
KIVRIKOĞLU NEDEN HEDEF?
Ergenekon Soruşturması içerisine pek çok yeni ismi alarak genişliyor. Özellikle 10. dalgada geçmiş dönemde yüksek rütbelerde görev almış emekli askerlerin gözaltına alınmasının ardından benim de kapımı çalabilirler diyen çok önemli bir isim var: Emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu. 11. dalgası da gerçekleşen operasyonda Ergenekonun 1 numarası olduğu söylenen isme hala ulaşılamadı. Ancak bazı medya kuruluşları 1 numaranın eski bir genelkurmay başkanı olduğu konusunda birleşmiş görünüyor. Kıvrıkoğlunun ismi bu noktada önem kazanıyor.
Kıvrıkoğlunun Genelkurmay Başkanlığındaki icraatları bu açıklamalar ile beraber yeniden değerlendirilmeye başlandı. Bu dönemi değerlendiren önemli bir kaynak var. Kentuck Üniversitesinin ünlü Ortadoğu uzmanı Robert Olson Turkeys Relations with Iran, Syria, Israel and Russia, 1991-2000 isimli çalışmasının 138-143 sayfalarında Kıvrıkoğlunun Genelkurmay Başkanlığı döneminde yaşanan tartışmaları anlattı. Robert Olson, Çağdaş Ortadoğu Politikası, Osmanlı Tarihi, İslam Tarihi, Kürtlerin Etnik ve Siyasal Tarihi konusunda uzmanlığa sahip.
Robert Olson kitabında Kıvrıkoğlu ile Gülen cemaatinin Kıvrıkoğlunun görev süresi boyunca çatışma halinde olduğunu söylüyor. Olsona göre çatışmanın görünür hale gelmesi 1999 yılında telekulak skandalı ile başladı. Bu skandal ile ortaya çıkan Fethullah Gülene ait videoda Fethullah Gülen devleti ele geçirmekten söz ediyordu. Bunun için adım adım hareket etmek gerektiğini anlatıyordu. Olsonun iddiasına göre; Fethullah Gülen aleyhinde dava açılmasına neden olan bu kasetler basına ordu üzerinden sızmıştı.
Olson, Fethullah Gülenin ABDye gidişini de ordunun kendisine karşı dönmesine bağladı. Olsonun iddialarına göre ordunun Gülen karşıtı politikasını belirleyen isim ise Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu idi.
Olsona göre Kıvrıkoğlunun olay videolardan sonra yaptığı açıklamalar sayesinde Nuh Mete Yüksel, Gülen aleyhinde dava açma konusunda kendini güvende hissetmişti. Kıvrıkoğlunun 30 Ağustos 2000de yaptığı ordudan Fethullah Gülene yakın isimleri temizlediklerine dair açıklamalar, devletin diğer kademelerinden de temizlenmesini talep etmesi Yükselin dava sürecini hızlandırdı. Olson, Nuh Mete Yükselin açtığı davanın Kıvrıkoğlunun açıklamalarının bir gün sonrasına denk gelmesini buna örnek gösterdi.
Olson bunların dışında Kıvrıkoğlunun Gülen cemaati ile yaşadığı bir başka çatışmadan söz etti. Olsona göre; Ecevit hükümetinin hazırladığı irtica yanlısı memurların yargılanmadan memuriyetten atılmalarını sağlayan kararname Kıvrıkoğlunun talebi ile gerçekleşti. Olson bu konuyu şu cümleler ile yorumladı: Birçok kişi Kıvrıkoğlunun bu demecini (30 Ağustos 2000 demeci), sözkonusu meclis komisyonlarında böyle bir kanunu destekleyecek milletvekillerinin bulunması gerektiği ve bu milletvekillerinin bu komisyonlara getirilmesinin Ecevit hükümetinin görevi olduğu şeklinde yorumladılar.
Olsona göre iktidar partileri kendi tabanlarına rağmen Kıvrıkoğlunun talebini uyguladılar. Ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezere takıldılar. Sezer bu kararnameyi iki kez geri çevirdi ve Kıvrıkoğlunun cemaati devlet içerisinden kazıma talebi sonuçsuz kaldı.
Robert Olsonun kitabında anlattığı bu yarım kalmış hesaplaşma belki de bugün Kıvrıkoğlunun kapımı çalabilirler sözlerini açıklıyor.
Barış Terkoğlu
Odatv.com