İşte Yeni Osmanlı İşte Yeni Vahdettin

İşte Yeni Osmanlı İşte Yeni Vahdettin

İletigönderen MansurSah » Sal Şub 17, 2009 19:44

İşte Yeni Osmanlı İşte Yeni Vahdettin



Davos moderatörünün “Yeni Osmanlı” gazı...

Son yıllarda ilişkiler ağı yazmak moda oldu...

TÜRKSOLU olarak ilişkiler ağı analizlerine pek girmeyiz. Çünkü öyle çok gizli kapaklı ilişkiler yoktur. Her şey gayet açıktır bizim için. Önemli olan insanların emperyalizme karşı duruşudur. Fikirsel cephede hangi tarafta yer aldığıdır.

Ancak bazen o kadar ilginç ilişkilere rastlıyorsunuz ki... Bazı şeylerin daha rahat anlaşılmasını sağlıyor.

O yüzden bir tane de biz yazalım dedik.

Şu Davos şovunu bir hatırlatalım.

Tayyip’in tepki gösterdiği moderatör kimdi? David Ignatius...

Ignatius’un Türk düşmanlığı üzerine çok şey yazıldı. Tayyip’in onun moderatörlüğünü kabul etmesi yanlış bulundu. Ama biz gözden kaçan başka bir yöne dikkat çekeceğiz...

Ignatius bir gazeteci... Washington Post’ta yazıyor...

Eeee, ne var bunda diyeceksiniz... Washington Post’un bir de haftalık dergisi var: Newsweek. Ve işte Newsweek’in Türkiye baskısının son sayısının manşeti: “Yeni Osmanlı mı?”



Şöyle diyor Newsweek: “Erdoğan’ın Davos çıkışı, imparatorluk mirasını yeniden gündeme getirdi.”

Gördünüz mü? Washington Post’un bir yazarı Tayyip’in Davos şovuna vesile oluyor. Öbür yazarı ise bu şovdan yola çıkarak Türkiye’ye “Yeni Osmanlı” misyonu biçiyor...

Gördünüz mü senaryonun boyutunu.

Anlayacağınız Tayyip yalnızca seçim öncesi şov yapma fırsatı yakalamamış. Başka bir projeyi de hızlandırmış: “Yeni Osmanlı.” Ciddi bir tuzakla karşı karşıyayız anlayacağınız.

Madem ortada Türk milletine kurulan bir tuzak var. Öyleyse TÜRKSOLU olarak her zamanki görevimizi yerine getirelim: Türk milletine gerçekleri gösterelim.

“Yeni Osmanlı”:
Osmanlı’nın şatafatlı dönemi değil çöküşü

“Yeni Osmanlı” nasıl bir Osmanlı’dır? Bu sorunun yanıtını da Davos şovunda öğreniyoruz. Hamas’ın Filistin’de düzenlediği “Tayyip’e destek” eyleminde atılan slogana bakın:

“Osmanlı dirilsin, Erdoğan’ı halife seçelim!”

Ve Hamas liderlerinden El Haya’nın yorumu: “Tayyip adeta bir Abdülhamit...”

Ve son olarak Tayyip’i Davos’tan dönüşte karşılayan “bindirilmiş kıtalar”ın taşıdığı bir pankart: “Hoşgeldin III. Abdülhamit”...

Gülümsemeden duramıyoruz. Yıllar önce, 2004’te, “III. Abdülhamit” manşetiyle çıkmıştık. Tayyip’in baskıcılığı, işbirlikçiliği, vatan satıcılığı ve Şeriatçılığıyla adeta yeni bir II. Abdülhamit olduğunu yazmıştık. Şimdi, Tayyip’i karşılayanlar bunu pankart yapıyor. Nereden nereye...

İşte bu Abdülhamit ismi “Yeni Osmanlı” derken neyin kastedildiğini ortaya koyuyor.

Türk insanının aklına Osmanlı deyince Fatih gelir, Kanuni gelir. Üç kıtaya yayılan ve döneminin en büyük uygarlıklarından birini yaratmış olan Osmanlı... Tüm dünya için de “büyük” Osmanlı 15-16. yüzyıl Osmanlı’sıdır...

Ama “Yeni Osmanlı” diye ortaya konan aslında bambaşka bir Osmanlı... Bugün Osmanlı gibi 3 kıtaya yayılmış yüzlerce milyonluk nüfusa sahip çok uluslu bir imparatorluk haline gelmemiz tabii ki imkansız. Buna emperyalizm göz yummaz. Zaten 1500’lerin devlet yapısıyla 2000’lerde bir yere gelemezsiniz. Bu açıdan Türk milleti “Osmanlı’nın şatafatlı günleri” hatırlatılarak aslında aldatılıyor.

Çünkü “Yeni Osmanlı” diye bize dayatılan aslında Osmanlı’nın son dönemleri... Abdülhamit ismi burada gerçek anlamına kavuşuyor: Osmanlı için Abdülhamit yalnızca “baskı” anlamına gelmez. Aynı zamanda bir çöküş dönemidir Abdülhamit...

Şeriatçılara sorsanız tabii ki Abdülhamit’i savunurlar. Osmanlı’nın çöküşünün ertelendiği, ömrünün uzadığı dönem olduğunu iddia ederler. Bu konuyu uzun uzun tartışmaya gerek yok 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın kimin döneminde olduğunu hatırlasak yeter. Doğu Anadolu’da, Kafkaslar’da ve Balkanlar’da çok büyük toprak kaybettiğimiz o savaş II. Abdülhamit dönemindeydi. Ve Osmanlı’nın en çok toprak kaybettiği dönem Şeriatçıların iddiasının aksine II. Abdülhamit dönemidir.

Üstelik II. Abdülhamit bir darbeden korktuğu için, donanmayı Haliç’te çürüterek ve Osmanlı Ordusu’nun yapısını darmadağın ederek; 1911-1914 yılları arasında Trablusgarp ve Balkanlar’daki büyük yenilgilerimizin de baş sorumlusudur. II. Abdülhamit ortada savaşma yeteneği olan bir ordu bırakmamıştır.

Tayyip, Abdülhamit bile değil, Vahdettin rolüne soyundu

Ancak bugün Türkiye’nin geldiği nokta II. Abdülhamit döneminden de öte, Vahdettin dönemini andırıyor. Sonuçta II. Abdülhamit döneminde Osmanlı tamamen parçalanmamıştı.

Vahdettin dönemi ise tam bir çöküş dönemidir.

Ordusu terhis olmuş...

Yöneticileri işbirlikçi olmuş...

Padişahı teslim olmuş...

Milli kimliği tamamen yok olmuş...

Her tür etnik unsuru iç savaşta birbirini boğazlar olmuş...

Paramparça olmuş...

“Hasta Adam” olmuş...

Bir Osmanlı...

Yani Türkiye’yi bekleyen Osmanlı’nın “ihtişam”ı değil, “çöküş”ü...

Bunu anlamak için çok akıllı olmaya gerek yok. Şu bizi “bölgesinde lider ülke” yaptığını iddia eden AKP’nin iktidarı döneminde neler yaptığını bir hatırlamak yeterli...

Daha ülkendeki Türk’ü koruyamıyorsun, ne imparatorluğu?

AKP’lilerin dediğine göre, “Yeni Osmanlı” Ortadoğu’da lider devlet olacakmış!

Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Filistin’den İran’a, bölgesinde güçlü ve dinlenen bir ülke haline gelmiş Türkiye...

Hatta Tayyip mitinglerde atıp da tutuyor...

Şahlanmışız...

Güldürmeyin adamı!..

AKP dönemi Türk’ün şahlandığı değil sindirildiği dönemdir... Bırakın bölgesinde lider olmayı, sınırımızın bir adım ötesinde bile hakkımızı koruyamaz hale geldiğimiz bir dönemdir.

Örneğin Kuzey Irak... 1990’larda defalarca sınır ötesi harekât düzenleyen Türkiye, artık ABD’nin izni olmadan Irak sınırını 1 km dahi geçemiyor.

Bakın, Kuzey Irak’taki PKK kampları, uluslararası fuara döndü... Kampları ziyaret etmeyen Batılı milletvekili ve gazeteci kalmadı. Bir tek Türk Ordusu giremiyor o kamplara.

Bu mu lider ülke olmak?

Neymiş efendim, “Yeni Osmanlı” Filistin’i koruyacakmış... Filistinliler de bunu istiyormuş.

Güldürmeyin adamı...

Bırakın Filistinli Arabın hakkını korumayı, Kuzey Irak’taki Türkmenlerin, Dağlık Karabağ’daki Azerbaycan Türklerinin hakkını koruyabiliyor mu Türkiye? Kıbrıs Türklerinin davası AKP döneminde satılmadı mı? Denktaş kimin döneminde tasfiye edildi? KKTC kimin döneminde adeta lağvedildi?

Lübnan’a asker gönderirsiniz. Böylece İsrail Ordusu’nu saldırılara karşı korursunuz. Sonra dönüp Türk milletine, “Osmanlı’nın torunları” olarak oraya gittik dersiniz. Filistinlileri korumak için gittik dersiniz.

Güldürmeyin adamı...

Ne Filistin’i... Siz burnumuzun dibindeki Kıbrıs’taki Türkleri bile koruyamadınız.

Hadi, Kıbrıs’takileri geçtik, Türkiye’deki Türk’ü bile koruyamadınız.

Tayyip meydanlarda atıp tutuyor. “Türk milleti küllerinden yeniden doğdu” diyor.

Güldürmeyin adamı...

Sizin döneminizde küllerinden doğan PKK oldu. Siz iktidara geldiğinizde PKK bitmişti. 2002’de verdiğimiz şehit sayısı yalnızca 2 idi... Bugün PKK, karakollarımıza gündüz gözüyle 400 kişilik bir grupla saldırıp 12 askerimizi şehit edebiliyor... Ve biz saldırganları takip edip sınırımızın ötesine geçemiyoruz...

Üstelik bu sizin icraatlarınız sayesinde oldu. Kürtçülüğün önünü açtınız, pek çok PKK’lıya af getirdiniz, PKK’nın Meclis’e girmesine göz yumdunuz...

Anlayacağınız, siz, sınırlarımız içindeki Türk’ü bile korumaktan acizsiniz.

Lider devletmiş!.. Türkiye ekonomisiyle bölgesinin en büyüğü oluyormuş...

Güldürmeyin adamı...

Siz değil miydiniz Telekom’dan Tekel’e, limanlarımızdan bankalarımıza, her şeyimizi yabancı sermayeye satan...

Türkiye “yeni eksen” oluyormuş!

Güldürmeyin adamı...

Bir tane ülkeye tanıtabildiniz mi KKTC’yi? Azerbaycan’ın Ermenistan karşısındaki mazlumluğunu kime kabul ettirebildiniz?

PKK’ya karşı mücadelemizde bize destek olan var mı?

Ermenilerin sözde soykırım iddiaları konusunda hangi ülkeyi ikna edebildiniz?

Yapamadığınızdan değil, zaten yapmak da istemediniz. Güçlü bir ülke olup eksen haline gelmeyi bırakın, hangi konuda Türkiye’nin haklarını savundunuz?

Kendi hakkını bile korumaktan aciz bir ülke, “lider” olabilir mi? Eksen olabilir mi?

ABD önünde sus pus... AB önünde el pençe divan... IMF kapısında dilenci... İsrail’in karşısında sinik...

Bu mu “lider”lik!..

Tayyip’in Türkiye’sinin tavrı yalnızca “moderatör”e olabilir zaten!

“Yeni Osmanlı” Cumhuriyet’in tasfiyesi demek

“Yeni Osmanlı”ymış...

“Yeni” değil, “yeniden” Osmanlı deyin siz ona. “Yeni” matah bir şeymiş gibi geliyor kulağa...

“Yeniden” Osmanlı...

Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiyesi...

Bu Türkiye’yi büyüten değil küçültecek bir projedir.

Türkiye “ulus-devlet” yapısını terk edip Osmanlı gibi “çok etnikli”, “çok kültürlü” federatif bir yapıya dönüşecek. Laik Türkiye Cumhuriyeti ortadan kaldırılacak, Şeriatçı bir Kürt-İslam devleti kurulacak.

Asıl proje budur. “Yeni Osmanlı” diye dayatılan budur.

Türkiye’yi eski Osmanlı topraklarında büyütmek değil... Kendi sınırlarının içinde parçalara ayırıp küçültmek...

Yeni “Yeni Sevr”...

İşte Tayyip bu yüzden Abdülhamit bile olamaz... Ancak Vahdettin olabilir.

Hatırlayın Osmanlı’nın son dönemlerini:

Padişah İngiliz Muhibi... İngilizciliği o kadar abartmış ki, bir de dernek kurmuş İngilizi sevenler artsın diye...

Sarayında İngiliz ve Fransız işgalciler ne derse kabul ediyor...

İstanbul’da işgal kuvvetleri var. Sesini çıkarmıyor...

Meclis basılıp milletvekilleri tutuklanıyor. Sesini çıkarmıyor...

Rumu Batıda, Ermenisi Doğuda, Kürdü güneydoğuda terör estiriyor, ayrılıkçı örgütler Türk katliamına girişiyor. Sesini çıkarmıyor...

Her yeri Kürt Teali Cemiyeti, Mavri Mira, Taşnak gibi örgütler kaplamış. Sesini çıkarmıyor... Hatta destekliyor.

Ama bu Vahdettin’in süklüm püklüm olmasından kaynaklanmıyor. Emperyalist efendilerinin karşısındaki o boynu bükük Vahdettin, Kuvayı Milliye’yi engellemeye gelince şahin kesiliyor.

Mustafa Kemal’e karşı defalarca isyan çıkarttırıyor. Halife Ordusu kuruyor, Yunan işgalini destekliyor... Kürtlerin, Ermenilerin ve işgalcilerin isteğiyle eski Osmanlı yöneticilerini “katliamcı” ve “savaş suçlusu” diye yargılıyor.

Türk’ü katleden işgalciye ses çıkarmıyor ama işgale direnen herkesi tek tek tutukluyor.

İşgalcinin, Rumun, Ermeninin, Kürdün dostu... Direnen Türk’ün düşmanı...

Kimi hatırlattı size?

Bugün Kürtçe TV açıp bir de Kürtçe “hayırlı olsun” konuşması yapan kim?

Şehit yakınlarını “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diye azarlayan kim?

Atatürkçü muhalefeti bir bir içeri tıkan kim?

İsyan eden gariban çiftçiyi “Ananı da al git” diye kovan kim?

Kimin döneminde Kürtçü terör azdı?

Kimin döneminde Türkiye-Ermenistan ilişkileri normalleşti?

Kimin döneminde Kıbrıs satıldı?

Kimin döneminde milliyetçi olmak suç haline gelip “etnikçilik” körüklendi?

Kimin döneminde Şeriatçılık yaygınlaştı? Kürt-İslam Halifesi olmayı kafasına koyan kimdi?

Tayyip dönemi: Türk’ün sindirildiği dönem

Bugün Tayyip’in üstlendiği rol, 1918’de, 20’de, 22’de Vahdettin’in üstlendiğinin aynısıdır.

İnanmayın “şaha kalktık” söylemlerine... Tayyip dönemi Türk’ün sindirildiği dönemdir. Süleymaniye’de 11 askerimizin başına çuval geçirildiğinde ABD’ye tek kelime etmez. Kerkük’te Türkleri katleden Kürtleri, eli kolu bağlı izler.

Ama, “Hepimiz Türk’üz. Hepimiz Mustafa Kemal’iz” diye slogan atanları ırkçılıkla suçlar. Eline bayrak alıp Cumhuriyet mitingine çıkanları “bindirilmiş kıta” diye suçlar.

Atatürkçü her tür muhalifi içeri tıkar.

Anlayacağınız Tayyip dönemi Türk’ün sesinin kısıldığı dönemdir.

Ama Ermeninin, Kürdün, Yunanistan’ın, Amerikancılığın, Avrupacılığın, her tür Türk düşmanının da, sesinin sonuna kadar açıldığı dönemdir. Hatta Türkiye düşmanlarının ödüllendirildiği dönemdir...

Aynen Vahdettin dönemi gibi.

Vahdettin Sevr’i imzalamıştı. Milliyetçi olmayıp Osmanlı kimliğinde direnmenin bedeli buydu...

Tayyip de bugün “Türkiyelilik” diyerek, “Osmanlılık” diyerek “Türk” kimliğini tasfiye etmek istiyor. Artık etnik kimlik “şeref” oldu. Yalnız Tayyip için değil, her parti için... Türklere her gün Türk-Kürt kardeşliği, Türk-Ermeni kardeşliği, Türk-Yunan dostluğu propagandası yapılıyor. Ama Kürdü, Ermenisi, Yunanı Türk’e düşmanlık yapmaya devam ediyor... Türklük tasfiye ediliyor.

Yeni bir Sevr projesidir bu. Bu yüzden “Yeni Osmanlı” dediğiniz aslında Sevr haritasındaki Osmanlı’dır.

Kürdün ayrıldığı, Ermeniye toprak verildiği, Kıbrıs’ın terk edildiği, Türklüğün Anadolu’dan silindiği yeni bir Sevr.

“Yeni Osmanlı”ya karşı “Yeniden Atatürkçülük”

Türk Milleti! Korkma!

Türk sindirildi dediysek, yok oldu demedik.

O en karanlık günlerde, Türk sindirildiğinde, onu ayağa kaldıran Mustafa Kemal olmuştu. Etnikçilikle parçalanan bir ulusu emperyalizme karşı bir araya getirmişti. Osmanlıcılıkla ve İslamcılıkla değil, milliyetçilikle direnmişti Mustafa Kemal. Ve Türk’ü esaretten kurtarmıştı.

Ayağa kalkan Türk, 1920’lerde Sevr’i yırtıp atmıştı. Bugün “Yeni Osmanlı”yla bize dayatılan “Yeni Sevr”i de aynı yazgı bekliyor.

Ama bunun tek bir yolu var. “Yeni Osmanlı”ya karşı “yeniden Atatürkçülük”. Yani yeniden milliyetçilik....

Yeniden Kuvayı Milliye...

Yeniden devrimcilik...

-------
Kaynak: Özgür Erdem, TürkSolu, 16 Şubat 2009/Sayı:224 "Kapak" Yazısı
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x