gönderen dertsiz » Cum Tem 06, 2007 18:41
Kitap: Erkekler Marstan, Kadınlar Venüsten
Yazari: John Gray
Masal bu ya, yıllar önce Mars gezegeninde yaşayan erkekler, teleskopla uzayın derinliklerini incelerken, Venüs gezegeninde kadınların yaşadığını tespit ettiler. Büyük bir aşkla ve hızla uzay gemilerini yaparak, Venüse uçtular.
Marslılaıin elbet birgün gelecekleri ümidiyle bekleyen Venüslüler, onları çok sıcak bir ilgiyle karşıladılar. Birlikte olmaktan, birşeyleri paylaşmaktan zevk aldılar. Ayrı dünyalardan olsalarda, birbirlerini tanımaktan, farklı yönlerini inceleyip takdir etmekten hoşlandılar.
Ve birgün, hep birlikte Dünyaya uçmaya karar verdiler...
İlk başlarda herşey yolunda gidiyor, mutluluktan yerlerinde duramıyorlardı...
Fakat, Dünyanın atmosferi, belleklerindeki birçokşeyi sildi. Farklı insanlar olduklarını, ayrı gezegenlerden geldiklerini unuttular...aralarında çekişmeler, çatışmalar başladı.
Ve taaa o zamandan beri de kadınlarla erkekler arasında çatışmalar yaşanmakta, ayrı gezegenlerden geldiklerini hafızalarından silmiş durumda, çatışmalar bütün hızıyla devam etmekte. Hem de, karşılaştıkları yenilgiler bile, her iki cinsi akıllandırmaya yetmemekte...
Farklı olmaları gerektiğinin bilincine varmadan, birbirleriyle geçinemezler. Ve, genelde karşı cinse kızmamızın nedeni, bu önemli gerceği unutmuş olmamızdır.
Kadınlar akıl verip yönlendirmeye kalkarken, erkekler de tamirci rölüne girip çözümler teklif ederler fakat duyguları önemsemezler.
Marslılar (erkekler), kendilerini geri çekip sorunlarını sessizce düşünmeyi tercih ederken, Venüslüler (kadınlar) kendilerini rahatsız eden şeyler hakkında konuşmayı isterler.
Erkekler kendilerine ihtiyac duyulduğunda, kadınlarsa sevildiklerini hissettiklerinde gayrete gelirler.
Erkekler sevgilerini gösteremezler, kadınlar ise bu sevgiyi almaya karşı direnirler.
Erkekler herzaman kendilerini haklı zannederken, kadınlar görüşlere katılmama ve bunu söylemek yerine, onaylamama mesaji vererek, erkeklerin savunma içgüdülerini uyarırlar.
Ne yapmalı?
Yazara göre, Keşke bunu birileri bana önceden deseydi dememeli, her çıkmaz sokakta, problemde, beraberlikleri bitirmemeliyiz. Yaşamımızda sevgiyi arttırmak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmayız. Sadece bunun yolunu bulmaya çalışmamız gereklidir.
Yazar, şöyle bir anekdotla devam etmekte;
Yanına gidip sessizce kucakladım karımı. Kollarımda ağladı. Birkaç dakika sonra da, çekip gitmediğim, onu yalnız bırakmadığım için teşekkür etti bana. Sadece, onu kucakladığımı hissetmeye ihtiyac duyduğunu söyledi. İşte o anda, aşkın, kayıtsız koşulsuz aşkın gerçek anlamını çözmeye başladım. Kendimi, her zaman sevgi dolu bir kişi olarak göregelmiştim. Ama karım haklıydı. İyigün dostu olmuştum hep. O, yani eşim, yoldaşım mutlu ve sevimli oldugu sürece bende onu sevmiştim. Ama mutsuz ve sıkıntılı olduğunda, kendimi suçlanmış hissediyor, tartışıyor ve ondan uzaklaşıyordum...
Sevgili kitapseverler, ne dersiniz devam edeyimmi?
Evet diyorsunuz değilmi?
Yok öyle kolaycılık. Bu kitapla ilgili özet-tanıtımı burada kesiyorum. Ve bu kitabı mutlaka almanızı, okumanızı istiyorum. Her sayfasında kendinizden birşeyler bulacaksınız. Eminim bundan.
Ve, kendi duygularınız, durumunuzu ifade eden tek birtane cümle ile karşılaşsanız bile, Mutluluk ve Sevgi yolunda cok büyük bir adım atmış olacaksınız.
Sevgi ve mutluluk yoldaşınız olsun
.