Koruyamasak bu Cumhuriyet’i Gök Girsin Kızıl Çıksın !

Koruyamasak bu Cumhuriyet’i Gök Girsin Kızıl Çıksın !

İletigönderen Alp Ergenekon » Prş Eki 28, 2010 14:39

Koruyamasak bu Cumhuriyet’i Gök Girsin Kızıl Çıksın !


Hiç olmadığı kadar öfke doluyum !

İnciniyor, engelleniyor ve baskı altında tutuluyoruz.

Hem de ilan edildiği tarihin 87. Yıldönümünü kutlamaya çalıştığımız Cumhuriyetimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar.

Nasıl mı ?!

Özelleştirme adı altında çok uluslu şirketlere, dolayısı ile emperyal efendilere peşkeş çekilen cumhuriyet kazanımlarımızı geçtim. Hatta onları unuttuk bile.

Vatikan projeleri olan ruhban okulunun açılması ve ekümenik olma safsatasını da geçtim.

Bu tarz onlarca yaşanmış iğrenç durum sıralayabilirim. Ama konumuz bu değil.

Fakat !!!
Dün akşam bir kanalda tesadüfen Önce Vatan isimli bir diziye takıldı gözüm.

Bir Mehmetçiğin hain bir saldırı sırasında kaybettiği bacağı ve sonrasında yaşananları işliyordu !

Eşim bir köşede ben bir köşede kollarımızı birbirine kenetleyip sessiz çığlıklar içinde izledik diziyi !

Diziyi izlemekle eş zamanlı olarak bir çok yaşanmış olay geçti gözümün önünden !

Peygamber ocağında şehadet şerbetini içen kahramanlar üzerinden politika yapan densizleri hatırladım !
Mehmetçiği dünya kamuoyunda küçük düşürmek amacıyla Irak’ta o iğrenç tuzağa çanak tutan ya da karşılık verememe aczini gösteren aşağılıkları hatırladım!
İkballeri önünde engel görüp leşe saldıran akbaba sürüsü gibi TSK’ya saldıranları hatırladım !
ETÖ adı ile tertiplenen dava kapsamında psikolojik baskı altında linç edilmeye çalışılan ancak bir türlü suçları ispatlanamayan kahraman komutanları hatırladım !
Çocukları askerlik yaşını geçtiği halde askerlikleri yapmayan bakan çocukları ya da yakınlarını hatırladım !

Bir tarafta bu tarz bir tablo !

Aynı tarafta nedenini anlayamadığımız(!) bir de salya sümük ağlayanlar grubu var !

Camide vaaz verirken ağlayan…
Durup dururken kamuoyu önünde ağlayan…
Yine kamuoyu önünde birşeyleri yarım yamalak okurken ağlayan…

Diğer tarafta da kolunu, kanadını, bacağını hatta canını verme pahasına da olsa Cumhuriyetini, devletini koruyan ve bunca rezalete karşın bu koruma azmini hiç kaybetmeyen mehmetçik !

Diziyi izleme ile eş zamanlı zihnimden geçen bu tablo karşısında duyduğum öfke ile adeta devleştim !

Yerimi aldığım doğru TARAF içinde, verdiği mücadeleye devam etme iradem, daha güçlendi.
Çevremi genişletme ve paylaşım amacıyla daha çok okuma ve daha çok bilinçlenme isteğim arttı.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde tedavi gören bu kahraman insanları ziyaret edip yalnız olmadıklarını gösterme isteğim oluştu.

Ve en önemlisi atalarım gibi bir söz verdim. Onlar, inandıkları bir uğurda başarısız olmaları halinde “gök rengindeki temiz-pak kılıcım, gövdeme girsin, kızıl kanla çıksın” anlamına gelen Gök Girsin Kızıl Çıksın şeklinde yemin ediyorlardı.

Şimdi yemin sırası bizde :
Bir nefer olarak Cumhuriyet’imizi korumak uğrunda üstümüze düşeni yapamaz isek, hatta üstümüze düşeni geçtim. Her ne pahasına olursa olsun bu cumhuriyeti koruyamasak GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN !
Bu memleket, dünyanın beklemediği bir müstesna mevcudiyetin tecellisine sahne oldu. Bu sahne, 7 bin senelik bir Türk Beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
Alp Ergenekon
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 41
Kayıt: Cmt May 02, 2009 14:42
Konum: Ankara

Şu dizine dön: Alp Ergenekon

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x