Dünya dönüyor, yıllar geçiyor, hayatlarımız değiştiriliyor ve kimseciklerde fark etmiyor.
Genç kızların, delikanlıların hayalleri ve istekleri de gün geçtikçe çılgınlaştırılmakta…
Renkli elbiseler kadar renkli dünyalar, çeşit çeşit ayakkabılar kadar türlü türlü ilişkiler, insanlardan çok telefonların, bilgisayarların, tabletlerin akıllarına ihtiyaç duyulan çok çeşitli tüketim çılgınlığı…
Kimin eli kimin cebinde belli olmayan yaşantılar…
Saçma sapan komediler, dramlar, yarışlar…
Hesapsızca yaşamlar, gerçek dışı rüyalar, entrikalar…
Açık saçık tenler, hayatlar, ilişkiler…
Edepsizce yazılmış şarkı sözleri, diziler, filmler…
Ahlak dışı sosyal ağlar, iletiler…
Ve bunları kapsayan ‘kültürel edepsizlik’ diz boyu…
Bu girdabın içinde kaybolan yıllar, gençliğimiz, yaşlılığımız…
Bu duruma dur diyecek dudaklarımız mühürlenerek bir daha açılmamak üzere kapatılmaktadır.
Biz gençler olarak,‘kültürel edepsizliğe’ karşı koymak üzere mühürlenen dudakları, uyuşturulmuş zihinleri açmak için mücadelemizden vazgeçmemek üzere savaşmak!

SAYGILAR,
GAMZE KÖSE

Bunlara yapacak en büyük şeylerden birisi kanal sahiplerinin kimin olduğunu, kimlerle anlaştıklarını, filmlerdeki sahnelerin bizim dinimizle, kültürümüzle ne kadar alakalı olduğunu en başta anna ve kardeşlerimizden başlayarak herkese anlatmak. Çünkü dış mihraklar ve onların maşaları en başta kadınları bozmaya çalışıyor. Kadın yoksa şuur da yok medeniyette. O yüzden ilk hedefleri Annelerimiz.