
Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, “şiddet öğretisi”ni önleyecek hiçbir önlem içermiyor aksine şiddet oluşmasını doğal olarak görüp, şiddet sonrası kadını koruma yollarını belirliyor.
“İtikat sahibi” ana babaların yetiştirdiği çocuklar, “kadının toplumdaki yeri”ni toplum kültürünün derinliklerinde yatan, değişmez ve üzerinde konuşulamayacak bir parçası olan dinin bilinç altına yerleştirdiği kurallarla öğreniyor. Yüzlercesinden birkaç örnek yeterli. (Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an’ı Kerim Meali, 2008).
- “(...) (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. (...)". (Bakara 282)
- “Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (...) Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa 11)
- “Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. (...).” (Bakara 223)
- “Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.” (Nisa 34)
Bin yılı aşan süredir yönetimi ellerinde tutanlar asla bu “şiddet öğreti”sini değiştirecek bir davranışta bulunmadılar.
Yalnız Atatürk, o “hakikat”ı Türk Ulusu’nun “hacı, hocanın aracılığı olmadan” öğrenebilmesi için ilk adımı attı, ömrü yetmedi ikinciyi atmaya.
O ikinci adım eksik kaldığı için de, kadına karşı şiddete “toplumsal bir soruna çözüm aramak, kadın-erkek birlikte bir karşı duruş sergilemek, her geçen gün canımızı yakan bu katliamlara kol kola 'dur' demek” isteyen Cumhuriyet kadını Ebru Oğuzhan diyor ki:
“Cumhuriyeti sadece erkekler kurmadı. Kadın erkek el ele kurdu. Biz bu cumhuriyetin bize kazandırdığı haklarla bu eylemleri yapabiliyoruz.
Kadın aklı, öngörüsü ve kıvrak zekası ile erkeği tamamlayan en güzel varlıktır. Her kitlesel eylemde, en ön planda hep kadınlar vardır. Biz kadınlar birbirimize bu ayrımı, bu saldırıyı, bu bölünmeyi dayatırsak birbirimize öfke dolu olursak bizi kimse kurtaramaz.
Erkek düşmanlığı yaparak yada onları dışlayarak kendi babamızı, eşimizi, oğlumuzu, komşumuzu nereye koyacağız?
İlkesiz, Cumhuriyet'siz, bayraksız olarak sadece görselliği ön plana çıkaran eylemlerle bu katliamları durduramayız, sadece kadınlar olarak bu soruna çözüm bulamayız.
Ulus olma bilincimizi, milli değerlerimizi, Atatürk devrimlerini, bayrağımızı, vatan sevgimizi, ordumuzu, kültürümüzü, bize unutturmaya çalışanlar bizi en zayıf yerimizden bölmeye çalışıyorlar. Biz kadınlar aklımızı öngörümüzü en doğru şekilde kullanmalı, sistemin, oyuncağı olmamalıyız.”
Ulus olarak biz bu “hakikat”ı öğrenmedikçe kadınlarımızın da “insan” olduğunu öğrenemeyeceğiz.
________________________________________
http://www.haberlerankara.com/dogru-eylem-nedir-312yy.htm
(Kanun No. 6284 Kabul Tarihi: 8/3/2012)
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM, Merkezlerin Kurulması, Destek Hizmetleri ve Kurumlararası Koordinasyon
Kurumlararası koordinasyon ve eğitim
(6) İlköğretim ve ortaöğretim müfredatına, kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda eğitime yönelik dersler konulur.