İri ve Diri Küçük Sözler...

İri ve Diri Küçük Sözler...

İletigönderen faruk haksal » Cum May 20, 2011 11:15

Boş kâğıtlara ver bakalım gününün hesabını. Gün-be-gün küpüne doldurduğun yaşamı dök boş kâğıtların ortasına. Dök, dök de görelim anlamını hayatının…
Küp de altın mı var?
Dostoyevski mi?
Küp tın tın mı; ya da ıslak ve sırılsıklam mı?..
Yoksa keskin sirkenin küpüne ettiğini mi biriktiriyorsun gününe ve dününe?..


Kırılganlık, duyarlılığın ön-şartı değildir.
Duyarlı insan, illaki kırılgan olmayabilir. Duyarlılık ile güçlülük omuz omuza ayrı ayrı ve birlikte yaşanabilir. Ezik bir ruh hali, duyarlı olmakla eş-anlamlı olmayabilir. Çünkü bu iki kavramın ortak paydası “yitiklik” değildir…
Sokrates duyarlı olamaz mı?
Kafka güçlü değil mi?
“Kendi”sini tamir ile uğraşan uygar insan, güçsüz bir görüntü vermek zorunda mı?
Güç, illaki ötekini ezmek demek değil ki...


Mizah, gerçeğin dibidir.
Mizah, gerçeğin tam anlamı ile kavranmasından sızan reaksiyondur.
Çünkü gerçeği anlamaya başladığınızda, gülümsemeye de başlarsınız.
Mizah, trajedinin en kesif biçimidir.
Mizah, kendi gerçeğimizle, nesnel gerçekliğin tokuşmasıyla ortaya çıkan şaşkınlıktan doğar.
Saçmanın soykırımı!..
Saçma ile hemhal olmadan yaşayamazsınız.
Saçmanın derinliğinde yüzebilmek, insanın ulaşabileceği en-üst düzey yüksekliktir.
Zihnimizle gülümser, ruhumuzla anlarız.
Zamanı arıtmadan hiçbir yere ulaşamaz, hiçbir şeyi bitiremezsiniz.
Bir “düş”ünce molasında öksürürsünüz:
- Gerçek tektir; tekrarlanamaz.


Dinler arası diyalog ne demek?
Muhammed’e inanlar ile, İsa’ya inananlar arasındaki “hasbıhal” demek.


Irak’da sebep, kimyasal silahtı.
İran’da sebep, nükleer silah.
Libya’da demokrasi…
- Kah gidi kah kah!..


“Kafa”yı bulmak için dikine dikilen dubleler…
Sonra, “kafa” yerine gelsin diye, sıra dışı bir çaba, örneğin ve mesela, çorba!
İşte bir türlü kendi rayında dingin akmayan yaşam ve onun kıyısına tutunmuş insan…


Oğuz Atay yazma edimine, “bu iş doğrudur,” diye yönelmedi.
Bir nedenler yumağı yatıyor bu yönelişin temelinde.
Bir insanın yazarlığı değerlendirilirken işe işte bu noktadan başlanılmalı…


“Varoluş sorunsalı” sanıyorum şu demek:
Kişi, milyonların içindeki herhangi biri olarak değil, özel olduğunu farkında ve bireysel koordinatlarına egemen olarak, “bakarak” ve bakışını dışarıdan seyrederek ve irdeleyerek ve sorgulayarak ve [adeta] koklayarak, sonra çekip/ çekiştirip/ içine girerek yaşayacak hayatını…
Ve bunu yaparken de kendi varoluşunu adım adım inşa ettiğinin bilincini taşıyacak!..


soruyusormak@gmail.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com
Faruk Haksal
Kullanıcı küçük betizi
faruk haksal
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 344
Kayıt: Pzt May 24, 2010 10:01

Şu dizine dön: Faruk HAKSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x