Haçlı Ordusu IŞİD / Zahide UÇAR

Haçlı Ordusu IŞİD / Zahide UÇAR

İletigönderen Balasagun » Sal Ağu 26, 2014 15:21

Haçlı Ordusu IŞİD

Resim
BOP bir Haçlı projesidir. Bush bu durumu Irak savaşı öncesinde açıkça söylemişti. Irak savaşı sonrasında artık kendi evlatlarını ölüme yollamayacaklarını, taşeron kullanacaklarını söylediler. İşte o taşeronun adı AKP ve başındaki zattır. AKP ve IŞİD bir haçlı ordusudur.

Erdoğan İspanya’da yaptığı konuşmasında Haçlı Ordusunu nasıl aklamıştı hatırlayalım:

“Tarih boyunca Doğu ile batıyı, Müslümanlar ile Hristiyanları ayrıştıran en büyük çatışmanın haçlı seferleri olduğu iddia edildi. Haçlı Seferleri aynı zamanda tüm bu tarafların birbirini tanıdığı, birbiri ile iletişime geçtiği, birbiriyle ittifaklar kurduğu, en önemlisi de çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alış verişte bulunduğu dönemlerdir.” demişti değil mi?

1096 yılında başlayan Haçlı Savaşları 1270 yılında bitmiştir. Haçlı Savaşlarının siyasi nedeni Türkleri Anadolu, Suriye, Filistin ve Akdeniz’den uzaklaştırmaktır. Ekonomik nedenleri ise; Avrupa’nın fakir, İslam coğrafyasının zenginliğidir.

Haçlı Savaşlarını öven bir zata Müslüman diyenler utanmadı, sorgulamadı. IŞİD ile de Müslüman coğrafyanın insan kaynakları yok ediliyor. Ekonomisi çökertiliyor. Maddi kaynaklarına el konuyor. Dünyanın gözleri önünde namusu, şerefi beş paralık ediliyor.


IŞİD Suriye ve Irak Türkmenlerine soykırım uyguluyor.

IŞİD Tayyibistan ordusudur. Bütün deliller, yazılanlar, çizilenler bu iddiamı doğruluyor. IŞİD Türkiye topraklarında rahatça militan topluyor. Türk Türk’e kırdırılıyor. Kafa kesiliyor. İnsan eti yeniyor. Emzikli bebeler öldürülüyor. Kadınlar köle olarak satılıyor, tecavüz ediliyor. Kadınlar “öldürün bizi, burayı bombalayın” diye yalvarıyor.

“Tarih tekerrür ediyor ve Kuran’ın indirilişinden 1400 yıl sonra yöre halkı kız çocuklarını tekrar öldürmek istiyor; ama bu kez neden farklı:

Dinci IŞİD!..

O tarihlerde tefeci sermayesi nedeniyle kızlarının ölümünü istiyordu yöre halkı, bugün uluslararası sermayenin/emperyalizmin ürettiği İslam(!) nedeniyle…

İşte dindar ile dincinin farkı bu örnekte de alabildiğine ortaya çıkıyor. (Yılmaz Yunak)”


IŞİD Suriye’de yaratıldı. IŞİD’i İngiltere, Amerika, İsrail’in kurduğu itiraf edildi. Mossad, İngiliz ajanlarının sakal bırakıp IŞİD’in içinde yer aldığı ortaya çıktı. IŞİD’in büyüyüp güç kazanmasını ise “Erdoğan- Devitoff-Ala-Fidan” dörtlüsü sağladı. Gazeteport’un haberine göre;

(Irak Türkmen Cephesi milislerinden olduğunu iddia eden Nihat Yalnız adlı bir kişi, IŞİD çetelerinin içinden üç MİT ajanını tutukladıklarını duyurdu.

Amerli cephesinde savaştığını söyleyen Yalnız; 23 Ağustos’ta IŞİD teröristlerinin arasında M.Y. adlı MİT üyesini tutukladıklarını yazdı.

M.Y’nin 33 yaşında olduğunu ve uzun boylu olduğunu da belirten Nihat Yalnız Davutoğlu’na şunları söylemiş:

“IŞİD’li teröristlerle birlikte Türkmenlere kurşun sıkan yakaladığımız M.Y. adlı MİT ajanı başınıza bela olacak.”)


Bu iddianın anlamı; Türk soykırımı AKP’nin besleyip büyüttüğü sapkın katil sürüsü IŞİD’ne yaptırılıyor.

IŞİD’in beş görevi vardı;

1-Müslüman coğrafyada etnik-mezhep temizliği yapmak, 2-Müslümanlardan bütün dünyanın iğrenmesini, nefret etmesini sağlamak, 3-Petrol alanlarına efendileri adına el koymak, 4- Müslüman coğrafyada yapılan katliam ve tecavüzlerle aşağılanan, onuru çiğnenen insanların yeniden milletleşip ayağa kalkmasını önlemek, 5- PKK’ya alan açıp masumlaştırmak.

AKP’nin beslediği katiller 2013 yılı sonuna kadar 37 bin Suriyeli kadına tecavüz etti. (Suriye Kadın Hareketi üyesi BiankaMadia)

Ülkemizde “başörtüsü” için bir ülkeyi feda eden kadınlar, IŞİD ve ÖSO militanlarının kadınlara yaptığını görmemezliğe geldi. Şimdi bunlar Müslüman mı? Müslüman olmak için önce “insan” olmak lazım değil mi? Ya şu başını örttüğünde “artık kirlenmeyeceğim” diyen bayan vekil?.. Partileri bu tecavüzcülerin başını tutarken, ÖSO ve IŞİD’in pezevengi durumuna düşmüşken mi kirlenmeyecek? Binlerce kadının namusunun vebali boyunlarında kelepçedir. Emzikli bebelerin kanı ellerindedir.

İnsan etiyle beslenip, insan kanı içerek koltuklarında oturuyorlar.


IŞİD Türkiye’de nasıl örgütleniyor?

“Cihad(!)” için sırasını bekleyen Antepli bir gencin ağzından IŞİD gerçeği;

IŞİD’in Türkiye örgütlenmesi, farklı illerde benzer dinamiklere sahip: Gerici ideoloji ve tarikatların etkisi, yoksulluk ve geleceksizlik, uyuşturucu, Alevi düşmanlığı, daha iyi bir yaşam olanağı...(haber.sol.org.tr)

“IŞİD Ankara’dan nasıl militan devşiriyor?”

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyas ... beri-95787

“Ankara’da Hacı Bayram Veli Camii üs olarak kullanılıyor

Hacıbayram’ın radikal savaşçılar için yolgeçen hanına dönüşmesi bir anda olmadı. Mahalleli, özellikle Suriye savaşı öncesinde yaşanan iki olayın tetiklediği, yavaş bir dönüşümden bahsediyor.

İlki, tarihi Hacı Bayram Veli Camii’yle Ankara’nın turistik gezinti yerlerinden biri olan mahallenin kentsel dönüşüm kapsamına alınması. Hükümet, yoksulluk afetini çekici kent merkezinden kazıyıp evleri ve mahallenin tek ilkokulunu yıkmak üzere buldozerleri getirdi.

Çoğu mahalleli işini kaybetti ve çocuklarını kilometrelerce ötedeki okullara göndermek yerine evde yanlarında tutmayı tercih etti. Terk edilmiş ve kısmen yıkılmış binalar, evsizler ve göçmenler için çekim merkezi ve bir radikal imam için örgütlenme havzası haline geldi.

Birçok Hacıbayram sakini, mahalle merkezine devletin yeni yaptırdığı camiden farklı olarak Diyanet’le kurumsal ilişkisi olmayan bir yeraltı camiinde vaaz veren imamdan bahsetti..”


Bu durum Türkiye içinde IŞİD’in cirit attığını gösteriyor. Bu da demektir ki,

IŞİD-PKK kıskacına alınan Türk halkı büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.


İngiltere-ABD ortaklığındaki çıkar çatışması, İngiltere’nin Ortadoğu’da ki tartışmasız istihbarat üstünlüğü ABD’yi harekete geçirdi. IŞİD üzerinden İngiltere’ye ders vermek isteyen ABD, IŞİD üzerinden PKK’yı silahlandırmayı meşrulaştırıyor. Bu arada üzerinde Kürdistan ve Ermenistan olan Türkiye haritaları da yeniden servis ediliyor.

İŞİD Haçlı Ordusu görevini yerine getirdi. İtilaf Devletleri PKK’yı silahlandırmak için bir bahane buldu.

Şu anda PKK’nın uçak hariç her türlü silahı var. AKP Güneyduğu’yu PKK’ya teslim etti. Bir tek resmen ilan edilmesi kaldı. PKK’lı teröristlerin İstanbul’da polise uzun namlulu silahlar ile ateş ettiği, polisin ise sadece su sıkarak karşılık vermesine izin verildiğini bir polisten öğrendik.

Erdoğan 12 yıldır etnik ve mezhep kışkırtıcılığı yaparak milleti kutuplaştırmış, kin ve nefret tohumları ekmiştir. Etnik ve mezhep bölücülüğü Türk Milletinin milletleşme sürecini durdurmak ve gerileterek bozmak için planlanmıştır. Yugoslavya ders çıkarılması gereken bir örnektir.

Erdoğan ve şürekasının bölücü söylemleri, Atatürk düşmanlığı, ektikleri fitne tohumları nedeniyle yeşeren kin ve nefret söylemine bir örnek vereyim:

( İHSD ) İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

http://inancozgurlugu.com/

(Kemalizm’i temsil eden statüko partilerinin adayı % 38 oy alırken, statükodan muzdarip ve bu güne kadar Kemalist rejimin zulmüne uğramış, Müslümanların, Sosyalistlerin, Komünistlerin, Kürt Halkının iki adayı % 62 oy almıştır. Bu şu anlama gelmektedir, bu halkın % 62’si Türkiye’de baskıcı katliamcı, insanlarımıza nefes aldırmayan Kemalist bir rejim istemiyor, cumhuriyet, demokrasi yutturmacaları arasında Atatürkçülük dayatmasını istemiyor.

Bu seçim sonucu ile halkımızın nezdinde şaibeli bir duruma gelen baskıcı, dayatmacı katliamcı Kemalizm rejimi için de derhal referanduma gidilerek, halkın fikri sorulmalıdır. Halkın büyük bir çoğunluğu Kemalist rejimi istemediğini ve daha insancıl bir düşüncenin ortaya çıkacağına inanıyoruz.

Referandumda bu yolda bir sonuç çıktıktan sonra Kemalizm hızla tasfiye edilmeli, Anayasamızdan, devletten, okul kitaplarından kaldırılmalı, heykel ve resimleri sökülüp atılmalıdır. Rusya’da nasıl halk komünizmi istemediği için Lenin heykelleri sökülüp atıldıysa!, aynı olay Türkiye içinde geçerli olmalıdır.

Kaldı ki Kemalizm’in adayına oy veren % 38 azınlığın içinde cahil bırakılmış birçok insan olduğuna inanıyoruz. Onlar aydınlatılıp, putçu anlayışın şirk olduğunu ve Müslümanım diyen bir kişinin putu sevmesinin çıkmamak üzere cehennem azabına girmesine sebep olacağı anlatıldığı takdirde inanıyoruz ki statüko partileri bu Müslüman halktan % 10-15 oranında dahi oy alamayacaklardır!

Eğer bu ülkede iddia edildiği gibi gerçekten Cumhuriyet varsa, cumhur % 38 azınlığın istekleri doğrultusunda Cumhurun çoğunluğunun istemediği Kemalist rejimle yönetilemez.)

Bu bildiri buram buram yabancı istihbarat öğretisi kokuyor.

Alanya’da Süleymancıların yaz kursuna Kur’an öğrenmek için giden arkadaşımın oğlunun anlattıkları ürkütücüydü. İmam kılıklı soytarının;

Atatürk’e Yahudi dediğini, bununla kalmayıp annesini kullandığını söylediğini anlattı. “Ben bilinçliyim ama oraya gelenler zaten Süleymancı ailelerin çocukları, inanıyorlar” dedi.

Hiçbir vicdan sahibi insan bu kadar korkunç bir iddiada bulunamaz. Müslüman olan böyle alçak bir iftirayı yapamaz. Bu sözler yabancı istihbaratların yerli işbirlikçiler eli ile bu topraklardan Atatürk adını kazımak için nasıl çalıştıklarının açık bir delilidir. Çünkü bu yöntem yabancı istihbaratların çalışma yöntemidir.

Böyle bir Türkiye manzarasında AKP son darbeyi vurmak için bir atağa daha geçti. Jandarma Genel Komutanlığı’nı lağvetme projesini hayata geçirmek istiyor. Jandarma NATO’ya bağlı değildir. O nedenle ABD Jandarmayı istemiyor.

Yeniçağ gazetesi Jandarma Dergisi’nin Haziran 2014 tarihli sayısında, yayımlanan “Jandarmanın Güvenliğin Sağlanmasında Geçmişten Günümüze Rolü” başlıklı makaleyi gündeme getirdi. Konuyu ele alan Tuğgeneral Güray Alpar, “Göktürk Devleti’nden Çanakkale savaşlarına uzanan süreci göz önünde bulundurursak güvenlik açısından jandarmadan vazgeçilmez” dedi.

“Jandarma birlikleri özellikle 1984 yılından itibaren artan terör tehlikesi nedeniyle terör örgütlerine karşı mücadelede önemli unsurlardan biri olmuştur. Jandarma, Türk İstiklal Harbi sonrasında ülke çapında ayaklanmaların bastırılmasında önemli görevler üstlenmiştir. Savaştan sonra jandarma düzene sokularak asker kaçakları ve eşkıyayla mücadelenin yanında ayaklanmaları bastırmakla görevlendirilmiştir. Bu görevin en iyi şekilde yerine getirilmesi maksadıyla jandarmanın güçlendirilmesi de bu dönemde zaman zaman gündeme gelmiştir.”

Bütün bu yaşananların tek bir anlamı var: Türk milleti ateş çemberine alınarak Anadolu’da boğulmak isteniyor. Üstelik bütün savunma silahları elinden alınarak boğulmak isteniyor. Tıpkı Bosna’da Boşnakların boğulduğu gibi…

Arap-Ermeni-Yezidi gibi unsurların Türkiye’ye alınıp sadece Türkmenlere yasak getirilmesinin altında yatan gerçek budur.

Türk milleti olanları biran önce anlamak zorundadır. Anlamazsa tavuk boğazlanır gibi boğazlanacağımız günler uzak değildir.

Bu tabloya göre Türk Milletini kan ve gözyaşı bekliyor demektir.

ABD’nin bugüne kadar devirmek için çabaladığı Esad’la IŞİD’e karşı işbirliğine başladığı iddia ediliyor. Independent’in haberine göre ABD yönetimi inkar etse de, Alman istihbaratı aracılığıyla, IŞİD liderlerinin konumlarını Suriye yönetimine iletiyor.

Emevi camiinde namaz kılacağını söyleyen uzun adam, ne oldu? Puşt gibi ortada bırakıldın mı? Bırakıldın.

Çünkü asıl amaç Türkiye’yi yalnızlaştırıp teslim almaktı.

O nedenle yazılarımızda hep şunu söyledik:

“Asıl hedef Türkiye” dedik.

Gene tekrarlıyoruz.

Asıl hedef Türkiye’dir!!

Büyük İsrail devleti, Nil’den Fırat’a… Ve Büyük Ermenistan…

İHANETİN ADI: A-K-P

Unutma, unutturma, seyretme, diren!!.


Zahide UÇAR, 26 Ağustos 2014
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x