, kıyafet teftişi

[img]http://img224.imageshack.us/img224/7639/d75f58d0299c9f46b872a3eyb9.jpg[/img]

İran'da şeriata aykırı giyinen kadınlara yönelik teftiş kararı dün yürürlüğe konuldu. Başörtüsü açık kalan ya da uygunsuz giyinenlere polis müdahale ediyor..

İran'da şeriat kurallarına göre giyinmeyen kadınlara yönelik "teftiş" kararı dün uygulamaya sokuldu. Polis dünden itibaren başkent Tahran başta olmak üzere tüm bölgelerde kıyafet denetimlerini artırdı. Tahran Emniyet Müdürü Ahmet Rıza Radan "Açık saçık giyinenler toplumda ahlaksızlığa neden oluyor. Dolayısıyla bu uygunsuzluklara müdahale edeceğiz" diye konuştu.

ERKEKLERE DE GEÇERLİ

Kıyafet denetimlerinde kadınların dar manto, kısa pantalon, vücuda yapışan elbiseler giymemesine dikkat ediliyor. Saçları gösteren başörtü kullananlar da polis tarafından örtülerini düzeltmeleri için uyarılıyor. Kurallara uymayı reddeden kişiler ise karakola götürülecek. Fotoğrafları ve kimlik bilgileri alınarak polis bilgisayarlarında saklanacak. Ailelerine haber verilecek kızların uygun bir kıyafet giyerek karakola tekrar gelmeleri istenecek. Kişiler, uygunsuz bir kıyafet giymeyeceğine dair imzalı tahhahüt verirse serbest bırakılacak. Tekrar durumunda ise bu kez olay adli makamlara intikal edilecek. İran polisi uygulamanın yalnızca kadınlara yönelik olmadığını da belirtertek, "İslam kuralları ile bağdaşmayan kıyafet giyen erkekler de aynı işleme tabi tutulacak" açıklamasını yaptı.

Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Batuhan Önder » Pzt Nis 23, 2007 15:10

21. yy'da yapılabilecek bir rezillik olarak görüyorum.
Resim

Lütfen özel mesaj yolu ile yardım istemeyiniz. Sitemizde konu açıp yardım isteyerek aynı sorunu yaşayan binlerce kişiyede bir anlamda yardımcı olabilirsiniz.
Kullanıcı küçük betizi
Batuhan Önder
Üye
Üye
 
İletiler: 213
Kayıt: Cum Mar 02, 2007 21:22
Konum: İstanbul

İletigönderen logical » Pzt Nis 23, 2007 19:33

21.yy da geri kalmıs bir ülke İRAN.biraz önce tvde izledim uyarı veriyorlarmıs uyarılara cevap verenleri tutuklamışlar.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
logical
Üye
Üye
 
İletiler: 204
Kayıt: Pzr Nis 15, 2007 11:44
Konum: Dünyadan Mekan:67 Vatan:55 Görev:Tehlike Takım:Besiktash ;) Age:18 Sex: Y Location:PBoard.net/org

İletigönderen MedceziR » Pzt Nis 23, 2007 20:23

Bizim ülkede olsa garipsenecek bir durum ama İran şeriata göre yönetiliyor, niye garip karşılıyorsunuz ki :!:
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Batuhan Önder » Pzt Nis 23, 2007 20:26

MedceziR, insanların özgürlüğü ile oynanıyor. Her insan istediği gibi yaşama hakkı ve giyim tarzını oluşturma hakkı vardır. Ama malesef geri kalmış ülkelerde bu durumlar gözüküyor. Türkiye'yi de böyle yapmak istiyorlar ama başaramıyacaklar.
Resim

Lütfen özel mesaj yolu ile yardım istemeyiniz. Sitemizde konu açıp yardım isteyerek aynı sorunu yaşayan binlerce kişiyede bir anlamda yardımcı olabilirsiniz.
Kullanıcı küçük betizi
Batuhan Önder
Üye
Üye
 
İletiler: 213
Kayıt: Cum Mar 02, 2007 21:22
Konum: İstanbul

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Nis 23, 2007 21:45

MedceziR yazdı:Bizim ülkede olsa garipsenecek bir durum ama İran şeriata göre yönetiliyor, niye garip karşılıyorsunuz ki :!:

dinde zorlama var mi peki kardesim?
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen reisbey » Pzt Nis 23, 2007 21:56

kendi saoğa çıkma yasasını bile kontrol edemiyen bir muhtarlıktanda ancak böyle bir davranış yakışır
Kullanıcı küçük betizi
reisbey
Üye
Üye
 
İletiler: 1609
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 9:04
Konum: Kuytularımdan

İletigönderen Berco » Pzt Nis 23, 2007 21:58

İran Dünya'nın en garip ülkelerinden biridir.Bunların bir Rıza Hanı vardır,bizim Kemal Paşa döneminde...O da köylü kadınlarına kadar zorla türbanı çıkarttırıyordu.

Bir ortasını bulamadılar. :)
Kullanıcı küçük betizi
Berco
Üye
Üye
 
İletiler: 166
Kayıt: Pzt Şub 26, 2007 21:37

İletigönderen MedceziR » Pzt Nis 23, 2007 21:59

Türkan abla dinde zorlama yok tabiki, ayrıca ben yaptıklarına doğru demedim.

Onlara göre garipsenecek bi durum yok dedim, adamlar akıllarısıra şeriat uyguluyor işte. . .
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Pisagor » Pzt Nis 23, 2007 22:04

İran ilginç bir ülke.İran Fars Milliyetçiliğin inançtan bile daha ağır bastığı söylendir.Kanlı devrimle başa gelelen Mollaların sistemi sadece batıda değil doğuda'da tartışılıyor.

Başlıklada olmasada konuyla alakalı bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim


- En yakası açılmamış tanrıtanımaz fıkralar burada anlatılır. Mollalar bunun önüne ne yazık ki geçemedi …

- İran İslami bir devlet olmasına karşın, parlamentosunda Ortodoks (Ermeni), Musevi ve Zerdüşt azınlıklara koltuk ayrılmıştır! Ermeni azınlığın alkollü içki (şarap) üretme ve bunu azınlık üyelerine satma imtiyazı var!

- Dünyanın en çok satan mizah dergileri İran’da çıkar. Toplumsal muhalefetin sığındığı kalelerden biri olan mizah, İran’da muhteşem bir inceliğe ve kıvraklığa sahiptir. Bazı fıkralar sizi sandalyenizden düşürebilir. İranlı karikatüristlerin her yıl uluslararası karikatür ödüllerini toplaması boşuna değildir.

- İran’da Hz. Muhammed‘in resmini yapmak serbesttir. Dini bayramlarda Hz. Muhammed’in dev resimleri şehrin geniş duvarlarını "Che Guevara" misali süsler… "Bizde günahtır" dediğinizde İranlılar şaşırır: "Peygamber bizim gibi bir insan. Onu neden putlaştıralım ki?"[/b

[b]- Resmi istatistiklere göre İran’ın en zengin kişisi Hz. Hüseyin‘dir! İranlılar, vasiyetname ve miraslarında bir şeyleri hep Hz. Hüseyin’e "vakfederler". Hz. Hüseyin’in adına kurulan vakıflar, İran’da 1300 yıl boyunca bağışlanan sayısız gayrımülke ve gelir kaynaklarına sahiptir. Tapu kayıtlarında Hz. Hüseyin’in adı bolca geçer …



İran adı üstünde bir "İslam Cumhuriyeti"dir ama namaz vaktinde bangır bangır bağıran ezan sesi duyamazsınız. Ezan sesini duymak için radyoyu açarsınız. İran’da cami sayısı da çok azdır. Yüksek bir yerde baktığınızda, şehir bizdeki gibi "çivili tahta"ya benzemez.

- Kadınların üniversite mezunu olma ve kamu kurumlarında çalıştırılma oranları Türkiye’den daha yüksektir. Evet, şaka değil bu!

- Hz. Zerdüşt’ün ve 1500 yıldır sönmeyen ateşin ülkesidir İran.


Yukardaki yazı birazda abartılı İran'ı tanıtan bir yazı idi ama sadeleştirdim konuyla alakalı.İlginç bir ülke İslam Peygamberi'nin yolladığı davet mesajlarına hakaret ederek geri dönen bir Zerdüşt Şahı vardır.İlginçtir müslüman olmalarına bazı kişiler bunu övünerek söylerler.Valilerin hepsi, ya Müslüman yada İranlı değildir(Adalet mekanizmasından dolayı).Yukarıda belirttiğim gibi Fars Milliyetçiliği hafife alınmamalıdır







Not:Yazı
Kullanıcı küçük betizi
Pisagor
Üye
Üye
 
İletiler: 84
Kayıt: Cmt Mar 31, 2007 20:33

İletigönderen MedceziR » Pzt Nis 23, 2007 22:12

İran adı üstünde bir "İslam Cumhuriyeti"dir ama namaz vaktinde bangır bangır bağıran ezan sesi duyamazsınız. Ezan sesini duymak için radyoyu açarsınız. İran’da cami sayısı da çok azdır. Yüksek bir yerde baktığınızda, şehir bizdeki gibi "çivili tahta"ya benzemez.

Minareler çivili tahtaya benzetilmiş :roll:

Hayal gücü baya iyi bunu yazan şahsiyetin. . .
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Pisagor » Pzt Nis 23, 2007 22:17

MedceziR yazdı:
İran adı üstünde bir "İslam Cumhuriyeti"dir ama namaz vaktinde bangır bangır bağıran ezan sesi duyamazsınız. Ezan sesini duymak için radyoyu açarsınız. İran’da cami sayısı da çok azdır. Yüksek bir yerde baktığınızda, şehir bizdeki gibi "çivili tahta"ya benzemez.

Minareler çivili tahtaya benzetilmiş :roll:

Hayal gücü baya iyi bunu yazan şahsiyetin. . .


Açıkçası yazıp yazmamakta kararsız kalmıştım çünkü bende başka bir platformda görmüştüm.Yazının kaynağını bilmiyorum ama dediğim gibi tam metni gördüğümden abartı olması mümkündür.Minarelerden çok galiba cami sayısı çivili tahtaya benzetilmiş.
Kullanıcı küçük betizi
Pisagor
Üye
Üye
 
İletiler: 84
Kayıt: Cmt Mar 31, 2007 20:33

İletigönderen Nihan » Sal Nis 24, 2007 9:30

İslamın ortaya çıkışından itibaren müslüman milletlerin onu algılayış ve yorumlayışı farklı olmuştur. Bu farklı yorumlarda milletlerin İslam'dan önceki geçmişleri, örf ve adetleri ile yaşadıkları coğrafyanın özellikleri oldukça etkilidir; bu unsurların hepsi toplumlarda alışkanlık yaratırlar ve birkaç nesil sonra da genetik olarak yeni nesillere aktarılmaya başlanırlar. Alışkanlıklardan kurtulmak hiç de kolay değildir. Yeni sisteme ayak uydurup düşünce ve yaşayış şeklini tamamen değiştirebilen milletler çok azdır. Biz bunu büyük ölçüde başarabilmiş bir milletiz. İslam'dan önce de İslam'a uygun bir yaşantı ve ahlaka sahip olduğumuz için kolay kabullenip başkalarının da kabullenmelerini sağlamışız. Bu kabullenişte yerleşik hayata geçmenin büyük payı olmuş eskisi gibi göçebe yaşayamaya devam edenler ise yeni sistemin yaşantılarına uymayan yönlerini almayıp eski inanç sistemlerine dayanan alışkanlıklarını ufak tefek değişikliklerle uygulamaya kalkmışlar ve İslam'ın bir yorumunu daha ortaya çıkarmışlardır. Alevilik ve bazı sünni tarikatlardaki sesli zikir, sema ve müzik aleti kullanılması bu şekilde ortaya çıkmış. Mesele eski inanç sisteminden kalma alışkanlıkları devam ettirme meselesidir oysa İslam bu alışkanlıkları yıkmak üzere gelmiştir. "Dinde zorlama yoktur" ayeti "Kimse müslüman olması için zorlanamaz." anlamındadır ama müslümanım diyen için geçersizdir. İslam'ı kabul etmiş bir insan artık sorumlu ve yükümlüdür. Rabbine ve yaratılmışlara karşı görev ve sorumlulukları vardır. Bunun bilincindedir, zaman zaman Rabbine ve yaratılmışlara karşı hatalı davransa da bunun hata olduğunu kabul eder ve onların affına sığınır. İbadet etmesi gerektiğini bilir ama tembellikle yapmazsa da yine sistemin içinde olduğunun farkındadır çünkü günah kavramı müslüman için geçerlidir kâfir için değil. Kâfir zaten sisteme dahil olmamıştır ki yaptıklarından sorumlu tutulsun.
Gelelim İran'ın İslam yorumuna. İran İslam'ı can korkusuyla kabul etmiş ve eski dini olan Mecusilik'ten (ateşe tapma) kurtulamamıştır. Bugünkü mezhebleri olan Şiilik ise yine bir Türk olan Şah İsmail tarafından kendilerine dayatılmıştır. Şah İsmail, Osmanlı karşısında varlık gösterebilmek ve yerleşik hayata geçmeyi kabul etmeyen ve bu yüzden de devletle arası hiç düzelmeyen göçebe Türkmenleri kendi tarafına çekip Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da söz sahibi olabilmek için siyasi bir koz olarak görmüştü Şiilik'i. Bu kozu da iyi kullanıp Osmanlı'yı Türkmen isyanlarıyla epeyi meşgul etmiştir. Siyaseti o kadar iyi beceriyordu ki Osmanlı padişahı Yavuz Selim Farsça şiirlerden oluşan bir divan yazarken o, devletinin resmi dili Farsça olduğu halde Türkçe şiirler yazarak Türkmenlerin sevgi ve saygısını kazanıp kendi tarafına çekiyordu onları. Şiilik İran'da çok küçük bir topluğun mezhebi iken Şah İsmail ile bir siyasi unsur olarak yaygınlaşıp resmi mezhep halini almıştır. İran halkının yarısı Türk kökenlidir, geriye kalan yarısı ise Pers İmparatorluğu'nun mirasçıları oldukları, tarihe bir medeniyet kurup yön verenlerden oldukları için sağlam bir kültüre sahipdirler. Pers kültüründe hile, ikiyüzlülük, acımasızlık, eşcinsellik İslam'dan önce yaygın olan unsurlardandı. Bu yüzden tarih boyunca siyaseti çok iyi becermişler ve İran hep tarih sahnesinde olmuştur. İran İslam Devrimi, emperyalist güçlere karşı bir başkaldırıdır. Amerika ve İsrail'e bugün kafa tutabiliyorsa bu tarihi ve kültürel altyapısından kaynaklanıyor. Bu güçler, İran'ı bölme senaryolarını uygulamaya koydukları, İslam devrimini etkisiz hale getirmeye çalıştıkları için feminizm ayaklarına en çok kadınları kullanmaya çalışıyorlar. Doğal olarak da İran kendi savunma mekanizması dahilinde kontrolünü yapmakta.
[img]http://img340.imageshack.us/img340/5780/nihanimza1kx5.jpg[/img]
Artık beklemiyorum.
Açık bir kapı gördüm.
Şimdi sevgi şehrindeyim.
Boşuna beklemişim.
Kullanıcı küçük betizi
Nihan
Üye
Üye
 
İletiler: 832
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:55

İletigönderen Ram » Sal Nis 24, 2007 10:25

Nihan, sana ek olarak, yakın dönemde şunları söyleyebilirim. ABD ve Avrupa savaşında, Avrupa'nın galip geldiği bir cephedir İran devrimi. CIA destekli Pehlevi, önce kaçtı, sonra tekrar tahta oturtuldu. CIA bombalarını çekinmeden camilerde kullanmaya başladı. Her şey yolunda gidiyordu. Fakat büyük bir hata yaptılar. Irak'ta saklanan Ayetullah'ın, baskı yapılarak sınır dışı edilmesi sağlandı. Fransa'ya gidince, DGSE tarafından desteklendi. Humeyni devrimini yaptıktan sonra, Irak ile savaşmıştır bilindiği üzere. Bu savaşta da, İran'ın Juan Carlos'tan dahi destek aldığı söylenir. Salman Rüşdi'yi de unutmamak lâzım.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x