2013-2015 Zor Yıllar(V): “Ya Herro, Ya Merro!”

Dr. Noyan UMRUK


Gelin, bu gün , siyasi iktidarın, medyanın temcit pilavı gibi sabahtan akşama değin önümüze koyduğu bölünme anayasası sürecini ve bu süreçteki kamuoyu tavrını netleştirelim.


Süreç, iki ana damarda özetlenebilir:



Birincisi,



*Anayasanın Cumhriyetin niteliklerini belirliyen ilk üç maddesini, bunların değiştirilemeyeceğini emreden 4ncü maddesini, *“Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” şeklinde tanımlayan 66’ncı maddesini,



*”Her türlü” denilerek “Ayaklar altına alınmakta” beis görülmeyen “Atatürk Milliyetçiliği” temel ilkesini,

PKK ile kısmen varılmış ve daha da geliştirilecek uzlaşıya göre envai çeşit kelime oyunlarına başvurup, bir punduna getirerek değiştirmek,



İkinci damar ise,



Bunları verip, PKK desteği ile “Alla Turca” başkanlık sistemine geçmek, Yürütme,Yasama ve Yargı başta olmak üzere tüm erk ve kurumları “seniye-i iradesine” bağlayıp, kuvvetler ayrılığına son vererek Neo-Padişahlığını ilan etmek



Neo-padişah,



*Gönlünce kanun gücünde kararnameler çıkararak,



*Meclisi doğrudan fesih yetkisi ile donanarak,



*Vezirlerini, bakanlarını kendisi seçerek,

yürütme ve yasama erkini tamamen avucuna alacak.



Ama, yetmiyor… Bir de yargı var.



*Hazret tutturdu, tüm yüksek mahkemeleri bir çatı altında birleştirip, Anayasa mahkemesi üyelerinin 8’ini ben seçeceğim, 7’ini de meclis diye..



*YHSK’nun üyelerini ise 7’ini kendi, 7’ini Meclis nitelikli de değil salt çoğunlukla yani 276 oy ile, 6’ını yargıç ve savcıların seçmesini istiyor. *Adalet Bakanı ve müsteşarı da zaten kurulun tabii üyeleri. Eh, Adalet Bakanı ve müsteşarı da zaten cepte keklik. Böylece yargının emir kulluğu da perçinlenmiş olacak.



Manzara-i Umumiye: Kör, kör parmağım gözüne mi?



Değil. Bakın, bu alanda en taze kamuoyu araştırmaları ne diyor?



*Son Konsensus anketi, bunca medyatik bombardımana rağmen halkın gözünün pek de kör olmadığını gösteriyor:



Sonuçları henüz açıklanan Konsensus anketi kamuoyu’nun gözünün pek de kör olmadığını vurguluyor:



*Her 3 kişiden 2’si başkanlık sistemini istemiyor ve yeni Anayasa’da Cumhuriyet’in nitelikleriyle ilgili tanımda Atatürk milliyetçiliğinin yer alması 58.6 oranında onay alıyor.


Devletin Öcalanla görüşmesine deneklerin %58.5 u, BDPnin görüşmesine ise %77.2’i karşı. Öcalan’ın özgürlüğünün terör sorununu çözmeyeceğine inananların oranı % 89.9. Ayrıca, her 3 kişiden 2’si başkanlık sistemine karşı. Atatürk milliyetçiliği 58.6 oranında onay alıyor.







*Kadir Has Üniversitesi’nin üç yıldır yinelenen, karşılaştırma imkanı veren ‘Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması” da benzer ve çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Örneğin;“Anayasa Reformu gereklidir” diyenlerin oranı 2010’da%74 iken, şimdilerde % 50. Yargıya güvensizlik %80’e tırmanmış. Halkın % 19’u Kürt politikasını başarılı,% 50’si başarısız buluyor.



*”Şubat sonunda 46 ilde 9272 kişi ile yüzyüze görüşme yöntemi ile yapılan ve “AKP’ye Soğuk Duş” başlığı ile yayımlanan Gezici Arş. Şt. anketine göre ise AKP’nin oy oranı %38-43 aralığına düşmüş durumda. Yüzde 91.4’lük kesim teröristbaşının ev hapsine, yüzde 64.8 başkanlık sistemine karşı, bu oranın %26.7 i AKP seçmeni.





Peki bu bölünme anayasasını canhıraş isteyenler kimler? Hep birlikte sayalım:



*BOP’un mimarları, ceoları, eşbaşkan ve işbirlikçileri,



*Başta PKK ve BDP olmak üzere etnik siyasetten nemalananlar,



*Başta Pensilvanya sığınmacısı ve müritleri olmak üzere fikri hür, vicdanı hür yurttaşlardan oluşan ulus devlet yerine kullardan oluşan ümmet devletini getirmek isteyenler,



*Besleme liberaller, şaşkın “evet ama yetmezciler”



*Ve nihayet bütün bu karambolden yararlanarak malı götüren yeşil ve pempe sermaye



Bu arada, “Barışa da hazırız, savaşa da” pankartı altında, yüzlerini poşuyla kapatarak dağdan inen ve “AKP’i yendik, masaya oturttuk” açıklamasını yapan PKK’lıların gölgesinde yapılan Türk bayrağının yerini, Apo posterlerine terkettiği çelişkilerle dolu tarihi(!) Nevruz açıklamasının daha çok orta vadeli projeksiyonları içeren satır aralarına bir göz atalım:



*”Mısak-ı Milli sınırları Kürtleri parçalamıştır…”sözcükleri, Anadolunun güneydoğusu, Suriye ve Irak’ın kuzeyi ve de günü gelende İrandan koparılacak münasip bölge ile ABD denetimindeki “Büyük Kürdistanı”işaretliyor. Zaten, ülkeyi terkedecek PKK’lıların gideceği yer de herhalde 832 km.lik güney sınırımız,yani Kuzey Suriye. Terörün yeni siklet merkezi orası…Böylece, PKK, güneyimizi tamamen kuşatmış oluyor.



*Ulus devletin sonunun geldiği, Ortadoğu Konfederasyonu vurgulamaları Hariciye Nazırı’nın “Yeni Osmanlı” tezlerini çağrıştırıyor. Bir başlasak, sonrası Allah kerim, patrona kim daha çok yaranırsa, Konfederasyon’un ağabeyi o olur…



*AKP-PKK koalisyonuna ters düşen tek söylem ise, bir alay islamcı vurgulamalarına rağmen, “Batı’nın aydınlanmacı geleneğine sahip çıkması…” Nasıl olacaksa?



“Osmanlı’da Oyun Çok”…



Eşbaşkan işte bu ortamda referanduma gidecek. O nedenle, 18 Mart gibi anlamlı bir günde, PKK’nın meclisteki unsurları ile teröristbaşının muhabbeti sürerken, Silivrideki tutsaklar müebbet sağanağı ile “rehine”konumuna getirildiler.

Akıl hocaları Osman Can "yapılacak anayasada bu davaların tamamı bir geçici madde ile ortadan kaldırılsın ve böylece bir af ortaya çıkıversin" dememiş mi idi? Halkın önüne şu “ahlaksız teklif” konulabilir: Referandumda evet derseniz, ben başkan olur, ülkeyi küresel talimatlar doğrultusunda yavaş yavaş bölerek yönetirim; içerdeki yurtseverleriniz de dışarı çıkar. Aksi takdirde, yurtseverleriniz tutsaklıklarına berdevam…

İyi de, referandumda hayır denilirse oralarda kalınabilir mi? O ayrı konu… Hazırlıklı olmak lazım… Taraflar için ya herro, ya merro noktasına geliniyor.



AYDINLIK G; 24.03.2013