
Devletin başı Abdullah Gül vaat ediyor. Kürt konusunda iyi şeyler olacak diyor... Sonra Ermenistan konusunda!.. Kıbrıs konusunda, Ege konusunda, Patrikhane konusunda da iyi şeyler olacak! . Ama bu iyi şeyler Türkiye - Türkler için mi olacak? İşte mesele burada! Umutlar ABDnin yeni Başkanı Barack Obamada. Bir kurtarıcı gibi bekleniyor. Getireceği iyi şeyler paketinde neler var? Tabii, en başta Kuzey Irak - Kürt konusunda!
Önce sormak gerek; yeni Başkan, daha Beyaz Sarayda ilk 100 Gününü doldurmadan, ilk dış ziyaretini neden Türkiyeye yapıyor? Türkleri çok sevdiği, iyiliğimizi istediği için mi?
ABD ile dünyada ve Ortadoğudaki stratejik çıkarlarımız, aynı olsa bile (ki değil-aksine-), ABD için iyi olacak şeyler , Türkiye için de iyi mi olur? Obama, Bushun hatalarından ders alarak, Türkiye ilişkilerimizde, yeni bir sayfa açmak istiyor... Ancak, ABDnin genellikle, milli çıkarları, özellikle Ortadoğudaki, çıkar ve planları, Bush gidince veya Obama (başkası) gelince, değişmez. Arada üslup, uygulama ve taktik farkları olur! Obama, askerlerimizin başına çuval geçirilmesine müsaade etmez... Ancak, tabir caizse, çuval bu sefer bir tül perde, -iyi şeyler- olarak, Türkiyenin başına geçirilir, yeni tezkereler karşılığı! Bu sefer artık direnme gücümüz, güçlerimiz de kalmadı!
Acelesi var
Kısacası; Obama, alelacele, 6/7 Nisanda Türkiyede... Acelesi var... Acul Bush ortalığı allak bullak etti... Türkiye ile ilişkileri berbat etti. Tamirat gerekiyor! ABD ordusunu Iraktan çekmek zorunda, kamuoyu da bastırıyor. Ancak, Amerika Iraktan askerlerini çekerken, bölgedeki menfaat ve projelerinden asla vazgeçemez! Artı, İran faktörü ve olasılıkları açısından Türkiyeden geçen ulaşım hatlarına ve üslere ihtiyacı var. Kısacası ABD, Iraktan sureta çekilirken, Ortadoğudaki çıkarlarını sağlam kazıklara bağlamak zorunda... Bu kazıklardan en sağlamı, ezeli muhafızları Kürtler...
ABD, arkasında, kendi çıkarları açısından, sorunsuz bir Kürdistan bırakmak ister. Bunun için de, Kürt-Türk kavgasının barışçı çözümle , fakat öncelikle Kürtleri kızdırmadan, Büyük Kürdistan emeline halel vermeden sona erdirmek gerek! İnce hesap, ince oyun! Bu oyunda, başlıca pürüz PKK! Bunun da formülü hazır. Sıkı durun: Apo kullanılacak ve PKK barış konferansına katılacak!
Barış taarruzu çoktan başladı... Erbilde, Türkiye Kürtleriyle Irak Kürtlerini Kürdistan kavramında birleştirmek için düzenlenen konferans, Türkiye Kürt liderlerinin ağızlarını aramak için, Ankaraya gelen ABD Dışişleri Bakanlığı-CIA heyetleri ve bugünlerde gene Erbilde, bu sefer açıkça ABD inisiyatifiyle yapılacak geniş katılımlı Kürt Konferansı ! Talabaninin Abdullah Güle İstanbulda verdiği iyi haberler .
Zemin ve zaman tamam!
Obama Ankaraya hazırlıklı geliyor ve maksadı belli... ABD, Kürtler ve bölücüler, bizden başka herkes ne istediğini biliyor ve yapıyor! Ya biz? Bu tehlikeler, tehditler olurken, başımıza yeni çuvallar örülürken, iktidarda devlet adamlığı idare-i maslahattan da öte. Elde kalan malları, ehven şartlarla indirimli olarak elden çıkarmayı bilen bir iktidar var. Güneydoğu, Kıbrıs, Ermeni sorunu onlarca indirimli tasfiye edilmeli. Dışişleri Bakanı Babacan PKKnın da katılacağı bu konferansa Türkiyenin de, hayrı olursa, katılabileceğini ima ediyor! Yani TC ve PKK aynı barış masasında!.. Terörle bir yere varılmaz dedik durduk, ama işte, terörle istedikleri yere getirdiler, barış masasına mağluplar olarak, oturtacaklar. Bu durumda, medyamızdaki anlı şanlı yazarlarımız, teslim bayrağını çoktan çekmişler. Obamanın istediklerini, o dayatmadan biz yapmalıyız... APO kullanılmalı, PKK gerçeğini kabul etmeliyiz. Başka seçeneğimiz yok! diyorlar!
Varılan bu noktada, bölücülük karşısında son savunma hattı TSK, plan gereği Ergenekon kapsamında etkisiz hale getirildi. Dirense darbecilik delili sayılacak.
Altemur KILIÇ, 23.03.2009
İyi şeyler olacak (2)
Kilit taşı ve Apo
Obamanın Türkiyeye gelişine endeksli iyi şeylerin, neden Türkiye için hiç de iyi olmayacağını anlamak için şeytani ayrılıklara bakmadan önce, olayların tarihi fonuna ve sabit gerçeklere bakmak lazım.
Önceki yazımda, şu sırada tezgâhlanmakta olan oyunun ana temasını belirtmeye çalışmıştım: Özetle, Kürt sorunu, ABDnin güncel çıkarları gerektirdiği için barış masasında çözülecek! Bu masada, PKK da olacak, hatta sonunda Apo da! Dışişleri Bakanı Ali Babacan, ABD himayesinde Erbilde toplanacak olan Kürt Konferansına Türkiyenin de, bir sıfatla katılabileceğini söyledi ve bu toplantıya PKK temsilcilerinin de katılmasını Türkiyenin hayrına olacaksa diye yadırgamadı!
Zaten, medyamızda alıştırma peşrevleri başladı...
Kandil Dağına giderek, orada PKK liderleriyle sarmaş dolaş olan ve Mustafa Kemal devrimleri olmasaydı Kürt sorunu başta diğer sorunlar da olmazdı diyecek kadar kafası bozuk Ahmet Altan, Abdullah Öcalanın Mandela gibi olacağını ve TC yerine kurulacak devletin başına geçebileceğini ima etmekten öte, diyordu ki Apoyu, barış sürecine katmanın büyük yararları olabileceğini görmemek mümkün mü?
Olayların akışına bakılırsa hiç de olmayacak şey değil, ama önce barış için kullanılması gündemde... Ertuğrul Özkök de bunu ima etmişti; hatta bazı resmi kuruluşlardan da böyle öneriler yapılmıştı... İktidarın da buna sıcak baktığı tahmin edilebilir! Babacanın mantığıyla Hayırlara vesile olacaksa neden olmasın.
Ben söylemiştim
Ben kâhin değilim ama bu ihtimali, daha 1999da, Abdullah Öcalan -Apo-, İmralıda DGM tarafından idama mahkûm edildiği gün, Mudanya Rıhtımında, televizyonlarda söylemiştim; Mandela olur, başımıza bela kesilir diye! Sonra, zamanın Başbakanı Bülent Ecevit de... Ecevit Onu çelik konserveye koyacağız. Kıpırdayamaz dedi. Bazı vatansever arkadaşlar bile Asılırsa kahraman olur dediler. Bakın 10 yıl sonra Apo ne oldu, şimdi Kürt sorununun neresindeyiz?
Aslında Aponun gerektiği gibi asılmaması bütün sorunun ve sonraki gelişmelerin şifresi. Ve süren gafletin öyküsü!
O zaman Başbakan Yardımcısı olarak idam cezasının rafa kaldırılmasına iştirak eden Devlet Bahçeli, bu kararını, tarih önünde izaha mecburdur. AB uğruna mı? En önemlisi ABDnin, neden idam edilmemesi şartı koştuğu sorgulanmadı... Sorgulandı ve cevabı alındıysa bunun açıklanmasının tam zamanıdır.
Ama ABDnin derin maksadı, şimdi belli oluyor. Taşlar yerine oturuyor. Her zaman, çeşitli ihtimalleri hesap eden Amerika, Apoyu, ileride, ihtiyaç halinde, istimal edilmek üzere rafa kaldırtmamıştı. Ve şimdi de ihtiyaç hâsıl olmuştur ve çelik korseden çıkarılır!
Eğer Aponun canlandırılması ve PKKnın dağdan indirilmesi yeni tezgâhın başlıca unsurları ise, bu tezgâhta dokunacak iyi şeylerin, Türkiyenin hayrına olamayacağının kanıtları!
Kısacası, Türklüğe karşı ezeli Büyük Oyun asla bitmez. Ortadoğunun kan bağlarına göre yeniden şekillendirilmesi projeleri bitmez. Ve de Büyük Kürdistan hayali, daha doğrusu, artık gerçeği bitmez.
Kimin kilidi
Bir gerçek daha var: Ortadoğuda ABD çıkarları ve varlığı!
Amerikan Devlet Başkanı Bill Clinton, Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşurken Türkiye kilit ülkedir demişti.
Bülent Kesimoğlu adlı araştırmacı yazarın yazdığı gibi; Kilit kapalı kapıları açan, girilmez yerlere girilmesini sağlayan bir araçtır... Gerçekten de Türkiye Amerika için kilittir. Bırakınız Ortadoğuda yapmak istediklerini, artık Türkiye Amerika için varlık nedenidir... Amerika her yerde kaybederken vargücüyle Türkiyeye yüklenmesi tesadüfî değildir.
Ne var ki mesele şu Amerika, kilidi kendisine göre Yale kilidi yapmak istiyor. Bir anahtarını Kürtlere teslim ediyor... Biz gene Kalemizi korumak mecburiyetindeyiz! Sayın Gül, sayın Erdoğan ve sayın Babacan bu gerçeklerin idraki içinde midirler? İşte, Olmak ve olmamak meselemiz de bu!
Altemur KILIÇ, 24.03.2009
İyi şeyler olacak (3)
Ver elini Büyük Kürdistan!
Türkiye Cumhuriyetinin hasb-el kader ve de hasb-el keder Başkanı Abdullah Gül, Kuzey Iraka Kürdistan diyen ilk Cumhurbaşkanı! Ne büyük bir cesaret, başarı ve ilerleme!
Gül İyi şeyler olacak demişti. Bu iyi şeylerin neler olacağı belli oluyor. İki Abdullahın, TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün, eşkıya başı Abdullah Öcalanın barış masasında buluşmaları da gündemde. Öyle ya, Talabani ve Barzani ile başlayan pazarlığın başlıca konusu PKKya af ve şimdi açıkça telaffuz edilmese bile Apoya af, dün de yazdığım gibi, artık ihtiyaç hâsıl olduğu için Aponun barış için kullanılması mümkün!
Döndük dolaştık nerelere getirildik; 1984te Eruh-Şemdinli saldırısıyla, Türkiyenin iç barışını bozan ve binlerce insanımızın katledilmesine sebep olan eşkıya başı, şimdi Barış havarisi! PKKyı -kendi yarattığı canavarı- güya bitirecek adam!
Buralara nasıl geldik?
Gelinen bu nokta, aslında karşımızdakilerin, ABnin, ABDnin başarısı ise, bizim geçmiş hükümetlerin gafletinin, bugünkü iktidarın aymazlığının ve içimizdeki bazı mihrakların açık ihanetlerinin eseridir! Ve bugün Ergenekon kapsamında, meydan onlarındır! Artık Kürdistanda derler Büyük Kürdistanı da kabullenirler... Devlet Televizyonunda Kürtçe yayınlar, Cumhurbaşkanının ve Başbakanın Kürtçe sözleriyle başladı ya. Bundan sonra, Diyarbakır Vilayeti, neden Botan olmasın, Diyarbakır neden Amed olmasın! Buralardaki Türkçe sokak isimleri neden kaldırılmasın? Ve sonunda neden oralarda, Atatürkün adı bile kalmasın! Hep dediğim gibi, sakalın üzerinde fareler geçmeye görsün!
Abdullah Gül, Af bizim konumuz, başkalarıyla tartışmam buyurmuşlar! Öyle olması gerekir ama Talabani ve sonra da Barzani ile neyi tartışıyorlar. Neyi tartışacaklar? Sadece ticareti, enerjiyi, petrolü ve şimdiki adıyla, Kürdistanın inşasından elde edilecek rantı mı? Bütün bunların altında ülkemizin birliğinden, bütünlüğünden verilecek tavizler var. Ve verilmeye başlandı bile; Güneydoğuda Türk milliyetçiliğinin sloganları, artık out, Biji Apo in, ki in! Bir isimden, Kürdistan isminden ne çıkar demeyin. Kayıtlara geçsin; Bir TC Cumhurbaşkanının, Kürdistan adını telaffuz etmesi, diğer vaat ettiği iyi şeyler gibi, ülke ve milletimiz için hayırlara vesile olmayacak... Aksine!
Ve Büyük Ermenistan
Sayın Gül, Ermenistan konusunda olacak iyi şeylerin kapısını Erivana giderek aralamıştı. Gül Kürdistan dedi diye, manşetlerinde bayram eden O taraf bu iyi şeyleri de tebşir ediyor: Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesi amaçlı çözüm paketi Nisan ayı içerisinde hayata geçirilmeye başlanacak.
Çözüm paketi kapsamındaki ilk adım diplomatik ilişkilerin başlatılması ve ortak sınırın açılması olacak. Diğer aşamalarda ise, kademeli olarak hayata geçirilecek olan paket kapsamında, Ortak Tarih Komisyonu ve Dağlık Karabağ sorunu da yer alıyor! 15 yıllık politikanın adını değiştirecek olan çözüm paketi genel hatlarıyla artık hazır ve Nisanda açıklanacak. Karşılıklı diplomatik temsilciliklerin açılmasıyla ilk adım atılacak...
Obamanın iyi şeyler paketinde de bunlar var ve bunların sonunda ne demek olacağı belli... Soykırımı dolayısıyla devletten özür, sınırların yeniden çizilmesi, Ermenilerin arazi, sonra da tazminat taleplerinin karşılanması vb. Babacan o zaman da hayırlara vesile olacaksa neden olmasın der ve TC Cumhurbaşkanı Erivana gidip Büyük Ermenistan da der. Sonra neler olmaz; Yunanistan Büyük Yunanistan, Patrikhane Büyük Ekümenik ve Özerk Devlet olur. Türkiye ise de küçülmüş, ne gam!
Olamaz demeyin, bütün olamazlar nasıl oldu ve oluyor? Bir defa asarı izmihlal (çöküş emareleri) başlamaya görsün!
Altemur KILIÇ, 25.03.2009