
Ankaradaki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyon karmaşasına bir katkı da Washingtondan; ABDye resmi ziyarette bulunan Iraklı Kürt lider Mesud Barzani, Washingtonda resepsiyon vermek için, 29 Ekimi seçti.
Washingtonun en gözde otellerinden Fairmontta Barzani onuruna verilen resepsiyonda Türkiyenin Washington Büyükelçiği'nin verdiği resepsiyonla aynı saatlere denk geldi. Türk elçiliğindeki resepsiyon Washington saati ile 17.00de başladı, ve 20.30a kadar sürdü. Barzani resepsiyonunun başlama saati de 18.30du.
HANGİ RESEPSİYONA KİM GİTTİ?
Resepsiyon saatleri çakışınca, ABD tarafından kim hangi resepsiyona gitti? sorusu da en çok merak edilen konu haline geldi. Türkiye Büyükelçiliğindeki resepsiyonda göze çarpanlar, ABDnin Ankarada görev yapan eski Büyükelçileri Mark Grossman ve Robert Pearson ile, Ankaraya yeni atanan Amerikan Büyükelçisi Jim Jeffrey oldu. Jeffrey, resmen Ankara Büyükelçisi olarak atandı. Ancak yeni görevine başlamak için Başkanlık seçimlerinin sonucunu bekliyor. Halen de, ABD Başkanı George Bushun Ulusal Güvenlik Danışmanlığını yapan Steven Hadleyin yardımcısı olarak çalışıyor.
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabaninin oğlu Kubat Talabaninin evsahipliği yaptığı, Barzani onuruna verilen diğer resepsiyonda ise göze çarpanlar eski tüfek neo-conlar oldu.
Türkiyenin karanlıklar prensi olarak tanıdığı, Irak işgalinin baş savunucularından Richard Perle, işgalin başladığı dönemdeki ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, işgal sonrasında Başkan Bushun bizzat atadığı Iraktaki ilk Amerikan sivil temsilcisi Paul Bremer, kısacası Irak savaşını çıkaran Amerikan ekibinin tümü resepsiyondaydı.
Resepsiyonda, yine işgalin başlamasından hemen önce Saddam Hüseyin muhaliflerini örgütlemekten sorumlu olarak çalışan, işgal sonrasında ise ABDnin Irak Büyükelçisi olarak atanan Zalmay Halilzad da vardı. Halilzad, halen ABDnin BM nezdindeki Büyükelçisi olarak görev yapıyor. ABD sistemine göre, BM Büyükelçisi Başkanın iç kabinesi içinde yer alır. Dolayısıyla devlet hiyerarşisindeki yeri Bakan görevine eş düşer.
Bu açıdan bakınca, Barzani resepsiyona ABDnin bakan düzeyinde bir katılımı olurken, Türkiye resepsiyonda Amerikan yönetiminin aynı şekilde temsil edilmemesi dikkat çekti.
BARZANİDEN DOSTLUK MESAJI
Barzani resepsiyonda herkesle tek tek ilgilendi. Ancak tüm konuşmalarını, kendisiyle konuşan kişi eğer Arapça ya da Kürtçe hitap etmiyorsa, tercüman aracılığıyla yaptı.
Resepsiyonda bir konuşma yapan Barzaniye, konuşması sonrası yaklaşıp, soru sorma fırsatı bulduk. Ancak önce yanıt vermemeyi tercih etti.
Ardından, Türkiyeye, Türk halkına mesajınız nedir? deyince, çevirmen aracılığıyla, Türkiyeye dostluk ve barış mesajı gönderiyorum yanıtı geldi.
İlk yanıt gelince, tabii ısrar etmek de farz oldu.
Bu kez, biraz daha ileri gidip, Türkiye, sizden PKK konusunda da bir mesaj bekliyor. PKK konusunda ne diyorsunuz? diye sorunca, buna yanıt olarak doğrudan PKKnın adını anmamayı tercih etti. Hepimiz, akan kanı durdurmak için birlikte çalışmalıyız dedi ve ekledi;Akan kanın kimseye faydası yok
Bu cümlenin ardından ısrarımıza rağmen, başka ayrıntı gelmedi. Son bir hamle ile, bir soru daha sorduk; Ankaraya gelmeyi düşünüyor musunuz?
Bu ayaküstü röportajda bu soruya da yine ancak tek cümlelik bir yanıt aldık;
Şartlar uygun olduğunda, Ankaraya gelmek isterim, inşallah
KÜRDİSTANDA TEK BİR AMERİKAN ASKERİNİN KANI AKMADI
Barzani, resepsiyonda kısa da bir konuşma yaptı. Amerikalılara, Irakı diktatörlükten kurtardıkları için teşekkür eden Mesud Barzani, Kuzey Irakın ne kadar güvenli ve istikrarlı bir bölge olduğunu ise, şu çarpıcı örnekle verdi;
Kürdistanda (Kuzey Irakı kastediyor) görev yapan hiçbir Amerikan askerinin hiçbir şekilde kanı akmadı; O kadar ki, trafik kazasında bile Amerikalıların kanları akmadı
Konuşmasında Türkiyeye ya da PKK terörüne hiç değinmeyen Barzani, sadece tüm komşularımızla iyi ilişkiler istiyoruz dedi. Barzani, Irak Kürdistanının Türkmen, Kürt, Arap, herkese açık bir bölge olduğunu da söyledi.
KUBAT TALABANİ: BENİ TÜRK RESEPSİYONUNA ÇAĞIRMADILAR
Barzani ABD programı gereği Washingtonda yaklaşık bir hafta kalacak. Peki neden, bu bir haftalık süre içinde, Barzani onuruna verilen resepsiyon, Türkiye Cumhuriyetinin en önemli günü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile aynı güne denk getirildi? Tesadüf müydü, yoksa planlanarak mı yapılmıştı?
Bu soruyu da, resepsiyonun ev sahibi olan, Kubat Talabaniye yönelttik.
Kubat, Kuzey Iraktaki Kürt gruplardan diğerinin lideri olan, şu anda da Irak Devlet Başkanlığı görevini yürüten Celal Talabaninin oğlu. Şu anda, sadece babasının partisini değil, tüm Kuzey Irakı Washingtonda temsil ediyor.
Kubat Talabani, Barzaninin resepsiyonu için seçilen gün konusundaki soruya yeminler ederek yanıt veriyor;
29 Ekimin Türkiyenin Bayramı olduğunu düşünemedim. Başkan Barzaninin programındaki en uygun akşam 29 Ekim akşamıydı. Özellikle seçmedik, program nedeniyle bu gün olması gerekiyordu
Kubat Talabaninin, biz resepsiyondan ayrılırken söylediği sözler ise çok ama çok çarpıcıydı:
Zaten Türkiye Büyükelçiliği de beni 29 Ekim resepsiyonuna davet etmedi. Lütfen haberinizde bunu özellikle yazın. Bu durumda, Başkan Barzaninin resepsiyonunu planlanker, aynı gün Türkiyenin de resepsiyonu olduğunu nereden bilebilirdim ki..
Böyle bir açıklama gelince sormadan olmaz;
Peki Kubat Talabani, kendi resepsiyonuna Türkiye Büyükelçiliğinden birini davet etmiş miydi? Yanıt bu kez net oldu;
Evet davet ettim. Ancak davet ettiğim diplomat bana çok kibar bir mesaj atarak, Türkiye Cumhuriyetinin de aynı gün resepsiyonu olduğunu, bu nedenle katılamayacağını bildirdi
Kaynak