
Davos moderatörünün Yeni Osmanlı gazı...
Son yıllarda ilişkiler ağı yazmak moda oldu...
TÜRKSOLU olarak ilişkiler ağı analizlerine pek girmeyiz. Çünkü öyle çok gizli kapaklı ilişkiler yoktur. Her şey gayet açıktır bizim için. Önemli olan insanların emperyalizme karşı duruşudur. Fikirsel cephede hangi tarafta yer aldığıdır.
Ancak bazen o kadar ilginç ilişkilere rastlıyorsunuz ki... Bazı şeylerin daha rahat anlaşılmasını sağlıyor.
O yüzden bir tane de biz yazalım dedik.
Şu Davos şovunu bir hatırlatalım.
Tayyipin tepki gösterdiği moderatör kimdi? David Ignatius...
Ignatiusun Türk düşmanlığı üzerine çok şey yazıldı. Tayyipin onun moderatörlüğünü kabul etmesi yanlış bulundu. Ama biz gözden kaçan başka bir yöne dikkat çekeceğiz...
Ignatius bir gazeteci... Washington Postta yazıyor...
Eeee, ne var bunda diyeceksiniz... Washington Postun bir de haftalık dergisi var: Newsweek. Ve işte Newsweekin Türkiye baskısının son sayısının manşeti: Yeni Osmanlı mı?
Şöyle diyor Newsweek: Erdoğanın Davos çıkışı, imparatorluk mirasını yeniden gündeme getirdi.
Gördünüz mü? Washington Postun bir yazarı Tayyipin Davos şovuna vesile oluyor. Öbür yazarı ise bu şovdan yola çıkarak Türkiyeye Yeni Osmanlı misyonu biçiyor...
Gördünüz mü senaryonun boyutunu.
Anlayacağınız Tayyip yalnızca seçim öncesi şov yapma fırsatı yakalamamış. Başka bir projeyi de hızlandırmış: Yeni Osmanlı. Ciddi bir tuzakla karşı karşıyayız anlayacağınız.
Madem ortada Türk milletine kurulan bir tuzak var. Öyleyse TÜRKSOLU olarak her zamanki görevimizi yerine getirelim: Türk milletine gerçekleri gösterelim.
Yeni Osmanlı:
Osmanlının şatafatlı dönemi değil çöküşü
Yeni Osmanlı nasıl bir Osmanlıdır? Bu sorunun yanıtını da Davos şovunda öğreniyoruz. Hamasın Filistinde düzenlediği Tayyipe destek eyleminde atılan slogana bakın:
Osmanlı dirilsin, Erdoğanı halife seçelim!
Ve Hamas liderlerinden El Hayanın yorumu: Tayyip adeta bir Abdülhamit...
Ve son olarak Tayyipi Davostan dönüşte karşılayan bindirilmiş kıtaların taşıdığı bir pankart: Hoşgeldin III. Abdülhamit...
Gülümsemeden duramıyoruz. Yıllar önce, 2004te, III. Abdülhamit manşetiyle çıkmıştık. Tayyipin baskıcılığı, işbirlikçiliği, vatan satıcılığı ve Şeriatçılığıyla adeta yeni bir II. Abdülhamit olduğunu yazmıştık. Şimdi, Tayyipi karşılayanlar bunu pankart yapıyor. Nereden nereye...
İşte bu Abdülhamit ismi Yeni Osmanlı derken neyin kastedildiğini ortaya koyuyor.
Türk insanının aklına Osmanlı deyince Fatih gelir, Kanuni gelir. Üç kıtaya yayılan ve döneminin en büyük uygarlıklarından birini yaratmış olan Osmanlı... Tüm dünya için de büyük Osmanlı 15-16. yüzyıl Osmanlısıdır...
Ama Yeni Osmanlı diye ortaya konan aslında bambaşka bir Osmanlı... Bugün Osmanlı gibi 3 kıtaya yayılmış yüzlerce milyonluk nüfusa sahip çok uluslu bir imparatorluk haline gelmemiz tabii ki imkansız. Buna emperyalizm göz yummaz. Zaten 1500lerin devlet yapısıyla 2000lerde bir yere gelemezsiniz. Bu açıdan Türk milleti Osmanlının şatafatlı günleri hatırlatılarak aslında aldatılıyor.
Çünkü Yeni Osmanlı diye bize dayatılan aslında Osmanlının son dönemleri... Abdülhamit ismi burada gerçek anlamına kavuşuyor: Osmanlı için Abdülhamit yalnızca baskı anlamına gelmez. Aynı zamanda bir çöküş dönemidir Abdülhamit...
Şeriatçılara sorsanız tabii ki Abdülhamiti savunurlar. Osmanlının çöküşünün ertelendiği, ömrünün uzadığı dönem olduğunu iddia ederler. Bu konuyu uzun uzun tartışmaya gerek yok 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşının kimin döneminde olduğunu hatırlasak yeter. Doğu Anadoluda, Kafkaslarda ve Balkanlarda çok büyük toprak kaybettiğimiz o savaş II. Abdülhamit dönemindeydi. Ve Osmanlının en çok toprak kaybettiği dönem Şeriatçıların iddiasının aksine II. Abdülhamit dönemidir.
Üstelik II. Abdülhamit bir darbeden korktuğu için, donanmayı Haliçte çürüterek ve Osmanlı Ordusunun yapısını darmadağın ederek; 1911-1914 yılları arasında Trablusgarp ve Balkanlardaki büyük yenilgilerimizin de baş sorumlusudur. II. Abdülhamit ortada savaşma yeteneği olan bir ordu bırakmamıştır.
Tayyip, Abdülhamit bile değil, Vahdettin rolüne soyundu
Ancak bugün Türkiyenin geldiği nokta II. Abdülhamit döneminden de öte, Vahdettin dönemini andırıyor. Sonuçta II. Abdülhamit döneminde Osmanlı tamamen parçalanmamıştı.
Vahdettin dönemi ise tam bir çöküş dönemidir.
Ordusu terhis olmuş...
Yöneticileri işbirlikçi olmuş...
Padişahı teslim olmuş...
Milli kimliği tamamen yok olmuş...
Her tür etnik unsuru iç savaşta birbirini boğazlar olmuş...
Paramparça olmuş...
Hasta Adam olmuş...
Bir Osmanlı...
Yani Türkiyeyi bekleyen Osmanlının ihtişamı değil, çöküşü...
Bunu anlamak için çok akıllı olmaya gerek yok. Şu bizi bölgesinde lider ülke yaptığını iddia eden AKPnin iktidarı döneminde neler yaptığını bir hatırlamak yeterli...
Daha ülkendeki Türkü koruyamıyorsun, ne imparatorluğu?
AKPlilerin dediğine göre, Yeni Osmanlı Ortadoğuda lider devlet olacakmış!
Balkanlardan Kafkaslara, Filistinden İrana, bölgesinde güçlü ve dinlenen bir ülke haline gelmiş Türkiye...
Hatta Tayyip mitinglerde atıp da tutuyor...
Şahlanmışız...
Güldürmeyin adamı!..
AKP dönemi Türkün şahlandığı değil sindirildiği dönemdir... Bırakın bölgesinde lider olmayı, sınırımızın bir adım ötesinde bile hakkımızı koruyamaz hale geldiğimiz bir dönemdir.
Örneğin Kuzey Irak... 1990larda defalarca sınır ötesi harekât düzenleyen Türkiye, artık ABDnin izni olmadan Irak sınırını 1 km dahi geçemiyor.
Bakın, Kuzey Iraktaki PKK kampları, uluslararası fuara döndü... Kampları ziyaret etmeyen Batılı milletvekili ve gazeteci kalmadı. Bir tek Türk Ordusu giremiyor o kamplara.
Bu mu lider ülke olmak?
Neymiş efendim, Yeni Osmanlı Filistini koruyacakmış... Filistinliler de bunu istiyormuş.
Güldürmeyin adamı...
Bırakın Filistinli Arabın hakkını korumayı, Kuzey Iraktaki Türkmenlerin, Dağlık Karabağdaki Azerbaycan Türklerinin hakkını koruyabiliyor mu Türkiye? Kıbrıs Türklerinin davası AKP döneminde satılmadı mı? Denktaş kimin döneminde tasfiye edildi? KKTC kimin döneminde adeta lağvedildi?
Lübnana asker gönderirsiniz. Böylece İsrail Ordusunu saldırılara karşı korursunuz. Sonra dönüp Türk milletine, Osmanlının torunları olarak oraya gittik dersiniz. Filistinlileri korumak için gittik dersiniz.
Güldürmeyin adamı...
Ne Filistini... Siz burnumuzun dibindeki Kıbrıstaki Türkleri bile koruyamadınız.
Hadi, Kıbrıstakileri geçtik, Türkiyedeki Türkü bile koruyamadınız.
Tayyip meydanlarda atıp tutuyor. Türk milleti küllerinden yeniden doğdu diyor.
Güldürmeyin adamı...
Sizin döneminizde küllerinden doğan PKK oldu. Siz iktidara geldiğinizde PKK bitmişti. 2002de verdiğimiz şehit sayısı yalnızca 2 idi... Bugün PKK, karakollarımıza gündüz gözüyle 400 kişilik bir grupla saldırıp 12 askerimizi şehit edebiliyor... Ve biz saldırganları takip edip sınırımızın ötesine geçemiyoruz...
Üstelik bu sizin icraatlarınız sayesinde oldu. Kürtçülüğün önünü açtınız, pek çok PKKlıya af getirdiniz, PKKnın Meclise girmesine göz yumdunuz...
Anlayacağınız, siz, sınırlarımız içindeki Türkü bile korumaktan acizsiniz.
Lider devletmiş!.. Türkiye ekonomisiyle bölgesinin en büyüğü oluyormuş...
Güldürmeyin adamı...
Siz değil miydiniz Telekomdan Tekele, limanlarımızdan bankalarımıza, her şeyimizi yabancı sermayeye satan...
Türkiye yeni eksen oluyormuş!
Güldürmeyin adamı...
Bir tane ülkeye tanıtabildiniz mi KKTCyi? Azerbaycanın Ermenistan karşısındaki mazlumluğunu kime kabul ettirebildiniz?
PKKya karşı mücadelemizde bize destek olan var mı?
Ermenilerin sözde soykırım iddiaları konusunda hangi ülkeyi ikna edebildiniz?
Yapamadığınızdan değil, zaten yapmak da istemediniz. Güçlü bir ülke olup eksen haline gelmeyi bırakın, hangi konuda Türkiyenin haklarını savundunuz?
Kendi hakkını bile korumaktan aciz bir ülke, lider olabilir mi? Eksen olabilir mi?
ABD önünde sus pus... AB önünde el pençe divan... IMF kapısında dilenci... İsrailin karşısında sinik...
Bu mu liderlik!..
Tayyipin Türkiyesinin tavrı yalnızca moderatöre olabilir zaten!
Yeni Osmanlı Cumhuriyetin tasfiyesi demek
Yeni Osmanlıymış...
Yeni değil, yeniden Osmanlı deyin siz ona. Yeni matah bir şeymiş gibi geliyor kulağa...
Yeniden Osmanlı...
Yani Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi...
Bu Türkiyeyi büyüten değil küçültecek bir projedir.
Türkiye ulus-devlet yapısını terk edip Osmanlı gibi çok etnikli, çok kültürlü federatif bir yapıya dönüşecek. Laik Türkiye Cumhuriyeti ortadan kaldırılacak, Şeriatçı bir Kürt-İslam devleti kurulacak.
Asıl proje budur. Yeni Osmanlı diye dayatılan budur.
Türkiyeyi eski Osmanlı topraklarında büyütmek değil... Kendi sınırlarının içinde parçalara ayırıp küçültmek...
Yeni Yeni Sevr...
İşte Tayyip bu yüzden Abdülhamit bile olamaz... Ancak Vahdettin olabilir.
Hatırlayın Osmanlının son dönemlerini:
Padişah İngiliz Muhibi... İngilizciliği o kadar abartmış ki, bir de dernek kurmuş İngilizi sevenler artsın diye...
Sarayında İngiliz ve Fransız işgalciler ne derse kabul ediyor...
İstanbulda işgal kuvvetleri var. Sesini çıkarmıyor...
Meclis basılıp milletvekilleri tutuklanıyor. Sesini çıkarmıyor...
Rumu Batıda, Ermenisi Doğuda, Kürdü güneydoğuda terör estiriyor, ayrılıkçı örgütler Türk katliamına girişiyor. Sesini çıkarmıyor...
Her yeri Kürt Teali Cemiyeti, Mavri Mira, Taşnak gibi örgütler kaplamış. Sesini çıkarmıyor... Hatta destekliyor.
Ama bu Vahdettinin süklüm püklüm olmasından kaynaklanmıyor. Emperyalist efendilerinin karşısındaki o boynu bükük Vahdettin, Kuvayı Milliyeyi engellemeye gelince şahin kesiliyor.
Mustafa Kemale karşı defalarca isyan çıkarttırıyor. Halife Ordusu kuruyor, Yunan işgalini destekliyor... Kürtlerin, Ermenilerin ve işgalcilerin isteğiyle eski Osmanlı yöneticilerini katliamcı ve savaş suçlusu diye yargılıyor.
Türkü katleden işgalciye ses çıkarmıyor ama işgale direnen herkesi tek tek tutukluyor.
İşgalcinin, Rumun, Ermeninin, Kürdün dostu... Direnen Türkün düşmanı...
Kimi hatırlattı size?
Bugün Kürtçe TV açıp bir de Kürtçe hayırlı olsun konuşması yapan kim?
Şehit yakınlarını askerlik yan gelip yatma yeri değildir diye azarlayan kim?
Atatürkçü muhalefeti bir bir içeri tıkan kim?
İsyan eden gariban çiftçiyi Ananı da al git diye kovan kim?
Kimin döneminde Kürtçü terör azdı?
Kimin döneminde Türkiye-Ermenistan ilişkileri normalleşti?
Kimin döneminde Kıbrıs satıldı?
Kimin döneminde milliyetçi olmak suç haline gelip etnikçilik körüklendi?
Kimin döneminde Şeriatçılık yaygınlaştı? Kürt-İslam Halifesi olmayı kafasına koyan kimdi?
Tayyip dönemi: Türkün sindirildiği dönem
Bugün Tayyipin üstlendiği rol, 1918de, 20de, 22de Vahdettinin üstlendiğinin aynısıdır.
İnanmayın şaha kalktık söylemlerine... Tayyip dönemi Türkün sindirildiği dönemdir. Süleymaniyede 11 askerimizin başına çuval geçirildiğinde ABDye tek kelime etmez. Kerkükte Türkleri katleden Kürtleri, eli kolu bağlı izler.
Ama, Hepimiz Türküz. Hepimiz Mustafa Kemaliz diye slogan atanları ırkçılıkla suçlar. Eline bayrak alıp Cumhuriyet mitingine çıkanları bindirilmiş kıta diye suçlar.
Atatürkçü her tür muhalifi içeri tıkar.
Anlayacağınız Tayyip dönemi Türkün sesinin kısıldığı dönemdir.
Ama Ermeninin, Kürdün, Yunanistanın, Amerikancılığın, Avrupacılığın, her tür Türk düşmanının da, sesinin sonuna kadar açıldığı dönemdir. Hatta Türkiye düşmanlarının ödüllendirildiği dönemdir...
Aynen Vahdettin dönemi gibi.
Vahdettin Sevri imzalamıştı. Milliyetçi olmayıp Osmanlı kimliğinde direnmenin bedeli buydu...
Tayyip de bugün Türkiyelilik diyerek, Osmanlılık diyerek Türk kimliğini tasfiye etmek istiyor. Artık etnik kimlik şeref oldu. Yalnız Tayyip için değil, her parti için... Türklere her gün Türk-Kürt kardeşliği, Türk-Ermeni kardeşliği, Türk-Yunan dostluğu propagandası yapılıyor. Ama Kürdü, Ermenisi, Yunanı Türke düşmanlık yapmaya devam ediyor... Türklük tasfiye ediliyor.
Yeni bir Sevr projesidir bu. Bu yüzden Yeni Osmanlı dediğiniz aslında Sevr haritasındaki Osmanlıdır.
Kürdün ayrıldığı, Ermeniye toprak verildiği, Kıbrısın terk edildiği, Türklüğün Anadoludan silindiği yeni bir Sevr.
Yeni Osmanlıya karşı Yeniden Atatürkçülük
Türk Milleti! Korkma!
Türk sindirildi dediysek, yok oldu demedik.
O en karanlık günlerde, Türk sindirildiğinde, onu ayağa kaldıran Mustafa Kemal olmuştu. Etnikçilikle parçalanan bir ulusu emperyalizme karşı bir araya getirmişti. Osmanlıcılıkla ve İslamcılıkla değil, milliyetçilikle direnmişti Mustafa Kemal. Ve Türkü esaretten kurtarmıştı.
Ayağa kalkan Türk, 1920lerde Sevri yırtıp atmıştı. Bugün Yeni Osmanlıyla bize dayatılan Yeni Sevri de aynı yazgı bekliyor.
Ama bunun tek bir yolu var. Yeni Osmanlıya karşı yeniden Atatürkçülük. Yani yeniden milliyetçilik....
Yeniden Kuvayı Milliye...
Yeniden devrimcilik...
-------
Kaynak: Özgür Erdem, TürkSolu, 16 Şubat 2009/Sayı:224 "Kapak" Yazısı