Keloğlan Kırk Haramilere Karşı...

Keloğlan Kırk Haramilere Karşı...

İletigönderen Noyan Umruk » Prş Haz 09, 2011 16:31

Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimine 72 saat kala, biraz gülümsemek bizim de hakkımız herhalde. Türlü çeşitli kırk haraminin fink attığı Anadolu’da, 5-6 aydır bir Keloğlan dolaşıp duruyor; meramını anlatmaya çalışıyor.

--------------------------------------------------------------------------------

KELOĞLAN KIRK HARAMİLERE KARŞI…:melek:

Dr. Noyan UMRUK

Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimine 72 saat kala, biraz gülümsemek bizim de hakkımız herhalde. Türlü çeşitli kırk haraminin fink attığı Anadolu’da, 5-6 aydır bir Keloğlan dolaşıp duruyor; meramını anlatmaya çalışıyor.

Keloğlan günümüzden 180 yıl önce yaşadığı söylenen bir halk, masal kahramanı. Anadolu insanının düşler kurabilen, dürüst, erdemli, sağduyulu, yalnız, biraz saf, naif, biraz romantik, ama fazlasıyla pratik zekâlı(!) temsilcisi. O kendini şöyle tanımlıyor:

[ikiyebol]Keloğlanım budur özüm,
Haram malda yoktur gözüm,
Garip hakkı yiyenlere,
Elbet vardır birkaç sözüm|Ben bir garip Keloğlanım
Eşeğimin yok palanı
Varım yoğum doğruluktur
Hiç de sevmem ben yalanı.[/ikiyebol]

[kutu3=#FFBF80]İşte, sizlere bir Keloğlan masalı: Bir varmış bir yokmuş, eski zaman içinde, bir nine ile oğlu varmış. Kafası kel olduğundan, herkes ona Keloğlan, keleş oğlan dermiş. Yaşlı annesi, bir gün “oğlum, uşağım” demiş; “ev de ne un kaldı, ne azık; var git çalış da biraz akça getir” Keloğlan anasını çok severmiş; bir demirci dükkanına varıp, kendine demir bir kılıç yaptırmış; takmış beline, almış eline. Kararını vermiş; çok akça kazanmadan eve dönmeyecekmiş.

Az gitmiş, uz gitmiş, dere, tepe düz gitmiş; gide gide karanlık bir gecede derin bir vadiye inmiş. Bir gürültü ile irkilmiş; kulak kabartmış, çok korkmuş. Meğer kırk haramiler yemek pişirirlermiş. Meraklanmış Keloğlan, daha yakından görmek için birkaç adım yürümüş. Haraminin biri onu görmüş; çok neşeli bir kahkaha patlatmış, bütün dağları dalgalandırmış. Arkadaşlarına dönmüş, şöyle seslenmiş, “Bulduk, bulduk.” Başka bir harami, “Ne buldun” diye sormuş. Keloğlanı gören harami, ağzından salyalar akıta akıta, “Bir insan” demiş, “bir insan.” Diğer bir harami, pek iştahlı imiş. “Çoktandır insan eti yememiştik. Ayağımıza kadar geldi. "Hep birlikte bir “hey” çekmişler, Keloğlanı yemeğe karar vermişler. Keloğlan, bakmış durum ciddi. Kaçsa nereye kaçacak? Kılıcını havaya kaldırıp bağırmış: “Şimdi kılıcımı iki kez sallarsam, hepiniz ölürsünüz. Çünkü zehir saçar. Benden hatırlatması, acırım size, yazık olur hepinize.” Çok korkmuş haramiler. Birkaç adım geri çekilmişler.

Haramilerin başı : “Ey yiğit, seninle bir pazarlık(!) yapalım mı?” demiş. “Ne pazarlığı” diye sormuş Keloğlan. “Şu kılıcını bize satar mısın” demiş harami başı.” O kadar pahalıdır ki bu, paranız yetmez.” yanıtını verince Keloğlan, harami başı “İki küp altına ne dersin Keloğlan” diye sormuş. Bu öneri çok hoşuna gitmiş Keloğlan’ın. “Nerede altınlar” diye sormuş. Akıllı harami “Biraz ötede, Çengir Vadisi’nin düzlük yerinde” diye tarif etmiş, "Bir yakut sandık var. Altınlar o sandığın içinde. Bize yasak oralara yaklaşmak. Ama senin için bir sakıncası yok. Git, al!” Buna aklı yatmış Keloğlan’ın,[anchor=1 goto=a][sup](1)[/sup][/anchor] şöyle karşılık vermiş: “Kılıcı şuraya bırakıyorum. Ben buradan iyice uzaklaşıncaya kadar sakın dokunmayın. Benden başkası dokununca zehir saçar, benden hatırlatması.” Haramiler korkuyla “Hay hay emriniz olur Keloğlan, hele yürü git sen” demişler. Çengir Vadisi’ne varan Keloğlan, yakut sandığı bulmuş; hemen omuzuna alıp, vurmuş kendini yola. Keyfinden türkü söyleyerek köyüne varıp, anasına vermiş altınları; anası da “kel oğlum, keleş oğlum seni komşunun akça, pakça kızıyla evereceğim” deyip, everivermiş onu. Altınlarla, ihtiyacı olan fakir fukaraya yardım etmişler, köycek mutlu oluvermişler. Ne kadar da kolay değil mi? Neyse, onlar ermiş muradına, bakalım biz çıkabilecek miyiz kerevetimize?[/kutu3]

Masallarda her zaman iyi olanların galip geldiği, sabırlı davrananların mutlaka amacına ulaştığı, yapılan iyiliklerin karşılıksız kalmayacağı, zekânın beden gücünden üstün olduğu, sevgi, vefa ve dostluğun önemi anlatılır. El ele vermenin ve birlik içinde olmanın her zaman başarıyı getireceği, hiç bir zaman ümitsizliğe düşülmemesi, elden gelen yapıldığı takdirde başarının geleceği mesajları verilir. Keloğlan masallarını okuyanlar, aklın iyi kullanılması ile birçok şeyi başarılabileceğini, başlangıçta zorluklar yaşansa da, sonucun, mutlaka iyilerin, dürüstlerin, sabredenlerin lehine olacağını düşünürler. Dileriz böyle olur; dileriz yeni bir küresel mühendislik projesinin içine düşülüp eşbaşkan yardımcılığına soyunulmaz; dileriz daha ciddi ve daha zor günler yaşamayız...

Keloğlan kim? Kırk Haramiler kim? Eee, varın, onu da siz bulun…

[font=Helvetica][anchor=a goto=1](1)[/anchor] İşte asıl sorun bu pazarlıkta; kılıçtan vazgeçip, altınları almakta. Çünkü, altınlar bittiğinde, sihirli kılıç haramilerin elinde kalıyor. Mesele kılıcı vermeden altınları almakta…[/font]

Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1067
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x