KİFAYETSİZ MUHTERİS...

KİFAYETSİZ MUHTERİS...

İletigönderen Noyan Umruk » Pzr Haz 16, 2013 12:56

KİFAYETSİZ MUHTERİS… :taz: Dr. Noyan UMRUK

Başarılı olmak, “hırs” la eşanlı başka meziyetlere de bağlı... Yeteneklerinin sınırının ayırdında olmak, tevazu, hoşgörü, empati, diğergamlık, vicdan vb.hasletleri de içeren bir psiko-kültürel birikime sahip olmak başarı’nın olmazsa olmaz koşulları …Bu dengede hırs ihtirasa dönüşürse hüsran kaçınılmaz...

Sınırda kişilik bozukluğu (borderline personality disorder)
Tabii, psikiyatr ve psikologlar daha iyi bilirler. Ama okumalarımdan anladığım kadarı ile kendilerini dünyanın merkezi görecek derecede kişilik bozukluğu olanlar duygularını, öfke, panik, umutsuzluk vb. anlarını irrite bir ruh hali ile aşırı tepkisel yaşıyorlar. Nadiren, kendini iyi hissetme ya da doyuma ulaşma dönemlerinde ise rahatlıyor ve coşuyorlarlar. Kendilerini sık sık yalnız ya da boş hissedip, sıkılıyorlar; daima yapacak bir şeyler arıyorlar... Kendilerine yakın kişileri kayıtsız ya da kısıtlayıcı gördüklerinde yoğun bir öfke, karşıtlarına ise akıl almaz bir şiddet gösteriyorlar. Öfke denetimi yoksunluğu, aşırı iğneleyici üsluplarına yol açıyor....Bu bir kaçarken kovalama hali... Hayatlarında gri yok, siyah-beyaz bir hayat yaşıyorlar... "Biraz"ı tanımıyorlar...*Örneğin; yıllardır iş tuttukları bankacıların, iş adamlarının falan ümüğünü sıkabilirler...

*Örneğin; herkes, onlara “problemin nedeni sizsiniz” derken, onlar suçlu ararlar. Bu, bazen, mesela yıllardır kanka oldukları “faiz-döviz-borsa üçgeni” içindeki “faiz lobisi” de olabilir...

*Örneğin; camide kafayı çekiyorlar, başörtülü kızlarımıza saldırıyorlar yalanları ile ortalığı karıştırmaya, camiyi yaralı insanlara açan imamı görevden alıp, vatandaşa gaz sıkanları korumaya çalışabilirler...

*Deniz kenarında oturan genç kızlar saçlarından çekilip sürüklenirken, toplu ulaşım yasaklanırken, yollarının geçtiği her yerde otobüsleri ya da metroyu sabahlara kadar çalıştırarak toplatılan uyku sersemi insancıklara “...şaşırma, sabrımızı taşırma” gibi şaşkın sloganlar attırıp, amigolarıyla birlikte “Her tarafı yıkacağız” diye tepinip, Ada vapurundaki jilet satıcıları gibi “Kışlanın içinde bir A.V.M, Otel bir de rezidans veriyoruz” diye bağırabilirler...

*Kendileri, iki lafı bir araya getiremeyen çakma heyetlerden medet umarken, durumun vahametini gören adamlarından biri “Biz kimiz, neyi, niçin ve daha önemlisi nasıl yapıyoruz? Birileri bizi silkelemeli...” diye okyanus ötesi tebliğlere umut bağlayabilir...

*Birkaç manganın, meydanlarda barikat kurup yüzlerce tam teçhizatlı polisle teatral çatışmasını, anında orada bitiveren iliştirilmiş medyanın hizmetine sunup, “işte teröristler” diye şamata yapabilirler ...

* “Beş benzemez” dedikleri demokrasi ve özgürlük idealinde kenetlenince, hem “Gelin benimle konuşun çocuklar”, hem de “bunlar biracı, kötü kokuyorlar’, ‘zaten oraları da sidik kokuyor” diyebilirler...

*En fecisi de “Cahiller, bakın bakalım tarihe! Fatihler, Kanuniler, Atatürkler neler yapmışlar? diye derin tarih birikimleriyle(!)kendilerine “Türk büyüğü” sıfatını vehmederek engin megalomanilerini tatmin edip, karşıtlarına “kelle” tehditleri ima edebilirler...

Tüm bu semptomlar, terk edilme, yok olma tehlikesine karşı “borderline” tepkiler...

Bu durum, sadece bireyin kendisini, yakınlarını ilgilendirseydi, bizlere, üzülerek“Allah şifasını versin” demek düşerdi...

Ama bu arkadaşlar, ülkelerini, hem de en geniş yetkilerle yönetiyorlarsa, durum çok farklı, çok trajik...

Emperyalizm ve Kifayetsiz Muhterisler

Bu tür insanlar toplumlarının kaderine hakim olduklarında, azgınlaşan hırslarını gemleyemeyerek ve yönettikleri ülkelerin de gücünü abartarak, ülke ve bölgelerini uçuruma sürükleyip, halkların felaketine sebep olabilirler.

Emperyalizmin içine düştüğü bunalımı ertelemek için “daha adil bir dünya düzeni” yerine mazlum ülkeleri bölüp, parçalayıp kaynaklarını, siyasi irade ve kültürlerini “gasp etme” stratejisi yönündeki kararlılığı, bazı çevre ülkeler de, emperyalizmin acımasız saldırılarına karşı, bu saldırılara uğrayan ülkelerle dayanışma yerine, bu saldırılara arsız bir iştiha ile katılarak kendisini koruyacağını ve giderek “sırtlan payını” alacağını sanan “Kifayetsiz muhterisler”için mükemmel bir ortam hazırlamıştır. Bunlar, ülkelerini de ihtirasları için “müstevlilerin emellerine” alet edebilirler.

Bilindiği gibi, tarih, böylesine süreçlerin, tarifsiz acıları ile dolu. Onun içindir ki; insanlık, “sürdürülebilir çözümü” demokrasi, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, özgür medya, örgütlü toplum vb.mekanizmaları yaratmış, “Kifayetsiz muhterislerini” gemlemek istemiş...Ama onlar ihtirasları doğrultusunda kaçınılmaz sonlarına doğru yolculuklarına devam etmişlerdir...

Bunca barışçı eylem, huzura kabul edilen yeni heyet, küresel tepkiler ve sert AB raporu bu gözü dönmüş ihtirası frenleneyemedi... Ama herşeye rağmen ara hedefe ulaşılmış görünüyor... Ana hedefe ulaşmak ise Çarşı’nın dediği gibi “Elbette zor olacak...”

*Olaylarda yaşamını yitiren demokrasi kahramanları A.Cömert, M. Ayvalıtaş, E.Sarısülük’ü ve Polisimizi derin bir tazim ile anıyoruz.
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1067
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x