Kamer Genç: Böyle Bir Yönetimin Türkiye’nin Başında Olması Korkunç Tehlike!



Geçen akşam (18 Eylül) Ulusal Kanal’a Kamer Genç konuktu. Dosya adlı izlencede konuştu.

Kamer Genç, kim ne derse desin, çizgisini hiç değiştirmeyen, korkusuz, kimseden çekinmeyen, içinden geldiği gibi konuşan, içi dışı bir olan, göründüğü kadarıyla boyun eğme nedir, oyun oynama nedir bilmeyen bir siyasetçi.

Kamer Genç, çok hızlı konuşuyor, ne diyeceğini bildiği için, lafı evirip çevirmeden, ne diyecekse makineli tüfek gibi ardı ardına söylüyor. Sözünü kesmeye kalktıklarında bile sözünü bağlamadan, diyeceğini demeden susmuyor.

Konuşmasının bir bölümü canlı yayında not alınarak yazıya geçirildi. Eksik sözler, istemeden atlanan tümceler için kusura bakmayınız.


Kamer Genç anlatıyor:


“Abdullah Gül’ün bir kerameti yok. Yedi senedir Çankaya’da oturuyor. Tayyip emrediyor, onu yapıyor.

Aralarında kavga varmış… Danışıklı döğüş. Abdullah Gül ne ise Tayyip Erdoğan odur.

Yapacakları:

Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek.

Laikliği yok etmek.

Türkiye’yi ortaçağ yönetimine götürecek bir sistem getirmek.

Bakan diye oturmuşlar ama onlar bakan falan değil.

Nabi Avcı, “Dört artı dört artı dört” ün hazırlık komisyonundaydı. Şimdi millî eğitimle oynuyor.

Okullar açıldı. Gidiyor, Gülbaşyar mı neydi onun ismi - burada programı sunan araya girip Hikmetyar diyor - Afganistan’da bir cemaat lideri, Tayyip Erdoğan onun ayaklarının altında çökmüş oturuyor…

Atatürk’ün getirdiği insan sevgisi bir tarafa bırakılıyor. Yerine insan kanı emen bir anlayışı getiriyor.

Suriye’de görüyorsunuz insan kafası kesen bir zihniyeti destekliyorlar bunlar. Abdullah Gül’ün, Tayyip Erdoğan’ın günahı, bıçağı boğaza dayayan elin günahı, onların günahı. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’ın günah boynunadır.

Bu millet bunu tercih edecek:

İnsan kafası kesen zihniyeti destekleyen Tayyip Erdoğan’a mı destek verecek?

İnsana önem vereni mi destekleyecek?

Açılım neyi getirecek?

21 Mart’ta Diyarbakır’da meydan okuma. Abdullah Öcalan’ın hazırladığı, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’ün, Türk MİT’inin ve Amerika’nın hazırladığı açılım.

Diyorlar ki:

“Bu topraklara yeni bir güneş doğacak. Burada Türkler ve Kürtler bin senedir İslam bayrağı altında yaşadılar. Onu geri getireceğim.”

Akil insanlar insanlara ne dediler? Bunu getireceğiz dediler.

Bizim istediğimiz:

Serbest seçim olması. Yüzde on barajının kalkması.

Bir kadın, belediyede çalışıyor. Anlattı. Yirmi ayrı (AKP damgalı) oy pusulası vermişler. Bunları akrabalara dağıtacaksınız demişler. Bunları sandığa atıp bize boş oy pusulasını getireceksin!

Tayyip sandıkta geçerim diyor.

Sağlıklı bir seçme. Sağlıklı bir seçim gerekiyor.

Ya Yüksek Seçim Kurulu devam etmeli. Ya yeni düzen gelmeli.

Boş pusulaya AKP damgası vuruyor. Boşunu getir diyor.

Hem tehdit ediyor.

Tayyip CHP’ye dedi, bize maşa dedi. Ben de derim ki maşanın daniskası sensin!

Eğitimin yok edilmesi… Devletin talan edilmesi… Bunların çok vatandaş farkında.

Vatandaş şunu görüyor:

Yerel seçimde parti genel merkezlerini dinlemeden, bir yerde, İşçi Partisi’nin adayını seçilme şanslı görüyorsa onu, CHP’yi görüyorsa, CHP’yi destekleyecek, MHP’nin adayı güçlüyse ona destek verecek.

Şimdiki gördüklerime göre:

İktidara gelmeden devlet gücüne sahip olunamaz. 1920’lerdeki gibi güçlerini birleştirecek!

Hem sandık başına gidecekler, hem de oylarını kullanacaklar. Benim gördüğüm o!..

Parti diye bir şey yok ki!.. Yalnız Tayyip Erdoğan var!

Tayyip Erdoğan bitmiş… Bir çılgınlık peşinde koşuyor.

Hatay’daki büronun açılışı için Hatay’a gittik. Radar üssüne, Kel Dağı’na da gittik, bizi oraya sokmadılar.

Helikopter nasıl düşürüldü? Karanlık… Dürüst bir hükümet yok ki!

Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Davutoğlu Türkiye’yi savaştırmak için can atıyorlar. Türkiye’ye Suriye’yi tahrik edecek her türlü çılgınlığı yaptırabilirler. Suriye Türkiye’ye saldırsın. NATO gelsin…

Tayyip’in kurtuluşu kalmamış ki!.. Arkasında bir sürü yolsuzluk var. Halk artık kanmıyor!

Suriye’de gazın kullanıldığı yerde ölenler hep çocuk. Özgür Suriye Ordusu kaçırdıkları çocukları oraya getirmişler. Önce karanlık kalıyor ama sonra ortaya çıkacak her şey…

Suriye’nin Türkiye’ye saldırısı için her şeyi yapacaklar!..

Böyle bir yönetimin Türkiye’nin başında olması korkunç tehlike!

Türkiye diye devlet yok artık!

Terör örgütleri geliyor, yiyip içiyor…

Türkiye’nin bu duruma düşürülmesi korkunç bir olay!

TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) diye bir meclis yok! Olaylara el koymuyor!

Çankaya köşkünde devleti koruyan biri yoksa,… Emrinde devlet denetleme kurulu var, görev vermiyor.

Yargı, ordu görevini yapmıyor!

Basın da yazmıyor!

Aydınlık, Sözcü, Yeniçağ… gazetesi var. Bunların dışında kimse yazmıyor.

Gezi olaylarında yer almamıza bile maşa diyor…

Gençleri yok etmek, öldürmek istiyorlar. Gerçek polis olmayanlar polisin içlerine karışıyorlar. Bunu önlemek için orada bulunuyorduk… Tayyip Erdoğan bunu hazmedemiyor! Maşa diyor! Hâlbuki en güzel maşa kendisi.

Bir takım insanlar olabilir bir partide. CHP kışla partisi değil ki!.. Genel başkan (Kılıçdaroğlu) anlayışlı bir insan. Kimseye otur kalk demiyor.”

(Diğer konuğunu da konuşturan sunucu izlenceyi aniden bitiriverdi, Kamer Genç’in dedikleri bu kadar…)


Feza Tiryaki, 19 Eylül 2013

20 Eylül 2013, yazıya ekleme:

Az önce bilgiağında şunu duydum:

"Kamer Genç; Sezgin Tanrıkulu ve Atatürk'ü katliamcılıkla suçlayan Hüseyin Aygün'le birlikte Tunceli adının Dersim olarak değiştirilmesi için teklif verdi."

Eğer bu bilgi doğruysa demek ki ihanet bu boyutta bizleri sarmış. Herkes herkesi aldatıyor. İhaneti anlatanların esip kükremeleri falan yalan.
Bu söyleşiyi yazmaya başlarken bu kişi için:
"...göründüğü kadarıyla boyun eğme nedir, oyun oynama nedir bilmeyen bir siyasetçi." demişim. İyi ki de öyle demişim. Kimse göründüğü gibi değil demek!..
Yazık! Yazık! Yazık!