
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesine intikal etmiş davalarla ilgili olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası çevrelerce Mahkemeyi yönlendirme, etkileme ve baskı altında tutma girişimlerini büyük bir üzüntü ile takip edilmektedir dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, Yüksek Mahkemenin kurulmuş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, AKP hakkında açılan kapatılma davası ile ilgili mahkemeye dönük eleştirilere yanıt verdi. Mahkemeler adalet dağıtan kurumlardır diyen Kılıç, şöyle dedi :"Adalet ise toplum ve devlet hayatının en temel değeridir. Adalet mülkün temelidir sözü bu anlamda sadece adliye saraylarında değil her yargıcın vicdanına kazınmalıdır. Unutmayalım ki, adalete güvenin zedelendiği bir yerde toplumsal ve siyasal bağların çözülmesi kolaylaşır. Millet adına kullanılan yargı yetkisinin adalet duygularını tatmin edebilmesi için kararların irdelenmesi, eleştirilmesi ve tartışılması gerekir. Kurumsal özeleştiri, yapılan görevin ve sorumluluğun doğal sonucu olup, Anayasal organlar bu özeleştiriyi yapabilme cesaretini gösterebilmelidir. Ancak, yargı kararlarının eleştirilmesi hakarete ve güven zedelemeye dönüştüğünde kurumsal ve toplumsal barışın bozulması kaçınılmazdır.
MEDYAYA ELEŞTİRİ
Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi'ne intikal etmiş davalarla ilgili olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası çerçevelerce mahkemeyi yönlendirme, etkileme ve baskı altında tutma girişimleri büyük bir üzüntü ile takip edilmektedir. Mahkeme üyelerinin verdikleri oylar gözetilerek görsel ve yazılı basında hangi Cumhurbaşkanı'nın kimi seçtiği ve nasıl oy kullandıkları biçimindeki kategorik değerlendirmeler, yargıçların kendilerini koruma içgüdülerini harekete geçirerek vicdani kanaatlerini saptırmaya yönelik ağır bir saldırı niteliğindedir. Mahkeme üyelerinin görüntülerinin her dakika televizyon ekranlarından gösterilmesi, haber ya da açık oturumlarda isim verilerek hedef haline getirilmesi yaşanmış elim olaylardan ders çıkarmayanları sorumluluktan kurtaramayacaktır.
'İZLİYORUZ VE FARKINDAYIZ'
Yapılanları izliyor ve farkındayız. Haber vermekle yorum yapmayı birbirine karıştıran, bireyin değerlendirme hakkını elinden alarak onu şartlandıran ve insan onurunu hiçe sayan bir yayın anlayışının çağdaş dünyada bir örneği bulunmamaktadır. Tüm bu olumsuzluklar Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını koruma ve gerçekten demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması yolundaki gayretlerini asla durduramayacaktır.
'MUTLAK İKTİDAR YOZLAŞTIRIR'
Kılıç; Demokrasilerde karar alma sürecinde belirleyicidir. Ancak çoğunluğun mutlak yönetimi anlamına gelmemektedir. İktidar yozlaştırır mutlak iktidar daha da yozlaştırır. Demokrasilerde çoğunluğun mutlak iktidarı da sınırlandırılabilir dedi.
YENİ ANAYASA
Kılıç yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:
Bürokratik yapıyı özgürlükçü demokratik işleyişe engel olmaktan çıkarıp, ulusun demokratik iradesinin gerçekleşmesi yolunda kullanan, insan onuru ve özgürlükleri dışında hiçbir kutsal değer tanımayan, temel hakları çağdaş bir istisna ile sınırlayan, devletin bütün işlem ve eylemlerini tarafsız ve bağımsız yargı denetimine tabi kılan, ancak bununla yetinmeyip yargı organları üzerinde demokratik bir denetim kuran, siyasi ve bürokratik karar mekanizmalarında kadın-erkek eşitliğini sağlayan, diğer yandan değişen ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelere paralel olarak hızlı karar alınmasını ve icrasını olanaklı kılan bir anayasanın hazırlanması gerekir. Kuşkusuz bu anayasanın tüm görüşlerin ve kesitlerin müzakereci bir ortamda hazırlanıp kabul edilmesi Anayasanın toplumsal barışı sağlama iddiasını güçlendirecektir.
HUKUK SİYASET İLİŞKİSİ BİR YILDIR YOĞUNLAŞTI
Son bir yıldır Türkiyede hukuk ve siyaset ilişkisinin yoğunlaştığı ve hassas bir boyut kazandığına işaret eden Kılıç, Anayasa Mahkemesine intikal eden bazı davaların doğası gereği siyasi nitelikli oldukları için yoğun tartışmaları da beraberinde getirdiğini söyledi. Kılıç, yargı kararlarının eleştirilmesinin doğal olduğunu ancak eleştirinin kararların bağlayıcılığını ortadan kaldırmayacağını vurgulayarak, Kurumlar ve kişiler şu ya da bu sebeple mahkeme kararını beğenmeyebilirler. Ancak, anayasal yetki kullanılarak verilen kararların yerine getirilmemesi veya savsaklanması hukuk devletinde düşünülemez dedi.
KUVVETLER AYRILIĞI TAM ANLAŞILAMIYOR"
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, devlet organları arasındaki ilişkiler konusunda bilgi kirliliği ve kavram karışıklığı olduğunu ve bunun da anayasal bir ilke olan kuvvetler ayrılığının tam olarak anlaşılamamasından kaynaklandığı tespitinde bulundu.
Konuşmasında kuvvetler ayrılığının önemine değinen Kılıç, Yasama, yürütme ve yargı organlarının hareket alanlarını genişletme çabaları güçler arası çatışmanın en belirgin sebebidir. Söz konusu güçler kaynağını Anayasadan almadığı bir yetkiyi üstünlük kurmak için kullandığı sürece bu çatışma devam edecektir diye konuştu.
YARGIÇLARA UYARI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama yetkisini kabul edilmesine ve uluslararası sözleşmelerin uygulama önceliğinin ilkesinin kabul edilmesine karşın yargıçların uygulamada isteksiz olduklarını söyleyen Kılıç yargıçlara şu uyarılarda bulundu:
Hukukun üstünlüğü yargıcın üstünlüğü anlamına gelmez. Anayasanın ve yasaların bağlayıcılığı vatandaşlardan önce devlet organları ve yargı mercileri için geçerlidir. Anayasanın bağlayıcılığını düzenlendiği 11. maddede bağlayıcılık sıralamasında, yargı organlarının bireylerden önce sayılması anlamsız değildir.
KAYNAK