Kürecikteki Radar PKK'yı Göremiyor (mu?)
"Türkiye büyük devlet" hamasetinden usandık. Genel kurmay başkanı Suriye ile ilgili ne yapılacağı sorusuna o cevabı vermiş. Sadece o değil devletin tüm kademesi, mangalda kül bırakmıyor. Suriye konusunda 'büyük devlet ne yaparsa onu yapacağız' diyor Orgeneral Özel. Açıkçası o söylenenden şüpheliyim. Hamasetle bir yere varılmıyor. İsrail'in yaptığı Heron'la PKK'yı göremeyen, Kerkük'te kafasına çuval geçirilince oralı olmadığı iktidar yapısı ile büyük devlet olunmaz.
El projelerinde at koşturmakta keza öyle. Ülkenin menfaatlerini, uluslararası projeler için heba edenler ülkenin güvenirliğini zedelediği gibi, zarar da verir. PKK'nın barındığı, koruyup kollandığı Irak'ın Kuzeyine geçemeyen Türkiye, üstüne üstlük terörist banisi Barzaniler ile al gülüm ver gülüm yaparak nasıl büyük devlet olacak? Geçsinler bu hikâyeyi.
Geçtiğimiz yıllarda vatandaşın en güvendiği kurum olan TSK, özel bir çaba ile güvenilir olmaktan çıkmak üzere. Uludere'de istihbarat ve vurun emrini kimin verdiğini açıklayamıyorlar. Vurulanların kaçakçılık yaparken vurulması, kaçakçılıklarına bilerek mi göz yumulmuştu sorusunu akla getirmiyor değil. Binlerce kilometre ötedeki karıncanın gözünü gören Kürecik radarı, PKK'yı görmüyor mu? O radara göre PKK dost mu görülüyor?
Füze kalkan sisteminin fonksiyonu nedir? Niçin kuruldu? "Menzili 3 bin kilometreye kadar olan orta ve uzun menzilli füzelere karşı bir savunma sistemi…Türkiye'nin doğusunda yer alan bir ülkeden, Avrupa'yı hedef alan bir füze ateşlenmesi durumunda bu sensörler devreye girecek.." (Basın-19 Kasım 2010)
Kahraman Türkler AB'nin can güvenliğinden sorumlu. Olası İran savaşında, İran füzesini niye AB ülkelerine göndersin. Önce füzeyi tespit eden Kürecik radarını yok etmek ister. Yine NATO üssü İncirlik'i ve diğerlerine hedef alır. Biz bilmiyoruz fakat ülkemizdeki 90'nın üzerindeki nükleer başlık, İstanbul başta olmak üzere çeşitli yerlerde bekletiliyor. Pentagon raporlarında geçiyor. Bizim savunmamız değil, NATO uçaklarının gerektiğinde kullanabilmesi için.
Ülkemiz hem NATO'ya depo vazifesi görüyor, hem de Avrupa'yı korumakla yükümlü. PKK'yı yönetip, koruyup kollayanlara 'bu ne iştir? O radardan bizde güvenlik olarak faydalanalım. Başına Türk subayı dikelim' diyemeyen siyasiler, askerler 'Türkiye büyük devlettir' diyor. Dış İşleri Bakanı hızını alamıyor 'Ortadoğu'daki değişimi yöneteceğiz' diyor. Sen önce kendini kurtar derler adama.
Cumhuriyet tarihi boyunca hiç olmadığı kadar zordayız. Kendi ülkesinin güvenliğini koruyacak teknolojiyi kuramamış ülkemin Başbakanı, dere yatağına yaptığı TOKİ'lerle övünüp, istinat duvarı açılışı yapıyor. Füze kalkan'ın erken uyarı sistemi radarın, Türkiye'nin güvenliği ile zerre kadar ilgisi olmadığı ise son yaşananlarla ortaya çıkıyor.
'Ergene'nin hali ne böyle?'
"Bakan Veysel Eroğlu, şunları söyledi: "Geçen yıl başbakanımız bir gün bana telefon açtı. Televizyonda Ergene Nehri ile ilgili bir program izliyormuş, dikkatini çekmiş. 'Veysel Bey, Ergene'nin hali ne böyle?' dedi. (Basın-9 Temmuz 2012) (Bu paragraf 'yağcılarda inecek var'lar için.)
Demokrasinin Keleş Oğlanları
Cenevre görüşmesi, Rusya'nın üstünlüğü içinde geçti. Bu durum alınan karara da yansıdı. Suriye'nin şimdilik kaydıyla, Moskova'nın korumasında olduğunun altı çizildi. Cenevre görüşmesinin Uluslar arası bağlamda anlamı, Rusya'nın eski gücüne kavuştuğunun teyididir. Yine görüntüde Rusya'nın talebi kabul görmüş ve geçici hükümet denilen yaptırımın içi aslında boş kalmış olsa da, muhalefet denilen ABD kontrolündeki sanal gücün 'neticeyi kabul etmemesi', Washington'un bu işin peşini bırakmama göstergesi.
Cenevre sonrası ilk muhalif toplantının Mısır'da yapılmasının anlamı, yeni Mısır Cumhurbaşkanının tavrını göstermesi bakımından anlamlı. Bir yıl önce Arap baharı kapsamında binlerce kişi günlerce miting yapmış, ardından güya seçim yapılmıştır. Ne tuhaftır ki, yapılan tüm seçimlerde, ABD yanlısı siyasilerin iş başına geliyor oluşu, bölgesel bir 'seçim hilesini' akla getiriyor.
Olup biteni sadece hile ile açıklamak mümkün değil tabi. Yönlendirici medya, tepeden inme STK ile ABD'nin hedeflerini benimseyen halk kitlelerini organize ediyor. STK füzesi ve medya nükleer bombası ile halk, yanlışı doğru gibi algılıyor. Projelendirilmiş kofları kahraman sanıyor.
Neval KAVCAR, 13 Temmuz 2012