İZMİR’İN KAVAKLARI
İzmir’i pek bilmem. Doğrusu kavaklarını da görmedim. Ancak İzmir’in bașında ‘kavak yelleri’ estiğini söyleyebilirim. Türk Ordusu düșmanı İzmir’den denize dökmüștü, değil mi ama? Șimdi düșman İzmir’den yurda girmektedir. NATO kanalıyla ve Alaca Karanlık Hükûmeti aracılığıyla. Ve Türk Ordusu’nun ‘yüksek komuta kademesi’ teslimiyetine bir teslimiyet daha eklemiș, İzmir’i kendi elleriyle teslim etmiștir.
Eskiden ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’ denilen Ordu’ların Dördüncü Ordusu İzmir’de konușlanmıș değil miydi? NATO’dan bağımsız tek Türk Ordusu... Șimdi NATO’nun Genișletilmiș Kuzey Afrika Projesine evsahipliği yapacakmıș. Yirmi bilmem kaç NATO üyesi devletin askerleri İzmir’i mesken tutacaklar ve İzmir’in kavaklarından gelen esintiyle mi ne serinleyeceklermiș. Yüreklerini soğutacaklar demek daha doğru olacaktır.
Doksan yıl önce önlerinden kaçtıkları, eski adıyla Türk Ordusu denilen silahlı kuvvetlerin konukları olacaklar; onlara ‘kumanda’ edecekler...
Vah Mustafa Kemal’im vah. Ah Gazi Pașa’m ah! Yuh sana, Atatürkçülüğü kendinden menkul ‘Kemalist Ordu’! Fransızlar da gelecek mi? Hani dokuzyüzondört’te İzmir’i havadan vuran uçaklar? Denizden bombalayan gemiler... Hatay’dan, Antep’ten giren kara birliklerine ‘kumanda eden’ komutanların torunları..
İngilizler de gelecekler mi? Yunanlılar, İtalyanlar, İspanyollar falan. Șu sizin eș-bașbakanınızın dostları mı ne? Ve bizim düșmanlarımız.
İzmir’i teslim ettiniz öyle mi? Bir kurșun atmadan komutanlarını teslim eden Ordu’dan herșey beklenirdi zaten. Eskiden Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu da denirdi. TBMM kararlarını uygulayan. Șimdi Millet Meclisi’nin kararını beklemeden yola koyulabilen bir Ordu oldunuz. Sözde ‘tezkere’ çıkmadan Akdeniz’e açılabilen. Biz açılalım ‘tezkere’ arkadan gelsin mi dediniz tanrı așkınıza. Üç Ordumuz zaten NATO’da dördüncüsünü de versek n’olacak mı diyorsunuz?
NATO’suz olmaz; o bizim varlık nedenimiz deyiverin de gitsin bari. ‘Beka’nız yani. Daha birkaç yıl öncesine değin; ‘beka-meka’ denildiğinde, biz de saf saf Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘beka’sı sanıyorduk. Meğer o sizin ‘beka’nızmıș. Ve siz İzmir’i kendi ellerinizle teslim ettiniz. ‘Türk Subaylarını’ NATO mahkemelerine teslim ettiğiniz gibi.
Ancak İzmir doksan yıl önce de ‘ișgal’ edilmiști haçlılar tarafından. Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları o’nu geri almasını bildi. Bașlarında Türk Subayları olduğu halde; Türk ulusu, kadını-erkeği, çoluğu-çocuğu, genci-ihtiyarıyla... Ellerinde kazması-küreği, balta ve bıçaklarıyla hem de. Yüreklerinde yurt sevgisi, beyinlerinde ulus bilinciyle...
Șimdiki gibi ‘kavak yelleri’yle değil ama.
Kafalarınızı ellerinizin arasına alıp son bir kez daha düșünebilir misiniz? Bir kez olsun düșünmeyi deneyemez misiniz a NATO kafalılar?
Habip Hamza Erdem