----------------------------

Forumda gereksiz, yanlışlıkla açılmış veya kilitlenmiş başlıklar buraya taşınır.

----------------------------

İletigönderen Gençlik Cephesi » Çrş Haz 10, 2009 11:55

---------------------------
En son Gençlik Cephesi tarafından Prş Tem 22, 2010 12:26 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
Gençlik Cephesi
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Pzr Haz 01, 2008 23:14

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Haz 10, 2009 12:04

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ’NDE KÜÇÜK BİR GEZİNTİ

*Demokrat Parti, 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerde ’’Yeter Söz Milletin!’’ sloganıyla oyların yüzde 52,68’ini aldı, 487 milletvekilliğinden 408’ini kazanarak hükümet oldu.

*DP Hükümeti, 22 Mayıs 1950’de göreve başladı.

*Demokrat Parti, hükümet programında, kamu iktisadi kuruluşlarını özel girişime devredeceğini ilan etti. Çalışanların en temel demokratik haklarından olan grev hakkı hükümet programına alınmadı.

* ’’Her mahallede bir milyoner yaratma’’ sloganıyla devlet kaynakları, kamu yararı için değil, özel çıkarlar için kullanıldı.

*6 Haziran 1950'de DP Hükümeti, hükümete engel oluşturacağını düşündüğü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün üst komuta kademesi ile birlikte 15 General ve 150 Albayı emekliye sevk etti.

*16 Haziran 1950’de Arapça ezan yasağı kaldırıldı. 5 Temmuz 1950’de radyodan dini yayınlar başladı. İlkokullardaki isteğe bağlı din dersleri zorunlu oldu. Bir Said-i Nursi hayranı olan Adnan Menderes, Demokrat Parti milletvekillerine, ’’Siz isterseniz, hilafeti bile geri getirebilirsiniz’’ dedi.

*Mustafa Kemal Atatürk’ün Bağımsız Türkiye’sinin yerini ’’Küçük Amerika’’ olma hayali aldı. ’’Küçük Amerika’’ olma hayali her şeyin önüne geçti… 23 Şubat 1945 tarihinde (Atatürk sonrasında CHP döneninde) ABD ile kredi ve dış yardımlar yoluyla başlayan ilişkiler, DP iktidarı döneminde daha sıkı bir bağımlılığa dönüştü. ABD ile ulusal yararlarımıza aykırı, ülkemizin geleceğini ABD’ye daha da bağımlı hale getirecek olan pek çok gizli ve açık ikili anlaşmalar yapıldı. Amerikan üsleri topraklarımıza yerleştirilmeye başladı. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için, Haydar Tunçkanat’ın ’’İkili Anlaşmaların İçyüzü’’ kitabı çok önemli bir kaynaktır.)

*25 Haziran 1950’de ABD çıkarları için Mehmetçiğimizin Kore’ye savaşa gönderilmesine karar verildi. Ekim 1950’de sayısı 5000’i bulan Mehmetçiğimiz Kore’ye savaşa gönderildi. 1953 yılına kadar süren savaş sonunda 717 askerimiz yaşamını yitirdi… Binlerce askerimiz yaralandı, 167 askerimiz kayboldu… Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Foster Dulles, Kore’de savaşan Mehmetçiğimizin günlük masrafının 23 Sent olduğunu belirterek Mehmetçiğimizin maliyetini çok uygun buldu… Buna yanıt Nazım Hikmet’ten geldi. Nazım Hikmet, 23 Sentlik Asker başlıklı şiiriyle Dulles’a yanıt verdi.

*Mehmetçiğimizin, ABD çıkarları için Kore’ye savaşa gönderilmesine karşı çıkan Türk Barışseverler Cemiyeti Başkanı Behice Boran, 1951 yılında tutuklandı ve 15 ay hapse mahkûm edildi. Behice Boran, oğlu Dursun’u bu tutukluluğu sırasında tutukevinde dünyaya getirdi.

*25 Temmuz 1951’de Nazım Hikmet, ‘Demokrat’ Parti Hükümeti’nin Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı.

*1951 yılında halkevleri kapatıldı. Halkevleri, Kemalist cumhuriyetin yurttaşlık bilincini halka benimsetmek amacıyla 19 Şubat 1932’de Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde hayata geçirilmiş bir projeydi.

*18 Şubat 1952’de Türkiye NATO’ya girdi. Aynı yıl, ABD’nin en büyük tehdit kabul ettiği komünizme karşı gayri nizami savaş aracı olarak Seferberlik Tetkik Kurulu kuruldu. Amerikan derin devletinin ülkemizdeki askeri uzantısı olan bu yapılanma daha sonra Özel Harp Dairesi adını aldı… Tüm NATO ülkelerinde gladyo adıyla bilinen (SüperNATO) bu derin yapılanmaların sivil kolu olan Komünizmle Mücadele Derneği’nin ilk şubesi ise, 1954’te İzmir’de açıldı Ne ilginçtir ki, bu derneğin Erzurum’da ülkemizdeki ikinci şubesinin açılmasını sağlayan kişi Fethullah Gülen oldu.

*Aralık 1953’te çıkarılan yasayla CHP’nin mallarına hazine tarafından el kondu.

*27 Ocak 1954’te 6234 sayılı yasayla, Halkevleri benzeri bir başka Kemalist devrim projesi olan Köy Enstitüleri kapatıldı.

*ABD tarafından dayatılan tüm politikalar harfi harfine uygulandı. ABD’nin özendirmesiyle 1954’te ’’Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu’’ ve ’’Petrol Kanunu’’ çıkarıldı

*ABD’nin bölge ülkelerini Türkiye aracılığıyla denetim altında tutmasının bir aracı olarak ABD yönlendirmesiyle, Ağustos 1954’te Balkan, Şubat 1955’te Bağdat paktları oluşturuldu… Bağımsızlık savaşı yapan Tunus, Fas ve Cezayir’e karşı sömürgeci devletler desteklendi… Süveyş Kanalı’nı millileştiren Mısır’a karşı İngiltere’nin yanında yer alındı…

*1954 Seçimlerinde DP’ye oy vermeyen Kırşehir ili ilçe yapıldı. DP’ye oy veren Adıyaman, CHP’nin kalesi olarak bilinen Malatya’dan koparıldı il yapıldı.

*6-7 Eylül 1955’te Kıbrıs bunalımı sırasında İstanbul’da, hükümetin perde arkasından kışkırttığı gösteriler geç saatlerde azınlıklara karşı toplu bir saldırıya dönüştü. Bu olaylar sonunda iktidar sıkıyönetim ilan etti. Parti içinde ağır tartışmalar yaşandı. Menderes dışındaki bakanlar istifa ettirildi…

*Ekim 1958’de, Demokrat Parti tarafından toplumu cephelere bölen ’’Vatan Cephesi’’ kuruldu. Herkes ‘Vatan Cephesi’ne katılmaya zorlandı. Radyoda her gece Vatan Cephesi'ne katılanların isimleri okundu. Radyo, Demokrat Parti’nin borazanı haline getirildi. Vatan Cephesi’ne katılmayan iş bulamadı, işi olan işten çıkarıldı.

*Basın üzerinde çok yoğun baskılar uygulandı. Bu dönemde bir yandan, tarihimize ’’Besleme Basın’’adıyla geçen DP yandaşı basına akıl almaz destekler sağlanırken; diğer yandan, basın içinde Demokrat Parti’ye muhalefet eden herkes susturulmaya çalışıldı. Öyle ki, 83 yaşındaki Hüseyin Cahit Yalçın bile iktidarı eleştirdiği için hapse atıldı. Adalet Bakanı Esat Budakoğlu, TBMM'de muhalefetin, gazetecilere yönelik baskılara ilişkin olarak verdiği bir soru önergesi üzerine, 1954-1958 yılları arasında 238 gazetecinin iktidara karşı yazılar yazmak suçundan mahkûm olduğunu açıkladı

*1960 yılı DP Hükümetinin hem Meclis içindeki muhalefetle, hem de Meclis dışındaki toplumsal muhalefetle, gençlikle ve üniversitelerle ilişkilerinin kopma noktasına geldiği bir yıl oldu.

*18 Nisan 1960’da ‘’Tahkikat Komisyonu’’ kuruldu. 15 DP milletvekilinden oluşan komisyon hem suçlama hem de yargılama hakkına sahipti ve kararlarına itiraz edilemiyordu. Bu komisyon, uygun gördüğü toplantıları ve yayınları yasaklama hakkına sahipti. Tamamen iktidar mensuplarından oluşan bu komisyona sadece gazete ve dergileri değil, onları basan matbaaları da kapatma yetkisi verildi. Komisyon, kendisine verilen bu yetkiyle, matbaalar üzerinde, matbaa sahiplerinin muhalif olması muhtemel gazete ve dergilerle anlaşma yapıp onları basmasını engellemek için çok ağır baskılar uyguladı.

Menderes Hükümeti’nin 9 Mayıs’ta Meclis’teki çoğunluğunu kullanarak Meclis’e kabul ettirdiği ABD ile yaptığı ikili anlaşma, DP Hükümeti ile muhalefet arasındaki ilişkileri daha da gerdi. Menderes Hükümeti’nin Meclis’e kabul ettirdiği bu anlaşmanın hükümleri, Amerikan ordusunun doğrudan veya dolaylı bir saldırıyı bahane ederek topraklarımıza girmesine izin veriyordu. Meclis’te bu konuda çok sert tartışmalar yaşandı.

Tahkikat Komisyonu’nun ilk işi CHP aleyhine soruşturma açmak oldu. Bu durum karşısında ’’Bu yolda devam ederseniz sizi ben de kurtaramam'’ diyen İsmet İnönü’ye 12 oturum Meclis’ten men cezası verildi. CHP Meclis Grubu'nun duruma itiraz etmesiyle olaylar iyice büyüdü ve sonunda CHP milletvekilleri polis zoruyla Meclis’ten çıkartıldı. CHP genel başkanı İsmet İnönü’ye karşı Demokrat Partililer tarafından fiili saldırılarda bulunuldu.

Bu arada, *Meclis dışında yükselen toplumsal muhalefete karşı da oldukça sert tavırlar alınmaya başlandı. Üniversitelerde hükümete karşı düzenlenen protestolar polis gücüyle, zor kullanılarak bastırılmaya çalışıldı. 28 Nisan 1960 tarihinde İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen protesto gösterisine polisin açtığı ateş sonunda üniversite öğrencisi Turan Emeksiz yaşamını yitirdi. Demokrat Parti Hükümeti’nin Hukuk ve demokrasi dışı uygulamalarına karşı çıkan, Hukuk'un üstünlüğünü savunan Yargıtay Başkanı Bedri Köker, Yargıtay Başsavcısı Rıfat Alabay, Yargıtay 2. Başkanlarından Haydar Yücekök, Yargıtay Üyeleri Melahat Ruacan, Kamil Çoşkunoğlu, Faik Uras ve İlhan Dizdaroğlu 'görülen lüzum üzerine' 1 günde emekli edildi.

İşte 27 Mayıs 1960’a bütün bu uygulamaların sonunda gelindi. 1950-1960 arasındaki dönemde yukarıdaki bu uygulamaları tarihimize miras bırakan Demokrat Parti Hükümeti, 27 Mayıs 1960 tarihinde geniş halk kitleleri ve ordu içindeki subaylar tarafından devrildi…

MENDERES HANGİ SUÇLARDAN YARGILANDI VE SUÇLU BULUNDU?

1-Örtülü Ödenek paralarını zimmetine geçirmek suçuyla yargılandı. Mahkeme 10 yıllık Örtülü Ödenek kayıtlarını istedi. Menderes bu dava sonucunda 4 877 780 lirayı zimmetine geçirmekten suçlu bulundu ve paranın tahsili için Aydın’daki arazilerine el kondu.
2-6-7 Eylül Olayları’nı önceden bildiği halde müdahale etmemek.
3-Vatan Cephesi kurarak toplumu kamplara bölmek.
4-Vinileks firmasına usulsüz kredi verilmesini sağlamak.
5-İstanbul’da pek çok vatandaşın evini ve arazisini parasını hiç ödemeden ya da geç ödeyerek istimlâk etmek.
6-Kanuna aykırı olarak üniversite basmak ve halka ateş açtırmak.
7-Bazı muhalefet liderlerinin ve milletvekillerinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamak.
8-Devlet radyosunu siyasi çıkarları için kullanmak.
9-Döviz Yasası’nı ihlal etmek.
10-Halkı Demokrat İzmir gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik etmek.
11-Kırşehir ilinin haksız yere ilçe yapılması. CHP’nin mallarına haksız yere el konması.
12-Anayasa’nın ve yargı bağımsızlığının ihlali. Tahkikat Komisyonu kurup olağanüstü yetkilerle donatılması.
13-Doktorunu sanatçı Ayhan Aydan’dan doğan gayri meşru çocuğunu öldürmeye azmettirmek.

Davalar 13 oturum sürdü ve 2 Şubat 1961 de karara bağlandı. Menderes 13 ayrı davadan yargılandı ve Bebek Davası dışındaki tüm davalardan suçlu bulundu…
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

İletigönderen MansurSah » Çrş Haz 10, 2009 21:30

firat200, bu değerli paylaşımın için de hususi teşekkürler; okumaya yetişemiyoruz :) Çıktısını dosyalayıp kütüphaneme koyuyorum.

İrfan Tuna, çok hoş bir özet olmuş. AKP ve Tayyip kime çekmiş belli oluyor.
Yalnızca RTE değil, Özal'dan Çiller'e, Demirel'den Mesut'a, sağcı kim varsa hepsi Menderes'in devamı, öğrencisi olduğunu her fırsatta üstüne basa basa dile getirir. Hatta sol grupların Deniz'i paylaşamaması gibi, sağcılar da Menderes'i paylaşamaz ve her biri, Menderes'in esas mirasının kendisi olduğunu söyler.

TürkSolu'nun bir sayısı ve sunumunda, Menderes'le Tayyip arasındaki benzerlikler çarpıcı şekilde ortaya konmuş ve "Ne diyelim, sonu benzemesin" denmişti :)
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP


Şu dizine dön: Güncel Meydan Çöp Tenekesi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x