Kenan Evren "Kart, Kırt, Kürt-İstan" Dedi
Doç. Dr. Ümit Sayın
Tam Org. Yaşar Büyükanıt ve diğer komutanlarımıza yazmakta olduğum 'açık mektubu' bitirmek üzereydim ki, aslında ne postmodern, ne de premodern bir darbe olmayan 28 Şubat'ın tartışmaya açıldığı mütareke basınında bir yazı okudum.
CIA Türkiye istasyon şefi Paul Henze'nin ve Nato'nun Gizli Ordularının 'our boys' larından olan emekli Kenan Evren Pasha, netekimledi, ve
'Kürdistan fikrine ve federasyona alışmamız gerektiğini, Kürtlerin ayrı bir devleti olması gerektiğini'
söyledi. En büyük desteği de, PKK sempatizanı, Apocu DTP başkanı Ahmet Türk'ten (!??) aldı! Soyadı Türk olan, ama kendisi bir anti-Türk olan bu şahıs, Kenan Evren'i kutladı ve askeri darbe yapan bir emekli orgeneralin bile gerçekleri nasıl anladığını ve
'Kürdistan fikrinin kaçınılmaz'
olduğu noktasına nasıl geldiğini anlattı. Bravoydu o emekli generale!
Bu durumda öncelikli bir açık mektubu Kenan Evren'e yazmak artık bir gereksinim oldu!
PosTModern Delilik Çağında yaşadığımız için, böylesi deliriumlara ve psikolojik bozukluklara alışmamız gerektiğini daha önceki yazılarımda söylemiştim. 'Erke dönergeçli, uçan deve' yazılarımızı yazalı bir kaç ay oldu, ama Erke Dönergecinden 'tık' yok, hani enerjide devrim yaratılacaktı!
Yakında Erke Dönergeçli, Uçan bir Devenin üzerinde de bir Kürt Şeyhi kıyafetiyle Kenan Pasha'yı görürsek şaşırmayalım...
Evet! Tüm toplumu artık delirttiler! Artık Sosyal Şizofreni heryerde!
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, Kenan Pasha'nın yapmakta olduğu resimlerde kullandığı renkler bile duruma, kapitalist çıkarlara ve koşullara göre değişebilir.
Örneğin Kırmızı, mor ötesi olarak kabul edilebilir, lila ise sarıya peşkeş çekilebilir! Bu durumu gören turuncu da, pembeyle flört etmek isteyecektir!
Bir Ticaret Odası başkanı, haberlere göre, Kenan Evren Pasha'nın bu laflarında bazı demans belirtileri sezinlemiş, kendisine 50 adet tual ile 50 adet fırça yollayacakmış; ben de 500 adet NÜ fotoğrafı yollamak istiyorum, bari Bodrum'daki yazlığından çıkmasın, oturup sadece resim yapsın ve de 'konuşmasın' diye!
Yoksa yakında yakalayıp, adamcağızı ya hapise tıkacaklar, ya da akıl hastanesine!
Söylediği suç, ettiği laflar bölücülük, verdiği demeç ise dev bir Anayasal suç!
Üstelik kendi yaptığı darbenin temel prensiplerine ve de kendi yazdırdığı Anayasanın temel ilkelerine aykırı! Kafası karışmış biraz galiba!
Bir zamanlar, 12 Eylül 1980 darbesinin hemen ardından aynı Kenan Pasha,
'Kürt diye bir millet yoktur; onlar dağ Türkleridir, dağda karda yürürken, kart-kırt-kürt diye ses çıkar, Kürt lafı ordan gelir!'
demişti. Kenan Pasha'nın bu derin fenomenoloji felsefesine, engin leksikoloji bilgisine ve muhteşem etimoloji dehasına hayranlığımızı ifade edip, kendisinin bu konudaki dahiyane ifadelerinin bir dahaki Nobel komitesine sunulmasını öneriyoruz. Nasıl olsa Türk'lere karşı bir laf etti ya! Bir ödül verirler kendisine!
Her ne kadar bize göre Kenan Pasha'nın en layık olduğu ödül 'Evrensel Çelişki' ödülü olsa da!
Kenan Pasha'nın Dağ Kürtleri, oldu şimdi Özgür Kürdistan Kürtleri!
Kenan Pasha'nın Aziz Nesinlik konuşmalarına zaten o dönemler pek alışmıştık, Netekim! Her bir söylevinden bir Aziz Nesin hikayesi çıkardı!
Gardrop Atatürkçülüğü gibi muhteşem bir sanal Atatürkçülük akımının da yaratıcısı olan Kenan Pasha, Atatürk'ün kurduğu hangi temel yapılar ve kurumlar varsa, daha darbenin ilk yıllarında hepsini yok etmişti.
Atatürk'e ihanet o dönemlerde başlayıp, bu günlerde doruğa çıktı! Bugün görmekte olduğumuz liberal ekonominin, dışa bağımlılığın, emperyalist istilanın, Özalizmin, ılımlı islamın, temeli hep onun tarafından, CIA ve Mossad desteğiyle atılmıştı.
Bakırköy akıl hastanesini ziyaret ettiğinde, gördüğü psikiyatrik vakaların bir adada izole edilmesi gerektiği gibi çok parlak fikirlere sahip Kenan Pasha böyle konuşmaya devam ederse 'bir adada' (!), çok seveceği kara bıyıklı bir dostu ile birlikte tablolarını devam ettirmek zorunda kalacak bu gidişle.
Kenan Pasha'ya çok fazla bir şey yazmaya gerek yok, şunları demek yeterli:
'Sayın Kenan Evren Pasha,
Sizin hasbelkader, Cumhurbaşkanı seçimi sırasındaki çekişmeler nedeniyle aradan sıyrılıp da şans eseri Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemlerde Türkiye'nin her yanında sıkıyönetim vardı. Bu sıkıyönetim dönemlerinde tüm kontrol sizde olmasına rağmen, güvenliği sağlayamıyordunuz ve günde 30-50 kişi öldürülüyordu, her yerde bombalar patlıyordu. 13 Eylül sabahı bütün cinayetler, suikastler ve bombalamalar her nedense birden bire duruverdi! Bunun tek açıklaması olabilir:
...Birer kovert (örtülü) operasyon olan bu faaliyetlerin yapılmasına neden olan yurtdışı operasyonel güçleri (CIA, NSA, NATO, Mossad, Gladyo vb.) sizinle birlikte başa geçti... Bu operasyonel güçler hem sol örgütleri, hem de sağ örgütlerin bazılarını kontrol ediyordu! NATO'nun 'Ayaklanmaları Bastırma Talimnamesine' göre, darbe ortamı hazırlandı ve darbe yapıldı! Hedef Kemalist son kaleyi düşürmekti.
CIA Türkiye masası şefi Paul Henze'nin 12 Eylül 1980 sabahı darbeden altı saat önce Amerikan Başkanının kulağına eğilip : 'Our boys have done it!' (Bizim çocuklar işi başardı!) dediğini artık tüm cümle alem biliyor.
Siz CIA ve NATO güçlerinin 'Our Boys' iltifatına şimdiye kadar hiç bir yanıt vermediniz!
Sayın Kenan Pasha, hakikaten 'Were you their boys?' (Onların çocuğu muydunuz?)...
Eğer öyleyse, 27 yıl sonra söylediğiniz Özgür Kürdistan fikirlerinizi anlamak mümkün ve şaşırmıyoruz!
Daha da ileri gidip sormak istiyorum sayın Kenan Evren, sizin NATO, Gladyo ve CIA tarafından kurulmuş olan Ergenekon Gizli Teşkilatı ile hiç bir bağınız oldu mu? Sadece soruyorum, meraktan! Ayrıca Sayın Kenan Evren isminiz nedense CFR (Council on Foreign Relations) listelerinde yer alıyor! CFR'ye hiç girdiniz mi?
1961 Anayasasını perişan edip, çelişki ve tutarsızlık dolu bir Anayasa yaptırdınız.
Laik, Cumhuriyetçi, Demokratik, Sosyal eşitlikçi hukuk sistemimizdeki tüm oto-kontrol yöntemlerini ve sigortaları kaldırdınız.
Türkiye'yi Yeşil Kuşak teorisyenlerinin ve ılımlı İslamın eline teslim ettiniz.
24 Ocak kararlarının, ekonomiyi teslim ettiğiniz Özal tarafından uygulanmasını ve Türkiye'nin şu andaki borç batağına, IMF ve Dünya Bankası kıskacına girmesine neden oldunuz.
Sizin dönemizde ekonomi öylesine belirsizdi ki, dünyada başka hiç bir yerde görülmeyecek kadar sürreel Banker olayları, faiz patlamaları, döviz artışları bu ülkede yaşandı.
Sayenizde 200 bin kişi işkence gördü, binlerce insan öldürüldü!
Onbinlerce insan yıllarca suçunun bile ne olduğunu bilemeden hapis yattı.
Bugün 'Özgür Büyük Kürdistanı' savunan Gladyonun ve NATO'nun istediklerini birbir yerine getirdiniz.
Şimdi savunduğunuz o 'Özgür Büyük Kürdistan' fikirlerini savunan PKK, sizin yönetiminiz döneminde kuruldu, gelişti ve ilk eylemlerini 1983'lerde yapmaya başladı!
Sizin şimdi savunduğunuz o Kürtler ve Kürtçüler nedeniyle, bu ülke 20 yıl terörist bir iç savaş yaşadı, 7000 şehit verdi, binlerce subayımız, askerimiz yaralandı!
Sizin yetersizlikleriniz ve attığınız tohumlar nedeniyle Türkiye bugün yokedilme, Sevre göre parçalanma ve Kürdistan gibi aslında sanal olan, varolmayan bir yapıyla mücadele etme noktasına geldi.
Sayın Kenan Evren,
Bu ülkeye, Atatürk Devrimlerine, Atatürkçülüğe, Türkiye Cumhuriyetine çok zarar verdiniz.
Lütfen artık susun!
Bir kelime daha konuşup da verdiğiniz zararı arttırmayın.
Söylediğiniz sözler ile Türkiye Cumhuriyeti Anasayasını ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarını ihlal ediyorsunuz.
Değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddeleri tartışmaya açıyorsunuz. Devam ederseniz, sizi Cumhuriyet Savcılıklarına şikayet etmek zorunda kalacağız!
Lütfen susun! Siz sadece resim yapın!
Lütfen susun!
SUSUN!'