Kriz Grubu'nun AKP ve BDPKK'ya Öğütleri!

Kriz Grubu'nun AKP ve BDPKK'ya Öğütleri!

İletigönderen Erkan Güçiz » Çrş Eki 09, 2013 2:39

7 Ekim 2013 tarihli Avrupa raporunda Türkiye için kullanılan üslup oldukça İlginç.. Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group) 227 numaralı raporunda ‘Türklerin, Kürt reformlarından korkmamasını’ tavsiye ediyor!
Uluslararası Kriz Grubu’nun şiarı: Working to prevent conflict worldwide = Dünya çapında çatışmaları önlemek için çalışma yapmak…
Ve bugüne kadar attıkları her adım çatışmaları körüklemek ve çatışma çıkarmak! İşte o ilginç rapordan bazı bölümler:

*-*-*
7 Ekim 2013
Avrupa Raporu No: 227


2012 sonlarından beri devam eden Türk hükümeti ile PKK arasındaki görüşmeler durma noktasında. 23 Mart’ta ilan edilen ateşkes her iki tarafın da lâf ebeliği ile puan toplama gayretleri yüzünden sallantıda. PKK, bazı şeylerden fedakârlık ederek, barış için, Ankara’yı ikna konusunda daha fazla gayret göstermeli; hükümetin de Türkiye Kürt’lerinin yıllardır beklentide olan demokratik şikâyetlerine tümüyle çözüm getirme sorumluluğu var. Hükümet, bu konuda çekingen davranışına neden olarak, milliyetçi bir tepkiden korkusunu gösteriyor. Oysa barış süreci, sokaktaki Türk vatandaşının demokratikleşmeye doğru atılan adımları kabullenmeye ne kadar istekli olduğunu gösterdi.

İki yıllık bir dönemde yerel, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine doğru giden Türkiye’de, 30 yıl süren çatışmanın yeniden alevlenmesi, iktidar partisi için büyük bir risk teşkil eder.

Hükümetin ülkenin dört bir yanına gönderdiği Akil İnsanlar, raporlarında, halkla diyalog yoluyla görüşlerin değiştiğini ve uzlaşmaya hazır olunduğunu belirttiler. Ülkenin her yanında Mayıs’ta başlayan hükümet karşıtı protestolar çoğunlukla Kürt sorunlarına duyarsız olan ülkenin batı yörelerinde bile Kürtlerle bir dayanışmanın var olduğunu ortaya çıkardı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olumlu bir adım atarak, nüfusun yüzde 12-15’ini oluşturan Kürtlerin temel isteklerinden olan ana dilde, üniversite seviyesi dâhil, eğitimi ve kamu hizmetlerini vaat etmekten kaçınarak, özel okullarda Türkiye’nin Kürt’lerinin ana dillerinde eğitim alabileceklerinin planlandığını söyledi. Erdoğan hükümeti, etnik ayrımcılığın en ufak izlerini bile kaldıracak şekilde anayasayı değiştirme konusunda başarısız oldu. Uzun zamandır eleştirilen ve bir değişiklik yapılmayan ‘Terörle Mücadele Yasası’ndan dolayı, şiddet içermeyen hareketlerden dolayı suçlanan ve bazıları dört yılı bulan cezalarla, binlerce Kürt eylemci tutuklu.
Yetkililer ve konu hakkında fikir beyan edenler bu eksikliği birkaç sebeple açıklıyorlar. Bunların arasında PKK’nın silahlarını bırakıp Türkiye’yi tamamen terk etmemesi, ülke içinde bununla ilgisi olmayan protesto hareketleri ve Türkiye’nin Ortadoğu sınırlarındaki olaylar varsa da hepsinden daha ağırlıklı olan, oy kullanan Türklerin köklü Kürt reformlarına kalkışan hükümeti cezalandıracakları düşüncesi.

Bazı Türkler son görüşmelerin PKK’yı cesaretlendirdiği ve verilen ödünlerin ayrı bir Kürt devletine giden yolu açacağı konusunda köklü bir korku besliyor. Bazıları da ülkenin Türk kimliğini kaybedeceği endişesinde. Ayaklanmaya kalkışanlara ödün verilmesi halkın zoruna gidiyor: Onlarca yıldır, PKK militanları resmen terörist ve vatan haini olarak adlandırıldı ve aslında da terörist olarak davrandılar ancak Türk halkına, hiçbir zaman bu çatışmada ölenlerin, maddi zararların ve hakların ihlâlinin çoğunun Kürt tarafında olduğu anlatılmadı.

Buna rağmen Kürt halkının çoğu Türkiye sınırları içinde bir anlaşmadan yana.
Öte yandan, PKK liderleri ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) dâhil olmak üzere Kürtçülük hareketi önderleri, Türk halkındaki Kürtlerin ayrılması ve şiddetin yeniden başlamasıyla ilgili endişelerini kabartacak tehditler savurmaktan vazgeçmeleri lâzım.
Kürtlerin, tarihlerini paylaştıkları Türklerle bir arada yaşamak arzusunda olduklarını daha açıkça göstermeleri ve yerel güvenlik güçleri kurarak, Türkiye’de devlet içinde devlet düzeni kurmaya çalışanları kınadıklarını daha fazla belirtmeleri lâzım. Şimdiye kadar benzeri olmayan birçok imkândan faydalanan PKK, ateşkes konusunda verdiği sözü tutmalı ve çekilmeyi yeniden başlatmalı.
Türk liderler de aynı zamanda, yeni bir anayasayı ve her türlü etnik ayrımcılığı kaldıracak yasaları içeren demokratik reformları yeniden taahhüt etmeli. Yeni bir anayasa, Türk ulusu tarifinde, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin eşitliğine vurgu ve eğitim ve kamuda ana dili kullanma hakkı vererek bir denge sağlanabilir. Merkeziyetçiliği kaldıracak bir devlet düzeni dâhil olmak üzere, Terörle Mücadele Yasa’sında değişiklikler ve seçim barajının indirilmesi gibi diğer reformlar da gerekli.

Türk hükümetine öneriler:
1. İsyancı PKK ve onun hapisteki lideri ile ilişkilendirmeden Kürtlerin şikâyetlerine çözüm olacak demokratik reformları sürdürmek için:
a) uluslararası araştırmaların da belirttiği gibi ana dilin eğitimin her adımında kullanılmasının başarılı bir eğitimin temeli olduğunu ve Türkçe gibi diğer dillerin daha iyi öğrenilmesinde faydasını benimseyerek ve anlatarak;
b) yeni anayasada, Türk vatandaşlığı tarifinin açık olarak, bir ırk, etnik köken, dil veya dine bağlı olmadığını belirterek;
c) eğitim, güvenlik ve bütçe gibi bazı yetkilerin yerel idarelere devri konusunda ülke çapında yerel idare konusunda bir tartışmaya öncü olarak; ve
d) yüzde 10 olan seçim barajını, Türkiye’nin Kürtçü hareketi ve diğer partilere yerel temsil şansı verecek, en azından AB standardı olan yüzde 5’ indirerek devam et.
2. Kamu ilişkilerinde, Türkiye’nin Kürtlerinin süreç hakkındaki endişelerini gidermek ve saydamlık isteyen Türklere yanıt olması için Kürtlüğü aşağılık göstereni yeren ve planlanan demokratikleşmenin yol haritasını açıklayan bir dil kullan.
3. Türk ve Kürtlerin ortak tarihi, Anadolu’nun diğer halkları ve kültürleri hakkında etraflı bilgileri kapsayacak şekilde öğretim programlarında reformlar yap.

Türkiye’nin Kürtçü hareketine öneriler:
4.Ateşkese ve PKK’nın Türk topraklarından çekileceğine dair verdiğin sözü tutacağını vurgula.
5. PKK’ın silahsızlandırılması, eylemlerin durdurulması ve topluma geri kazandırılmasının amacını, demokratik reformlar ve şiddetin tekrar başlayacağı ile ilişkilendirmeden açıkla.
6. Yol kontrolü (yerel güvenlik) dâhil olmak Türkiye’de devlet içinde devlet düzeni kurma işini bırak.
7. Bütün yasal ve yasa dışı Kürt kuruluşlarının, sözcülerinin, özellikle kamuya yönelik beyanlarında barış sürecine bağlılıklarını tek ağızdan yapmalarını sağla.
8. Türk kamuoyuna, Kürtçü hareketin, demokratikleşmekte olan bir Türkiye içinde Kürtlere eşit vatandaş olarak bir gelecek sağlamak için çalıştığına güvence verecek davranışlar göster.
9. Kamuoyuna, Kürtlerin merkeziyetten uzak, yerel hükümet taleplerinin neler olduğunu açıkla ve anlat.

İstanbul/Brüksel, 7 Ekim 2013

Kaynak: http://www.crisisgroup.org/~/media/Files/europe/turkey-cyprus/turkey/227-crying-wolf-why-turkish-fears-need-not-block-kurdish-reform.pdf

Yazıyı okunur hale getiren Sayın Banu Avar'a şükranlarımla...
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x