Kırdılar ve Gittiler / İsmail MÜFTÜOĞLU

Kırdılar ve Gittiler / İsmail MÜFTÜOĞLU

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Pzt Ağu 13, 2012 10:17

Kırdılar ve Gittiler

Antiemperyalist ve küresel çetelere karşı olan Milli Görüş, birbiri ardı sıra gelen iki dalga ile kırılmıştır. Bunlardan birincisi Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve arkadaşları tarafından, ikincisi ise Numan Kurtulmuş ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiştir.

Milli Görüşçüler son zamanlarda meydana gelen iç çalkantılardan dolayı üçüncü dalganın da gelebileceği endişesini taşımaktadırlar. Bu endişenin gerçekleşmemesi temennisiyle önceki her iki kırılma dalgasına bakıldığında, aralarında söylem birliği görülmektedir. Her iki dalgayı oluşturanlar da milli ve manevi değerlerle mücehhez Milli Görüşü reel politik görmemiştir. Birinci dalgada bizim medeniyetimizin batı medeniyeti karşısında yenik düştüğü telaffuz edilmiş, ikinci kırılma dalgasını oluşturanlar ise bizim medeniyetimizin dışında ‘yeni bir medeniyet projesi’nden devamlı bahsetmişlerdir.

Açıklamalarına bakıldığında her ikisinin de batı medeniyetinin savunucusu oldukları görülmüştür. Onun için de birinciler Hıristiyan kültürü temeline dayalı AB Anayasasını imzalamakta tereddüt etmemiş, diğeri ise Saadet Partisi Genel Başkanlığı döneminde yaptığı konuşmalarda hep ABD ve AB’ne selam çakmış, göz kırpmıştır.

Bu iki dalgaya mensup olanlar Milli Görüşün kültürel derinliğinden ürktükleri için, ondan uzaklaşma gayretine düştüler. Böylece planlanan bir birleşme ile de birbirlerini tamamlamış oldular. Yani tencere yuvarlandı, kapağını buldu. Şimdi her iki tahrip edici, dalga aynı limanda buluşmuş görünmektedir.

Birinci dalganın mucitleri rahle-i tedrisinde bulundukları partinin iskeleti ile uğraşmamış, Milli Görüşün tabanına oynamıştır. İkinci dalganın mensupları ise kendilerine kongre ile teslim edilen Saadet Partisi gemisini korsanvari işgal etmeye ve rotasını da değiştirmeye çalışmışlardır. Birincisinde verilen zarar ikincisinin verdiği zarar kadar olmamıştır. Çünkü ikinci dalga teşkilatları parçalayıp, koparmıştır. Her iki dalganın da dıştan kumandalı olduğu zaman içerisinde anlaşılmıştır.

Daha önceki yazılarımızda birinci dalganın mahiyeti hakkında açıklamalarda bulunmuştuk. Şimdi ikinci dalganın mucidi olan Numan Kurtulmuş hakkında dış odaklar tarafından ileri sürülen hususları nakletmekte fayda görüyoruz.

Wiki sızıntılarda, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in… Numan Kurtulmuş hakkında merkeze yolladığı değerlendirmede, Numan Kurtulmuş’un Saadet’in nazik ve müşfik yüzü olduğunu belirtmiştir. Banu Avar’ın bir makalesinde belirttiğine göre;

“10 Şubat 2010’da Büyükelçilik tarafından Washington’a iletilen istihbari bilgilendirme notunda Numan Kurtulmuş’un en önemli özelliğinin Erbakan etkisi dışında olduğu vurgulanıyor ve son derece ‘yaklaşılabilir’ / ‘cana yakın’ ve reflectire, yansıtıcı, düşünceli kelimeleri kullanılıyor… bu diplomasi dilindi bizim için uygun demektir.

Kriptoda bir Saadet yemeği sırasında sohbet edilen Kurtulmuş’un röntgeni çekildiği anlaşılıyor ve dış politika konusunda Kurtulmuş’un görüşleri özetleniyor. Özellikle İsrail’le ilişkiler konusunda kurtulmuş şaşırtıcı biçimde ılımlı bulunuyor.

Kriptoda ayrıca Kurtulmuş’un işletme profesörü olduğu, doktorasını Cornell Üniversitesinde yaptığı ve 1970’lerde 4 yıl Amerika’da yaşadığı ve biraz durarak konuşsa da iyi derecede İngilizce bildiği belirtiliyor.

Son bölümde Kurtulmuş ile birlikte Saadet Partisi içinde farklı bir havanın esmeye başladığı, onun önceki başkanlardan farklı olduğu vurgulanıyor… Kurtulmuş uzun zaman takibe alınmış, buluşmalar yapılmış, ölçülmüş, tartılmış…

Türkiye siyasi hayatına küresel kementler nasıl atılıyor… Önce saha çalışması ve tespit yapılıyor… Bir lider üzerinde yoğunlaşılıyor, takibe alınıyor, sonra kriptolar yazılıyor, bilgilendirme merkeze gidiyor… Kim cana yakın, kim harcanacak kararlar alınıyor… Amerika’nın işine yaramayanlar çizgiden dışarı çıkanlar seks skandalı mı olur, yolsuzluk haberlerine mi karışır, bir şekilde devreden çıkarılıyor. Sayısız testten başarı ile geçtikten sonra politik arenanın zirvesine doğru yol aldırılıyor.”

Bu tespitlere katılmamak imkansızdır. Dış güçlerle bağlantılı olmadan bahis konusu makamlara gelmek, gelinse dahi orada tutunmak mümkün olmaz, merhum Necmettin Erbakan misalinde olduğu gibi.

Türkiye’mizin siyasetinde bunun örneklerine rastlamak mümkündür. “İslam köylü Demirel’den, kent çocuğu Bülent Ecevit’e, Antalyalı Deniz Baykal’dan, Kayserili Abdullah Gül’e, Ünyeli Numan Kurtulmuş’a kadar bir çok insan çeşitli imkanlarla Avrupa ve Amerika’da ağırlanıp, eğitilmişlerdir.”

Milli Görüş’te üçüncü kırılma dalgası gelir mi, gelmez mi bunu zaman gösterecektir. Ancak yapılan açıklamalardan ve parti içinde vaki davranışlardan bunun kokusunu alır gibiyiz. Zira son günlerde Milli Görüş’ün hizmetkarları göz ardı edilmekte, önleri kesilmek için uydurma kavramlara başvurulmaktadır. Bu durum Milli Görüşçüleri tedirgin etmektedir.

Netice olarak diyebiliriz ki, Ak Parti ve Has Parti her ikisi de gömlek değiştiren partilerdir. Aradaki fark sadece takılan gravatlardadır. Numan Kurtulmuş’un siyasi geçmişi kulağa küpe olmalıdır.

İsmail MÜFTÜOĞLU, 13 Ağustos 2012
i-muftuoglu@hotmail.com
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Şu dizine dön: İsmail MÜFTÜOĞLU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x