İÜ'nin fethi de hadis-i şerifle müjdelenmiş miydi?

İÜ'nin fethi de hadis-i şerifle müjdelenmiş miydi?

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Ara 31, 2008 6:40

İstanbul Üniversitesi'nin fethi de hadis-i şerifle müjdelenmiş miydi?

Sevgili Peygamberimizin Kostantiniye şehrinin İslam adına fetholunacağını asırlar önceden haber verdiğini bildiren hadisler var.

Peki İstanbul Üniversitesi’nin fethi için benzer bir hadis var mıydı?

Hayır saçmalamıyorum, tersine dün Buhari ve Müslim’in Sahih’i, İmam Maliki’nin Muvattası, Tirmizi’nin Cami’i ve Ebu Davut’un Sunen’i gibi herkesin kabul ettiği makbul hadis eserlerinde böyle bir şeyin olup olmadığını soruşturdum.

Ulaşabildiğim bir sonuç yok ama önceki günkü rektör atamasın bazı çevrelerce İstanbul’un fethinde başka bir boyut gibi bakıldığı sır değildir.

Evet Başbakanımızın aile doktoru Yunus Söylet’in evrensel kurallara uyulmaksızın rektör olarak tayin edilmesini böyle mütalaa edenler var.

Hayır hayır bunlar marjinal bir azınlık da değil, tersine ülkeyi yönetenlerdir.

Mübalağa mı ediyorum!

Sorarım size böyle bir anlayış ya da bakış olmasaydı, 483 oy alan ve birinci gelen Ali Akyüz değil de Başbakan’ın özel hekimi olan Söylet hiç dayatılır mıydı?

Söylesinler bakalım hangi kusuru, eksiği ve gediği vardı Akyüz hocanın?

Kendi cemaat ya da cemiyetlerine mensup olmamak kusur ise bu ülkenin çok önemli yekünü öyledir.

Beni dehşete düşüren olgu, bu korkunç fetih saptırmasının yanı sıra Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan Abdullah Gül’ün yaptığı ayrımcılıktır!

Sorarım size bir cumhurbaşkanı nasıl böyle davranabilir?

Ülke birliği ve bütünlüğünün simgesi ve sembolü olan biri vatandaşları arasında nasıl böyle bir ayırıma gidebilir?

Bu bakışı simgeleyen son ataması ceza yasalarında olmasa da vicdanlarda suçtur.

Abdullah Gül yaptığı bu atamayla, ’O benim Cumhurbaşkanım değil’ diyenlerin elini güçlendirmiştir.

Evet Cumhurbaşkanımız alenen siz ve biz ayrımcılığını yapmıştır.

Hem sormak isterim bu iş nereye kadardır?

Devleti fethe belediyelerden başladınız, sırasıyla bakanlıkları, bürokrasiyi, polisi, yargının önemli bir bölümünü, iş dünyası ve örgütlerinin çoğunluğunu, sendikaları, özerk kurumları, medyayı ve sermayeyi ele geçirdiniz.

Şimdi sıra üniversitelerdedir.

Ondan sonra final Silahlı Kuvvetler’de mi olacak? İyi de bütün bunları niçin yapıyorsunuz?

Siz kimsiniz, bu ülkeden değil misiniz?

Amacınız, hedefiniz nedir?

Ey ahali bu fetihin amaçsız ve hesapsız olduğunu kim söyleyebilir?

Görmeyen gözlere, duymayan kulaklara ithaf olunur.

NOT: Bütün okuyucularıma iyi seneler diliyorum...



Sabahattin ÖNKİBAR, 31.12.2008
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen talat pasa 1 » Çrş Ara 31, 2008 9:49

Hadefleri acik ve net.
Tabiki anlayan anlar,anlamayana ne yapa biliriz.
Hedef CUMHURIYET i yikmak.

Yerine seriat esasli birseyler kurmak(Benim devlet demeye dilim varmiyor)
Önce Vatan
Kullanıcı küçük betizi
talat pasa 1
Üye
Üye
 
İletiler: 340
Kayıt: Pzr Kas 23, 2008 17:12

İletigönderen kaye » Çrş Ara 31, 2008 10:57

İstanbul'un fethiyle alakalı bu hadisi hepimiz biliriz.
Bugün için hadis denen tüm cümlelerin hepsinin sahih olmadığını bildiğim halde, bu hadis mantığıma yatan ve inandığım hadislerdendir.
S. Önkibar'ın kinaye ve hicivle yazdığını da anlıyoruz bu yazıyı. Ama neden
dün Buhari ve Müslim’in Sahih’i, İmam Maliki’nin Muvattası, Tirmizi’nin Cami’i ve Ebu Davut’un Sunen’i gibi herkesin kabul ettiği makbul hadis eserlerinde böyle bir şeyin olup olmadığını soruşturdum.

böyle bir şeyi soruşturduğunu da anlamış değilim. Böyle bir hadisin olamayacağını bilmiyor muydu :) ya da bulsaydı böyle veya buna benzer bir hadis, hadisin sahihliğine ne kadar inanacaktı o da ayrı konu!!!
Ama keşke bunun yerine Kur'an'dan ayet baksaydı. İcma ve kıyaslarla belki bir yere varılabilirdi :) Mesela:

A’raf 80- Lût’u da peygamber olarak gönderdik. O, kavmine dedi ki: “Alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasızlığı mı yapıyorsunuz?

A’raf 84- Onların üzerine (azap) yağmuru yağdırdık. Bak suçluların sonu nasılmış!

Şuara 160- Lût kavmi, Peygamberleri yalanladı.

Şuara 169- “Rabbim, beni ve ehlimi bunların yaptıklarından kurtar.”

Şura Suresi 7- "İşte Biz sana böyle Arapça bir Kuran vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler."

İbrahim Suresi 44- "Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?"

Sebe Suresi 31- "İnkâr edenler dedi ki: "Biz, kesin olarak, ne bu Kuran'a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za'fa uğratılan (müstaz'af)lar büyüklük taslayanlara derler ki: "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü'min (kimse)ler olurduk."

Severim yine de Sebahattin abiyi...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen maydonos » Çrş Ara 31, 2008 11:10

ne kadar onemli ha ha ha....
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x