Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, bu çok kişiden korkmalıdır!

Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, bu çok kişiden korkmalıdır!

İletigönderen Alp Ergenekon » Pzt Mar 07, 2011 19:29

Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, bu çok kişiden korkmalıdır !

Türkiye tam anlamı ile bir korku ortamındadır.

• İzlenme ve dinlenme korkusu
• Çocuğunu okutamama korkusu
• Geçimini sağlayamama korkusu
• İnandığı gibi yaşayamama korkusu


Ve özet olarak en temel hak olan insan gibi yaşayamama korkusu şeklinde özetleyebileceğimiz bu korku atmosferinin sorumlusu, hiç kuşku yok ki dokuz yıldan bu yana tek başına iktidar olan AKP hükümetidir!

İşte bu nedenle yazı başlığım için Publilius Cyrus’un “Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, çok kişiden korkmalıdır!” şeklindeki özlü sözünü seçtim ve AKP Hükümetinin dikkatini çekmeye çalıştım.

Bu söze göre, Eğer ülkede AKP hükümetinden korkan çok kime var ise AKP Hükümeti de bu çok kimseden korkmalıdır!

Korku ortamı oluşturan yukarıda çizdiğim bu tablo, dünle bugünün sonuçları değil dokuz yıldan bu yana yapılan yanlış uygulamaların doğal sonucudur.

Yanlış olan bu uygulamaları kısaca özetlemek gerekirse;

• Cüneyt Zapsu’nun Nisan 2006 tarihinde muhafazakâr düşünce kuruluşu American Enterprise Institute`da yaptığı bir konuşma sırasında, T.C. Başbakanı için sarf ettiği; `O adamı delikten aşağı süpürmeyin, kullanın!’ şeklindeki ifadesi için gereğince tepki gösterilmemiş adeta sessiz kalınmıştır.

Kamuoyuna bu yönde bir açıklama yapılmamış olması, T.C. Devletinin, uluslar arası arenada kendi başbakanının saygınlığını koruyamaması nedeniyle, bir sömürü devlet görüntüsü vermesine yol açmış ve bu durum sağduyulu Türk insanını üzmüştür.

• Yine American Enterprise Instute’de (AEI) konuşan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Amerikan askerlerinin Irak’ta çok elzem Amerikan çıkarlarına(!) hizmet ettiğini belirterek gerçek hedeflerinin muhtemel bir İslam Birliği’ni ortadan kaldırmak olduğunu açıkladı ve şöyle ifade etti: “Teröristler, İspanya’dan Endonezya’ya, Kuzey Afrika’dan Orta Doğu’ya uzanan bir İslâm İmparatorluğu kurmayı amaçlıyordu. Böyle bir İmparatorluk, İsrail’i haritadan silebilirdi.”

Tasvip etmedikleri hemen hemen her şeye itiraz eden ve İsrail’e her fırsatta karşı çıkan AKP Hükümetinin Mayıs 2007 de CNN de canlı yayımlanan bu konuşmasına tepki vermemiş olması, İsrail çıkışının mizansen olabileceği kuşkusunu yarattı

• Bir ABD Projesi olduğu artık kesinleşen ve adım adım tatbik edilen BOP’un Eş Başkanlığının T.C. Başbakanı tarafından üstlenilmesi vicdanları kanatmış, ulusal onuru zedelemiştir. Geçmişte olduğu gibi tarihin belli devrelerinde emperyal güç olmuş ve günümüzde de emperyal güç olması gereken devletimize bu tutum yakışmamış devletimizin baskı ve yönlendirmelere maruz bırakıldığı izlenimini vermiştir.

• Merkel ve Sarkozy tarafından yapılan onca aşağılayıcı söylemlere rağmen Avrupa Birliği üyelik saçmalığının hala sürdürülüyor olması, cevap bulmakta zorlanılan sorgulamalara neden olmuş yine ulusal onur yara almıştır.

• Kutsal değerlerimize açık açık küfreden Rasmussen’in Nato Başkanlık adaylığına 24 saat dahi direnememe durumu yine vicdanları sızlatmış Türk insanının başını önüne eğmesine neden olmuştur.

• AKP Hükümetinin ABD de ikamet eden bir cemaat liderinden talimat aldığı izlenimi her geçen gün çoğalmış ve bu durum, devletin temel özelliklerinin değişmekte olduğu endişesine yol açmıştır.

• Farklı fikir ve düşüncelere yaşam hakkı vermediğini zaman zaman ima eden AKP hükümeti, son olarak Bitaraf olmayan bertaraf olur söylemi ile tehditler savurmaktan geri kalmamış korku duygusunun daha da hissedilir olmasına neden olmuştur.

• Ekümenik ve ruhbanlık safsatalarına itibar edilmesi ve bunun medeniyetler ittifakı ya da dinler arası diyalogun gereği olarak kamuoyuna sunulması, güzel dinimiz İslam’ın, herkesin işine geldiği gibi yorumlanmakta olduğu ve sulandırılmak istendiği düşüncesinin doğmasına neden olmuştur.

• Ermenistan politikalarına etki eden emperyalist baskılara karşı direnilememiş olması ve Kardeş Azerbaycan’ı kucaklayan milli politikalar üretilememiş olmasına ise hiçbir şekilde anlam verilememiştir.

• Kardeş Kıbrıs’ı ötekileştiren çirkin söylemlerden vazgeçilerek stratejik önemine uygun politikalar üretilmemiş olması endişe içinde izlenmektedir.

• He sene milyonlarca aile, çocuklarını Anadolu Liselerinde veya iyi bir devlet Yüksek Eğitim kurumunda okutamamanın derin ızdırabını yaşıyor ve yaşamaya da devam etmektedir.

• Yargı üzerinde yapılan operasyonlar ve son gerçekleştirilen baskın ve tutuklamalarla birlikte tam bir gösteriye dönüştürülen Ergenekon Davası artık vicdanları kanatır hale gelmiştir.

Dokuz yıllık AKP İcraatlarından seçip paylaşmaya çalıştığım tüm bu hususlar, ulusal çıkarları önemseyen ve başka bir Türkiye daha olmadığının hiç olmadığı kadar farkında olan dinamik bir kesimin endişelenmesine ve korkmasına neden olmuştur.

Korku sonuçları itibarı ile iki amaca hizmet eder.

1. Korkulan her ne ise ona kayıtsız ve şartsız biat edilir.
2. Korkulandan kurtulmak için gerekli önlemler alınır ve gereğince eyleme geçilir.


AKP İcraatlarını endişe içinde takip eden ve son seçimlerde % 42 olarak ölçülen dinamik kesimin yukarıda ifade ettiğim ikinci yolu seçeceği ve bu uğurda mücadeleden ödün vermeyeceği çok açıktır.

% 42’lik bu dinamik kesim, kendilerini korkutan ve her geçen gün korkutmaya devam eden AKP Hükümetinin de gerçekte kendilerinden korktuğunun farkında olarak; Haziran 2011 genel seçimlerinde seçme haklarını kullanarak AKP ye ve icraatlarına demokratik yollarla son verecekleri günü sabırsızlık içinde beklemektedirler !


% 42’lik dinamik kesimden hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için dileğimiz o dur ki; AKP ye oy verenlerin büyük bir çoğunluğunun en az kendileri kadar vatanımızı sevdiklerini göz ardı etmeden, bir şekilde tehlikenin farkında olamayan bu kesimle yakın temas halinde olarak onlara gerçekleri anlatmaları ve seçimlere kadar, AKP ye oy vermiş en az bir insanımızı AKP ye HAYIR deme noktasına getirmeleri gerektiğini öncelikli görev saymalıdırlar.

İşte asıl bu şekilde hareket edildiğinde BAŞARI kaçınılmaz olacaktır!

Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!
Yaşasın Türk’ün Onuru ve Onurlu Mücadelesi!
Bu memleket, dünyanın beklemediği bir müstesna mevcudiyetin tecellisine sahne oldu. Bu sahne, 7 bin senelik bir Türk Beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
Alp Ergenekon
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 41
Kayıt: Cmt May 02, 2009 14:42
Konum: Ankara

Şu dizine dön: Alp Ergenekon

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x