Kudüs'te Müslüman mezarlığına müze
İsrail mahkemesi, Kudüs'te eski Müslüman mezarlığına müze inşa edilmesine, Filistinlilerin tepkilerine rağmen izin verdi.İsrail Yüksek Mahkemesi, Kudüs'te bir Müslüman mezarlığında Hoşgörü Müzesi'nin inşa edilmesine izin verdi. Filistinliler mahkemenin kararına tepki gösterdiler.
Küdüs Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin mahkemenin kararının Müslüman kutsal mekanlara zarar vereceğini söyleyerek proje planlayıcılarının bir Müslüman mezarlığında Hoşgörü Müzesi kurmak istemelerinin bir çeşit saldırı olduğunu belirtti.
İsrail Yüksek Mahkemesi, iki Müslüman örgütün, eski bir Müslüman mezarlığında Hoşgörü Müzesi kurulmasını temyizle engelleme girişimini reddetti.
Al Arabiya televizyonun bildirdiğine göre, İsrail İslami Hareketi'nin lideri Şeyh Raed Salah, "Arap ve Müslüman dünyayı harekete geçireceğiz ve baskı kuracağız, böylece bu inşaatı durduracağız." dedi.
Filistinli İsrail milletvekili Muhammed Barakeh, mahkemekararının İsrail'in Kudüs'ten Arap ve Müslüman kimliğini silme girişimi olduğunu söyledi.
Müzenin inşa edilmesine başlıca destek verenlerden biri Nazi avcısı Simon Wiesenthal Merkezi ve proje Amerikalı mimar Frank Gehry tarafından hazırlandı.
Simon Wiesenthal Merkezi dekanı Haham Marvin Hier, mahkemenin kararının ardından yaptığı açıklamada, "İtidal ve hoşgörü hakim oldu. Yahudi olsun veya olmasın bütün İsrail vatandaşları bu karardan fayda görecekler" iddiasında bulundu.
Kaynak
İsrailden Sahabe mezarlığına saldırı
Anayasa Mahkemesi, Hz. Peygamberin ashabının da kabirlerinin de bulunduğu mezarlık üzerinde müze yapılmasına izin verdi. Karara Hıristiyanlar ve Müslümanlar tepkili
İsrail mahkemesinin Kudüste bazı Hz. Peygamberin ashabının da kabirlerinin bulunduğu mezarlık üzerine müze kurulmasına izin vermesi tepkiyle karşılandı.
İsraildeki İslami Hareke Lideri Şeyh Raed Salih, 30 Kasımdaki basın toplantısında, İsrail Müslüman ve Araplara küresel bir savaş ilan ediyor. O mezarlıkta ashaptan bir general yatıyor diye konuştu.
Şeyh Salih, aynı mezarlıkta binlerce Müslümanın kabirlerinin olduğunu ekleyerek sayının 1948lere kadar 70 bin olduğunu bildirdi.
İsrail Anayasa Mahkemesi 29 Kasımda iki Müslüman grubun merkezi Kudüste Müslümanmezarlığı üzerinde yapılacak Yahudi müzesini durdurma isteğini reddetti.
Mahkeme, belediyenin mezarlığın küçük bir kısmını 1960larda park alanına çevirdiğinden beri kamusal alan olduğunu iddia etti.
Müze planlayıcılarının kemikleri yeniden gömme ya da mezarları örtme önerilerinin konunun çözümü için yeterli olduğunu iddia edildi.
Mahkeme, insan kalıntılarının bulunmasının ardından 2006da duran müzenin hemen yapımına başlanabileceğini söyledi.
Kudüs Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin, hükmün Müslümanların kutsal yerlerine zarar veren bir karar olduğunu söyledi. Los Angeles tabanlı bir Yahudi grubun 250 milyon dolarlık müze yapımının bir saldırı hareketi olduğunu söyledi.
Hıristiyanlarla omuz omuza İsraile karşıŞeyh Salih, Müslüman dünyadan Müslüman mezarlığı üzerinde müze kurulmasını engellemesi çağrısı yaptı. Salih, Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütünden bu suçu durdurmalarını istedik dedi.
Müslüman lider, kararın kutsal şehri Yahudileştirmeyle ilgili İsrail politikalarının bir sonucu olduğunu belirterek, Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz dedi.
İsrail Kudüsü 1967de işgal etmiş ve ardından da ilhak etmişti. Bu hareket uluslararası toplum tarafından tanınmıyor.
Şehir, İslamın 3ncü en kutsal yeri el-Aksa camiine ev sahipliği yapıyor ve Müslümanların ilk kıblesi.
Kudüs şehrinde Yunan Ortodoks Kilisesi ve Kudüs Kilisesi gibi Hıristiyanlığın en kutsal mabetleri de yer alıyor.
Rahip Atallah Hanna da İsrail Anayasa Mahkemesinin kararını eleştirdi. Aynı basın toplantısında Hanna, Bu işgalin gerçek yüzüdür dedi.
Hıristiyan ruhbanlar, İsrail saldırıları karşısında Filistinli Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki birliği vurgulayarak, Aynı safta omuz omuza duruyoruz diye konuştu.
KaynakKUDÜS'Ü ALTÜST ETMEYE YETTİİsrail'in Kudüs kentinde 200 milyon dolarlık bütçeyle açılması için 2004 yılında eski aktör Arnold Schwarzenegger'in de katılımıyla yapılan şaşalı bir törenle inşa sürecine giren 'Hoşgörü Müzesi', bölgenin hafriyat alanında yapılan kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan tarihi Müslüman mezarlığının ortaya çıkarılması nedeniyle daha açılmadan 'Hoşgörü'nün değil, 'kriz'in müzesi olduğuna yönelik işaretler vermeye başladı.
ACİL ZİRVE HÜSRANIDurum üzerine mimarlığını Musevi asıllı ABD'li mimar Frank O. Gehry'nin yapacağı müzenin kaderini belirlemek amacıyla önceki gün Kudüs'te bir araya gelen Arap ve İsrailli sözcülerin yaptığı 'acil durum zirvesi'de açmazla bitti. Yöneticisi, Rabbi Marvin Hi-er'in dediğine göre, merkezi ABD'nin Los Angeles kentinde bulunan Simon Wiesenthal Merkezi'nin İsrail Yüksek Mahkeme-si'ne başvurusu üzerine inşasına başlanmak üzere harekete geçilmiş olan Müzenin yedi aylık hukuki hakemlik süreci de böylece başarısızlıkla sonuçlanmış oldu. Büyük çoğunluğunu ABD'li Musevilerin mali olarak desteklediği müze projesini askıya alan söz konusu mezarlar, İsrail'in 1948 yılında, Ortadoğu Savaşı'ndan sonra ilan edilen bağımsızlığından önce bölgede yaşayan Araplara aitti. Musevi yetkililerin, mezarlardaki kemiklerin başka bir yere nakli teklifi ise Araplar tarafından reddedildi. Simon Wiesenthal Merkezi Yönetmeni Rabbi Hier ise, şu aşamada müzenin kaderi adına İsrail Yüksek Mahkemesi'nin vereceği karara sabır ve saygıyla hazırlıklı olmak durumunda olduklarını belirtti.
Yine Hier'e göre, Anti-semitizm ile mücadele edip, barışa hizmet etmek üzere kurulan 'vakıfsal' statüde bir kurum olan merkez, Hoşgörü ve İnsanlık Müzesi adına son aşamada gelinen tıkanık süreçten ötürü doğan yasal masraflar da dahil olmak üzere, 1 milyon dolara yakın bir paranın da boşa sarfedilmesinin söz konusu olduğunu ifade etti.
Buna karşın, Arap grupları adına konuşan hukukçu Durgham Saif ise, müzeyi şu andaki koşullarda aynı yere yapmaya çalışmanın, müzeyi bir 'Hoşgörü Müzesi' olmaktan haliyle çıkaracağını ve bunun kendileri için kabul edilemez bir durum olduğunu, bu yüzden de müzeye 'Hoşgörü Müzesi' denemeyeceğini vurguladı.
İsrail'in geçmişte Ürdün'den ele geçirip başkent ilan ettiği Doğu Kudüs'e, Filistin halkı gelecekteki devletlerinin başkenti olarak bakıyor. Müzenin olası konumu, İsrail'in 1948 ve 1967'de işgal ettiği ve müstakbel Filistin devletinin temeli olarak görülen topraklara çok yakın bir noktada.
AP, 20 Eylül 2006

[img]http://img293.imageshack.us/img293/9870/45382aw1.jpg[/img]
İsrail şehitliği çöplüğe çevirdi
Yer: Kudüs
Hazreti Peygamberin miraca yükseldiği Mescid-i Aksa ve Kubbetüssahra camilerinin bulunduğu, Müslümanların en kutsal mekanlarından biri olan Haremüşerife sadece birkaç kilometre uzaklıkta; İsrail işgali altındaki Batı Kudüsün merkezinde bir park. Yaklaşık iki futbol sahası büyüklüğündeki alanın tam karşısında yan yana İsrail Basın Enformasyon Bakanlığı ile Amerikan Konsolosluğunun binaları var.
İlk bakışta sıradan bir park ve bitişiğinde bir inşaat şantiyesini andıran alanın içine bir göz atınca buranın hiç de sıradan bir yer olmadığı hemen anlaşılıyor. Çünkü İsrailin inşaat sahası olarak kullandığı mekan bir Müslüman mezarlığı.
2002 yılında Yahudi asıllı Amerikalı mimar Frank O. Gehrynin projesini hazırladığı ve İsrail yönetiminin onayı ile 2004 yılında inşasına başlanan 200 milyon dolar bütçeli sözde hoşgörü müzesi adı verilen inşaat, aralarında Hazreti Peygamberin yüz yüze görüştüğü dostları yani sahabelerin yanı sıra onlarca Osmanlı şehidinin mezarının bulunduğu bir Müslüman mezarlığının tam üzerine yapılıyor.
Kutsal mekana 2004 yılında ilk kazmayı vuran İsrail bir süre sonra mezarlıkta yatan şehitlerden bazılarının yakınlarının açtığı dava sonucu inşaatı yarıda durdurmak zorunda kaldı. Mahkemesi halen devam eden inşaat yarım bırakılırken, İsrail tahrip olan mezarlığa Müslümanların girişini yasakladı. Mezar taşlarının hemen hemen tamamının kırıldığı kutsal mekan bakımsızlıktan çürümeye terk edilirken, yapılan onca girişime rağmen kutsal mekanın bakımına izin verilmedi. Filistinde görüştüğümüz çok sayıda din adamı ve duyarlı Müslüman defalarca bakım yapmak için mezarlığa girmeye çalıştıklarını ancak her seferinde İsrail askerleri tarafından engellendiklerini söyledi.
Kudüsün merkezindeki mezarlık 2 yıldan beri İsrailli sarhoş ve serserilerinin barınağı haline geldi. Kırık mezar taşları yerinden söküldü, mezarlar tahrip edildi bunlar yetmiyormuş gibi bir de kutsal mekanda içki içilip, mezarlık boş içki şişeleri, bira kutuları ve çöplerle dolduruldu.
Geçen Cuma günü bin bir güçlük ve gizlilikle girdiğim mezarlıkta karşılaştığım manzara tüyler ürperticiydi. Beni oraya götüren Filistinli şoförün, İsrail askerlerinden çekindiği için giremediği mekan tam anlamı ile bir çöplüğe dönmüştü. İçki şişeleri, bira kutuları, yemek artıklarının bulunduğu mezarlık sinekten geçilmiyordu. Sineklerin cirit attığı mezarlıkta bulunan Musa Çelebiye ait türbenin kapısı kırılmış ve kırık kapının üzerine beton dökülmüştü. Türbenin içine ise mezarlıktan sökülen mezar taşları konmuştu.
İsrail mahkeme kararının ardından isimleri belli olmayan onlarca sahabe ve Osmanlı şehidinin mezarlarının bulunduğu alana inşaat yapma fikrinden ise vazgeçmedi. Kudüs Müslümanlarının büyük tepkisine rağmen mezarlıkta yatan sahabe ve şehitlerin kemiklerinin bir başka boş alana taşınmasına karar veren İsrail, bir süre daha kutsal mekanı sarhoşlara kullandırdıktan sonra tamamen ortadan kaldırma planı yapıyor. İsrailin planına göre sahabe mezarlığı iyice çöplüğe döndürülecek ardından tüm mezar taşları yok edilecek ve toprak altındaki kemikler başka bir yere taşınacak. Böylece İsrail Kudüsün merkezindeki ecdad yadigarı bir İslam sembolünü tamamen ortadan kaldırarak, yerine adına hoşgörü dedikleri bir müze inşa edecek.
FİLİSTİNLİLER ERDOĞANLA GÖRÜŞMEK İSTEDİKudüsteki Müslüman mezarlığının inşaat şantiyesine çevrilmesine isyan eden Filistinliler, İslam Konferansı Örgütünü devreye soktu. İKÖ Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğluna başvuran Filistinliler, mezarlığın tahrip edilmesini durdurmak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğandan görüşme talebinde bulundular.
İSRAİL GAZZEDEKİ İNGİLİZ MEZARLIĞINI BOMBALAYINCA, İNGİLTEREDEN TEPKİ ALDIİsrail Kudüsteki Müslüman mezarlığını çöplüğe çevirirken, Gazzede bulunan bir İngiliz mezarlığını ise bombaladı. Gazzeye yönelik hem Haziran ayındaki hem de 15 gün önce başlayan ve yaklaşık 100 Filistinlinin ölümü ile sonuçlanan katliamlar sırasında, Gazze kentinde bulunan bir İngiliz mezarlığı da İsrail savaş uçakları tarafından bombalandı. 1920 yılındaki Kudüs işgalinden kalan 4 bin İngiliz askerinin yattığı mezarlık, İsrail bombardmanında büyük zarar görünce İngiliz hükümeti hemen devreye girdi. İngiltere sorunu diplomatik bir dille İsraile iletti ancak İsrailden İngiliz hükümetine herhangi bir yanıt gelmedi. Bunun üzerine İngilterenin Tel Aviv Büyükelçilisi İsrail hükümetinin tavrı karşısında çok sinirlendiklerini söyledi.