Kanadoğlu: Erdoğan bağımsız aday olamaz

Genel & Güncel Konular

Kanadoğlu: Erdoğan bağımsız aday olamaz

İletigönderen Türk-Kan » Cum May 30, 2008 14:37

Siyasi Yasaklılık...

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih KANADOĞLU


Anayasanın 84’üncü maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi’nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte milletvekilliği sıfatı sona erer. Seçildikleri dönem içinde yapılacak ara seçimler için herhangi bir parti tarafından aday gösterilmeleri olanaklı olmadığı gibi bağımsız olarak da aday olamazlar.

Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Kuşkusuz, siyasi partiler olmadan demokrasiden bahsedilemez. Ancak bu vazgeçilmezlik siyasi partilere kuralsız faaliyette bulunma olanağı tanımaz. Demokrasi her şeyden önce bir kurallar rejimidir. Anayasamızda da siyasi partilerin, anayasa ve yasa hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürecekleri özellikle vurgulanmıştır (Anayasa md. 68/3). Devam eden 4’üncü fıkrada da siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemlerinde uymaları gereken kurallar sıralanmıştır. Bu kurallar üç ana başlık altında; Laik Devlet, Üniter-Ulus Devlet ve Hukuk Devleti İlkeleri olarak toplanabilir. Siyasi partiler bu ilkelere uymak ve bu ilkeler içerisinde faaliyette bulunmak zorundadırlar. Anayasanın “Siyasi partilerin uyacakları esaslar” başlığı altındaki 69’uncu maddesinin 5’inci ve 6’ncı fıkralarında, bir siyasi partinin tüzük, program ve eylemlerinin 68’inci maddenin 4’üncü fıkrasına aykırılığı, temelli kapatılma nedeni olarak öngörülmüştür.

Beyan ve faaliyetleri (eylemleri) ile bir siyasi partinin temelli kapatılmasına neden olan parti kurucu üyeleri dahil üyeleri hakkında, anayasada iki ayrı hüküm yer almaktadır. Bunlardan birincisi, siyasi partilere yöneliktir.

Diğeri ise milletvekili olan parti kurucu üyeleri dahil üyeler hakkında öngörülen işlemdir.

Aday gösteremezler

I- Anayasanın 69/9. maddesinde yazılı olduğu üzere partilerinin kapatılmasına beyan veya eylemleri ile neden olan kurucular dahil üyeler, Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamazlar.

Anayasada kurucusu veya üyesi olduğu siyasi partinin temelli kapatılmasına neden olan kişinin bir başka partide, sayılan sıfatlarla ve beş yıllık süreyle görev alması uygun görülmemiş ve siyasi partilere bu yönde ve koruyucu nitelikte ve de uyulması gerekli bir hüküm olarak getirilmiştir.

2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 95’inci maddesinde, 12.8.1999 tarihine kadar yer alan “… fiilleriyle siyasi partinin kapatılmasına neden olanlar on yıl süreyle başka bir siyasi partiye alınamazlar ve milletvekilliği için aday olamazlar…” hükmü, 4445 sayılı yasanın 14’üncü maddesiyle değiştirilmiş ve anayasanın 69/9. maddesine uygun hale getirilerek “milletvekilliği için aday olamazlar” ibaresi “Siyasi partiler bu kişileri hiçbir surette seçimlerde aday gösteremezler” biçiminde maddede yer almıştır. Böylece bu kişilerin onaylarıyla parti listesinden bağımsız aday olmaları önlendiği gibi Milletvekili Seçim Yasası’nın 16’ncı maddesi uyarınca parti üyesi olmadan da siyasi partiden milletvekili adaylığı olanaklı olduğundan, bu hükümden hareketle milletvekili adaylığı da engellenmiştir.

Görüldüğü gibi sayılan önlemler, siyasi partilerin uyacağı esaslar olarak kabul edilmiştir. Kuşkusuz bu önlemler bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleri ile neden olanları da etkilemekte ve 5 yıl süreyle siyasi partilerle ilişki kurmalarını önlemektedir.

II- Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle neden olan milletvekillerinin durumu ayrıca anayasanın 84’üncü maddesinde düzenlenmiştir. 84’üncü madde “Milletvekilliğinin düşmesi” başlığını taşımaktadır. Maddenin 5’inci fıkrasında, Anayasa Mahkemesi’nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında partinin kapatılmasına beyan ve eylemleriyle neden olduğu saptanan milletvekilinin, milletvekilliğinin, kararın gerekçeli olarak Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte sona ereceği vurgulanmıştır. Maddeyle bu kişilere milletvekili olamama süresiyle ilgili herhangi bir sınırlama getirilmemiştir.

Anayasanın 77’nci maddesinde “TBMM’nin seçim dönemi” başlığı altında TBMM seçimlerinin 4 yılda bir yapılacağı öngörülmüş, ancak Meclis’in bu süre dolmadan, seçimin yenilenmesine karar verebileceği veya anayasada belirtilen koşullar altında Cumhurbaşkanı’nca verilecek karara göre de seçimlerin yenileneceği ayrıca belirtilmiştir. Yine süresi biten milletvekilinin yeniden seçilebileceği de madde hükmü gereğidir.

Bu bilgilerin ve yasaklama, kısıtlama, sınırlandırma gibi durumlarda dar yorumlama yapılmasına ilişkin evrensel hukuk ilkesinin ışığında durumu irdelediğimizde:

A- Partilerinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle neden olan ve milletvekili sıfatı taşımayan parti kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesi’nin kesin kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacaklar ve bir parti tarafından aday olarak gösterilemeyeceklerdir. Siyasi Partiler Yasası’nın 95’inci maddesinde 12.8.1999 tarihinde yapılan değişiklikten sonra bu kişilerin bağımsız aday olarak milletvekili genel veya erken genel seçimleriyle ara seçimine katılmalarını önleyecek bir hüküm bulunmamaktadır.

B- Milletvekili sıfatını taşıyan parti kurucusu dahil üyeleri, anayasanın 69/9 ve 2820 sayılı yasanın 95’inci maddesinde sayılan ve yukarıda gösterilen 5 yıllık yasaklama hükümlerine bağlıdırlar.

Milletvekilliği sıfatı sona erer

Ayrıca anayasanın 84’üncü maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi’nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte milletvekilliği sıfatı sona erer. Seçildikleri dönem içinde yapılacak ara seçimler için herhangi bir parti tarafından aday gösterilmeleri olanaklı olmadığı gibi bağımsız olarak da aday olamazlar. Bu sonuca varılmasının iki ayrı nedeni vardır:

a- Amaca uygun yoruma göre anayasa bu kişilerin bağımsız aday olabileceklerini kabul etseydi, milletvekilliğini sona erdirmek yolunu seçmezdi.

Partisi kapatılan milletvekilinin bağımsız olarak görevine devam etmesi olanaklı iken, milletvekilliğinin sona erdirilmesi, o kişinin seçildiği dönem içinde partili veya bağımsız milletvekili olarak TBMM’de yer almasının önlenmek istendiğinin yeterli kanıtıdır.

b- Anayasanın 153/son maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı vurgulanmıştır. Belirli bir dönem için milletvekili seçilen ve Anayasa Mahkemesi kararı ile milletvekilliği sona erdirilen bir kişinin, aynı dönemde bağımsız milletvekili olarak yeniden TBMM’de yer alması, kesin bağlayıcı nitelikte olan bu kararın, hukukun dolanılması yoluyla kaldırılması, başka bir deyişle hukuka karşı hile anlamını taşır ki hukuk devleti ilkesi buna izin vermez.

C- Anayasanın 84’üncü maddesinde, milletvekilliğinin sona erdirilmesi durumunda kısıtlamanın süresi gösterilmemiştir. 69 ve 84’üncü maddeler ayrı hukuksal konu ve kuralları düzenlemektedir. 69’uncu maddede yer alan sürenin kıyas yoluyla 84’üncü madde için uygulanması olanaklı değildir. Bu nedenle milletvekilliği sona erdirilen kişi hakkında anayasanın 69’uncu ve 2820 sayılı yasanın 95’inci maddelerinde öngörülen yasaklar kuşkusuz uygulanacaktır. Ancak sona erdirilen milletvekilliği, sadece seçildiği dönemle sınırlıdır. Zamanında veya erken bir milletvekilliği genel seçiminde bağımsız aday olmasını önleyecek hiçbir yaptırım yoktur. Yüksek Seçim Kurulu’nun 19.9.2002 gün ve 610 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Ancak yukarıda yazılı nedenlerle, aynı dönem içerisinde yapılacak bir ara seçimde aday olabilmeleri olanaklı değildir.

Anayasada, 03.10.2001 gün ve 4709 sayılı yasa ile yapılan değişikliklerde, gerekli özenin ve amaçlanan uyumun gözetilmemesi, ilerde yeni tartışmalara ve benzer garabetlerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.




Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x